Tekil mesaj gösterimi
Alt 20 Ekim 2024, 02:46   #173
Çevrimiçi
Zeze - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Kullanıcıların profil bilgileri ziyaretçilere gizlidir.
Standart Yanıt: Karahindiba Masumluğunda Çocuksu Kalbim

Hiçbir zaman yükseklerde gözüm olmadı, hiçbir şeyin fazlasını istemedim.
Mal mülk peşinde koşmadım.
Bir lokma aşım olsun, huzurum olsun dedim hep.
Kimseden hiçbir şeyin fazlasını beklemedim.
Bana bir adım gelene bin adım gittim.
Ben bu hayattan hiçbir şey beklemedim. Lüks peşinde koşmadım.
Sadece mutlu olmak istedim. Birazcık mutlu olmak.
Onu da çok gördü herkes.
Herkesin elinin altındakiydim;
Bu yüzden kolay vazgeçilendim, nede olsa vazgeçemeyendim sevdiklerimden.
Kimseye kızamıyorum. Hakkımda yok kızmaya...
Sevmeyi, değer vermeyi abartan ben değil miyim?
Abartan diyorum, çünkü ben az nedir bilmiyorum.
Annemden öyle gördüm. O da kendini düşünmez, hep kendinden ödün verir.
Böyle öğrendim ben. Çabalamayı, fedakarlığı...
Kötü nasıl olunur bilmiyorum.
Belki kötü olsam sevilir sayılırdım.
Sevgisizliğinde, saygısızlığında fazlasını gördüm.
Oysa herkesin kalbine dokunabilmek, sevginin kötülükten daha çok yayılmasına sebep olmaktı hayattaki gayem. Hiçbir zaman başaramadım bunu.
İyi olanın enayi muamelesi gördüğü bir dünyadayız.
Yoruldum be günlük.
Bir gün bu dünyadan göçersem, kimsenin çok sevdiği ve önceliği olamadığımı bilmenin üzüntüsüyle veda edicem bu dünyaya.
Ve sevginin hiçbir şeyi iyileştiremediğini, dünyayı sevginin kurtaramadığını bilerek... Onca emeğe rağmen kimsenin kalbine dokunamamış olmanın hüznüyle...
Biliyorum bu saatten sonra iyileşmez yaralarım. İyileşmesini beklemem aptallıktı.
Hep daha fazla yara aldım. Bu yüzden değil mi 2019 da felç geçiriyordum neredeyse.
Neden peki, sevdiğim insanları meğer ben sevmişim... Beni fi tarihinden kalma saçma sapan cahil işleriyle ateşe atma çabalarını hiçbir zaman unutmayacağım. Kendilerinde olmayan sevgiyi, bende aramaları bencilliğini de...
O zamandan kaldı bu kalp çarpıntıları. Ve yine sıklaştı iyice. Boğuluyorum, nefes alamıyorum.
Artık yarım ilaçta kâfi gelmiyor.
Kaç senedir doktor kontrolüne de gitmiyorum. Bazen bu kadar çarpacağına dur artık bitsin bu işkence diyorum.
Yine de sonra şükrediyorum halime, şükretmeye çalışıyorum.
Dualar olmasa, nasıl hafiflerdi bunca kırgınlık? Bilmiyorum.
Yüreğime tek iyi gelen dualar. Dualar her zaman gücüm oldu. Yaradana sığınmak, güvenmek, düştüğünde tutunduğun tek dalın "O" olması... Yoksa nasıl kalkardım düştüğüm yerden...
Bazen kalbim isyan etse de, artık bu dünyada fazlalık olduğumu düşünsem de, dünya bana dar gelse de, hayatım boyunca sabreden, sükunetini koruyan biri oldum, içim alevler içinde kalsada.
Dualar hep su serpti içimdeki yangınlara.
Hayattaki sınavım ağır. En çok neye önem veriyorsam oradan sınanıyorum.
Bu yüzden benimde sınavım sevgisizlik belki de. İnsan hissediyor sevildiğini de, sevilmediğini de.
Ve kalpten gelenle, dilden gelenin farkını...
Artık anlaşılmak falanda istemiyorum.
Öyle yoruldum ki.

Yarın, bir de yarın var, yarın resmen eziyet bana...
Uyuyamadım, uyuyamam da. Hayırlısı artık.