Tekil mesaj gösterimi
Alt 14 Temmuz 2022, 11:28   #2
Çevrimiçi
Zeze - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Kullanıcıların profil bilgileri ziyaretçilere gizlidir.
Standart Yanıt: Adalet Nedir? Adalet Kavramı Hakkında

Filozoflara Göre Adalet

Adalet kavramı tarih boyunca farklı şekillerde tanımlanmış olup filozoflar ve düşünce adamları konu hakkında değişik fikirler ileri sürmüşlerdir. Adaletin yerine getirilmesi ancak adaletsizliğin ortaya çıkması sonucudur. İlk anlamında adalet, insanların birbirlerine nasıl davranacaklarını Öngören kuralları göz önüne alma ve uygulamayı, yani 'hakları ve görevleri kapsar.

Platon tarafından açıklıkla, Aristoteles tarafından da belirsiz biçimde gösterildiği gibi (içine örfü de alacak şekilde geniş tutulduğunda) kanun, olduğu şekliyle ve nasıl olması gerektiğiyle anlaşılmalıdır. Platon kanun yönetiminden çok bilgelerin (filozofların) yönetiminden yana olduğunu belirtir. Çünkü kanun herkes için en soylu ve en adil olanı anlayamaz ve böylelikle en iyiyi uygulayamaz. Platon Devlete insanın tabiatına mükemmelen uygulanabilen bir adalet kavramı geliştirir. Bu adalet, aklın kullanılmasıyla keşfedilebilir. Aristoteles doğal ve uzlaşımsal (İtibarî) adalet ayrımını yapar birincisi evrensel, ikincisi ferdî durumlara mahsustur. Bu ikisi çatışınca doğal adalete müsaade etmek itibarî adalete düşer.

Devletle Platon, adaleti itidal, bilgelik ve cesaretle birlikte dört aslî erdemden biri olarak zikreder. Adalet denetleyici ve düzenleyici erdemdir. Adil kişi, ihtirasları akılla denetlenen, kendisini disipline edebilmiş kişidir. Stoacılar için, Platon için olduğu gibi adalet akılla bulunabilen ve yürürlükteki kanun ve Örfün üzerinde bir şeydir. Akıl sahibi bir varlık olarak insan, kendi tabiatı hakkında düşünmekle nasıl davranacağını anlayabilir. Platon'dan farklı olarak Stoacılar her insanın tabiî kanunun farkına varıp ona uyma konusunda eşit oldukları görüşündedir. Roma kanun koyucuları bu görüşten etkilenmişler ve kölelik kurumunun tabiî kanunla ve tabiî adaletle çeliştiği görüşünü belirtmişlerdir. Bu görüş Kilise Babaları tarafından devralınmıştır. Hobbes ise farklı bir adalet kavramı öne sürmüştür Bir akit, bir sözleşme yapılmışsa onu bozmak adalet dışı bir şeydir. "Adaletsizlik söz verip yapmamaktır ve adaletsiz olmayan herşey adildir. Böylece yeni dünyada tabiî adalet kavramı sarsılır.
Hume adaleli, "sunî erdem" olarak adlandırır. Ne insan tabiatında ne de sözleşmede adaleli ihdas edecek kurallar bulamayız. Faydacılar adalet kelimesini aynı anlamda, yani adalelin insanların uzlaşmasından doğduğu anlamında kullanıyorlardı. "Adalet fikri iki şeyi varsayar: Bir davranış kuralı ve bu kuralı tasdik edecek bir duygu." (J.S.Mill)

Adalet bugün de herkese hakkım vermek ve doğruyla yanlışı birbirinden ayırmak anlamlarında kullanılmakla birlikte devletin bu görevini yerine getirecek kamu teşkilatlan farklı biçimlerde olmaktadır. Genelde adalet hizmetleri siyasî ve idarî otoritenin kumanda alanının dışında bağımsız kurumlar şeklinde düşünülmektedir. Devlet ve fert açısından adalet farklı anlamlar taşımaktadır. Devlet İçin adalet, kanunların yapımında ve hak ve görevlerin dağıtılmasında belli kişileri veya zümreleri ötekilere üstün tutmadan vatandaşlara aynı hakları vermesini ve aynı görevleri yüklemesini ifade eder. Fert için ise vatandaşların mümkün olduğu kadar birbirinin hakkına uymaya mecbur bırakılmasını ifade eder.

İslam toplumlarında adalet kavramının toplu misal siyasal hayat içerisinde işgal ettiği yerin kendine Özgü bazı niteliklere sahip olduğu görülüyor.
  Alıntı