Kullanıcıların profil bilgileri ziyaretçilere gizlidir.
|
11 Eylül 2001 | 11 Eylül Saldırıları
11 Eylül 2001 | 11 Eylül Saldırıları
11 Eylül saldırıları, El-Kaide'nin 11 Eylül 2001 Salı günü sabah saatlerinde Amerika Birleşik Devletleri'ne karşı düzenlediği dört koordineli bir terör saldırısı dizisidir. O sabah 19 terörist, ABD'nin kuzeydoğu eyaletlerinden Kaliforniya'ya seyahat etmesi planlanan dört ticari uçağı kaçırdı. Hava korsanları, ilk iki uçağı New York'taki Dünya Ticaret Merkezi'nin İkiz Kuleler olarak anılan kulelerine, üçüncü uçağı ise Pentagon'a (ABD ordusunun karargâhına) çarptırdılar. Dördüncü uçağın Washington, DC'deki bir federal hükûmet binasını vurması planlanmıştı; ancak uçak, bir yolcu isyanının ardından bir tarlaya düştü. Saldırılarda yaklaşık 3.000 kişi hayatını kaybetti ve terörizme karşı savaş başladı.
Kuzeydoğu eyaletlerinden kalkan ve Kaliforniya'ya doğru ilerleyen dört yolcu uçağı, El-Kaide üyesi olan 19 kişi tarafından uçuş sırasında kaçırıldı. Hava korsanları, beşli üç grup ve dörtlü tek grup olarak organize edilmişlerdi. Hedefi vuran ilk uçak, American Airlines'ın 11 sefer sayılı uçuşuydu. Uçak saat 08.46'da Aşağı Manhattan'daki Dünya Ticaret Merkezi'nin kuzey kulesine çarptı. Bu ilk saldırının ardından, uçakta bulunan 92 kişinin tamamı ve saldırının etkilediği bölgedeki 1000'den fazla kişi öldü. İlk saldırıdan 17 dakika sonra, saat 9.03'de, Ticaret Merkezi'nin güney kulesine United Airlines'ın 175 sefer sayılı uçuşu çarptı. Bu ikinci saldırı, uçakta bulunan 65 kişinin tamamının ve etkilenen bölgede yer alan tahmini 1000'den fazla kişinin ölmesiyle sonuçlandı. İki saat içinde 110 katlı her iki bina da çökerken, 7 Dünya Ticaret Merkezi'nin de arasında bulunduğu çevre yapıların bazısı yıkıldı, bazılarıysa hasar gördü.
Dulles Uluslararası Havalimanı'ndan kalkan üçüncü uçak, American Airlines'ın 77 sefer sayılı uçuşu, Ohio üzerindeyken kaçırıldı. Uçak saat 9.37'de, Arlington County, Virginia'daki Pentagon binasının batı kısmına (ABD Savunma Bakanlığının karargâhı) doğru çarptı. Saldırı sonucunda binanın batı cephesinin bir kısmı yıkılırken, uçaktaki 64 kişinin tamamı ve o sırada binada bulunan 125 kişi öldü. Dördüncü ve son uçak ise, United Airlines'ın 93 sefer sayılı uçuşu, başkent Washington, DC'ye doğru gidiyordu. Uçak saat 10.03'de Shanksville, Pensilvanya yakınlarındaki bir araziye düştü. Uçağın yolcuları, uçağın kontrolünü yeniden ele geçirmeye çalışmışlardı ve nihayetinde uçuşu, amaçlanan hedeften saptırmayı başarmışlardı. Böylece 93 sayılı uçuş, 11 Eylül saldırılarında hedefini gerçekleştiremeyen tek uçak oldu. Uçaktaki 44 kişinin tamamı öldü. Son saldırı hedefinin Beyaz Saray veya Amerikan Kongre Binası olduğu tahmin edilmektedir. 2003'te tutuklanıp ABD'de yargılanan ve daha sonra Guantanomo Kampı'na gönderilen Halid Şeyh Muhammed ve Remzi bin el-Şibh, verdikleri ifadelerde son uçağın hedefinin ABD Kongre Binası olduğunu söylemişlerdir.
