ForumAdasi.Com

ForumAdasi.Com (https://www.forumadasi.com/)
-   Güzel Sözler (https://www.forumadasi.com/guzel-sozler/)
-   -   Ahmet Haşim Sözleri | Ünlü Sözler (https://www.forumadasi.com/guzel-sozler/45975-ahmet-hasim-sozleri-unlu-sozler.html)

Zeze 15 Eylül 2024 13:09

Ahmet Haşim Sözleri | Ünlü Sözler
 
[Foruma üye olmadığınız sürece forum içeriğindeki bağlantıları görüntüleyemezsiniz. Foruma üye olmak için TIKLAYIN!]

[Foruma üye olmadığınız sürece forum içeriğindeki bağlantıları görüntüleyemezsiniz. Foruma üye olmak için TIKLAYIN!]

Ateş gibi bir nehr akıyordu,
Rûhumla o rûhun arasından.

Acılar gece çözülür.

Aşk, değişmeyince ölür.
forumadasi.com
Güzel, yalanın çocuğudur.

Aşık, yüz bulamayan adamdır.

Sevmeyi bilmeyen, ölmeyi bilmez.

Eti tadan köpek, artık kuru ekmeğe dönmez.

Şiir bir hikaye değil, sessiz bir şarkıdır.

Dünyanın güzelliğinden korkmaya başlamıştık.

Geminin keşfine kadar deniz, düşman bir unsurdu.

Günün doğma saati, neşe ve umudun başlangıcıdır.

Tüm acıların geceleri çare bulduğu bilinmektedir.

Yaşlıları gençlik, gençleri ise aşk ölüme götürür.

Yarın dudağından getirilmiş bir katre alevdir bu karanfil.

Günümüzde aşık olan sevdiğinden karşılık göremeyen kişidir.

Ne yazık ki vücudun çökmesi aklın olgunluk dönemine rastlar.

Seyahat, hele deniz seyahati, ruhun bütün dertlerine devadır.

Aşk her gün aynı devam ederse bir gün değiştirilmesi gerekir.

En güzel şiirler, manalarını okuyucunun ruhundan alan şiirlerdir.

Yarin dudaklarından bana ulaştırılmış olan bir ateştir bu güller.

Ne yazık ki gövdenin güçsüzleşmesi aklın olgunluk zamanına rastlar.

Gerçi hayat, kitaba sığmayacak kadar geniştir fakat tekrarlarla doludur.

Kenâr-ı âba dizilmiş sükûn ile bekler füsûn-ı mâha dalan pür-hayâl leylekler.

Havâda bir gölü tanzir eder semâ bu gece onun böcekleri gûyâ nücûmdur yekser.

Bir hayat o kadar uzundur ki bu yüzden bir hayatı kitaba sığdırmak imkânsızdır.

Akıl; nar, ayva ve portakal gibi geç renk ve koku kazanan bir sonbahar ürünüdür.

Ağır ağır çıkacaksın bu merdivenlerden eteklerinde güneş rengi bir yığın yaprak.

Neden bu âb-ı semâvîde avlananlar yok bu haşr-ı nûr-ı hüveynâtı hangi kuşlar yer?

Arkaya bakmadan, yere yuvarlanmaksızın istenilen istikamette kaç adım gidilebilir?

[Foruma üye olmadığınız sürece forum içeriğindeki bağlantıları görüntüleyemezsiniz. Foruma üye olmak için TIKLAYIN!]


Zeze 15 Eylül 2024 13:09

Yanıt: Ahmet Haşim Sözleri | Ünlü Sözler
 
[Foruma üye olmadığınız sürece forum içeriğindeki bağlantıları görüntüleyemezsiniz. Foruma üye olmak için TIKLAYIN!]

Ve mai gölgeli bir beldeden cüda kalarak bu nefy ü hicre müebbed bu yerde mahkûmuz.

Sen sevmeyi bilmedin ki ölmeyi bilesin. Çünkü sevmeyi bilmeyenler ölmeyi de bilemez.
forumadasi.com
En eski edebiyatan en yenisine kadar, her dilde , şiirin konusu eş değil, sevgilidir.

Sağlığın fahiş derecede pahalı olduğu bir asırda, ucuz bir neşeyi neden fazla görmeli?

Aklın en iyi çalıştığı zamanlar bedenin işi bitmiştir neredeyse yürüyecek hali yoktur.

Şairdir şiiri anlatan şairdir seni tanıyan şairdir duyguları yaşayan şairdir size bakan.

Nasıl ki yaşlılık ölüme götürüyorsa aşkta yaşlılık gibidir esir aldığı bedeni ölüme götürür.

Namus kavramı, zaman, din, iklim, gelenek ve bilhassa giyim şekline göre değişen kararsız bir erdemdir.

Bir bakır tasta alev şimdi havuz suya saplandı kızıl mızraklar. Açılıp kıvrılarak göklerde uçuyor parçalanan bayraklar!

Dönmek mi? Ne mümkün geri dönmek düştüyse gönüller bu melâle? Bir eldir ufuklardan uzanmış zulmet bizi çekmekte visale.

Gök yeşil yer sarı mercân dallar dalmış üstündeki kuşlar yâda bize bir zevk-i tahattur kaldı bu sönen gölgelenen dünyâda!

Fikirlerine emin mahfazalar bulamayan bir medeniyetin, tefekkür kabiliyetini kaybetmekte gecikmeyeceğinden hiç şüphe etmemelidir.

Karanlık, ölümün bir parçasıdır. Onun için dinlendiricidir. Büyük dinlenme, bir karanlık denize dalıp bir daha ışığa kavuşmamaktan başka nedir?

Ağaçların seheri zirvesinde titreşiyor tuyûr-ı fâniye-i âlem-i tahayyül ü hâb. Semâyı kaplayacak şimdi gâzeler gibi nûr zavallılar kalacaklar esir-i ufk-ı türâb.

Tüm geceler içerisinde korkuyu saklar ve geceler korkuların vaktidir. Göz karanlıkta olup bitenleri seçemez ve güzel görünen şeyleri bile düşman gibi görmeye başlar.

Fikir ayrılığından dolayı aşağılama, öteden beri bizde kullanılan aşınmış bir silahtır ki, onursuz bir miras olarak, aynı türden kalem sahipleri arasında kuşaktan kuşağa geçer.

Kim diyor ki kadın şimdi, eskisi gibi yüzünü sıkı örtüler altında saklamıyor? Ya boya örtüleri? Bunların altında hakiki çehreyi hiç görmek mümkün mü? Boyalar olmasa bilmem kadın ne yapardı? Kadın ne yapardı bilmem. Fakat boyalar olmasa bilmem ki göz nasıl boyanırdı?

[Foruma üye olmadığınız sürece forum içeriğindeki bağlantıları görüntüleyemezsiniz. Foruma üye olmak için TIKLAYIN!]


Saat: 08:09.

Powered by vBulletin® Version 3.8.6
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.

Altyapı bilgilerini okuduğunuz vBulletin yazılımı ForumAdası üzerinde lisanslı bir şekilde kullanılmaktadır.