Nobel Ödülü sahibi ünlü fizikçi Albert Einstein’ın ölümünden bir yıl önce yazdığı ve Tanrı’nın varlığını ve dini açıkça reddettiği mektubu Aralık’ta ikinci kez açık artırmaya çıkarılacak.
Einstein, 1954’te Yahudi filozof Eric Gutkind’e yazdığı mektupta, “Tanrı sözcüğü bana göre insanın güçsüzlüğünün ifadesi ve ürünü olmaktan başka bir şey değil. İncil, saygı duyulması gereken ancak ilkel ve oldukça çocuksu bir efsaneler yumağı” diyor.
2008’deki bir açık artırmada 404 bin dolara satılan mektup, o dönemde büyük tartışma yaratmıştı.
2012’de müzayede sitesi eBay’da 3 milyon dolar başlangıç fiyatıyla satışa çıkarılan ‘Tanrı mektubu’na alıcı çıkmadı.
Müzayede şirketi Christie’s yetkilileri, New York’taki açık artırmada mektubun bir buçuk milyon dolara satılmasını beklediklerini söyledi.
MATEMATİKİ FELSEFE VE YALANLARI SORGULAMA
Modern fiziğin iki sütunundan biri olan izafiyet kuramının yaratıcısı, Denis Brian’ın ‘Einstein: Bir Yaşam’ adlı kitabına göre, çocukluğunda koyu bir Yahudi’ydi. “Okula gidip gelirken, ezberlediği ilahileri okurdu.” 13 yaşına geldiğinde, yüksek matematikle felseye ilgi duymaya ve ‘yalanlarla kandırıldığını hissetmeye’ başlayarak dini düşüncelerinden uzaklaştı.
KOZMİK AKIL
Eugene Mallove ise 1985’te Washington Post gazetesinde yayımlanan makalesinde, Einstein’in hayatının hiçbir döneminde ateist olmadığını savundu.
Mallove’a göre, Einstein, ‘evrenin arkasında, doğa yasaları arasındaki uyuma hayranlığı yansıtan ve insanların sistematik düşünce-davranışlarıyla kıyaslanamayacak kadar üstün olan bir kozmik akıl’ bulunduğuna inanıyordu.
MEKTUBUN ORİJİNALİ
Türkçe TERCÜMESİ (sosyalbilimler.org)
Sevgili Bay Gutkind,
Brouwer’ın ısrarlı önerilerinden esinlenerek, sizin kitabınızda çok şey okudum ve kitabınızı bana ödünç verdiğiniz için çok teşekkür ederim… Hayata ve insan topluluğuna gerçekçi tavrınız bakımından ortak birçok şeyimiz var. Sizin ego-yönelimli arzulardan kurtulma çabasıyla, sadece insan unsuruna vurgu yaparak, hayatı güzel ve asil yapmak ile ilgili kişisel ilkeleriniz bizi Amerikan tavrına sahip oluşumuzda birleştiriyor.
Yine de Brouwer’ın önerisi olmadan kendimi sizin kitabınızla yoğun olarak bağdaştıramazdım. Çünkü kitabınız bana göre ulaşılamaz bir dilde yazılmıştır. Tanrı kelimesi, bana göre söylem ve insan zayıflığının ürününden daha fazla bir şey değildir. İncil, saygın bir derlemedir. Fakat yine de tamamen ilkeldir. Hâl böyleyken efsaneler oldukça çocukça. Ne kadar zekice olursa olsun hiçbir açıklama bunu (benim için) değiştiremez. Bana göre diğer dinler gibi Yahudi dini de çoğu çocuksu batıl inançların, uydurmaların vücut bulmuş hâlidir. Ve memnuniyetle ait olduğum Yahudilerin de benim için diğer insanlardan hiçbir farklı özellikleri yoktur. Deneyimlerime göre, onlar en kötü şey olan gücün eksikliği tarafından korunmalarına rağmen, diğer insan gruplarından daha evla değillerdir. Aksi takdirde onlar hakkında herhangi bir “seçilmişlik” göremiyorum.
Genel olarak, sizin bunun ayrıcalıklı bir pozisyon olduğunu iddia etmenizi ve bunu gururun iki duvarıyla, dışarıdan geleni adam ve içe ait olanı Yahudi olarak savunmaya çalışmanızı acı verici buluyorum. İddia ediyorsunuz ki adam, sözde, Tektanrıcılık Yahudiliği gibi nedensellikten uzaklaştığı takdirde kabul edilir. Fakat harikulade Spinoza’nın da kabul ettiği gibi bütün kesikleriyle kısıtlı nedensellik artık hiçbir şekilde nedensellik değildir.
Mademki ben, bizim farklılıklarımızı entelektüel kanaatlerle oldukça açık bir şekilde belirttim, bana göre hâlâ oldukça açık ki temel şeylerde biz birbirimize oldukça yakınız. Mesela insan davranışının evrimi konusunda. Biz eğer somut şeylerden konuşursak, birbirimizi çok iyi bir şekilde anlayabileceğimizi düşünüyorum.
Dostça teşekkür ve en iyi dileklerimle,
Sevgiler,
A. Einstein.
Princeton, 3 Ocak 1954