Amazon’dan doğma, Mars’tan olma Koç kadını; fönüm bozuldu, tırnağım kırıldı, üstüm başım toz oldu demez, tabi ilk buluşma için özenle hazırlanmamış, yolda sağanağa yakalanmamışsa! Ama konumuz bu değil ? Bu kadınlar gerçekten inanılmaz! Buyurun kanıtı!
Doğallığıyla yürekler yakan Koç Kadını, boyalı Barbileri çakma parfümlerinde boğar!

Koç kadını cevvaldir, zora gelir, çabuk yılmaz, pes etmek nedir bilmez! Vücut direncini düşürmez, tembellikle ömür geçirmez, bir de nazı niyazı hiç sevmez! Doğallıktan yanadır, topuklu ayakkabılarla çamurlara saplanmaz, devede de boy ver der, rahatından şaşmaz! Güzellik salonlarını mesken tutan, makyajını silince tanınmayan, aynaları orta yerinden çatlatan kadınların aksine, serbest bırakıp rüzgara emanet ettiği saçları, atletik vücudu ve enerjik halleriyle, erkeklerin biraz gözünü korkutur, çokça yüreklerini hoplatır!
Sabreden dervişler açlıktan ölürken, acele giden Koç baş köşeyi kapar!

Hayatta en nefret ettiği şey kanı ağır akan, eli ayağı zor kalkan hantal insanlardır. Hızıyla bir görünüp bir kaybolan, “Bir kedi gördüm sanki!” etkisi yaratan Koç, bir de kağnıyı kendilerine araç etmiş, üç düşünüp bir eyleyen insan görürse gözü iyice döner, turlar bindirir, işleri şipşak halleder! Sabır mı? Bırakın hissini, sözlük anlamını bilmez!
Eller taktik diye kafaları patlatsın, Koç kadını madalyası boynunda havasını atsın!

Koç kadını narinlikten kırılıp, eklemlerinden bükülüp, şerbetleri önceden serçe parmağıyla kontrol edip oda sıcaklığına getirmez! Aklına düşen diline vurur, derviş de değildir ama fikri zikrinde olur! Hal böyle olunca, yan yollardan, dolambaçlı aralardan hedefe yönelen, kırk stratejiyle elli takla atanlar sayıları hep birbirine karıştırır, tüm şıkları kaydırır! Koç, önündeki dosdoğru yoldan dimdik yürür!
Başkaları fikir ararken, o çoktan projesini hayata geçirmiştir!

Üç gün önceden oturayım, kitaplar kurcalayıp, araştırmalar yapayım, sonra piyasa yoklaması çekip olurunu düşüneyim, bir de terazilere yerleştireyim ağır basan tarafın ar-gesine ağırlık vereyim, eşime dostuma haber salayım, bir de bilene danışayım diye aylarını hiç edenler var ya, Koç onlara kulaklarıyla güler! Öyle oturup da değil hem yürür hem güler! Malum vakit nakittir, işle şaka olmaz, galibiyet bekletmeye gelmez!
Acaba yapabilir miyim diye düşünenler emniyet şeridinde bekler, Koç kadınına vız gelir tırıs gider!

Koç kendinden şüphe etmez, her yola zaten birinci olduğunu bilerek çıkar, o dakikadan sonra gözer ikinciyi arar! Üç gün düşünüp yetmeyip taşınanların, yüz kişilik ekiple bir işi başaramayanların, bir elin nesi var ki deyip yalnız sorumluluk alamayanların aksine Koç kadını takar koluna kendini, girdiği her işte zirve yapar, çıtaları yükseltmeyi, beklentileri ayyuka çıkarmayı pek sever!
Gözünü karartır, egosunun yüzünü kara çıkarmaz!

Zodyak’ın ilk doğanı, on iki burç hizaya geçse en başta boy göstereni Koç, doldurmalara doyamadığı, şişirip şişirip patlatamadığı egosunun hakkını verir! Elleri vicdanlara koyalım, yiğide biz de hakkını verelim! Kazanmadığı mücadelenin havasını atmıyor ki mütevazilik bekleyelim! Kara gözüne mavi lens takıp vaktini aynalarda öldürmüyor; kadın sözün açığını, işin aslını söylüyor, haklı kazancının ekmeğini yiyor! Bakın ne diyor; “Zirvedeyim sesin duyulmuyor!”
Hedefi belirleyin, sen yaparsın deyin, Koç kadını nasıl ağlatır seyreyleyin!

Yalandan hiç haz etmez, kimseleri de yalancı çıkarmak istemez! Sen yaparsın kızım diyenin boynunu bükmez, yüzünü soldurmaz! Alkışın en gürültülüsünü, madalyanın dana gözlüsünü, kupanın en yaldızlısını alırsın dendiyse, tereddütsüz alır, göğüsleri kabartır! Nerede bulunur böyle en birinci gurur kaynağı? Bir tek Koç’lar diyarında!

Kahrolsun psikolojisi düzgün insanlar!
Yaşasın tam bağımsız ruh hastası Beşiktaşlı'lar!