Tekil mesaj gösterimi
Alt 20 Nisan 2023, 14:28   #1
Çevrimdışı
Zeze
Zeze - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Kullanıcıların profil bilgileri ziyaretçilere gizlidir.
Standart Rasyonalizm, Akılcılık Nedir?

Rasyonalizm, Akılcılık Nedir?



Öncelikle belirtmemiz gerekir ki rasyonalizm (akılcılık, usçuluk) kavramı hem günlük dilde hem de felsefi içeriklerde sıkça karşımıza çıkmaktadır. Dolayısıyla rasyonalizm kavramının günlük dildeki anlamı ile felsefedeki anlamını birbirinden ayırmamız gerekmektedir.

Burada bizi ilgilendiren, felsefedeki rasyonalizm akımıdır. Felsefi rasyonalizm bilgi felsefesi zeminli bir düşünce akımıdır ve bilginin doğruluğunun duyum ve deneyimde değil, düşüncede ve zihinde temellendirilebileceğini öne süren; doğru bilginin kaynağının akıl olduğunu savunan görüştür.

Günlük dilde ise rasyonalizm; akıl ve mantık süzgecinden geçmemiş görüşleri kabul etmemek, ön yargılardan ve duygusal saplantılardan arınmış olmak anlamına gelir.

Rasyonalizm; bilginin doğuştan gelen akıl ve onun bir görevi olan düşünme gücü ile meydana geldiğini benimseyen ve doğru bilginin kaynağını da duyularda değil, akılda gören öğretidir. Rasyonalizme göre aklımız doğuştan birtakım ilkeler ve yetilerle donatılmıştır. Evreni oluşturan tüm nesneler hakkında kesin bilgi edinmemiz için yalnızca bu ilkelere uygun biçimde mantığımızı kullanmamız yeterlidir.

Rasyonalistlere göre matematik ve mantık bilgileri akılsal (ussal) olduğu için, değişmeyen, herkes için doğru bilgilerdir. Filozoflar da aynı yöntemle evrenle ilgili tüm gerçekleri bilebilir. Bu görüşe göre, kesin bilgi örneği matematiktir.

Rasyonalizm, dünya hakkındaki mühim olan bilginin sadece deney ötesi yöntemlerle elde edilebileceğini savunur.

RASYONALİZM NEDİR?
Rasyonalizm, nedeni olmaksızın hiçbir şeyin var olamayacağını ve bundan ötürü, her şeyin kavranmasının olanaklı olduğunu ileri süren görüştür. Sözcüğün metafizikteki bu anlamı akılcılığın, bilgi kuramında empirizme karşı çıkan bir görüşü savunmasına yol açar.

Bütün kesin bilgilerin, apaçık ve zorunlu deneyim öncesi ilkelerden geldiğini ve bu tür bir bilgiyi ancak akıldaki bu ilkeler sayesinde elde edebileceğimizi; çünkü, duyularımızın geçici ve bulanık bilgiler verdiğini ileri süren görüş olarak karşımıza çıkar.

Bilgilerimizin yalnızca duyular, algılar ve deneyimlerden geldiğini ileri süren empiristlere karşı çıkan bu görüş, Descartes, Spinoza, Hegel gibi filozoflar tarafından benimsenmiştir.

Akılcılar aklın, sağlam bilgiler elde etmemizi sağlayan güvenilir ve etkin bir araç olduğunu da güçlü biçimde savunmuşlardır. Bu da mistisizm, gaybi ilimler, duyu felsefesi gibi akla güvenmeyen yani irrasyonel felsefelere karşıt bir akılcılıktır.

Ardından bilginin edinilmesinde. deneyimin büyük önem taşıdığını ileri sürerek empiristlerin görüşündeki doğru yanı benimseyen ama akla da güvendikleri için bu anlamda akılcılığı benimseyen düşünürler ve akımlar da vardır.

Örneğin Marksçılık, bilginin edinilmesini, insanın somut etkinliği, yani praksisi açısından ele alarak empirizmin ileri sürdüğü deneyimin önemini kabul ettiği gibi öznenin etkinliğini ileri süren klasik akılcılığın akla tanıdığı haklı payı da benimser ve bu iki görüşü daha yüksek bir bütün içinde kaynaştırıp aşarak kendi bilgi kuramını oluşturur.




To view links or images in signatures your post count must be 10 or greater. You currently have 0 posts.


“ Kimseyle hiçbir konuda yarış halinde değilim.
Kimseden akıllı, kimseden güzel, kimseden iyi olma gibi bir iddiam yok.
Kimse için 'EN' değilim, 'DAHA' değilim.
Bu devasa iddiasızlığın bana verdiği özgürlüğün hastasıyım. ”


To view links or images in signatures your post count must be 10 or greater. You currently have 0 posts.
  Alıntı