Forum Logo  

Anasayfa Forum Duyuruları Yönetim İletişim
 -
Geri Git   ForumAdasi.Com > Kültür ve Sanat > Kültür - Sanat - Tarih > Cumhuriyet Tarihi


Cumhuriyet Döneminde Türk Ocakları


Kullanıcı Etiket Listesi

Yeni Konu Yeni Cevap
 
LinkBack Seçenekler Görüntüleme stilleri
Alt 24 Mart 2024, 11:55   #1
Çevrimdışı
Zeze - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Kullanıcıların profil bilgileri ziyaretçilere gizlidir.
Red Star Cumhuriyet Döneminde Türk Ocakları

Cumhuriyet Döneminde Türk Ocakları



Cumhuriyetin ilanı sonrasında Türk ocakları yurt genelinde hızlı bir örgütlenme içerisine girdi. Geçmişin kritiği ve geçmiş hataların tekrar zuhur etmemesi için bu ikinci dönemde ilkine göre ocak programına ilişkin daha çetin tartışmalar yapıldı. Gökalp'in Ocaklar'ı edebi kulüp yapma eğilimi devam ederken Reşit Galip gibi isimler doğrudan halkın içinde olunması ve pratik amaçlara yönelinmesini öne sürüyordu. Galip aynı zamanda Darülfünun neredeyse ocakların merkezi de orada olmalıdır diyerek adeta ocakların düşün dünyasını etkilemek istediği kesimi belirtiyordu. Ayrıca ikinci dönemin başında Türk Yurdu'nun basımında bir kopukluk doğmuş Yeni Mecmua da bu dönemde bir süreliğine ocakların resmî yayın organı gibi işlev görmüştür. Ocakların hızlı örgütlenmesi ile Mayıs 1923'te 43 şubeye ulaşıldı. "Ocaların başbuğu" olarak anılan Hamdullah Suphi Tanrıöver'in vurguladığı programda her şubenin çalışma programı oluşturması ve üyeler için kimlik çıkartılması gibi şeyler bulunmaktadır. Çeşitli basın ve yayın organının desteği dışında yeni kurulan Türk millî devleti de maddî manevî yardımlarını esirgememektedir. Öyle ki Mustafa Kemal Zonguldak şubesine 200 liralık yardımda bulunurken Erkân-ı Harbiye-i Umumîye Reisi Fevzi Çakmak ve Ferit Fahrettin Paşa da maddi yardımlarda bulunmuştur. Tanrıöver de Ocakların yeni programında temel sac ayaklarından birini, yani devrimlerin şu sözlerle açıklamaktadır:
Türk ocağı dar milliyetperverlik gütmez. Ocaklı bilir ki bu müessese Şarkda Garbın temsilidir. Türk Ocağı Garpçıdır. Kendimizi Garplı hissettikçe Türk kalacağız. Türklüğümüzü Avrupalı olmaya yüz tuttuğumuz zaman bildik.
forumlar, genel forum sitesi forumadasi.com
Türk Ocakları yeni dönemde Türk devrimlerinin rehberliğini yüklenmek amacını güttü. İrticaya karşı mücadeleye verdiği destekteki bu rolü Sebilürreşad dergisiyle doğrudan bir çatışma ortamı yarattı. Bu gibi özelikleriyle ocaklar yeni rejimin desteğini kazandı. Mustafa Kemal İstanbul Türk Ocağı'na bir bina kuruluşu için 3500 liralık maddi yardımda bulundu. Böylece Ocak-devlet ilişkisi daha görünür hale geldi.

Türk Ocakları Kongreleri

Türk Ocakları Birinci Umûmî Kongresi
Birinci Umûmî Kongre 23-25 Nisan 1340 (1924) tarihlerinde eksik temsille ve ağırlıkla asker-sivil bürokratlardan oluşan bir kitlenin katılımıyla gerçekleşti. Kongrenin başkanlığına Tanrıöver'in önerisi üzerine Türkçülük konusunda mühim bir yere sahip olan Ahmet Ağaoğlu seçildi. Kongrede ağırlıkla Türkün tanımı ve şekli ele alınmıştır. Tanrıöver ocakların Türk vatanının ve Türk devrimlerinin bekçiliği gibi iki temel vazifesi olduğunu dile getirmiştir. Bu vazifenin doğrudan siyasetle uğraşmak anlamına geldiği görüşünü paylaşan üyeler de bulunmaktadır. Tartışılan bir diğer konu da kimlerin Ocaklara kabul edilip edilmeyeceğidir. Tanrıöver'in bu konudaki tavrı seçkinci ve elitist, halka üsten bakan bir yaklaşımdır ve "Ocak bir misyoner müessesesidir. Ameleyi aldınız mı, ertesi gün Ocak sosyalist bir kulüp olur" söyleminde bulunmuştur. Kongrede Ocakların yayın organı olan Türk Yurdu'nun ismi ve yayın ilkeleri de tartışılmıştır. Netice olarak yapılan oylamada derginin aynı adla devam etmiş, Yusuf Akçura imtiyaz hakkını Türk Ocağı İdare Heyeti'ne devretmiştir.

