Tekil mesaj gösterimi
Alt 01 Temmuz 2023, 15:05   #9
Çevrimdışı
''Gülüşü Güzel Kadın''
SKYFALL - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Kullanıcıların profil bilgileri ziyaretçilere gizlidir.
Standart Yanıt: Gezegenler Hakkında Bilgi; Genel ve Fiziksel Özellikleri, Tarihçesi

Satürn’ün fiziksel özellikleri, gizemleri, yörüngesi, halkaları ve uyduları ile ilgili genel bilgiler…






Satürn gezegeni, güneşten en uzak altıncı ve güneş sistemindeki ikinci büyük gezegendir. Satürn, Yunan mitolojisinde Titanların efendisi Cronos’un antik Roma’daki ona karşılık olan tanrının ismiydi. Satürn, İngilizcede cumartesi kelimesinin kökünden türemiştir.
Satürn’ün bir diğer özelliği ise, çıplak gözle Dünya’dan görülebilen en uzak gezegen olmasıdır. Fakat gezegenin en önemli özelliği olan Satürn’ün halkaları çıplak gözle görülemez, sadece teleskop kullanarak gözlemlenebilir. Güneş Sistemi’ndeki diğer dev gezegenlerden Jüpiter, Uranüs ve Neptün’ün de halkaları olsa da şüphesiz ki Satürn’ün halkaları diğerlerinki ile kıyaslanamayacak kadar olağanüstüdür.

Satürn’ün İlginç Özellikleri


  • Satürn’ün halkaları ilk keşfedildiğinde, Satürn’ün uyduları olarak biliniyordu.
  • Satürn, Güneş Sistemi’ndeki yoğunluğu en düşük gezegendir.
  • Satürn’ün 62 uydusu vardır.
  • Satürn’ün halkaları bazen sanki kaybolmuş gibi görünür.
  • Satürn çıplak gözle görülebilen en uzak gezegendir.
  • Gezegenin kutup bölgesinde nedeni tam olarak bilinmeyen altıgen bir şekil görülür.

Satürn Gezegeni Fiziksel Özellikleri

Satürn çoğunlukla hidrojen ve helyumdan oluşan bir gaz devidir. Dev olarak adlandırılmasının sebebi ise, Dünya ile karşılaştırıldığında, 760’dan fazla Dünya’yı içine alabilecek ve Dünya’nın kütlesinin yaklaşık 95 katı kadar büyüktür. Bununla birlikte tüm gezegenler arasında Satürn’ün yoğunluğu (687 kg/m³) en düşük olanıdır. Ve ilginçtir ki sudan bile hafiftir. Şöyle örnek verelim: Eğer ki Satürn’ü içine alabilecek kadar büyük bir havuz olsaydı, Satürn batmazdı.
Satürn’ün atmosferinde görülen sarı ve altın rengindeki hatlar, üst atmosferde oluşan yüksek hızlı rüzgarların sonucudur. Ayrıca bu rüzgarlar ekvatorun çevresinde gezegenin içinden yükselen ısı ile birleşerek, 1,800 km / saat hıza kadar çıkabilir.
Satürn gezegeni, Jüpiter haricindeki diğer gezegenlerden daha hızlı dönüyor. Satürn’ün 1 günü yaklaşık 10.5 Dünya saatine karşılık geliyor. Bu hızlı dönüş, Satürn’ün ekvatordan şişmesine ve kutuplarında düzleşmesine neden oluyor. Gezegenin ekvator çapı, kutup çapından 13,000 kilometre daha geniştir.
Satürn’ün son zamanlardaki en büyük gizemi, kuzey kutbunu çevreleyen dev altıgen olabilir. Her birinin kenarı yaklaşık 12.500 km ve neredeyse dört Dünya’yı içine alabilecek kadar büyüktür. Fakat, bazı görüşler olsa da, buna neyin sebep olduğu halen belirsizliğini koruyor.



Satürn’ün kutup bölgesindeki altıgen şeklin görünümü
Satürn’ün atmosferinde her Satürn yılında bir kere (yaklaşık 30 Dünya yılı) dev fırtınalar ortaya çıkar. Bunun sonucunda gezegende var olan sıcaklık ve rüzgar döngülerini bozar. 1876’dan bu yana altı tane fırtına gözlemlendi. Ve bunlardan sonuncusu 2011 yılında Satürn yörüngesinde bulunan NASA’nın Cassini uzay aracı tarafından gözlemlendi.