FBI tarafından yürütülen araştırmalar neticesinde saldırıları gerçekleştiren kişilerin, Usame bin Ladin'in liderliğindeki El-Kaide ile bağlantılı olduğu belirlendi. ABD, El-Kaide'yi Afganistan'dan çıkarma ve bin Ladin'i iade etme taleplerine karşılık vermeyen Taliban'ı devirmek için Terörizmle Savaş'ı başlattı ve Afganistan'a karşı savaşa girdi. Birçok ülke terörle mücadele yasalarını güçlendirdi, terör saldırılarını önlemek için kolluk kuruluşlarının ve istihbarat teşkilatlarının yetkilerini arttırdı. Saldırıdan birkaç gün sonra yaptığı açıklamayla saldırıların sorumluluğunu reddeden bin Ladin, 2004'te yayımladığı bir videoyla saldırıların sorumluluğunu kabul etti. El-Kaide ve Usame bin Ladin, saldırının gerekçesi olarak ABD'nin İsrail'e verdiği desteği, ABD birliklerinin Suudi Arabistan'daki varlığı ve Irak'a uygulanan yaptırımları gösterdi. Bin Ladin, yakalanmadan geçirdiği yaklaşık on yıllık bir sürenin ardından, 2 Mayıs 2011 tarihinde, Pakistan'ın Abbottabad şehrindeki kompleksinde bulunduğu sırada düzenlenen Neptün Mızrağı Operasyonu adlı harekât ile ABD kuvvetleri tarafından öldürüldü.
Dünya Ticaret Merkezi'nin ve çevre altyapısının yıkılması, New York şehir ekonomisine büyük zarar verdi ve küresel bir ekonomik durgunluğa sebep oldu. ABD ve Kanada sivil hava sahaları 13 Eylül 2001'e kadar, Wall Street ise 17 Eylül'e kadar kapatıldı. Birçok kurum, kuruluş ve yapı, olağanüstü hâl nedeniyle bir süreliğine kapalı kaldı. Ticaret Merkezi sahasının temizliği Mayıs 2002'de tamamlanırken, Pentagon binası da bir yıl içerisinde onarıldı. 2977 ölüme, 25.000'e yakın yaralanmaya ve 10 milyar dolarlık maliyete neden olan 11 Eylül Saldırıları, ölü sayısı bakımından insanlık tarihinin en ölümcül terör saldırısıdır. Ayrıca 340 itfaiyecinin ölümüyle de Amerika Birleşik Devletleri tarihindeki en yüksek sayıda itfaiyeci ölümünün yaşandığı olaydır.
11 Eylül saldırıları, yaşandığı günden beri birçok komplo teorisine konu olmuştur. En öne çıkan teori, İkiz Kuleler ve 7 Dünya Ticaret Merkezi'nin yıkılmasının kontrollü bir yıkım olduğudur. Ancak hükûmet incelemeleri ve bağımsız araştırmaların çoğu bu teorileri reddetmiştir. İnşasına Kasım 2006'da başlanan Özgürlük Kulesi, Kasım 2014'te açılmıştır. Ek olarak, New York'taki Ulusal 11 Eylül Anıtı ve Müzesi, Arlington County'deki Pentagon Anıtı ve Pensilvanya kaza yerindeki Uçuş 93 Ulusal Anıtı da dâhil olmak üzere saldırıda ölenler için çok sayıda anıtlar inşa edilmiştir.
Arka plan
El-Kaide
El-Kaide'nin kökeni, Sovyetler Birliği'nin Afganistan'a müdahale ettiği 1979 yılına kadar uzanmaktadır. Sovyet müdahalesini İslam'a karşı yapılmış bir saldırı olarak gören Usame bin Ladin, Afganistan'daki Müslümanlara yardım edip komünist Sovyetleri mağlup etmeyi kutsal bir amaç olarak edinmişti. Afgan direniş liderleriyle tanışmak ve direnişe para toplamak için seyahat etmeye başladı ve Arap mücahitleri (Afgan Arapları), Sovyetlere karşı direnmeleri için 1988 yılına kadar (Sovyetlerin ülkeden çıktığı tarihe kadar) örgütledi. Usame Ladin'in mali kaynakları, dindarlığı ve savaş sırasındaki başarıları ona ün kazandırdı, militan bir lider olarak konumunu güçlendirdi.
