02 Şubat 2023, 15:54
|
#1
|
Kullanıcıların profil bilgileri ziyaretçilere gizlidir.
|
Ömer Seyfettin Kimdir? | Türk Yazar
Ömer Seyfettin Kimdir? | Türk Yazar

Ömer Seyfettin, (11 Mart 1884; Gönen, Balıkesir - 6 Mart 1920, İstanbul), Türk yazar, asker ve öğretmendir.
Türk edebiyatının önde gelen hikâye yazarlarındandır. Türkiye kısa hikâyeciliğinin kurucu ismidir. Ayrıca edebiyatta Türkçülük akımının kurucularından olup, Türkçede sadeleşmenin savunucusudur.
11 Mart 1884 tarihinde Balıkesir'in Gönen ilçesinde doğan Ömer Seyfettin, Yüzbaşı Ömer Şevki Bey ve Fatma Hanım'ın ikisi küçük yaşlarda ölen dört çocuğundan biridir. Seyfettin, öğrenimine Gönen'de bir mahalle mektebinde başladı. Babasının tayini nedeniyle önce İnebolu ve Ayancık'a ardından İstanbul'a geldi.
Seyfettin, burada Mekteb-i Osmani'ye başladı. Daha sonra Askeri Baytar Rüştiyesi'nin subay çocukları için açılmış özel sınıfına kaydedildi. Bu okulu 1896 yılında tamamlayarak Kuleli Askeri İdadisi'ne yazıldı.
Sonrasında Edirne Askeri İdadi'sine nakil olarak eğitimine arkadaşı Enis Avni ile birlikte devam etti. Bu dönemde ilk edebi çalışmaları olan şiirlerini yazdı.
1900 senesinde idadiyi bitirerek İstanbul'a döndü ve Mekteb-i Harbiye-i Şahane'ye başladı. İstanbul'da Mecmua-i Edebiye dergisinde şiirlerinin yayımlanmasıyla yayın dünyasına girdi. 1903 senesinde Makedonya'da çıkan karışıklık üzerine "Sınıf-ı müstacele" denilen bir hakla okulundan imtihansız mezun oldu.
Ömer Seyfettin, mezuniyetinin ardından piyade asteğmeni rütbesiyle, merkezi Selanik'te bulunan Üçüncü Ordu'nun İzmir Redif Tümeni'ne bağlı Kuşadası Redif Taburu'na tayin edildi. 1906 senesinde İzmir Jandarma Okulu'na öğretmen olarak atandı. Bu dönemde bazı önemli kişilerle tanışma fırsatı buldu.
Seyfettin 1909 senesinde Selanik Üçüncü Ordu'da vazifelendirildi. Manastır, Pirlepe, Köprülü, Cuma-yı Bala kasaba ve köylerinde görev aldı. Razlık kasabasının Yakorit köyünde bölük komutanlığı yaptı.
Bu dönemde Balkan çetelerinin Türk düşmanlığını dile getirdiği 'Bomba', 'Beyaz Lale', 'Tuhaf Bir Zulüm' isimli hikayeleri bu görevleri sırasında edindiği izlenimler sonucu yazdı. Yazıları İstanbul'da ve Selanik'te çıkan çeşitli dergilerde takma isimlerle yayımlandı. Ali Canip'e yazdığı meşhur mektubu da bu sırada Yakorit'te yayımlanmıştır. Ömer Seyfettin'in dil konusunda görüşlerini özetleyen bu mektup, Yeni Lisan hareketinin başlamasına sebep olmuştur.
1910 senesinde Ziya Gökalp'in de önerisi ile tazminatını ödeyip askerlik görevinden ayrıldı. Hayatını yazar ve öğretmen olarak sürdürmek için Selanik'e yerleşti. Burada çıkarılan Hüsün ve Şiir dergisinin adı, Akil Koyuncu'nun isteği üzerine Genç Kalemler'e çevrildikten sonra 11 Nisan 1911'de Ömer Seyfettin'in Yeni Lisan adlı ilk baş yazısı imzasız olarak yayınlandı.