Satürn’ün Kompozisyon ve Yapısı

Atmosfer kompozisyonu (Hacim olarak):% 96.3 moleküler hidrojen,% 3.25 helyum, amonyak, az miktarda metan, hidrojen deuterid, etan, amonyak hidrosülfür aerosolleri, su buzu aerosolleri ve amonyak buz aerosolleri
Manyetik alan: Satürn gezegeni, Dünya’dan 578 kat daha güçlü bir manyetik alana sahiptir.
Kimyasal kompozisyon: Satürn gezegeninin, muhtemelen amonyak, metan ve sudan oluşan bir dış çekirdek ile çevrelenmiş, demir ve kaya malzemelerinden oluşan sıcak katı bir iç çekirdeğe sahip olduğu düşünülüyor. Daha üst tabakasında ise, yüksek düzeyde sıkıştırılmış, sıvı metalik hidrojen tabakası, bunu takiben viskoz helyum ve hidrojen bölgesi bulunuyor. Ve atmosfere doğru yaklaşıldıkça hidrojen ve helyum tabakası gaz halini alıyor ve atmosferi ile birleşiyor.
Çekirdek yapısı: Satürn’ün Dünya’dan 10-20 kat daha büyük bir çekirdeğe sahip olduğu düşünülüyor.

Satürn’ün Yörüngesi

Güneş’ten ortalama mesafe: 1.426.725.400 km. Dünya ile karşılaştırıldığında: Dünya’dan 9.53 kat daha uzak.
Günberi (Güneş’e en yakın mesafe): 1.349.467.000 km. Dünya ile karşılaştırıldığında: Dünya’dan 9.17 kat daha uzak.
Günöte (Güneş’ten uzak mesafe): 1.503.983.000 km. Dünya ile karşılaştırıldığında: Dünya’dan 9.89 kat daha uzak.
Satürn’ün Uyduları

Satürn’ün en az 62 uydusunun olduğu biliniyor. Gezegen ismini, antik Roma mitolojisindeki Titanların efendisinden aldığı için, Satürn’ün uydularının çoğuna diğer Titanların yanı sıra Gallic, Inuit ve Norse mitlerinden devlerin isimleri verilmiştir.



Satürn’ün en büyük uydusu olan Titan, Merkür’den biraz daha büyük ve Jüpiter’in ayı Ganymede’nin ardından Güneş Sistemi’nin en büyük ikinci uydusudur. (Dünyanın uydusu Ay, beşinci büyük uydudur.) Titan çok kalın ve azot bakımından zengin bir atmosfer tarafından örtülüdür. Bu atmosferin, Dünya’da yaşamın oluşmasından çok daha öncesinde, Dünya’nın sahip olduğu gibi bir atmosfer olabileceği belirtiliyor. Fakat önemli bir farkı da bulunuyor. Çünkü, Dünyanın atmosferi uzaya yaklaşık 60 km’lik mesafedeyken, Titan da bu mesafe yaklaşık 10 kat daha fazladır. Atmosferi, Dünya’da bulunan fosil yakıtları oluşturan bir takım hidrokarbonlar ve kimyasallar içerir. Ayrıca, yakın tarihli bir çalışmada, gezegenin atmosferinde plastik üretmek için kullanılan bir kimyasal olan propilen tespit edildi.
Satürn’ün bazı uyduları bir takım ilginç fiziksel özelliklere sahiptirler. Pan ve Atlas uçan bir disk gibi şekillenmiştir, Iapetus, tıpkı bir Yin ve Yang sembolü gibidir; bir tarafı kar gibi parlak ve bir tarafı kömür kadar karanlıktır. Enceladus, güney kutbunda görülen gayzerlerden belli aralıklarla su ve diğer kimyasal maddeleri dışarı atarak, buz kaplı yüzeyinin altındaki su varlığının kanıtlarını gösteriyor. Ve Prometheus ve Pandora gibi uydulara, çoban uydular ismi verilir. Çoban uydular isimlerini, halkaları yörüngelerinde tutmak için halka malzemeleriyle etkileşime girmelerinden ötürü almışlardır.

Satürn’ün Halkaları ve Keşfi

Günümüze kadar Satürn’ü Pioneer 11, Voyager 1, Voyager 2 ve Cassini olmak üzere dört uzay aracı yakından gözlemledi. Ve her bir uzay aracı halkalar ile ilgili daha önceden bilinmeyen şeyleri ortaya çıkardı.