1996 yılında bin Ladin ilk fetvasını yayımladı ve Amerikan askerlerinin Suudi Arabistan'ı terk etmesini istedi. 1998'deki ikinci bir fetvada, ABD'nin İsrail'e ilişkin dış politikasına ve Amerikan birliklerinin Körfez Savaşı sonrasında da devam eden Suudi Arabistan'daki varlığına yönelik itirazlarını belirtti. Bin Ladin, belirttiği şikayetler tersine çevrilinceye kadar, İslami metinleri Amerikalılara karşı saldırmaya teşvik etmek için kullandı. Bin Ladin'e göre, İslam hukuku âlimleri, İslam tarihi boyunca "düşmanın Müslüman ülkeleri yok etmesi durumunda cihadın bireysel bir görev olduğu" konusunda oy birliğiyle anlaşmışlardı.
Usame bin Ladin
Saldırıları organize eden bin Ladin, başlangıçta saldırılara dâhil olduğu iddiasını yalanlasa da sonrasında bu beyanatını geri aldı. Katar merkezli yayın kuruluşu Al Jazeera, 16 Eylül 2001 tarihinde Usame Ladin'in bir açıklamasını yayımladı: "Altını çizmeliyim ki kişilerin kendi motivasyonlarıyla gerçekleştirmiş olduğu görünen bu eylemin benimle bir ilgisi yok."
Kasım 2001'de ABD kuvvetleri, Afganistan'ın Celalabad kentinde yaptıkları baskın sonrası yıkılan evden bir videokaset buldu. Videoda bin Ladin, Halid el-Harbi ile 11 Eylül saldırıları hakkında konuşurken görüldü ve saldırıları önceden bildiği ortaya çıktı. 27 Aralık 2001'de ikinci bir bin Ladin videosu yayımlandı:Batı'nın ve bilhassa Amerika'nın İslam'a karşı tarifsiz bir nefret beslediği alenen ortadadır. (...) Bu, Haçlıların nefretidir. Amerika'ya karşı yapılan terörizm övülmeyi hak etmektedir; çünkü bu, insanlarımızı öldüren adaletsizliği -Amerika'nın İsrail'e verdiği desteği- durdurmayı amaçlayan bir yanıttır. (...) Bin Ladin ya da onun takipçileri sağ olsun veya olmasın, Birleşik Devletler'in sonunun geldiğini söylüyoruz; zira ümmetin uyanışı gerçekleşti. (...) ABD'nin askerî gücünün temeli olan ekonomisini vurmak önemlidir. Eğer ekonomileri hasar alırsa, yeniden işgal edilebilir duruma geleceklerdir. Ancak bin Ladin, saldırıların sorumluluğunu üstlenmedi.
2004 Amerika Birleşik Devletleri başkanlık seçimlerinin kısa bir süre öncesinde bin Ladin, kayda alınmış bir açıklama aracılığıyla El Kaide'nin ABD'ye düzenlenen saldırılarla ilişkisi olduğunu doğruladı, direkt olarak kendi bağlantısının olduğunu da itiraf etti:... Savaşıyoruz çünkü bu zulümle uyuyamayan insanlarız. ... Ulusumuzun özgürlüğünü yeniden kazanmak istiyoruz. Siz bizim güvenliğimizi baltalarken, biz de sizin güvenliğinizi baltalıyoruz. ... Güvenliğiniz kendi ellerinizde. Bizim güvenliğimize karışmayan her devlet otomatik olarak kendi güvenliğini de garanti altına alacaktır. Bin Ladin, takipçilerine Dünya Ticaret Merkezi ve Pentagon'a saldırmaları için bizzat talimat verdiğini söyledi. Al Jazeera tarafından Eylül 2006'da ele geçirilen başka bir videoda bin Ladin; Remzi bin eş-Şeybe ve iki hava korsanıyla birlikte, Hamza el-Gamdi ve Vail eş-Şehri, saldırılar için hazırlık yaparken görüntülendi. ABD, 11 Eylül saldırıları için bin Ladin'i hiçbir zaman resmî olarak suçlamadı ancak yine de ABD'nin Darüsselam ve Nairobi'deki büyükelçiliklerinin bombalanmasıyla ilgili olarak FBI'ın "En Çok Arananlar" listesindeydi. Yaklaşık on yıllık bir arama sürecinin ardından, dönemin ABD Başkanı Barack Obama, bin Ladin'in 1 Mayıs 2011'de Pakistan'ın Abbottabad kentinde bulunan kompleksinde Amerikan özel kuvvetleri tarafından öldürüldüğünü açıkladı.
