beni özene bezene yaratan kim?sen!
ne yapacağımı da yazmışsın önceden.
demek günah işleten de sensin bana:
öyleyse nedir bu cennet cehennem?
gül de şarab da bilene güzel gelir;
sarhoş olmayan için sarhoşluk nedir?
cebi boş gönlü dolu olmayan kişi
herşeyden geçmenin tadını ne bilir?”
dün özledim de seni coştum birden bire;
çıktım senin yerin dedikleri göklere.
bir ses yükseldi ta yukarda, yıldızlardan:
gafil, dedi; bizde sandığınn tanrı sende!”
yok mutluluğun zerresi, kalmış adı yalnız
dost yok, şarabın belki de tadı kalmış yalnız
el çekme aman böyle zamanlarda kadehten
en sonra onun kalmada yoldaşlığı yalnız
paramız yok ki bir güzel sevelim
bademiz yok ki içipte haykıralım
demek günaha girmenin yolu yok
çaresiz kalkalım namaz kılalım
yaşam; tekdüze bir oyundan başka nedir ki?
sonu belli bir oyun: acı ve ölüm.
mutluluk; doğduğu gün ölen çocuk,
hiç doğmamak, en güzeli..
bilemem kimim, neyim, benden ne kalır yarına
cennet mi düşer cehennem mi payıma
sevgili, şarap, müzik, yetişir bana bunlar
gerisi senin olsun, al cenneti çal başına
girme şu alçakların hizmetine
konma sinek gibi pislik üstüne
iki günde bir somun ye ne olur
yüreğinin kanını iç de boyun eğme
hepimiz bir kukla sahnesindeyiz
kuklaci felek usta, kuklalar da biz
oyuna cikiyoruz birer ,ikiser
bitti mi oyun sandiktayiz hepimiz
öldürmek de,yaşatmak da senin işin;
bu dünyayı gönlünce düzenleyen sensin.
ben kötüyüm diyelim, kimde kabahat?
beni böyle yaratan sen değil misin?