Forum Logo  

Anasayfa Forum Duyuruları Yönetim İletişim
 -
Geri Git   ForumAdasi.Com > Dinler ve Kültürleri > Dini Hikayeler

Dini Hikayeler Dini öyküleri bulabileceğiniz ve paylaşabileceğiniz bölüm.


O Güneş Hiç Batmadı

Dini öyküleri bulabileceğiniz ve paylaşabileceğiniz bölüm.


Kullanıcı Etiket Listesi

Yeni Konu Yeni Cevap
 
LinkBack Seçenekler Görüntüleme stilleri
Alt 25 Şubat 2023, 01:56   #1
Çevrimdışı
Avatarsız Forum Üyesi
Kullanıcıların profil bilgileri ziyaretçilere gizlidir.
Out O Güneş Hiç Batmadı

O Güneş Hiç Batmadı

n yalın tarifiyle Asr-ı Saadet, insanların en hayırlısı Fahr-i Kâinat s.a.v. Efendimiz’in ve yine O’nun mübarek ifadeleriyle “insanların en hayırlıları”nın birlikte yaşadığı çağdır.

Alemlere Rahmet ve insanlığa en güzel örnek olmak üzere Son Peygamber s.a.v.’in risaletine şahitlik etmiş, yine insanlığın hidayet menbaı Kur’an-ı Hakim’in indirildiği insanlığın altın çağı...

Yani saadetin, mutluluğun, bahtiyarlığın, bahtiyarların çağı...

Ki o bahtiyarların çoğu, bahtlarının açılacağı gün gelmeden önce karanlık bir dünyaya doğmuş, zulmün, zulmetin, cehaletin ne olduğunu içinde yaşayarak görmüşlerdir.

O kutlu çağın güneşi doğduğunda insanlık tam anlamıyla karanlıktaydı. Hz. İsa Aleyhisselam’dan sonra yaklaşık altı yüzyıl geçmiş, O’nun tebliğ ettiği tevhid dini tahrif edilmiş, vicdan ehli olan fakat küfür ehlinin nüfuzu karşısında sesleri boğulan az sayıdaki kişiden başka insanlara yol gösterecek kimse de kalmamıştı.

Çirkin menfaatçılığa hizmet eden sahte ilâhlara tapınıldığı, yalnızca güçlü olanların insan muamelesi gördüğü ve onların haksız isteklerinin ilâhî kurallar hükmünde olduğu bir dönem yaşanmaktaydı.

Allah’a şeksiz iman edilmiyor, şiddet fazilet sayılıyor, fuhuş meşru görülüyor, ırkçılık, sömürü ve bâtıl inançların şekillendirdiği bir sistem hüküm sürüyordu.

Ama bir taraftan okuma-yazmanın olduğu, ticaretin geliştiği, önemli kültür birikimine sahip toplumların da yaşadığı bir dönemdi. Fakat tıpkı önceki peygamberlerin tebliğinden bir süre sonra insanların sapıtarak içine düştükleri karanlık dönemler gibi, nefsin arzuları, şeytanın hileleri hayatın belirleyici unsuru olmuştu. Ta ki miladî 610 yılına, yani Fahr-i Kâinat s.a.v. Efendimiz’in risaletle görevlendirildiği güne kadar...

Hz. İbrahim Aleyhisselam’ın, mübarek hanımı Hacer annemizi ve oğlu İsmail’i bıraktığı, alemlere bereket ve hidayet kaynağı olan ilk evin, ilk mabedin kurulduğu bu topraklara, Cenab-ı Hak 570 yılında alemlere rahmetini gönderdi.

Alem, yıldızıyla, güneşiyle, taşıyla, toprağıyla, kurduyla, kuşuyla bayram etti. Gelen çok sevgiliydi. Sevgili’nin sevgisiydi.

Çok azı hariç, insanlar bunu fark edemediler. Fakat hayatının her döneminde kendinden ortaya çıkan fevkalâdeliklere de hayranlık duydular. Diğerlerinden bir farkı olduğunu hissettiler. O’na saygı duydular, güvendiler, danıştılar, işlerini emanet ettiler.

Bir gün Cenab-ı Mevlâ, Habib-i Kibriyası’na, haydi çık uyar onları, tuttukları yol, yol değil; tevbe edip sana uysunlar, saadete ersinler buyurdu.

O günden sonra saadetin talipleri, nasiplileri ortaya çıkmaya başladı. Her şeylerini terk etmeyi göze alarak, Fahr-i Cihan Efendimiz’in eline sarılarak yalnızca saadete talip oldular.

Kendi ellerinde olanı, elleriyle yapıp ettiklerini bıraktılar. Gönüllerini sildiler ve yalnızca O’nun vereceklerine açtılar. Sahabe-i Güzin kendini Rasulullah s.a.v.’e teslim etti. O da onları kucaklayıp kuşattı. Kuşatan, saran, Allah’ın rahmetinden başka bir şey değildi. Kim Allah’ın rahmetiyle kuşatılırsa, onun için saadetten başka yol yoktur.

İşte rahmetin böylesine kuşatıcı olduğu bu döneme Asr-ı Saadet dendi. Savaşlar, açlık, yokluk, zorluk, nasipsizlerin zulmü bu saadeti engellemedi.

Aksine, Ashab-ı Güzin’in karşılaştığı her zorluk imanlarını pekiştirdi.

Hülefa-i Râşidîn dönemi, Tabiûn ve sonra gelenler hep bu saadetten nasiplerini aldılar, almaya da devam ediyorlar.