Türk Ocakları İkinci Kurultayı
Türk Ocakları İkinci Kurultayı 1925 yılında, Türkiye tarihinde önemli iç olay ve çatışmaların yaşandığı bir yılda gerçekleşti. Şeyh Said İsyanı ve takiben çıkartılan Takrir-i Sükûn Kanunu Ocaklar'da bir hareketlenmeye sebep verdi. Cumhuriyet rejiminin ilkelerini savunan ve yaymaya çalışan Ocaklar'da adeta Büyük Millet Meclisi'ndeki gibi tartışmalar yaşanıyor ve alınacak önlemler konusunda tavsiyeler veriliyordu. Cumhuriyet hükûmetinin emirlerine amade olduğunu açıklayan Ocaklar kimi bölgelerde irtica karşıtı mitingler düzenledi. 1925 yılı Ocak-devlet, Ocak-parti bütünleşmesinin de başlangıcı olacaktı. Türk Ocakları 1925'ten sonra yerli bir Türk burjuvazisinin kurulması ve bu şekilde iktisadi kalkınmanın hızlanması fikrini savunmaya başladı. Latife Hanım ikinci kurultayda fahrî başkanlığa getirilirken Tanrıöver aynı görevine tekrar seçildi, Celâl Bayar ise Muhiddin Baha ile beraber kâtib-i umûmîlğe getirildi. Kurultay da İsmet Paşa Ocaklar'a devletin desteğini vadetti.

Türk Ocakları Üçüncü Kurultayı
Üçüncü Kurultay 22 Nisan 1926'da başladı. Merkez Heyeti Yıllık Faaliyet Raporunda 1925 Kurultayı'nda 135 olan Türk Ocağı sayısının özellikle Doğu ve Güneydoğu'daki genişlemelerle 217'ye, üye sayısının da 30 bine yükseldiği ifade edilmektedir. 217 Ocak'tan 97'si ise düzenli gelir elde etmektedir. Kurultayda şube ocaklarının ne şekilde hareket edecekleri tartışması yapılmıştır. Bazı delegeler muhtelif ocakların kendi fikirlerine göre hareket ettiği eleştirisini yapmaktadır. Yine Türkiye'de o güne dek okutulmayan Türk hukuk tarihi dersi için kürsü oluşturulması için çalışmalara başlanmıştır. Türk Yurdu'na ilişkin tartışmalarda ise Yusuf Akçura gerileyen satışların nedeni olarak dergide sürekli aynı çevrenin yazılarının yayımlanmasını vermektedir. Kurultayın en önemli ve yoğun tartışmalarından biri de Türk olmayan unsurların ülke içindeki asimilasyonudur. Van delegesi İshak Refet gibi isimler Doğu ve Güneydoğu Anadolu'da halen Türk lisanının bazı yerlerde kullanılmadığı, efradın yerel dillerini kullanmaya devam ettiğini ifade ederek Ocaklar'ı bu konuda adım atmaya çağırmaktadır. "Türk olmayan unsurlar" deyişi bu devirde mübadelerle gelenleri, Trabzon'daki Rumları, Çerkesleri ve Boşnakları da kapsayan geniş bir tanım olduğu görülmektedir. Hüseyin Enver buna benzer tartışmalarda Ocakların asli görevini reformların halka benimsetilmesi olduğunu ifade ederken benzer görüşteki Yusuf Akçura ise ikinci "sâha bizimdir" diyerek Ocakların hükûmet gibi hareket etmesine mesafelidir. Kurultayın son toplantısında ise 12 Mart 1328 (25 Mart 1912) tarihinin her yıl Ocakların bayramı olarak kutlanması kararlaştırılmıştır.

