Milletin Gerçek Düşmanları ve İçimizdeki Hain Alçaklar
Milletin Gerçek Düşmanları ve İçimizdeki Hain Alçaklar
Milletin Gerçek Düşmanları ve İçimizdeki Hain Alçaklar
Müslümanlık onun gözünde mantık, muhakeme, bilim ve bilgiyle uyumluluk içinde "doğal bir din"di. "Milletin kalbine yöneltilmiş zehirli bir hançer" olan yobazlığa bütün gücüyle karşıydı.
Mustafa Kemal, milletinin gerçek düşmanının sadece yabancılar olmadığını artık anlıyordu. Türklerin, bütün saldırganlıklarına rağmen, yabancılardan öğrenecekleri bir şeyler vardı. Gerçek düşman kendi aralarındaydı: Onları, başka milletlerin yürüdüğü ışıklı yoldan alıkoyan, gelişmeleri önleyen, baskı altında tutan softalık ve yobazlık, Mustafa Kemal'in görüşüne göre Osmanlı İmparatorluğu, Müslüman olmayanların cennetin bütün nimetlerinden yararlandıkları, Müslümanların ise cehennem azabı çekmeye zorlandıkları bir yerdi.
“Ölülerden yardım dilemek, uygar bir toplum için lekedir. Bugün bilim, teknik ve bütün yaygınlığıyla aydınlatıcı uygarlık karşısında filan ya da falan şeyhin öğütleri ile maddi ve manevi mutluluk arayacak kadar ilkel insanların uygar Türk toplumunda bulunabileceğini asla kabul etmiyorum. Efendiler ve ey Millet,iyi biliniz ki,Türkiye Cumhuriyeti şeyhler,dervişler,müritler, çömezler ülkesi olamaz. En doğru ve gerçek tarikat, uygarlık tarikatıdır.”
Kaynakça: Atatürk, Lord Kinross Sayfa 39 - Altın Kitaplar Yayınevi
|