Genç Kalemler yazı heyetini oluşturanlar Balkan Savaşı'nın başlaması üzerine dağılmak zorunda kaldı. Yeniden orduya çağrılan Ömer Seyfettin, Yanya Kuşatması'nda esir düştü. Atina yakınlarındaki Nafliyon kasabasında on ay süren esareti sırasında sürekli okudu. Mehdi, Hürriyet Bayrakları gibi öykülerini bu dönemde yazdı. Öyküleri Türk Yurdu'nda yayımlandı.
Ömer Seyfettin, 1913 senesinde esareti bitince İstanbul'a döndü. 23 Ocak 1913'te Enver Paşa'nın organize ettiği Bab-ı Ali Baskını'na katıldı. Daha sonra askerlikten ayrılarak yazarlık ve öğretmenlik yapmaya başladı. Türk Sözü dergisinin baş yazarlığına getirilen Seyfettin burada Türkçü düşüncenin sözcülüğünü yapan yazılar yazdı.
1914 senesinde Kabataş Sultanisi'nde öğretmenliğe başladı. Bu vazifesini hayatının sonuna kadar sürdürdü. 1915 senesinde İttihat ve Terakki Fırkası ileri gelenlerinden Doktor Besim Ethem Bey'in kızı Calibe Hanım ile evlendi. Bu evlilikten Fahire Güner adlı bir kız çocuğu oldu. Ömer Seyfettin 1918 senesinde eşinden boşandı. Daha sonra Anadolu'da uzun seyahatlere çıkarak çeşitli eserler kaleme aldı.
Ömer Seyfettin ölüm tarihi olan 6 Mart 1920'ye kadar geçen zamanda pek çok eser kaleme aldı. Bu dönemde 10 kitap yazan yazar 125 de hikaye yazdı. Hikaye ve makaleleri Yeni Mecmua, Şair, Donanma, Büyük Mecmua, Yeni Dünya, Diken, Türk Kadını gibi dergilerle Vakit, Zaman ve İfham gazetelerinde yayınlandı. Seyfettin, bir yandan da öğretmenlik görevini sürdürdü.
Ömer Seyfettin'in hastalığı 25 Şubat 1920'de artınca 4 Mart'ta hastaneye kaldırıldı. Ünlü yazar, 6 Mart 1920'de Haydarpaşa Hastanesi'nde yaşamını yitirdi. Önceden teşhis edilememiş olmakla beraber, yapılan otopsi sonucunda hastalığının "diyabet" olduğu anlaşılmıştır. Ünlü yazarı hastanede kimse tanımıyordu. Bu yüzden sahipsiz olduğu düşünülüp bedeni kadavra olarak kullanılmak istendi. Tıp öğrencilerinin etrafında toplandığı ceset kadavra yapılmak üzere kesildi. Daha sonra gazetede yayınlanan fotoğrafı görenlerin bir kısmı Seyfettin'i tanıyıp hastaneye koştu.
Cenazesi önce Kadıköy Kuşdili Mahmut Baba Mezarlığı'na defnedildi. Daha sonra buradan yol geçeceği veya araba garajı yapılacağı gerekçesiyle mezarı 23 Ağustos 1939'da Zincirlikuyu Mezarlığı'na nakledildi.
Eserleri
Öyküleri- 1/2
- Acaba Ne İdi?
- Acıklı Bir Hikâye
- Açık Hava Mektebi
- Akşam Sefası
- Ant
- Antiseptik
- Apandisit
- Ashab-ı Kehfimiz
- Asilzadeler
- Aşk Dalgası
- Aşk ve Ayak Parmakları
- At
- Ay Sonunda
- Ayın Takdiri!
