Kullanıcıların profil bilgileri ziyaretçilere gizlidir.
|
Benim En Güzel Manzaram Sensin
Benim En Güzel Manzaram Sensin
Benim En Güzel Manzaram Sensin

''Benim en güzel manzaram sensin'' diye başladım söze,
Mekan İstanbul, şehrin sokaklarını adımlıyoruz Sitare ile
Ayasofya'nın karşısında ki banktayız, elimde ki mayonezli mısırı bitirmeye çalışırken, şöyle bir durakladım,gözleri ışıldıyordu incir reçelimin,
O an bir zaman makinesi icad edip onun doğduğu güne gitmek istedim,
Nefes almaya başladığı ilk gün o gözlerden öperdim, ama nasip işte ..
Yan yana yürüyoruz, tramvaylar geçip gidiyor, otobüsler, vapurların sirenleri..
hiç biri umurumuzda değil, ''varsın geçsin hayat Sitare'm yanımda ya ''
diyorum, Kanatsız uçuyorum sayın okur,
''Sarılsakda mı saklansak'' tüm gözlerden .. ve anlatsam bütün iç acılarımı...
Ruhuma gizlenmiş olan 'Yûnûs' dile geliyor birden, susuyorum..
Susuyor..
zaten çoğu zaman susarız biz, bakışırız usulca gözler anlatır halimizi...
İstanbul aşkın ve aşıkların düş şehri, şöyle düşlüyorum kendimce
'Sitaresiz geçen her günüm ve gecemin pişmanlığını taşıyorum, nefesi değdiğinde ellerime '' ....
Sessizliği kuşlar bozuyor, sol omzuma pisleyen bir güvercine rahmet okuyorum gizlice smile ifade simgesi kulağıma uzaklardan ' Evanthia Reboutsika'' takılıyor.
İçimden Sitare'ye sarılıp dans etmek geliyor Sultan Ahmet Meydanının en orta yerinde.. Ama , ama olmuyor işte ah şu kahrolmayası utangaç hallerim !
Ah şu beni çıldırtan cesaretsizliğim, Aslında korkusuz biriyim , tek başına onlarca kedinin arasına dalacak kadar deliyim smile ifade simgesi lakin gel gör ki sevgili okur,
Söz konusu Sitare olunca onun o naif kalbini incitmemek için kırık camların üzerinde yalın ayak yürümeye gayret eden bir cambaz gibiyim.
Oturmaya devam ediyoruz, oradan buradan konuşuyoruz klasik Yeşilçam Jönü modundayım, rüzgar değiyor saçlarıma, güneş tenimde, suretimde iflah olmaz bir Don Juan tebessümü, Sadri Alışık'tan öğrendiğim replikleri mırıldanıyorum, Sitare ellerimi tutmuş, kalbim göçmen bir kuş gibi ona doğru göçüyor her salise, akıyorum parmak uçlarında dolaşan denizlere, o bunları fark etmiyor, olsun bana baksın yeter, bana gülsün yeter, bende kalsın yeter.
Sonra saate bakıyoruz, akşam olmak üzere,gün bizi yarım bırakmak üzere
Güneş bize sanki ihanet etmekte, vakit hızla tükenmekte..
Mek- Mak ekleri kullanılan cümleler bitmek üzere...
Yani Sitare geldiği diyarlara uçmak üzere ..
Bu öykü hiç bitmemek üzere ..
Ve dönüp diyorum ki Sitare'ye ..
'seninle olan her dakikayı özledim''..
Gülümsüyor Reyhan Çiçeğim, 'daha gitmedim ki , yanındayım'' diyor ..
'olsun yanımdayken bile özlüyorum, şöyle göğsümü yarıp içine koymak, orada saklamak istiyorum seni '' diyorum,
'Zaten orada değil miyim ? '' diyor muzipçe ...
Her halini seviyorum, varlığını ve yokluğunu ayrı ayrı..
Çünkü sevgili varken 'aşk'ı hissediyorsun , yokken 'hasreti'..
O yüzden varlığına da yokluğuna da Eyvallah, Sitare'm ..
Seni bana yar eden Rabbe Elhamdülillah ...'' diyerek günü tamamlıyorum ..
Evet kıymetli okur , bu öykü burada bitmez
Saat geç oldu uykum var , açalım bir Müslüm Gürses, yada dolduralım çayı,
Ve şöyle diyelim karşımızda ki duvara '' Seviyorsak bir sebebi var ''
Öyle işte ...
İbrahim İNECİK
To view links or images in signatures your post count must be 10 or greater. You currently have 0 posts.
|