12 Haziran 2024, 09:08
|
#150
|
Kullanıcıların profil bilgileri ziyaretçilere gizlidir.
|
Yanıt: Karahindiba Masumluğunda Çocuksu Kalbim
Yüzlerine tüm düşüncelerimi söylemeyi çok isterdim. Ama biliyorum ki, hiçbirinde anlayacak kapasite yok. Ben ne söylesem yarabbi şükür diyecekler biliyorum. Büyük konuşmamak lazım, hayat bu beklemediğin insanlarla yine yollarını kesiştirir.
Genelde sevmediğim ot burnumun dibinde bittiği için, rastlaşırsakta bu süreçten sonra, şaşırmam. Dileğim bir daha hiçbir zaman aynı havayı solumamak. Ama hayat işte.
Annem helallik al diyor, ben haklı olduğum halde büyüklük bende kalsın diye büyük/küçük demeden herkesten o kadar çok özür diledim, gönül almaya çalıştım ki ama hiçbirinde o özrü kaldıracak kapasite olmadı. Biliyorum özür dilemek erdemlilik ama özürden anlayana... Alttan aldığım herkes kendini haklı sandı. Bu yüzden bende alttan almayı değil, o insanları orada bırakıp yol almayı tercih ediyorum, beni aşağıya çekmelerine izin vermiyorum.
Ne olacak, ne bitecek bilmiyorum. Belki yorucu bir süreç olacak onu da bilmiyorum. Bir de havalar bu kadar sıcak olmasaydı iyiydi. Kendime tahammül edemiyorum sıcaktan, bir de kafamın içindekiler yoruyor beni.
Hangi filmdi o ya, heh hatırladım, Sihirli Annem dizisinde, hani diyorlar ya; "zaman ileri aksın" diye. Çok değil azıcık ileri aksın.
Zamanın hızlı ilerlemesini istemiyorum aslında sadece bu süreçten kurtulmak adına.
Yoksa acele edince, hayatım tamamen tepetaklak oluyor, bunu da tecrübe ettiğim için, ee zaten boşa demiyorlar, acele işe şeytan karışır diye. Gerçekten öyle...
Biraz daha fazla düşünmeye devam edersem böyle, düşüncelerde boğulacağım. Hani sokak dilinde diyorlar ya, fazla kasmamak lazım diye. Öyle sanırım. Hayat düşünmeyenlere güzel. Neyse sustum sessizce gidiyorum günlük can, sonra görüşürüz yine
|
|
|