Halid Şeyh Muhammed
Nisan 2002'de Al Jazeera gazetecisi Yosri Fouda; Halid Şeyh Muhammed'in Remzi bin eş-Şeybe ile birlikte saldırılara karıştığını kabul ettiğini bildirdi. 2004 tarihli 9/11 Komisyonu raporu, saldırının başmimarı olan Muhammed'in ABD'ye karşı duyduğu düşmanlığın "ABD'nin İsrail'i destekleyen dış politikasıyla olan şiddetli fikir ayrılığı"ndan kaynaklandığını belirledi. Muhammed aynı zamanda 1993 Dünya Ticaret Merkezi saldırısının finansörü ve danışmanlarından biriydi. Saldırının ana sorumlusu olan Remzi Yusuf'un da dayısıydı.
Amerikan ve Pakistanlı güvenlik teşkilatları arasında yapılan operasyonel iş birliği sonucunda, Muhammed 1 Mart 2003 tarihinde Pakistan'ın Ravalpindi şehrinde tutuklandı. Daha sonra CIA gizli hapishanelerinde ve Guantanamo Kampı'nda tutuldu; sorguya çekildi ve waterboarding gibi yöntemlerle işkence edildi. Kampta yapılan duruşmalar sırasında, Muhammed saldırılarla olan bağlantısını tekrar itiraf etti. "İfadesinin hiçbir baskı altında alınmadığını" ve "A'dan Z'ye tüm 11 Eylül operasyonundan sorumlu olduğunu" belirtti.
Halid Şeyh Muhammed'in avukatları tarafından 26 Temmuz 2019'da Manhattan Federal Bölge Mahkemesi'ne sunulan bir mektupta, Muhammed'in -idam cezası istenmemesi karşılığında- Suudi Arabistan'ın 11 Eylül saldırılarındaki rolü hakkında ifade vermek ve kurban ailelerine yardım etmek istediği bildirildi.
Diğer El-Kaide üyeleri
Hava korsanlığıyla ilişkili olan kişileri, operasyonun ayrıntılarına dair sahip oldukları bilgi derecesine göre gruplara ayıran Şeyh Muhammed, yalnızca beş kişinin tüm detaylardan haberdar olduğunu söyledi: Bin Ladin, Şeyh Muhammed, Remzi bin eş-Şeybe, Ebu Turab el-Ürdüni ve Muhammed Atıf. Ebu Turab ve Atıf 2001'de, bin Ladin 2011'de öldürüldüğünden; Şeyh Muhammed ve bin eş-Şeybe'nin ise yargılama süreçleri hâlâ sona ermediğinden dolayı bugüne kadar saldırılar için yalnızca ikincil derecede önemli kişiler yargılanmıştır.
26 Eylül 2005'te İspanya Yüksek Mahkemesi, Ebu Dahdahı'ı 11 Eylül saldırılarına yardım etmek ve el-Kaide üyesi olmaktan 27 yıl hapis cezasına çarptırdı. Bununla birlikte 17 örgüt üyesi daha altı ila on bir yıl arasında hapis cezasına çarptırıldı. 16 Şubat 2006'da, Ebu Dahdah'ın saldırılarla olan ilgisinin kanıtlanmadığı gerekçesiyle cezası on iki yıla indirildi.
2006'da Zacarias Moussaoui, yirminci hava korsanı olduğu düşünülen örgüt üyelerinden biri, 11 Eylül saldırılarındaki rolü gerekçesiyle ömür boyu hapisle cezalandırıldı. Moussaoui, bugüne kadar 11 Eylül saldırılarından dolayı bir ABD mahkemesinde mahkûm edilen tek kişi oldu. Muhammed Atta ile Hamburg kentinde bağlantı kurduğu tespit edilen Münir el-Mutasaddık ise, hava korsanlarının hazırlanmasına yardım ettiği gerekçesiyle Almanya'da 15 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Ekim 2018'de serbest bırakıldı ve Almanya'dan sınır dışı edildi.
Almanya'daki Hamburg hücresinde, ileride 11 Eylül Saldırıları için kilit rol oynayacak bir grup radikal öğrenci bulunuyordu. Muhammed Atta, Remzi bin eş-Şeybe, Ziyad Cerrah ve Mervan eş-Şehhi de el-Kaide'nin Hamburg hücresinin üyeleri arasındaydı.
Planlama
Saldırılar, bunu ilk olarak 1996'da Usame bin Ladin'e sunan Halid Şeyh Muhammed tarafından tasarlandı. O zamanlar, bin Ladin ve El Kaide, Sudan'dan Afganistan'a yeni taşınmış olan bir geçiş dönemindeydi. 1998 Afrika büyükelçiliği bombalamaları ve bin Ladin'in Şubat 1998 fetvası, El Kaide'nin terör operasyonunda bir dönüm noktası oldu, bin Ladin Amerika Birleşik Devletleri'ne saldırmaya niyetlendi.
