
Kant, felsefede rasyonalist ve empirist anlayışların sentezini yaparken dogmatik ve septik düşünürlerin görüşlerini de uzlaştırmaya çalışır. Kant’a göre “Bilgimiz deneyle başlar; ama deneyden doğmaz.” Bilginin meydana gelebilmesi için deney kadar akla da ihtiyaç vardır.
Bilginin ham maddesi duyular aracılığıyla gelir. Bu ham madde zihnin a priori yani deneyden gelmeyen kategorileri içine girer. Bu kategorilerde form (şekil) alarak akıl ilkeleri ile işlenir ve böylece bilgi meydana gelir.
İşte biz nesneleri, olayları, dünyayı her insanda ortak olan bu kategorilere göre biliriz. Bu şekilde oluşan bilgimiz zorunludur, kesindir ve genel geçerdir.
Immanuel Kant’a göre iki çeşit bilgi vardır: a priori (deney öncesi) ve a posteriori (deneye dayalı).
Apriori bilgi; zorunlu, deneyden bağımsız, deneysel olanla hiç karışmamış, süjelerin tümü için geçerli olan bilgidir. Kant, buna salt bilgi der.
A posteriori bilgi ise deneyle mümkün olabilen, kesin olmayan, gözlemlerle sürekli düzeltilen bilgidir. Kant duyu bilgisinin de aklın da a priori formları olduğunu söyler. Duyu organlarıyla alınan malzemeye, duyarlığın iki formu, uzay ve zaman formları eklenir.
İnsan zihninde üç ayrı işlevi yerine getiren üç ayrı bölüm vardır: duyarlık, imgelem ve anlayış.
Duyarlık, dış dünyadan duyu organları yoluyla gelen izlenimleri birbirine bağlar. Anlayış ise birbirine bağlanmış olan malzemeyi zihnin apriori formları olan 12 kategoride işler. Böylece bilgimiz oluşur. Bu bilgi tümel, kesin ve zorunludur.
Benzer Konular: