Size bir hikaye anlatacağım.

Evvel bir zamanda kendini hekır sanan, sosyal mühendislik uyguladığını zanneden bir ahmak varmış. Bu ahmak karşısındaki kişinin siber bir kimlik mi yarattığını yoksa gerçekten adı soyadı o mu olduğunu bir türlü çözemiyormuş. Google'a yazdığında kendi tabiriyle ünlü biri çıkıyormuş ama o kişi değilmiş. Hiçbir şekilde bir bilgi bulamıyormuş. Neyse, bizim bu eleman başlamış bir yol aramaya. Düşünmüş, düşünmüş, düşünmüş. Öyle bir şey yapmalıymış ki hem kendi ahmaklığını aşsın, hem de karşısındaki zeki adama kendini belli etmeden bir deneme çeksin. Karşısındaki adamın ne kadar zeki olduğunun farkındaymış. Hatta korkarım kendisinden kat kat daha zeki olduğunun bilincindeymiş. Bu yüzden basit bir kurguyla gitmek olmazmış. Günler günleri, haftalar haftaları, aylar ayları kovalamış.

Günlerden bir gün bizim salak oğlanı bir şey dürtmüş. Demiş ki ben bu adama gidip çok komik bir rakamda borç istiyormuş gibi yapayım. IBAN'ıma borç olan meblağı gönderirse banka hesap özetinde adını soyadını görürüm, gerçek mi emin olurum. Sonuçta banka hesabını başka isimle açamaz. Konuyu da sanki o küçük meblağa ihtiyacım varmış gibi kapatırım demiş. Bizimki gitmiş kendinden kat be kat zeki olan adama, kurguya göre planını harekete geçirmiş. Peki karşıdaki adam bunu yer mi? Biraz önce ipuçlarını vermiştik zaten.

“Akıllı adam aklını kullanır; daha akıllı adam başkasının aklını da kullanır.”

Hikayenin sonunu anlatmayacağım. Diyeceğim odur ki kendinizi çok kurnaz sanıp boş işlerle uğraşmayın, kurgu yaparsanız karşıdakinin istediği manipülasyona düşmekten öteye gıdım geçemezsiniz. Tek akıllı siz değilsiniz, en akıllı hiç değilsiniz.