Kullanıcıların profil bilgileri ziyaretçilere gizlidir.
|
Misak-ı Milli Tarihi
Misak-ı Milli Tarihi

Birinci Dünya Savaşı’nda üstünde türlü oyunlar oynanan, toprakları paylaşılan, bağımsızlığını kaybeden hasta adam Osmanlı, savaştan sonra da pek farklı durumda değildir. Mondros Ateşkes Antlaşması’na rağmen işgaller devam etmektedir. İtilaf Devletleri artık iyice zayıflamış olan imparatorluk üzerindeki gizli planları yavaş yavaş uygulamaktadır. Rusya’nın sıcak denizlere inme hedefi, Boğazlar ve İstanbul egemenliği isteği; İngiltere ve Fransa’nın Orta Doğu hayalleri; İtalya ve Yunanistan’a vadedilen Ege toprakları işgal devletlerinin sürekli gözlemi altındadır. Yani tıpkı Garnier’in de dediği gibi ‘‘Ölüm döşeğindeki Osmanlı İmparatorluğu’nun mirası büyük devletlerin iştahını kabartmaktadır’’. Yönetimde oluşan otorite boşluğu, dışarıdan müdahaleler, halkın içinde bulunduğu yoksulluk ve bitkinlik sonun başlangıcına işarettir.
İzmir’in işgali ve diğer devletlerle yapılan görüşmelerin sonuçlarının Osmanlı Devleti’nin aleyhine olması nedeniyle Anadolu halkının bağımsızlık hareketine destekleri artmıştır. Mustafa Kemal’in savaş sürecinden beri oluşturmaya çalıştığı farkındalık yavaş yavaş oluşmaya başlamıştır. Ağustos ve Eylül 1919’daki Erzurum ve Sivas Kongreleri ile de milleti temsilen hükümet karşısına çıkacak kişiler de bu görüşmeler ışığında belirlenmeye başlamıştır. Halkın hemen hemen her şehirde oluşturduğu bağımsızlık hareketleri Kuvayi Milliye adı altında devam ederken toplanacak meclis için de bu hareket içerisinde olan millet vekilleri seçilmiştir.
Amasya Görüşmeleri’yle seçimlerin tamamlanmasıyla Erzurum milletvekili seçilen Mustafa Kemal, toplantıya hakkındaki tutuklama kararı nedeniyle İstanbul’a yalnız gönderilmediğinden bizzat kendisi gidememiştir. Bunun yerine bazı kararların alınması için gidebilecek diğer vekiller ile görüşmüştür. Onlardan meclis dağılırsa tekrar toplayabilme yetisine sahip olabilmek için kendisini başkan seçtirmelerini, mecliste direniş hareketlerini de temsilen Müdafa-i Hukuk adında bir grup kurmalarını ve Misak-ı Milli’yi kabul ettirmelerini istemiştir. Toplantı sonucunda Mustafa Kemal’in gerçekleşen tek isteği Misak-ı Milli’nin kabulü olmuştur. Saltanat makamının gücünden etkilenerek onu başkan seçmemişlerdir. Mücadeleye karşı fikirlerinin değişmesiyle Felah-ı Vatan (Vatanın Kurtuluşu) adında bir grup kurmuşlardır.
|