Edebiyat tarihçisi, bir eserin değerini saptarken belgelere dayanarak onun halk arasında yüzyıllarca nasıl tutunduğunu, nedenleri ve sonuçlarıyla anlamaya çalışır. Oysa eleştirmen, doğrudan doğruya kendisinin o eserden aldığı duygulanma payını, kişisel beğeni ve kanısını eleştiriye katmadan, elinden geldiğince nesnel bir biçimde düşünmek zorundadır.