25 Ocak 2023, 14:23
|
#1
|
Kullanıcıların profil bilgileri ziyaretçilere gizlidir.
|
Suç ve Ceza | İngilizce - Türkçe
Suç ve Ceza | İngilizce - Türkçe
acquit — beraat etmek
barrister — avukat
bail — kefalet kefaletle serbest bırakmak
court — mahkeme
court case — duruşma
custody — tutukluluk
custodial sentence — hapis cezası
conviction — hüküm giyme
cross-examination — çapraz sorgu
defend — savunmak
evidence — delil
guilty — suçlu
hearsay — tanıklık
illegal — yasadışı
judge — hakim
jury — hakem heyeti
justice — adalet
life sentence — müebbet
magistrate — sulh hakimi
not guilty — suçsuz
Old Bailey — Londra merkez cinayet mahkemesi
prosecution — kovuşturma
parole — şartlı tahliye
plea — ifade
plaintiff — davacı
diminished responsibility — azaltılmış cezai yükümlülük
statement — beyan, ifade
sentence — hüküm, ceza
trial — duruşma
victim — maktul, kurban, mağdur
verdict — karar
witness — tanık
Suç Türleri
abduction — zorla alıkoyma
kidnapping — kaçırma
armed robbery — silahlı soygun
arson — kundakçılık
assault — saldırı
attempted murder — cinayete teşebbüs
burglary — hırsızlık
breaking and entering — haneye tecavüz
child abuse — çocuk istismarı
domestic violence — aile içi şiddet
drug trafficking — uyuşturucu kaçakçılığı
drunk driving — alkollü araç kullanma
fraud — sahtecilik, dolandırıcılık
hijacking — kaçırma, korsanlık
murder — cinayet
homicide — adam öldürme
shoplifting — mağaza hırsızlığı
smuggling — kaçakçılık
speeding — hız sınırlarına uymama
terrorism — teröristlik
theft — soygun, hırsızlık
torture — işkence,
vandalism — barbarlık
white collar crime — beyaz yaka suçları
Ceza Türleri
community service — toplum hizmeti (örneğin ilk kez suça karışmış bir genç için)
fine — para cezası (yasak sezonda avlanmak)
house arrest — ev hapsi (örneğin duruşmasını bekleyen bir genç için)
jail time — hapis (karısına şiddet uygulayan adam)
license suspension — ehliyete el konulması (alkollü araç kullanma)
life in prison — müebbet hapis (cinayet)
traffic ticket — trafik cezası (hız yapma, yanlış yere park etme)
You are under arrest.
Tutuklusunuz.
Put your hands on your head.
Ellerini başının üstüne koy.
We are taking you to the police station.
Sizi merkeze götürüyoruz.
This is against the law.
Bu kanunlara aykırıdır.
Officers will tow your vehicle to the station.
Görevliler aracınızı çekecekler.
I’ll have to write you a ticket, sir.
Size ceza yazmak zorundayım efendim.
Please get out of the car.
Lütfen araçtan ininiz.
Are you carrying a weapon?
Üzerinizde silah var mı?
Do you have any illegal drugs?
Uyuşturucu bulunduruyor musunuz?
Does this belong to you?
Bu size mi ait?
Where were at five this morning?
Bu sabah beşte neredeydiniz?
Officer, have I done something wrong?
Yanlış bir şey mi yaptım memur bey?
Why did you pull me over?
Beni neden durdurdunuz?
I want to make a phone call.
Telefon etmek istiyorum.
What are my rights?
Haklarım neler?
|
|
Alıntı
|