- Bahar ve Kelebekler
- Baharın Tesiri
- Balkon
- Başını Vermeyen Şehit
- Beşeriyet ve Köpek
- Beyaz Lale
- Beynamaz
- Bilgi Bucağında
- Binecek Şey
- Bir Çocuk Aleko
- Bir Hatıra
- Bir Hayır
- Bir Kayışın Tesiri
- Bir Temiz Havlu Uğruna
- Bir Vasiyetname
- Birdenbire
- Bit
- Bomba
- Boykotaj Düşmanı
- Buse-i Mader
- Busenin Şekl-i İptidaisi
- Büyücü
- Cesaret
- Çakmak
- Çanakkale'den Sonra
- Çirkin Bir Hakikat
- Çirkinliğin Esrarı
- Dama Taşları
- Deve
- Devletin Menfaati Uğruna
- Diyet
- Dünyanın Nizamı
- Düşünme Zamanı
- Efruz Bey
- Eleğimsağma
- Elma
- Erkek Mektubu
- Ezeli Bir Roman
- Falaka
- Ferman
- Fon Sadriştayn’ın Karısı
- Fon Sadriştayn’ın Oğlu
- Forsa
- Foya
- Gayet Büyük Bir Adam
- Gizli Mabet
- Gurultu
- Hatiften Bir Seda
- Harem
- Havyar
- Hediye
- Herkesin İçtiği
- Heykel
- Horoz
- Hürriyet Bayrakları
- Hürriyet Gecesi
- Hürriyete Layık Bir Kahraman
- İffet
- İhtiyarlıkta mı Gençlikte mi?
- İki Mebus
- İlk Cinayet
- İlk Düşen Ak
- İlk Namaz
- İlkbahar
- İnat
- İrtica Haberi
- Kaç Yerinden?
- Karmanyolacılar
- Kaşağı
- Kazık
- Kazın Ayağı
- Kerâmet
- Kesik Bıyık
- Kır Sineği
- Kıskançlık
- Kızıl Elma Neresi?
- Koleksiyon
- Korkunç Bir Ceza
- Kurbağa Duası
- Kurumuş Ağaçlar
- Küçük Hikâye
- Külah
- Kütük
- Lokanta Esrarı
- Mahcupluk İmtihanı
- Makul Bir Dönüş
- Mehdi
- Mehmaemken
- Memlekete Mektup
- Mermer Tezgâh
- Miras
- Muhteri
- Müjde
- Mürebbiye
- Nadan
- Nakarat
- Namus
- Nasıl Kurtarmış?
- Nezle
- Niçin Zengin Olmamış?
- Nişanlılar
- Pamuk İpliği
- Pembe İncili Kaftan
- Pembe Menekşe
- Perili Köşk
- Pervanelerin Ölümü
- Piç
- Pireler
- Primo Türk Çocuğu
- Rüşvet
- Sahir'e Karşı
- Sebat
- Sivrisinek
- Sultanlığın Sonu
- Şefkate İman
- Şîmeler
- Tam Bir Görüş
- Tarih Ezeli Bir Tekerrürdür
- Tavuklar
- Teke Tek
- Tenezzüh
- Terakki
- Teselli
- Topuz
- Tos!
- Tuğra
- Tuhaf Bir Zulüm
- Türbe
- Türkçe Reçete
- Tütün
- Uçurumun Kenarında
- Uzun Ömür
- Üç Nasihat
- Velinimet
- Vire
- Yalnız Efe
- Yaşasın Dolap
- Yemin
- Yeni Bir Hediye
- Yuf Borusu Seni Bekliyor
- Yüksek Ökçeler
- Yüz Akı
- Zeytin Ekmek
Şiirleri- Aşk
- Aveng-i Ezhar
- Bahar Rüzgârı
- Bir Nale-i Hicran-ı Muvakkat
- Buse-i Mader (mensur)
- Hediye (mensur)
- Hicrân-ı Müzmin
- İcab-ı Sevda (mensur)
- Kaşkar
- Kır Sineği (mensur)
- Kurşun Kalem (mensur)
- Mefkure
- Oh, Sus!..
- Pembe Menekşe (mensur)
- Saat
- Sarhoşluk
- Sevdiğime
- Telhi-i Âmâl
- Terâne-i Giryedâr
- Türk Dünyası (Kaşgar)
- Yâd-ı Melûl
- Yalnızlık
- Yıkık Han
Risale
To view links or images in signatures your post count must be 10 or greater. You currently have 0 posts.
“ Kimseyle hiçbir konuda yarış halinde değilim.
Kimseden akıllı, kimseden güzel, kimseden iyi olma gibi bir iddiam yok.
Kimse için 'EN' değilim, 'DAHA' değilim.
Bu devasa iddiasızlığın bana verdiği özgürlüğün hastasıyım. ”
To view links or images in signatures your post count must be 10 or greater. You currently have 0 posts.
|
|
Alıntı
|