Tekil mesaj gösterimi
Alt 13 Kasım 2023, 14:33   #1
Çevrimdışı
Zeze
Zeze - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Kullanıcıların profil bilgileri ziyaretçilere gizlidir.
Standart Röportaj Örnekleri

Röportaj Örnekleri



Bu Diyar Baştan Başa - Yaşar Kemal
Bozkır ıssız. Uzaktan bir göl göründü. Bozkıra elişi kağıdı gibi yapıştırılmış. Yanında Malya Devlet Çiftliği var. Uzun bir yol gidiyor. Toprak damlı köyler geçtik. Nakışlı önlüklü kadınlar evlerin önündeydiler. Otobüsün üstü rüzgarlı. Toz duman da yok. Yani şu düşmek, parçalanmak tehlikesi de olmasa otobüsün üstü bir alem. Türküler gırla gidiyor. Bizim toprağını satan köylü var ya, o da eli kulağa attı. Bir hoş sesi var ki … Bir de yanık söylüyordu. Yüzü, hani delikanlı konuşurken hep yere eğilmişti. Kederliydi. Yüz o yüz değil şimdi. Açıldı, gülümsedi, hep gülümseyen bir yüz. Işıklı. De*minki keder nerede, bu yüz nerede? Bu yüze, bu güleç yüze hiç keder uğramamış dersin. Çiçekdağı’nı geçtik. Şirince bir kasaba. Sonra bir köyde durduk. Hani sığırcıklar vardır ya: Ak benekli, yeşile çalan karanlıkta bir kuş. Tarlalarda olur her zaman. Sürülürken tarlalar güren güren iner kalkar sığırcıklar. Yuvaları tar*la/ardadır. Köye inemezler, işte ben bu durduğumuz köyün damlarında sığırcık gördüm. Yüzlercesi inip, yüzlercesi kalkıyordu. Yuvaları saçakların altı. Yerköy’e geldik. Orada araba değiştirmek lazım geldi. Yerköy’le Yozgat arası otobüs buldum. Bu sefer içine bindim. Yol iyi yol, Yozgat’a geldik. Yozgat yeşillik. Bir koyağın içinde. Girerken şehre, sağ yanda, yamaçta koyu bir yeşillik çarpıyor göze. forumadasi.com

Fikret Otyam – Topraksızlar
Seher deli esiyordu otomobilin yanına vardığımda. Elbistan uyanıyordu toz duman. Toz duman ki düşman başına bile değil. Kavakların dibine çöktüm. Araba hazır değildi de. Gıcır gıcır kağnılar geliyor pazara. Kağnıların ardında sıska, kara kuru, kuyrukları arka ayaklarının arasına sıkışmış köpekler… Ürkek, çekimser…
Bir insan akını Pazar yerine… Mal mülk, heybeler kağnı dolusu… Saman kağnıları, sap kağnıları, buğday kağnıları gıcır gıcır, yakarışlı. Ardlarında, yanlarında yüzlerce ayak, toprağa değdiği zaman puf diye toz kaldıran çarıklı, lastikli, çıplak ama hepiciği yorgun sürünen ayaklar toz duman.

“Hazırız beg” dedi muavin sandığım, arabayla iki saattir ırgalayan adam. “Atla beg” dedi. Atladım. Ehliyeti yokmuş ama, alacakmış yakında. İşte böyle köy yollarında belliyormuş sürmesini! Bu arabayı nice güçlükle almış? Yazmaya ne kalem, ne kağıt yetermiş efendi!… İşler iyi değilmiş bir süredir. Para çekilmiş ortadan ama uydurup borç harç almış arabayı… Dururken de giderken de sağ ön teker öteki üç tekere uymamak için elinden geleni yapıyordu.

Şoförümsü genç, benzinciye yaklaşınca oradaki çocuğa: “Kop lan” dedi. “Şoooordan yimbeş kuruşluk kırmızı biber al haydi…”
Bu röportaj yazısında yazar bir yeri ve o yerdeki insanları anlatmıştır.




To view links or images in signatures your post count must be 10 or greater. You currently have 0 posts.


“ Kimseyle hiçbir konuda yarış halinde değilim.
Kimseden akıllı, kimseden güzel, kimseden iyi olma gibi bir iddiam yok.
Kimse için 'EN' değilim, 'DAHA' değilim.
Bu devasa iddiasızlığın bana verdiği özgürlüğün hastasıyım. ”


To view links or images in signatures your post count must be 10 or greater. You currently have 0 posts.
  Alıntı