Kişiler fanidir, fakat Allah’ın rahmeti fena bulmaz, yok olmaz, o talep edeni bulur. Talip olan, Ashab-ı Güzin gibi Allah Rasulü’nün sevgisiyle kuşatılır. Said olur, bahtiyarlar zümresine katılır.

İnsan neye talip olduğuna dikkat etmeli. Bugün müslümanlar, Lât, Uzza gibi taştan, tahtadan putlar yapıp tapacak değiller elbette. Fakat unutmamalı ki, onları ilâhlaştıran, kullanılan malzeme değil, insanların talep ve istekleriydi.

Nefsinin hevâsını ilâh edinenlerden olmak, dini arzularına uydurmak her devrin en büyük tehlikesidir. Fakat tehlikenin olduğu yerde rahmet de eksik olmamıştır.

Cenab-ı Mevlâmız insanı hiçbir zaman başıboş bırakmadı. Peygamberlerin mukaddes mirası asla kaybolmadı.

Bugün hem Mukaddes Kitabımız, hem Habib-i Kibriya’nın sünnet-i seniyyesi, hem de velâyet nuru bütün ihtişamı ile parlamaya devam ediyor, lütf-u ilâhî ile kıyamete kadar da böyle olacak.

Karanlık ne kadar yoğun olursa olsun, cahiliyye ne kadar güçlü olursa olsun, o nur her devirde kainatı ışığı ile yıkayacak güçtedir.

Biz müminler Rasulullah s.a.v.’i on dört asır önce yaşamış bir insan olarak görmekten ziyade, O’nu kalbimizin baş köşesinde candan öte can olarak yaşamaya devam ederiz. Her gönülden salât u selam okuyuşumuzda O’nun mübarek tebessümünden bir ışıltı gözümüzün önünden geçiverir. O’nun ümmeti olmak bizim için en büyük şereftir.

Ve Asr-ı Saadet bizim için asla bir nostalji değildir. Değil 21’nci asırda, 121’inci asırda da yaşasak bir yanımız hep oradadır, oralıdır. O devrin hüzünleri, coşkuları kalbimizde dün gibi sıcaktır.

Saadete talip olanlar için Asr-ı Saadet devam ediyor. Saadete talip olan hep saadet bulacak.

Rabbimizin tevfik ve inayeti ile...


Kahrolsun psikolojisi düzgün insanlar!
Yaşasın tam bağımsız ruh hastası Beşiktaşlı'lar!










To view links or images in signatures your post count must be 10 or greater. You currently have 0 posts.
  Alıntı
Yeni Konu Yeni Cevap

İçeriği Sosyalleştir

Etiketler
batmadı, güneş, hiç


Şu anda bu konuyu görüntüleyen etkin kullanıcılar: 1 (0 üye ve 1 konuk)
 

Gönderme Kuralları
Konu açma yetkiniz yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti ekleme yetkiniz yok
Mesaj düzenleme yetkiniz yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık



Saat: 12:12.

Forum Bilgileri
Hukuki Aydınlatma Metni
ForumAdası, tüm hakları saklıdır.

Kurucu: Jön TüRk
Forum Sorumlusu: Zeze
Geliştiriciler: Regex & Cry
Tasarımcı: Mango

Powered by vBulletin® Version 3.8.6
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.

Altyapı bilgilerini okuduğunuz vBulletin yazılımı ForumAdası üzerinde lisanslı bir şekilde kullanılmaktadır.
ForumAdası; internet ortamında kullanıcıların içerik üretmelerine, bu içeriklerin de önceden onaya tabi tutulmaksızın yayımlanabilmesine olanak sağlayan bir forum sitesidir. Forum siteleri, tıpkı sosyal medya ve interaktif sözlükler gibi 5651 sayılı kanunun 2. maddesinin 1. fıkrasının "m" bendine göre Yer Sağlayıcı olarak faaliyet göstermekte olan, hizmet ve içerikleri barındıran sistemleri sağlayan veya işleten platformdur.
5651 sayılı kanunun 5. maddesine göre yer sağlayıcı, yer sağladığı içeriği kontrol etmek veya hukuka aykırı bir faaliyetin söz konusu olup olmadığını araştırmakla yükümlü değildir. Başka bir deyişle ForumAdası üzerinden yapılan yazılı, görsel ya da işitsel paylaşımlardan doğabilecek yasal sorumluluk, mezkur içeriği paylaşan ForumAdası üyesi gerçek kişilere aittir. İlgili kanunun anılan maddesinin 2. fıkrasında da çok açık bir biçimde öngörüldüğü üzere; yer sağlayıcı, yer sağladığı hukuka aykırı içerikten, ceza sorumluluğu ile ilgili hükümler saklı kalmak kaydıyla, bu Kanunun 8 inci ve 9 uncu maddelerine göre haberdar edilmesi halinde ve teknik olarak imkân bulunduğu ölçüde hukuka aykırı içeriği yayından kaldırmakla yükümlüdür.
Açıklanan hukuki dayanaklar temelinde, hak ihlâli iddiasında bulunan hak sahipleri İLETİŞİM linkinden yer sağlayıcı ForumAdası yöneticilerine ihtarda bulunarak bahse konu hususu tebliğ etmeleri halinde incelemeler yapılıp, en geç 2 gün içerisinde gerekli işlemler tesis edilecektir.

5101 sayılı yasayla degişik 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu gereğince ForumAdası üzerinde telif hakkı bulunan MP3, video vb. eserlerin paylaşımı T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından hak sahipliği verilmiş olan MÜ-YAP tarafindan yasaklanmış olup, yasal işlem olması halinde, paylaşan kişi ya da kişilerin bilgileri gerekli kurum ile paylaşılacaktır.