sabahtan beri ara ara ölü taklidi yapma üzerine düşündüm. istediğimde herkes gibi harika ölü taklidi yapabiliyorum ben de. sonra aslında burada ölü taklidi yapabilirdim dediğim pek çok olay geldi aklıma ve arasında kayboldum. hakikaten ya neden öyle yapmamışım dediğim hiçbir durumda ölü taklidi yapamazdım. çünkü haksızlık ya da yanlış gördüğüm bir şey karşısında hiç susmadım, susamadım susanlarla da anlaşamadım. genelde yanan ben oldum ama böyle böyle harika bir öz inşaa ettim.
sonra gittim kendime bi kahve yapıp kendimi ödüllendirdim. birden aklıma o meşhur söz geldi 'her şeyin sonunda düşmanlarımızın sözlerini değil, dostlarımızın sessizliğini hatırlayacağız..' bak adam sabahtan beri kafamın içinde onlarca dağınık olayla dönen hadiseyi tek cümle ile ve ancak bu kadar güzel nasıl da ifade edebilmiş..
ve tüm bu düşüncelerin başlangıcı birkaç gündür arkadaşlarım konusunda ne kadar şanslı olduğum düşüncesinin kafamda dönmesinden kaynaklı. genelde bu tarz düşünceler yaşadığı bir yıkım aldığı bir darbe sonunda dolaşır insanın zihninde en azından bu denli derin. belki de şükretmeyi de öğreniyorumdur artık kimbilir