fringe: bende yeri ayrıdır, birkaç kez izlediklerimden, bilim kurgu paralel evren seviyorsanız muzip walter bishopla inanılmaz eğlenceli bir maceraya atılırsınız.

how to get away with murder: ah annalise keating.. karamelli kekiimm.. izlediğim tüm diziler içinde en karizmadik kadın karakterdir, net. sürekli bir gerilim, aksiyon macera derken her sezon, hukuk öğrencilerinin adalet dağıtmaya geldikleri bu yerde hep bi cinayetten nasıl kurtulmaya çalıştıklarını anlatıyor.. wes falan iyi karakterlerdi..

breaking bad: en az 3 kez başlayıp yarım bıraktım, en sonunda bir solukta bitirmiştim. başta çok durağan ve sıkıcı gelse de izlemeyen de ben dizi gurmesiyim demesin kendine..

better call saul: breaking bad'in spin offu. bb'i geç bitirince bunun ilk sezonlarında hazıra konmuştum. sonra günceli yakalayınca takip edemedim ama bir ara izleyeceğim baştan kısmetse.

the 100: ergen dizisi kıvamında başlayan sonrasında acayip bir diziye dönüşen bilim kurgu dizisi. bi ara dön dolaş aynı şeyleri yaşa'ya döndüler, ama bırakma sebebim güncel olmasıydı buna da tekrar başlıycam.. her an herkes ölebilir, hala lincoln octavia aşkının yarım kalmasına içerlemekteyim..

supernatural: benim için tüm bilim kurgular bir yana spn bir yana. ilk kez 2018de karşılaşmıştım 12. sezonda falandı. çılgınlar gibi izledim.. 2018 hayatımın en zor yılıydı, beni o buhrandan dean kurtardı.. sonu pandemi kurbanı oldu, bi hello boyzz repliği gelsin isterdim.. 15 sezon baştan izlemeyi gözüm yemiyo ama belki bir gün yine yeni yeniden who knows...

biohackers: yüksek lisansta dna üzerinde çalıştığım dönemde denk gelmişti, inanılmaz keyif almıştım. bilim kurgu gibi görünse de yapılan her şey mümkün, tabi o zamanlar ben daha işin başında ve makale okuma aşamasında olduğumdan büyülemişti beni.. bilime ilgiliyseniz tavsiye ederim, 2. sezon o kadar etkilemedi beni. yeni sezonu var mı bilmiyorum takip etmedim..

the black list: raymond reddington bir yana tüm dizi karakterleri bir yana neredeyse.. elizabeth keen 2. skyler vakası gibi olsa da tomun ölmemesi gerektiğine inansam da izlenir yaa.. gerçi yarım kaldı, en son pandemide animasyonla çekilen bölümleri izlemiştim sanırım, o zamana kadr iyi gelmiştim aslında. tamamlıycam bi ara..

prison break: bir çok insanın benim gibi sapyoseksüelliğini keşfettiği dizi olduğuna yemin edebilirim ama ispatlayamam... 2-3 yılda bir açar baştan izlerim.. yıllar sonra tekrar çekmek yerine, başta birkaç sezon daha çekselermiş yaa.. michael nası ölür diye ağlarken bu nası ölmez yaa moduna geçirdiler.. neyse yıllar sonra sevdiğimiz karakterleri bir arada görmek sevindirdi..

doctor house: o ukala tavırlar, insanlardan nefret etmeler, herkese lupus teşhisi koymalar, önce bir yanılmalar, sonra hep bi olayı çözmeler falan efsanelerimdendir.

banshee: inanılmaz sarmıştı beni, hırsızın şerif olması amishlerin hayatı falan, polisiye maceramsı güzel bir diziydi..

spartacus: içimde tüm bu kapitalist düzene karşı ayaklanma hissini uyandıran inanılmaz bir diziydi. bi ara tekrar izlemek istediklerimden.

