07 Kasım 2023, 09:19
|
#2
|
Kullanıcıların profil bilgileri ziyaretçilere gizlidir.
|
Yanıt: Uygur Devleti (744-840)
Uygur Devleti’nin Kurulması (744)
Asya Hun Devleti’nin parçalanmasının ardından ilk zamanlar Orhun ve Selenga Irmakları etrafında hayatını sürdüren Uygurlar, boylar hâlinde göçebe bir yaşam sürüyorlardı. Uygurlar, Karluklar ve Basmiller ile birleşerek 744 senesinde II. Kök Türk Devleti’ne isyan ettiler. Bu isyanın ardından II. Kök Türk Devleti yıkıldı. Uygurlar, Basmilleri mağlup ederek kağanlığı ele geçirdiler. Bu sayede oymak iken devlet hâline gelen Uygurlar, yeni bir Türk devleti kurdular. Uygurların başı Kutluk Bilge Kül Kağan’dı. Orhun Irmağı kıyısında Ordu-Balık (Karabalgasun) kentini kurarak, bu kenti devletin yeni başkenti yaptı.
Çağın en ileri düzey ve aydın ülkesiydiler. Hanlığa hukuki esaslara dayanan devlet tadı verdiler. Hukuk devleti vücuda getirdiler. Yabancı ellerde yaşayan Türk kolonileri için koruyucu yasalar çıkardılar. Devlet idaresinin yürütülmesinde memurlar, vekiller ve çeşitli mansuplar oluşturdular. Saray hayatını, düzenli merasimleri tanzim ettiler. Han ve saray halkının yakarıcı sefirleri karşılama vazifeleri de düşündüler. Yüksek seviyedeydi. Uygur saraylarında yerli yabancı tarihçiler, alimler, şairler, sanatkârlar, nakkaşlar himaye gördü. Mürebbilerin eğitim verdikleri, kütüphaneler kurdukları Çin gezgincileri tarafından söylenmektedir. Uygur şehzadesinin kopuz çaldığı, manzum bir edebiyatın varlığını da unutulmamalıdır.
Uygurlar 9. yüzyıldan beri yüksek bir kültür gelişmesi geleneğini kurdular. 12. yüzyıldan itibaren Orta-Asya Türk Moğol haklarının kültür terbiyesini üstlendiler. Son yarım asır içerisinde Uygur Hanlığı’nın merkezi olan Hoço ve İdikut şehri harabelerinde yapılan kazılarda Budist, Manihey ve Hristiyan mabetlerinde çok sayıda malzeme elde edilmiştir. Malzemeler Uygur dili ve edebiyatının ululuğunu anlatmaya yeter. Çoğu da dinlerden yapılan tercümelerdi. Azı orijinal olmak üzere tabiata, astronomiye ve edebiyat nevilerine ait tercüme vesikalardı. Hatta orijinali elde bulunmayan, Tibetçe’den çevirisi apılan Uygur hükümdarlarından birinin çevre memleketlerden bilgi edinmek amacıyla gezen memurların bir seyahatnamesi de mevcuttur. Çoğu malzemeler çeviridir. Uygurca bu sebeple Uygur dil adını da almıştır. Uygurca’ya İran, Hind, Sağa, Çin, dillerinden kelimeler girmiştir. Bunlar sonradan mürebbi Uygurlar tarafından Moğolca’ya da eklenmiştir. Tabiatıyla Uygurca’ya dini ve ticari münasebetler vasıtası ile pek çok kelime girmiştir.
Uygur Devleti’nin Yıkılması (840)
839 senesinde meydana gelen kıtlık, açlık, şiddetli soğuklar ve salgın hastalıklar ile devletin güçsüzleşmesi. devletin zayıflamasından faydalanan Kırgızların akınlarını arttırmaları, 840 senesinde Kırgızlar tarafından yıkıldılar. Devletleri parçalanan Uygurların bir bölümü çeşitli yerlere göç ederek yerleştiler. Uygurlar, XII. Yüzyıl başlarında Moğolların hakimiyetine girdiler. Uygurlar, Moğol hakimiyetinde yaşarken Araplarla Çinliler arasında gerçekleşen Talas Savaşı (751) sonrası Müslüman olmuşlardır. Kültür ve medeniyet yönünden Moğollara etki eden Uygurlar, Moğollardan bir bölümünün Türkleşmesini sağladılar. Uygurlar, her ne kadar şehir hayatına geçip ticaret, sanat ve kültürel yönlerden çok gelişmiş bir medeniyet olmuşlarsa da, önceleri küçük bir din olan Maniheizm’in Uygurlar tarafından benimsenmesi Uygurların sonunu getirdi.
İnsanların tüccar dini olarak gördüğü Maniheizm ile Uygurlar, savaşçı kişiliklerini kaybederek sakin ve mücadelesiz bir yaşama alıştılar. Bu yaşam biçimi Uygurların askeri gücünü çok güçsüzleştirdi ve büyük bir medeniyet olan Uygurlar, askeri yönden güçsüz ve dirayetsiz duruma geldi. Uygurlar, Alp Külük liderliğinde başlayan isyan hareketi ile sarsılınca hızla zayıflamıştı. Alp Külük’ünde intihar etmesi sonucunda da dirayetlerini koruyamadılar. Uzun süre baskı altında tutularak engellenen başka bir Türk boyu olan Kırgızlar, Uygurların zayıflamasını fırsat görerek 100 bin kişilik bir süvari ordusuyla Uygur illerine girdiler. Alp Külük’ün intiharı ile başsız kalan Uygur devleti, zayıf ordusu ve otoritesiz askeri gücüyle bu saldırıya karşı koyamayarak yıkıldı.
|
|
Alıntı
|