Türk Ocakları Dördüncü Kurultayı
1927 yılı Türk Ocakları için 1931'de kapatılmasına giden sürecin başlangıcı olması bakımından önemlidir. Ocaklar bu tarihte nüfuzunun zirvesine ulaşmıştır. Bunun farkında olan siyasi iktidar ilkin reformların savunucusu olarak gördüğü ve doğrudan desteklediği Ocakları mürakebe (denetim) altına alma yoluna gidecektir. Türk Ocakları 1927'de yapılan kurultayda Cumhuriyet Halk Fırkası (CHF) ile devlet siyasetinde beraber olduğunu açıklamış ve daha sonra CHF Nizâmnâmesi'nde yer alan 40. maddeye istinaden kendini CHF mürakabesinde yer alan bir kuruluş olarak saymıştır.

Bu kurultayda Türk Ocakları Tüzüğü’nün 2. Maddesi "Türk Ocaklarının fiilen iştigal sahası Türkiye Cumhuriyeti hudutları dahiline münhasırdır." şeklinde ifade edilmiştir. Yapılan bu değişiklikle Türk Ocakları Tüzüğü’nün 2. Maddesindeki "Türkler" veya "bütün Türkler" sözcükleri kaldırılmış ve Ocakların çalışma sahası daraltılmıştır. Bu adımlar Türkiye'nin Sovyetler Birliği ile ilişkilerinin geliştirilmesi ve Türk Ocakları'nın çalışma sahasının daraltılarak CHF ile bütünleşmesine yöneliktir.

Kurultayda 1926 Yılı Faaliyet Raporu sunuldu. Raporda Ziya Gökalp'in Beyazıt'ta bulunan kabri için mermer bir mezarlık yapıldığı, delegeler tarafından matbaa kurulduğunu ve bu matbaada Türk Yurdu dışında resmî kurumlar dahil birçok sipariş alındığı, derginin 1928 abone ile kâra geçtiği bilgisi paylaşılmaktadır. Ocakların gelirlerini artırmak için hükûmete başvurulduğu ve Dahiliye Vekaleti'nin özel tamimle vilâyetlerden bütçe ayırdığı da raporda yer almaktadır. Günümüzde Ankara Resim ve Heykel Müzesi olarak işlev gören Türk Ocakları Merkez Binası'nın temeli ise 21 1927'de atıldı. Törene devlet adına İsmet Paşa katıldı. Başkan Hamdullah Suphi de Türk Ocakları'nın "inkılâpçı ve cumhuriyetçî hükümetin mesâisine kendi mesâisini katarak çalıştığını" ifade etmiştir. 1927 yılı Ocakların kültürel manada ürettiği yayınların ve verdiği konferansların arttığı bir yıl oldu. Türk Ocakları Hars Heyeti milliyetçi ve devletçi inancı pekiştirecek yayınları artırmak için çalışmalarını hızlandırdı. Bu noktada Hafız Ahmet Irsoy, Rauf Yekta ve Ali Rıfat Çağatay'dan Türk müziğine ilişkin görüşler alınırken, Reşat Nuri, Yesarizâde Mahmud Esat ve Refik Ahmet Nuri Sekizinci'den oyunlar ısmarlandı. Ocak üyelerinin kullanacağı rozetler (oran) Almanya'da üretilirken her yıl Türk Yıllığı adıyla bir yıllığın yayımlanması kararlaştırıldı.

Kurultay döneminde tartışılan bir başka konu ise Türkiye'de komünizmin yükselmesiydi. Bu konuya ilişkin Hasan Ferid "Ocaklı denilince komünizm aleyhtarı anlaşılmalıdır" düşüncesini paylaşmaktadır. Ocaklarda maaş alarak görev alanlar da kimi isimlerce eleştirilmektedir. Ahmet Cevdet Ocaklarda görev almayı millî bir hizmet olarak yorumlarken, 1940'lardan sonra Turancılık düşüncesini yeren ve derslerinde komünizm propagandası yapmakla suçlanıp kovuşturmaya uğrayan, bu nedenle Amerika Birleşik Devletleri'ne giden sosyal psikolojinin önemli ismi, kurultay döneminin Ödemiş delegesi Muzaffer Şerif de verilen ücretlerde öğretmen maaşlarının temel alınmasını önermektedir. Maaşlı çalışanlar konusu Zekeriya Sertel gibi sol muhaliflerin ocaklara ilişkin eleştirileri arasındadır.

