Tekil mesaj gösterimi
Alt 05 Ocak 2024, 14:49   #1
Çevrimiçi
CEDDİ OSMANLI
SiyahSancaktaR - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Kullanıcıların profil bilgileri ziyaretçilere gizlidir.
Standart Yemeğe Tuzla Başlama Ve Bitirmenin Sırları

Yemeğe Tuzla Başlama Ve Bitirmenin Sırları

Her hadisi şerifi ve hareketinde sırları bulunan Efendimizin, bizlere nasıl rahmet olduğuna, bilimin tespitleriyle zahiren şahit oluyoruz. Bu sayımızda tuzun faydalarıyla, yemekten önce ve sonra başlamanın hikmetlerini işleyeceğiz.

Hz. Ali’den rivayet edilen bir hadis-i şerifte Rasulullah Aleyhis selatü vesselam şöyle buyurdular:

‘’ Ya Ali! Yemeğe tuzla’’ Şir’a
‘’Yemeğe tuzla başlayıp tuzla bitirmek, yetmiş hastalığa şifadır.’’ R. Nasihin

Yemeğe başlamadan önce alınan az miktarda tuz, mide enzimini harekete geçirir, sinirleri uyararak ölü hücrelerin canlanmasına vesile olup, felç olma ihtimalini ortadan kaldırır. Ağız içerisine hava yoluyla bulaşmış mikroplar, tuzdaki sodyum klor sayesinde temizlemiş olur.

“Yemekten sonra alınan tuz, ağza bol miktarda gelen ptiyalin ile dişlere yapışmış olan karbon-hidratlar çözülüp eritilir ve diş çürümeleri önlenir. Ayrıca ağızda antiseptik özelliği gösterir.” (Prof. Dr. Zeki ÇIKMAN, Tıbbın Özü Sh.27)

Bu ve bunun gibi birçok faydaya bilimsel olarak göz atalım:

Tuz sodyum ve klor elementlerinden oluşur ( patlayıcı ve zehir) 1 gram tuzun suda çözülmesi ile 0,6 gramını klor iyonu ve 0,4 gram sodyum iyonu ortaya çıkar. Bu elementler kan, lenf, hücreler, dokular, kemik, kıkırdak ve kirişlerde bulunur. Klor ayrıca mide asidi için gereklidir.

Sodyum iyonu vücudun osmotik (geçişsel) yapısında çok önemli rol oynar. Yani hücrelere besleyici maddenin (vitamin, mineral, enzim, amino asit ve glikoz gibi) girişi ve hücrelerdeki artık maddelerin dışarı çıkarılmasında, kısaca transportta rol oynar. Ayrıca sinir ve kaslarda uyarıları iletmede rol oynar. Sodyum-potasyumla birlikte hücrelere giriş ve çıkışları kontrol ederler.

Klor iyonunun yetersizliği kanın pH-Değerinin asitleşmesine, buda asidoza sebep olur. Asidoz ise çok tehlikeli bir durumdur. Asidoz böbrek zafiyeti, akciğer iltihaplanması, aşırı kusma ve ishale sebep olur. Klor bilindiği gibi şehirlerin su şebekesine katılır. Çünkü klor mikropları öldürür. Klor aynı şekilde bağırsaklardaki zararlı bakterilere ve bunların ürettiği zehirli gaz ve zehirli alkolleri zararsız hale getirir. Ayrıca vücudun toksinlerinin atılmasında yardımcı unsurdur.

Tuz tansiyonu ne zaman yükseltir? Şayet kişi daha önce böbrek iltihaplanması geçirmiş ve bu iltihaplanma kronikleşmişse, bu ağrı vermez. Kişi kronik böbrek ağrılarını unutur, fakat böbrekler kronik iltihaplı olması nedeniyle sodyumlu birleşikleri süzemez. Böylece kanda sıvı oranı artar ve buda yüksek tansiyona sebep olur. Örneğin, sodyum (Na+) ve karbonik asit (HCO3-) birleşerek sodyum hidrojen karbonat (NaHCO3) oluşur ve bu dışarı atılamaz. Yani bu sadece kronik böbrek iltihabı olanlarda olabilir. Aksi halde tuz yüksek tansiyona sebep olmaz.

New York’dan Prof. Dr. Michael A. Alderman Amsterdam’da yaptığı konferansta 1400 kişi üzerinde yaptığı araştırmada az tuz alanların, çok tuz alanlara göre % 20 oranında daha çok kalp krizine yakalandıklarını tespit etmişti. (Nhp.Konferansları- 7.2001.)

Dünyada en çok tuz kullanan millet olarak bilinen Japonların diğer milletlere göre daha sağlıklı ve uzun ömürlü oldukları bilinmektedir.

Prof. Dr. K. Stupe (Kassenarzt 4.1997) az tuz alan yaşlılar üzeride araştırmalar yapmıştır. Bu araştırmalar sonucu yaşlılarda konsantrasyon zafiyeti, algılama zafiyeti, hafıza zafiyeti görüldüğünü tespit etmişlerdir. Hatta yaz aylarında yeterince tuz ve su almayanlarda kolapsüs (kan dolaşımının durması) sebep olduğunu saptamıştır. (Nhp. Konferansları-2001.)

Gelişme çağındaki çocukların az tuz alması halinde gelişme anormallikleri, yorgunluk, baş ağrısı, okulda anlamama, nefes darlığı, deri hastalıkları ve erken yaşlarda yüksek tansiyon gibi rahatsızlıklara, sebep olur. (Nhp.Konferansları-2001)

Remscheid’dan Prof. Dr. H. Kaulhausen Bayreuth’e eğitim seminerinde hamile bayanların tuz ve su alımını azaltmaları halinde hamilelikleri üzerinde kötü etkiler sebep olabileceğini beyan etmiştir. (NM.10.95.44)

Bilim adamlarının tepitleri ilginç bir gerçeği daha ortaya çıkarmıştır; insan vücudunun yaklaşık % 3,5’i tuz. İlginç olan ise dünya denizlerindeki tuz oranı da bazı yerlerde değişiklik gösterse de yaklaşık % 3.5dir. Suphanallah! Ne müthiş bir dengedir bu?

Bu ve bunun gibi birçok faydalar, tuzun yemeğe başlamadan önce alınmasıyla mümkündür. Tuzun yemekten önce ve yemek içerisinde alınmasıyla oluşacak fardalar değişiktir.

Efendimiz Aleyhisselatü vesselam, getirdikleriyle asırlardır insanlığa her yönden şifa kaynağı olmuşlardır.


Adem DAĞLI'

  Alıntı