|
LinkBack | Seçenekler | Görüntüleme stilleri |
28 Nisan 2023, 12:14 | #1 |
Kullanıcıların profil bilgileri ziyaretçilere gizlidir. |
Atomculuk Anlayışının Tarihsel Gelişimi
Atomculuk Anlayışının Tarihsel Gelişimi Felsefe, Antik Yunan döneminden bu yana iki ana kanaldan ilerlemiştir. Bunlardan birincisi Herakleitos’un başını çektiği, evrende değişimin esas olduğunu söyleyen ve onun ünlü sözü olan ‘Herşey akıp geçer.’i sloganlaştıran değişimci kanaldır. Diğeri ise Parmenides’in değişimi yadsıyan, evrenin tüm görüntüsünün bir yanılsamadan ibaret olduğunu söyleyen değişime karşı kanaldır. İşte bu kamplaşmada Herakleitos ve Parmenides’ten sonraki düşünürler, onlar kadar katı olmasalar da bir tavır aldılar. Atomcu felsefe ise bu iki kanalı da aşarak bir çeşit ‘Tez + Antitez = Sentez’ denklemi öne sürdü. Buna göre Parmenides’in aradığı yaratılmamış, yok olmayan, değişmeyen ‘Bir varlık’ atomcularda parçalanarak gözle görülemeyecek kadar küçültülmüştür, ancak atomlardan meydan gelen çoklukta yani evrende sürekli bir değişim esastır. İşte atomcu düşüncenin ana ilkesi budur. Atomcu düşüncenin içinden çıktığı bir önemli çelişki de Parmenides’in birciliği (monizm) ile Empedokles’in çokçuluğu arasındakidir. Empedokles’e göre toprak, hava, su ve ateş 4 ana elementtir. Bunların farklı oranlarda karışmasıyla çokluk meydana gelir. Oysaki atomcularda ana öğe sayısı 4 ile sınırlı değil sonsuzdur. Bir de atomculuk ile Anaksagoras’ın ilişkisi önemlidir. Bilindiği üzere Anaksagoras’ın en büyük başarısı, ilk defa olarak o maddeden, ona hareket veren ve hükmeden kımıldatıcı gücü, nus’u (ruh ve akıl) ayırmıştır. Anaksagoras’la felsefede dualizm başlar. Bu düşünce daha sonra Platon ve Aristoteles’e geçerek felsefe tarihinde bugüne kadar gelmiştir. İşte Demokritos bu akıma kapılmayarak ruhun da maddi atomlardan meydana geldiğini söyleyerek felsefe tarihinin en güçlü materyalist düşüncesini ortaya koymuştur. Atomculuğun Yunan düşüncesindeki temel yanlışlara düşmemiş olması onun en önemli artısıdır. Şöyle ki o dönemin çok bilinen paradoksları doğayı matematiksel açıklama çabasına karşın ortaya atılmıştı. Oysaki Demokritos ve Leukippos’un atomları geometrik olarak değil fiziksel olarak bölünemeyendir. Bu sayede bu teori kendine sağlam bir yer edinmiştir. Atomcu okul bir yandan Parmenides’in monist yaklaşımına öte yandan Anaksagoras’ın çoğulcu yaklaşımına bir tür tepki olarak gelişmiştir; özellikle de birincisine karşı. Demokritos yalnızca varolanları değil ruhu da atomlardan oluşan bir şey olarak düşünerek materyalizmi ileri noktalara taşımış, felsefe tarihinde materyalizm eğilimi için en güçlü başlangıç noktalarından birini meydana getirmiştir. Atomcu felsefe tarihte üç isimle anılır. Eski Yunan’da Leukippos ve Demokritos, Roma’da ise Epiküros’tur. Bu seminerin konusu ilk atomcular Leukippos ile Demokritos ve onların atomcu felsefelerdir. Atomculuk (Bölünemezcilik), materyalizmin bir biçimi olarak daha sonra Epiküros ve Lukretius tarafından savunulmuş ve uzun bir dönem sonra etkisini kaybetmiştir. Etkisini bu süreçte kaybeden atomculuk anlayışının 17. yüzyılda bilimsel çalışmalar ve teoriler içinde yeniden canlandığı görülecektir. Atomculuk, Epikuros’la Lucretius’un aracılığıyla Gassendi ve Bacon’a ulaşarak doğa bilimlerinin doğuşunu sağlamıştır. Bir Rönesans adamı olan Pedrus Gassendi, doğayı bir organizma olarak ele alan Aristocu skolastiğe karşı, atomculuğun getirdiği mekanist anlayışı savunmuştur. Bu anlayışa göre doğa, atomlarla ve atomların hareketleriyle gerçekleşmiştir. |
İçeriği Sosyalleştir |
Etiketler |
anlayışının, atomculuk, gelişimi, tarihsel |
Şu anda bu konuyu görüntüleyen etkin kullanıcılar: 1 (0 üye ve 1 konuk) | |
|
|
|
|
ForumAdası, tüm hakları saklıdır. Kurucu: Jön TüRk Forum Sorumlusu: Zeze Geliştiriciler: Regex & Cry Tasarımcı: Mango
Powered by vBulletin® Version 3.8.6
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd. Altyapı bilgilerini okuduğunuz vBulletin yazılımı ForumAdası üzerinde lisanslı bir şekilde kullanılmaktadır. |
ForumAdası; internet ortamında kullanıcıların içerik üretmelerine, bu içeriklerin de önceden onaya tabi tutulmaksızın yayımlanabilmesine olanak sağlayan bir forum sitesidir. Forum siteleri, tıpkı sosyal medya ve interaktif sözlükler gibi 5651 sayılı kanunun 2. maddesinin 1. fıkrasının "m" bendine göre Yer Sağlayıcı olarak faaliyet göstermekte olan, hizmet ve içerikleri barındıran sistemleri sağlayan veya işleten platformdur. 5651 sayılı kanunun 5. maddesine göre yer sağlayıcı, yer sağladığı içeriği kontrol etmek veya hukuka aykırı bir faaliyetin söz konusu olup olmadığını araştırmakla yükümlü değildir. Başka bir deyişle ForumAdası üzerinden yapılan yazılı, görsel ya da işitsel paylaşımlardan doğabilecek yasal sorumluluk, mezkur içeriği paylaşan ForumAdası üyesi gerçek kişilere aittir. İlgili kanunun anılan maddesinin 2. fıkrasında da çok açık bir biçimde öngörüldüğü üzere; yer sağlayıcı, yer sağladığı hukuka aykırı içerikten, ceza sorumluluğu ile ilgili hükümler saklı kalmak kaydıyla, bu Kanunun 8 inci ve 9 uncu maddelerine göre haberdar edilmesi halinde ve teknik olarak imkân bulunduğu ölçüde hukuka aykırı içeriği yayından kaldırmakla yükümlüdür. Açıklanan hukuki dayanaklar temelinde, hak ihlâli iddiasında bulunan hak sahipleri İLETİŞİM linkinden yer sağlayıcı ForumAdası yöneticilerine ihtarda bulunarak bahse konu hususu tebliğ etmeleri halinde incelemeler yapılıp, en geç 2 gün içerisinde gerekli işlemler tesis edilecektir. 5101 sayılı yasayla degişik 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu gereğince ForumAdası üzerinde telif hakkı bulunan MP3, video vb. eserlerin paylaşımı T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından hak sahipliği verilmiş olan MÜ-YAP tarafindan yasaklanmış olup, yasal işlem olması halinde, paylaşan kişi ya da kişilerin bilgileri gerekli kurum ile paylaşılacaktır. |