Her şeye, herkese çok kırgınım günlük.
Yeni bir şey değil bu.
Tutunduğum her dal kırıldığında, bende kırıldım
Güvendiğim dağlara karlar yağdığında, tuzla buz oldu hep kalbim.
İnsanın sırtını yaslayabileceği, arkasında dağ gibi duran kimse olmadığında,
Öğrenmeye başlıyor ayakta durmayı.
Her ne kadar ayakta durmayı bilsende, kalbimiz taştan değil ki, yine de üzülüyorsun.
Beklentiler yaralar çünkü...
Hayallerden uyandığında, ayaktada dursan içindeki çocuğun gözyaşlarını dindiremezsin.
İçimdeki o çocuk, kimseye göstermediğim yanım. Koruyup, kolladığım masumiyetim, saflığım...
Kırgınım günlük, çok kırgınım.
Ben tutunmaya çalıştıkça, ben içimdeki küçük kız büyümesin diye uğraştıkça, üstüme çok geliyor hayat!
Kalbim dayanmıyor artık. Dayanamıyor.
Ama kimseye anlatamıyorum içimi. Hüzünlerimi... Öyle herkese içini açabilen biri değilim.
Zaten anlatsamda, anlamaz kimse...
Çünkü ait değilim bu devre, bu zamana...
Bu hoyrat yaşama...
Ama yinede var gücümle gülümsemeye çalışıyorum, hayata inat...
Biliyorum bir gün durulacak kalbimdeki fırtınalar...
Sabırla tutunuyorum içimdeki umutlara...