Bazen Satürn’ün halkaları sanki yokmuş gibi görünür. NASA tarafından yayımlanan bu fotoğrafta bunu görebiliyoruz.
Satürn’ün halkaları, Güneş Sistemi’ndeki en geniş yapılardan birisidir. Gezegenin halkaları yaklaşık 400.000 km genişliğindedir. Bu genişlik Dünya ile Ay arasındaki uzaklığa eşittir. Ayrıca halka sayısının 500 ile 1000 sayıları arasında olduğu düşünülüyor.
Cassini uzay aracı Satürn’e 2004 Temmuz’da ulaştığında Satürn’ün uydularını ve halkalarını incelemeye başladı. Cassini, fırlatıldığında üzerinde Huygens isimli bir sonda bulunduruyordu. Bu sondayı Satürn’ün en büyük uydusu olan Titan’ın atmosferine iniş yaptırdı ve uydu ile ilgili çok önemli bilgiler elde etmeyi başardı. Uzay aracının Satürn sistemindeki cisimler üzerine gözlemler yaptığı dönemde, Satürnün özellikleri hakkında elde ettiği birçok bilginin ardından, 2017 yılında görevini tamamladı.
Galileo Galilei, Satürn’ün halkalarını 1610’da gören ilk kişiydi, fakat teleskobunda bu halkalar tam olarak günümüzdeki gibi görünmüyordu. Satürn’ün ince, düz halkalarının olduğunu söyleyen ilk kişi ise, daha güçlü bir teleskobu olan Hollandalı gökbilimci Christiaan Huygens oldu.
İlerleyen dönemlerde daha da güçlü teleskoplara sahip gökbilimciler, Satürn’ün milyarlarca buz ve kaya parçacıklarından oluşan halkalarının bulunduğunu keşfettiler. Bu kaya ve buz parçacıklarının boyutları bir şeker parçasından bir evin büyüklüğüne kadar değişiyor. Halkaların içerisindeki malzemelerin kuyruklu yıldızlardan, asteroitlerden veya parçalanmış uydulardan kalıntılar olduğu düşünülüyor.



Satürn halkalarının içerisinde bulunsaydınız, gördükleriniz buna benzer olurdu.
Satürn’ün halkaları gezegenden binlerce kilometre mesafelere uzanmasına rağmen, ana halkalar genellikle sadece 30 metre kalınlığındadır. Ayrıca Cassini-Huygens uzay aracı, halkaların bir kısmında dikey oluşumlar ortaya çıkarmıştır.



Satürn’ün halkalarının D,C,B,A,F,G,E bölümleri ve bu halkaların arasında kalan uydularının konumları
Halkalar genellikle alfabetik sıraya göre keşfedildikleri sırada sıralanır. Genellikle, birbirlerine nispeten yakınlardır. Fakat bir kilit istisna bulunmaktadır. Cassini Bölümü tarafından, yaklaşık 4,700 km genişliğindeki bir aralıktan kaynaklanıyor. Gezegenden çıkan ana halkalar C, B ve A olarak biliniyor. En içteki kısım, son derece soluk olan D halkasıdır ve bugüne kadarki en eski kısım 2009’da ortaya çıkarılmıştır.


Satürn’ün uyduları da Jüpiter gibi oldukça fazla sayıdadır. Ve birçoğunun halen bulunamadığı düşünülüyor. Fakat buradaki durum Jüpiter’den biraz daha farklı, çünkü Satürn’ün halkaları yeni uyduların bulunmasını zorlaştırıyor.
Satürn’ün uydularından en büyüğü olan Titan, Satürn’ün çevresindeki kütlenin yüzde 96’lık kısmını oluşturuyor. Astronomlar, Satürn’ün sisteminin aslında bu gibi iki ayı barındırabileceğini düşünüyor. Fakat ikinci olarak var olduğu düşünülen uydu parçalandı ve daha küçük uydular ile halkalardaki parçalar oluştu.
Satürn’ün ilk uydusu 1655 yılında keşfedildi. Bunun ardından 200 yıllık bir periyotta diğer büyük uydularından yedi tanesi daha keşfedildi. 1997 yılına kadar astronomlar, gezegenin yörüngesindeki 18 uyduyu daha buldular. Diğer uydular ise, NASA’nın Cassini uzay aracı tarafından geçtiğimiz yıllarda ortaya çıkarıldı.

Satürn’ün önemli 8 uydusu ve bilgileri aşağıdaki gibidir.

Titan

Titan, Satürn’ün uyduları arasındaki en büyüğü ve ilk keşfedilenidir. Titan, Güneş Sistemi’ndeki uydular arasında kayda değer bir atmosferi olduğu bilinen tek uydudur. Atmosferinin büyük bir bölümü azot ve metan gazları oluşturuyor. Böylesine bir atmosfere sahip olması Satürn’ün uydularından biri olan Titan’ı Güneş Sistemi’ndeki yaşanabilir uydulardan biri olarak gösteriyor. Ayrıca Titan, hacim olarak [Foruma üye olmadığınız sürece forum içeriğindeki bağlantıları görüntüleyemezsiniz. Foruma üye olmak için TIKLAYIN!] Merkür’den büyüktür, fakat Merkür kadar bir kütlesi yoktur.
Satürn’ün En Büyük Uydusu Titan
2005 yılında Cassini uzay aracı üzerinde bulunan Huygens sondası bu gezegenin atmosferine giriş yaparak yüzeyine inmişti.

