Arif Nihat Asya Sözleri | Ünlü Sözler
[Foruma üye olmadığınız sürece forum içeriğindeki bağlantıları görüntüleyemezsiniz. Foruma üye olmak için TIKLAYIN!]
[Foruma üye olmadığınız sürece forum içeriğindeki bağlantıları görüntüleyemezsiniz. Foruma üye olmak için TIKLAYIN!]
Bir saçı okşamaz, bir alnı serinletmez, bir yelkeni şişirmez, bir eteği havalandırmazsın. Neyleyim senin gibi rüzgarı.
Duvarda bir gedik açmaya bir taşın eskimesi yeter.
En büyük acı, acıtmaz olmuş zincirlerin acısıdır; köleliği kabul etmenin, başkaldırmaktan vazgeçmenin acısıdır.
Kalemini bir silah gibi değil, bir kaşık gibi tut yoksa aç kalırsın. Diyordu bir kitabında.
Vazoyla saksının farkını sen söyleme, çiçeklerden sor!
Bu kitabın kaç dakikada okunduğunu bırak, kaç senede yazıldığını düşün.
Gözler kalbin aynasıdır.Ama sen yine de gözüne kalbini sorma...
"Düşünüyorum, o halde varım." demiş Descartes ama Arif Nihat Asya ise "Hayır, yanlış. Düşünülüyorum, o halde varım." demiştir.
İnanmak; basamakların çıkamadığı yere kanatlarınla tırmanmak.
Işığı önüne al, yürü! Gölgen arkadan ister gelsin, ister gelmesin.
İçimizden biri köprü olmaya razı olmazsa, kıyamete kadar bu suyun kıyılarını bekleriz.
O da bir gazi olmak istedi. Fakat ona anlatmak gerekti ki, şehit olmayı göze almayan gazi olamaz.
Kulun olarak doğmasaydım, kendiliğimden gelir fahri kulun olurdum Allah'ın.
Bütün dualarımızda uzun yaşamak isteği var. Eni olmazsa bir ömrün, boyu olmuş ne çıkar.
Koku, tat, sıcak… sende her aradığım vardı: Seni soğuk bulanlar, ısıtamayanlardı.
Sanatkar halıda gülü dikensiz yapmış..Ayakların incinmesin diye.
Bir kuşa yeten yuva iki kuşa da yeter.
Tekerleri dört köse bir arabaya bindirdiler bizi, bir gidiştir gidiyoruz.
Hastalık, sevgisizlik, öksüzlük...
Neler geçirdim ben!
Çıkabilseydi bir, "güzel" diyecek
Güzelleşirdim ben!
Boyasına güvenen halılar güneşten korkmaz.
[Foruma üye olmadığınız sürece forum içeriğindeki bağlantıları görüntüleyemezsiniz. Foruma üye olmak için TIKLAYIN!]
|