Türk Ocakları Beşinci Kurultayı
Kurultay 28 Nisan 1928'de başladı ve kurultay başkanlığına Mahmut Esat Bozkurt seçildi. Sunulan raporda Ocakların doktor üyelerinin sağlık hizmeti verdiği, 10 ocakta Fransızca, İngilizce, Almanca, İtalyanca ve Rusça gibi dersler verildiği, 5 ocakta muhasebe ticaret kurslarının bulunduğu, 45 şubede spor faaliyetlerinin yürütüldüğü, 42 şubede müzik, 43 ocakta ise temsil yapıldığı bilgilerine ulaşılmaktadır. Büyük şehirler haricinde kalan ocaklarda konferanslar verilmemesi kurultayda ele alınan bir konu olmuş ve memleket sathına konferansçılar gönderilmesi, Ocaklarda köycülük faaliyetlerinin artırılması vurgulandı. Üyelerden Selim Sırrı da Çekoslovakya'da etkin olan Sokol teşkilatına benzer faaliyetlerde bulunulmasına ilişkin bir rapor sundu. Bu zaman diliminde Türk Yurdu dergisinin merkezi de Ankara'ya taşındı.

Kurultayın en önemli konularından biri izlenmesi gereken kültürel asimilasyona ilişkin önerilerdi. Türk lisanına ilişkin öneriler Vatandaş Türkçe konuş! kampanyası ile ilişkiliydi. Siirt Arapları ve Doğu vilayetlerindeki Türk olmayan milletler için de birçok delege ve bürokrat tarafından rapor ve öneriler sunuldu.

Türk Ocakları'nın Altıncı Kurultayı da iki yıl sonra 24 Nisan 1930 tarihinde yapıldı ancak tutulan zabıtlar yayımlanmadığı için tartışılan konular hakkında bilgi bulunmamaktadır.


  Alıntı
Yeni Konu Yeni Cevap

İçeriği Sosyalleştir

Etiketler
cumhuriyet, döneminde, ocakları, türk


Şu anda bu konuyu görüntüleyen etkin kullanıcılar: 1 (0 üye ve 1 konuk)
 

Gönderme Kuralları
Konu açma yetkiniz yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti ekleme yetkiniz yok
Mesaj düzenleme yetkiniz yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık



Saat: 06:07.

Forum Bilgileri
Hukuki Aydınlatma Metni
ForumAdası, tüm hakları saklıdır.

Kurucu: Jön TüRk
Forum Sorumlusu: Zeze
Geliştiriciler: Regex & Cry
Tasarımcı: Mango

Powered by vBulletin® Version 3.8.6
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.

Altyapı bilgilerini okuduğunuz vBulletin yazılımı ForumAdası üzerinde lisanslı bir şekilde kullanılmaktadır.
ForumAdası; internet ortamında kullanıcıların içerik üretmelerine, bu içeriklerin de önceden onaya tabi tutulmaksızın yayımlanabilmesine olanak sağlayan bir forum sitesidir. Forum siteleri, tıpkı sosyal medya ve interaktif sözlükler gibi 5651 sayılı kanunun 2. maddesinin 1. fıkrasının "m" bendine göre Yer Sağlayıcı olarak faaliyet göstermekte olan, hizmet ve içerikleri barındıran sistemleri sağlayan veya işleten platformdur.
5651 sayılı kanunun 5. maddesine göre yer sağlayıcı, yer sağladığı içeriği kontrol etmek veya hukuka aykırı bir faaliyetin söz konusu olup olmadığını araştırmakla yükümlü değildir. Başka bir deyişle ForumAdası üzerinden yapılan yazılı, görsel ya da işitsel paylaşımlardan doğabilecek yasal sorumluluk, mezkur içeriği paylaşan ForumAdası üyesi gerçek kişilere aittir. İlgili kanunun anılan maddesinin 2. fıkrasında da çok açık bir biçimde öngörüldüğü üzere; yer sağlayıcı, yer sağladığı hukuka aykırı içerikten, ceza sorumluluğu ile ilgili hükümler saklı kalmak kaydıyla, bu Kanunun 8 inci ve 9 uncu maddelerine göre haberdar edilmesi halinde ve teknik olarak imkân bulunduğu ölçüde hukuka aykırı içeriği yayından kaldırmakla yükümlüdür.
Açıklanan hukuki dayanaklar temelinde, hak ihlâli iddiasında bulunan hak sahipleri İLETİŞİM linkinden yer sağlayıcı ForumAdası yöneticilerine ihtarda bulunarak bahse konu hususu tebliğ etmeleri halinde incelemeler yapılıp, en geç 2 gün içerisinde gerekli işlemler tesis edilecektir.

5101 sayılı yasayla degişik 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu gereğince ForumAdası üzerinde telif hakkı bulunan MP3, video vb. eserlerin paylaşımı T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından hak sahipliği verilmiş olan MÜ-YAP tarafindan yasaklanmış olup, yasal işlem olması halinde, paylaşan kişi ya da kişilerin bilgileri gerekli kurum ile paylaşılacaktır.