Mimas

Mimas, Satürn’ün uyduları içerisinde küresel şekle sahip olan en küçük uydudur. Ayrıca Güneş Sistemi’nde kendi büyüklüğüne oranla yüzeyinde bu kadar büyük kraterler bulunan bir başka obje bilinmiyor.
Satürn’ün ıydusu Mimas ve yüzeyindeki devasa krater
Mimas, gezegen halkalarının ikisi arasındaki Cassini bölümü olarak bilinen boşluğu temizleyen uydu olarak tanımlanıyor.
Mimas’ın büyük bir kısmının su buzundan oluştuğu düşünülüyor. Hatta yüzeyinin altında sıvı halde bir okyanusun varlığı konusunda araştırmalar sürüyor.

Tethys

Tethys, Satürn’e oldukça yakın bir yörüngede bulunuyor. Bu yüzden Satürn’ün yerçekimi etkisi uyduda hissedilebilir düzeyde. Tethys fiziksel özellikleri bakımından diğer uydulardan ayrılır. Yüzeyinin tamamen buz ile kaplı olduğu ve bu yüzden en parlak uydular listesinde önemli bir yeri olduğu biliniyor.

Enceladus

Enceladus, Güneş Sistemi’nde bilinen jeolojik aktiviteye sahip en küçük objedir. Bu özelliğini de güney kutbundaki yüzlerce gayzer ile elde ediyor. Gelgit ile ısınan uydunun buzul yüzeyinin bir kısmının erimesiyle, bu sıvı yüzeyden dışarıya çıkıyor. Dışarıya çıkan bu parçacıklar, Satürn’ün E yüzüğünü oluşturuyor. Enceladus’un buzul yüzeyi onu Güneş Sistemi’ndeki en parlak nesnelerden biri haline getiriyor. Ayrıca yaşanabilecek objeler listesinde üst sıralarda bulunuyor.
Satürn’ün Uyduları – Enceladus

Hyperion

1848 yılında W.C.Bond tarafından keşfedilen Hyperion, bu yönüyle keşfedilen Satürn’ün önemli uydulardan sonuncusudur. Hyperion, düzensiz bir görünüme sahip küçük bir aydır. Şekil yönünden diğer büyük uydulara oranla oldukça yassıdır. Hyperion muhtemelen düşük yoğunluğu ve gözenekli yüzeyi nedeniyle süngerimsi bir şekle sahiptir.
Satürn’ün Uydusu Hyperion ve Süngerimsi Yüzeyi
Hyperion, Satürn’ün en büyük uydusu Titan’a yakın bir konumda bulunuyor. Bu yüzden Titan’ın etkisi altındadır.
Hyperion, tam olarak belli bir çapa sahip olmasa da, 270 kilometrelik ortalama çapıyla, Mimas’tan en küçük ve daha hafiftir.

Dione

Dione’nin su buzuyla çevrili yoğun kayalık bir çekirdeği olduğu düşünülüyor. Uydunun arka bölümü oldukça büyük kraterler bulunduruyor. Gökbilimciler, bir çarpışmanın ayı kendi ekseni üzerinde döndürebileceğini düşünüyorlar. Dione, ince bir oksijen atmosferine ev sahipliği yapar ve yüzeyinin altında sıvı bir okyanusa sahip olabilir. Bu yönüyle yaşanabilir özelliklere sahip bir objedir.
Satürn’ün iç uyduları arasında en büyüğü olan Dione, jeolojik olarak hareketli olma ihtimali vardır.

Iapetus

Satürn’ün en büyük üçüncü uydusu olan Iapetus, İtalyan astronom Giovanni Domenico Cassini tarafından 1671-1684 yılları arasından keşfedilen 4 dört uydudan birisidir.
Satürn’ün uydusu Iapetus ile ön ve arka yüzeylerinin görünümü
Iapetus da Satürn’ün diğer büyük uyduları gibi yüzeyinden oldukça büyük kraterler bulundurur.

Rhea

Rhea, oldukça kraterli bir uydudur ve merkezinde bir çekirdek bulundurmaz. Bunun yerine, tamamen buzdan oluşur ve içerisinde çeşitli boyutlarda kaya parçaları bulunur.
Satürn’ün en büyük ikinci uydusu olan Rhea, Dünya’nın uydusu olan Ay’ın yaklaşık yarısı kadardır. Uydu, Güneş Sistemi’nde bilinen tek oksijen atmosferi olan gezegenimiz Dünya’da bulunanın yaklaşık 5 trilyon katı daha az yoğun ve hafif bir oksijen atmosferi barındırıyor. Satürn manyetosferinden gelen radyasyon buzlu yüzeyden oksijen ve karbondioksit salmasına yol açıyor.
  Alıntı