1998'in sonlarında veya 1999'un başlarında bin Ladin, Muhammed'e komployu organize etmesi için onay verdi. Muhammed, bin Ladin ve bin Ladin'in yardımcısı Muhammed Atef, 1999'un başlarında bir dizi toplantı yaptı. Atef, hedef seçimleri ve hava korsanları için seyahat ayarlamaya yardım dahil olmak üzere operasyonel destek sağladı. Bin Ladin, Los Angeles'taki ABD Bankası Kulesi gibi potansiyel hedefleri zaman yetersizliğinden reddederek Muhammed'i reddetti.
Bin Ladin liderlik ve mali destek sağladı ve katılımcıların seçiminde yer aldı. Başlangıçta, her ikisi de Bosna'da savaşmış deneyimli cihatçılar olan Nawaf al-Hazmi ve Khalid al-Mihdhar'ı seçti. Hazmi ve Mihdhar, 2000 yılının Ocak ayının ortalarında Amerika Birleşik Devletleri'ne geldiler. 2000 yılının başlarında, Hazmi ve Mihdhar San Diego, Kaliforniya'da uçuş dersleri aldılar, ancak ikisi de çok az İngilizce konuşuyordu; uçuş derslerinde kötü performans gösterdi; ve sonunda ikincil ("kas") korsanları olarak görev yaptı.
1999'un sonlarında Almanya'nın Hamburg kentinden bir grup adam Afganistan'a geldi. Grup Muhammed Atta, Mervan eş-Şehhi ; Ziyad Carrah ; ve Remzi bin eş-Şeybe'yi içeriyordu. Bin Ladin bunları eğitimli oldukları, İngilizce konuşabildikleri ve Batı'da yaşama deneyimine sahip oldukları için seçti. Yeni askerler rutin olarak özel beceriler açısından incelendi ve sonuç olarak El Kaide liderleri, Hani Hanjour'un zaten bir ticari pilot lisansına sahip olduğunu keşfetti. Muhammed daha sonra, hava korsanlarına restoranlarda nasıl yemek sipariş edeceklerini ve Batılı giysiler giymeyi öğreterek uyum sağlamalarına yardım ettiğini söyledi.
Hanjour, Hazmi'ye katılarak 8 Aralık 2000'de San Diego'ya geldi. Kısa süre sonra Hanjour'un tazeleme eğitimi aldığı Arizona'ya gittiler. Mervan eş-Şehhi 2000 Mayıs sonunda geldi, Atta 3 Haziran 2000'de ve Cerrah 27 Haziran 2000'de geldi. Bin al-Shibh birkaç kez vize başvurusunda bulundu Amerika Birleşik Devletleri'ne gitti, ancak bir Yemenli olarak vizesini uzatacağı endişesiyle reddedildi. Bin al-Shibh, Hamburg'da kaldı ve Atta ile Muhammed arasında koordinasyonu sağladı. Üç Hamburg hücre üyesinin hepsi de Güney Florida'da pilot eğitimi aldı.
2001 baharında, ikincil hava korsanları Amerika Birleşik Devletleri'ne gelmeye başladı. Temmuz 2001'de Atta, nihai hedef seçimi de dahil olmak üzere komplonun ayrıntılarını koordine ettikleri İspanya'da bin al-Shibh ile bir araya geldi. Bin al-Shibh, bin Ladin'in saldırıların bir an önce gerçekleştirilmesi isteğini de aktardı. Hava korsanlarından bazıları, aile üyeleri olan veya giriş kazanmak için sahte pasaportlar kullanan yozlaşmış Suudi yetkililerden pasaport aldı.
Saldırı
Pentagon'un saldırılarda hasarlanan 14. bölümü. Hasarın kaynağı ile ilgili Amerika Birleşik Devletleri resmî kaynakları bir uçağın çarptığını belirtmektedir
United Airlines Uçuş 93'ün enkazından olduğu söylenen bir parça (Gövde kanatlar vs. ait bir iz bulunamamıştır.)
Yerel zamanla 08:46:30'da Amerikan Hava Yolları'na ait kaçırılan bir yolcu uçağı Dünya Ticaret Merkezi Kuzey Kulesi 94.-98. katları arasına kulenin kuzey tarafından çarptı. Bina çarpmadan 102 dakika (1 saat 42 dakika) sonra yıkıldı.