GOT: başından beri starkçı, jon snowcu, aryacı, tyrion lannistercı biri olaraktan bu dizi böle mi biter allasen... spin offunu izlemedim ama ara ara tw'da yaptığı gündemden bekleneni veremediği hissine kapıldım.. zaten aslının sonu neydi ki spin offundan ne bekliyorsun .s.s

sense 8: telepati üzerine kurulu güzel bir bilim kurgu dizisi. lgbt ve netflix mevzularını başlatan dizi bile olabilir.. ama izlenir.. bittiğinde çok üzülmüştüm, ben oturur onların günlük maceralarını bile izlerdim yani..

la casa de papel: ilk 2 sezon iyiydi de sonrası sarmadı ama olsun yine de hala olsa yine izlenir...

%3: lcpd'den sonra ispanyol dizilerine merak salmıştım. birkaç yıl önce ispanyol dizisi ararken gelmişti önüme. brezilya dizisi sanırım. halkın sadece %3ü inanılmaz kaynakların olduğu tarafa geçebilirken diğerlerinin büyük bir sefalet ve yoksulluk içinde oluşunu konu alıyordu.. ne kadar da tanıdık değil mi.. sonra devrim mevrim yapıyorlardı ama ilk 2 sezondan sonrası tutan diziyi uzatma çabaları, evet tam da lcdp gibi..

vis a vis: yine ispanyol dizisi ararken bulmuştum bunu da, ah zulemammmm hırçın kekimm.. hapishanede geçen bu dizi de izlenir, sevdiriyor kendini..

lucifer: bu izlenmez mi yaa.. kızın şeytana aşık oldu galiba anne dediğimde annem epey örselemişti ama aksanına kurban olduğummm, yarım bıraktım ama tamamlıcam güncel sevmiyom ben sabredemiyorum işte .s.s

dexter: stajdayken garsonların debraya çok benzetmesi üzerine bi solukta izlemiştim. debrayla tipten ziyade üzerime sürekli ihale alışlarımız benziyor, belki bir miktar azıcık burun ama yine de alakamız yok.. 2. dexterı izleyemedim bi türlü ama 2. diziler sarmıyo yaa prison breakteki gibi...

dark matter: uzayda geçen bilim kurgu dizisiydi.. iptal edilmesine üzülmüştüm, iyiydi bence..

lost in space: baya baya iyi bi dizi, izlemediğim sezonları var, biriksin baştan izlicem.. doktor smith skylerdan daha şeydir bence.. evet şey..

the key house: inanılmaz iyi başladı güzel gitti sarpa sardı.. neden bağlayamadılar ki daha iyi bi yerlere bilmiyorum ama izlenir..

the umbrella academy: dizi zaten mükemmel de müziği de çok iyi yaa.. bunun da bitmesini bekliyorum tamamlamak için, belki de bitmiştir bakcam bi ara..

işler güçler ve kardeş payı : anlatılmaz izlenir bu diziler..

yılan hikayesi: çocukluğumun dizisidir, hangimiz memoli gibi polis olmadık ki..

muhteşem yüzyıl: hayatımda ilk kez izlemeye başladım bu ara, zamanında neden eleştirilmiş bilmiyorum bence oldukça başarılı..

yasak elma: hayatımın en kötü 2. yılı olan 2021de çıkmıştı karşıma, o zor zamanlarımı da bu iq 2 seviyesi dizisiyle aşmıştım.. sarıyor tuhaf bi şekilde.. insanın bazen böle bomboş şeyler izlemeye de ihtiyacı var..

aklıma gelenler şimdilik bunlar, geldikçe yazarım. eskiden çok yabancı dizi izlerdim ama artık kafam götürmüyo, türk dizisi izliyorum daha çok, bi iş yaparken yt 1.25 hızla arkada çalması iyi geliyo, yabancı diziler dikkat gerektiriyor.. inşallah kafam eski haline dönebilirse ben de döncem eski günlere sonra herkes dönecek deliye.......