Yerel zamanla 09:02:59'da ikinci bir uçak Dünya Ticaret Merkezi güney Kulesi 77.-85. katları arasına kulenin güney tarafından çarptı. Bina çarpmadan 56 dakika sonra yıkıldı.
Yerel zamanla 10:03:11'de Washington, DC'nin 240 km (150mil) kuzey batısına, Shanksville, Pensilvanya kırsalında dördüncü bir uçağın düştüğü açıklandı. Olay yerinde büyük bir uçak enkazına rastlanmadığı söylentileri dolaştı. Resmî makamlarca uçak enkazının olduğu vurgulanmıştır. Ayrıca birçok uçak parçaları da bulunmuştur.
ABD hükûmetinin açıklamalarına göre olaylar şöyle gelişti: 11 Eylül 2001 Salı günü ABD’de dört yolcu uçağının ikisi New York'taki Dünya Ticaret Merkezi gökdelenlerine, bir diğeri Washington D.C.'de Pentagon’a çarptı. Sonuncu uçak ise yolcular ve uçağı kaçıranlar arasındaki mücadeleden sonra 150 mil uzakta, Pensilvanya kırsalında düştü.
Dünya Ticaret Merkezi kulelerine çarpan uçaktaki eylemcilerden birinin pasaportu uçağın kuleye çarpmasından sonra aşağıya fırlamış ve bölgedeki bir polis tarafından bulunmuştur. Eylemcilerin havaalanına gelirken kullandıkları ve havaalanının otoparkına bıraktıkları araçta uçak kullanım kılavuzu bulunmuştur. Amerikan hükümetinin araştırmasına ve 11 Eylül Komisyon Raporu'na göre yolcu uçakları Usame bin Ladin'in lideri olduğu El-Kaide örgütünün 19 üyesi tarafından kaçırıldı ve eylem gerçekleştirildi.
Kayıplar
Olaylarda 19 hava korsanı ile uçaklarda ve yerde bulunan 2.974 kişi hayatını kaybettiği açıklanmıştır. Kayıp durumda olan 24 kişinin ise öldüğü varsayılmaktadır.
Komplo teorileri
11 Eylül saldırıları olarak adlandırılan olaylar ile ilgili çeşitli komplo teorileri bulunmaktadır. Kimi iddialara göre 11 Eylül olayları Amerikan hükûmeti ve gizli servisleri tarafından uygulanan bir sahte bayrak operasyonu, Orta Doğu'ya ve Afganistan'a yönelik işgal faaliyetlerini meşrulaştırmak, ülke ve dünya kamuoyunun desteğini almak amacıyla düzenlenmiş senaryolardır. Bu teoriler, herhangi bir somut kanıta dayandırılmamıştır.
Etkileri
Saldırı, dünya medyası tarafından "medeniyetler çatışması" olarak yorumlandı. 11 Eylül saldırılarını gerekçe gösteren başkan George W. Bush, önce Afganistan, ardından da Irak'ı işgal etti. ABD Başkanı George W. Bush Terörizmle Savaş Kampanyası başlattı ve bu kampanya ile NATO'nun 5. maddesini işletmeye başlattı. Bu Kampanya'da ABD'ye başta Birleşik Krallık olmak üzere birçok ülke destek olmaktadır.
11 Eylül saldırıları sonucu, başta ABD olmak üzere batılı devletlerde Müslümanlara karşı işlenen nefret suçlarında büyük artış görüldü.
Popüler kültürde
Saldırılarla ilgili sinema filmleri çekilmeye başlanmıştır. İlk film olan United 93 adlı film 1 Eylül 2006'da vizyona girmiştir. Film kırsal alanda düşen United Airlines adlı şirkete ait 93 sefer sayılı uçağın mürettebat ve yolcularının o gün yaşadıkları dehşeti varsayımlara dayanarak anlatmaktadır. Nicolas Cage'in başrolünde oynadığı 2006 yılı yapımı Dünya Ticaret Merkezi adlı filmde de kuledeki insanları kurtarmaya giderken enkazın altında kalan iki polisin hikâyesi anlatılmıştır. Aynı zamanda "Remember Me" adlı yapıtta da 11 Eylül Saldırısı sonucunda hayatını kaybeden genç rolünü Robert Pattinson oynamıştır.
|