Forum Logo  

Anasayfa Forum Duyuruları Yönetim İletişim
 -
Geri Git   ForumAdasi.Com > Kültür ve Sanat > Kitap Tanıtımları

Kitap Tanıtımları Beğendiğiniz ve paylaşmak istediğiniz kitap tanıtımlarını yapabileceğiniz, aynı zamanda paylaşılmış tanıtımları görüntüleyebileceğiniz bölüm.


Johann Wolfgang von Goethe | Yaşamımdan Şiir ve Hakikat

Beğendiğiniz ve paylaşmak istediğiniz kitap tanıtımlarını yapabileceğiniz, aynı zamanda paylaşılmış tanıtımları görüntüleyebileceğiniz bölüm.


Kullanıcı Etiket Listesi

Yeni Konu Yeni Cevap
 
LinkBack Seçenekler Görüntüleme stilleri
Alt 07 Eylül 2023, 11:57   #1
Çevrimdışı
Forumdan Uzaklaştırıldı
Avatarsız Forum Üyesi
Kullanıcıların profil bilgileri ziyaretçilere gizlidir.
Standart Johann Wolfgang von Goethe | Yaşamımdan Şiir ve Hakikat

Johann Wolfgang von Goethe | Yaşamımdan Şiir ve Hakikat



Goethe’nin “Yaşamımdan Şiir ve Hakikat” adındaki eseri dört bölüm ve her bölümde beş kitap olmak üzere yirmi kitaptan oluşuyor. Goethe’nin hayatının farklı dönemlerine dikkat çeken, edebiyat düşünceleriyle kişisel deneyimlerini de ortaya koyan otobiyografik bir eserdir. Bu kitapta aynı zamanda bir bakıma Goethe’nin okuma serüveni de anlatılmıştır.

“Önemli bir eser ortaya koymanın yolunun dış dünya ile bağları koparmaktan geçtiğini çok iyi anladım. En beğenilen yapıtlarım yalnızlığın çocuğudur” (s.670) diyen J.W.V. Goethe’nin kitabı Mahmure Kahraman tarafından Türkçeye çevrilmiş. Kitap yazıldığı dönemin önde gelen “sanatçı, bilim adamı ve devlet adamlarının yaşamlarından kesitler” de sunmaktadır. Ancak kitap farklı konulara değinmesine rağmen benim en çok Goethe’nin “edebi etkilenme” endişesi konusundaki düşünceleri dikkatimi çekti. Dolayısıyla ben de kitabın bu konusu üzerinde kısaca duracağım.

Kitabı zevkle ve dikkatlice okurken aklıma birçok söz ve bu sözlerin çağrıştırdıkları geldi. Örneğin Fransız şair ve fikir adamı Paul Valery’nin, “Arslan’ın vücudu, yediği hayvanlardan oluşur” sözüyle birlikte “Üslubu lisan; aynıyla insan” veya “üslubu beyan, aynıyla insan” sözü de aynı doğrultuda yorumlanabilir. Ayrıca Refik Halit Karay’ın “Bu üslup, ruhumun yazıma akseden hâletini gösteriyor” demesi de, en azından Goethe’nin adı geçen eserinde aktardığı bazı fikirleri onaylar nitelikte sözlerdir. Öyle ki bu kitap şairin sadece yaşamından değil aynı zamanda okuduklarından, yazdıklarından, üslubundan da sahneler yansıtmaktadır. Bu konuda yapılacak bir çalışma ile örnekler çoğaltılabilir.

Goethe bu kitabında birçok konuya değinmiş olmasına rağmen ağırlıklı olarak hangi yazarları, şairleri ve eserleri okuduğunu okuyucuya haz veren bir üslupla yaşamöyküsü içinde anlatmaktadır. Her şeyden önce okuduklarından etkilenme gibi bir kaygısının olup olmadığını bu eserindeki anlatımlardan çıkarmak mümkündür. Örneğin Zimmermann’ın Deneyim Hakkında adındaki başarılı yapıtının üzerinde etkili olduğunu (s.690) çok rahat olarak ifade etmiştir. Goethe benzer anlatımlarla itirafta bulunurken ne bir eziklik, ne de bir yetersizlik duygusu yaşar. H. Bloom (2022; S. 15, 20) etkilenmeyi; “Hepsi de doğası bakımından son kertede savunmacı nitelikte olan bir ilişkiler matrisini -imgeci, zamansal, tinsel, psikolojik- ima eden bir metafordur” şeklinde tanımlar ve “edebi etkilenmenin en büyük doğrusu bunun direnilemeyen bir endişe olmasıdır” der. Dolayısıyla edebi endişelenmeyi doğal karşılayan Goethe’nin, bu kitabı okunduğunda da onun çok kuvvetli endişe duymadığı için bu etkilenme kaygısının onu pek fazla etkilemediği anlaşılır.

Bazı yazarlar gibi eleştirmen Harold Bloom, Batı Kanonu (2020; S.204) adındaki eserinde, Alman şiirinin öncüleri arasında Goethe ile karşılaştırılabilecek güçte kimse olmadığından bahseder ve “Goethe’nin edebi gücü ve bilgeliği, rasyonelleştirmelerinin buharlaşmasına rağmen ayakta kalacaktır” der. “İnsan yazdığı şeydir” görüşü de dikkate alınırsa Goethe’nin neden güçlü bir şair ve yazar olduğu daha iyi anlaşılacaktır sanıyorum. Çünkü o fikirlerini oluşturan ve onu “Goethe” yapan yetiştiği ve etkilendiği kültür çevresine bu kitabıyla okurlarını büyük bir konukseverlikle davet etmekte, bunda da bir sakınca görmemektedir. Onun düşünce sofrası belki herkese değil ama onu her okuyana açıktır. Ne gibi eserleri okuduğunu, hangilerinden etkilendiğini de hiçbir komplekse kapılmadan yazmış, açıklamıştır. Eserinde bahsettiği kitap ve yazarların dönemi içerisinde tanınmış veya tanınmamış olmasına pek bakmadığı veya bu tür bir ölçüye gerek duymadığını da vermiş olduğu örneklerin bazılarından çıkarmak mümkündür. Aslında bu tür bir davranışa psikolojik kişilik açısından bakıldığında; sadece kendisine güvenen, kendisini doğal olarak ifade eden bir kişiliğin ötesinde tam anlamıyla sahici bir kişilik yapısına sahip olduğu değerlendirilmesi de yapılır. Eğer söz konusu olan bir sanatçı, bir yazarsa benzer davranış daha da önem kazanır.

Goethe, bu hacimli eserinde bazıları Türkçeye de çevrilmiş olan Fénelon’un Telemakhos’undan, Daniel Defo’nun Robinson Kruso’sundan önemle bahseder. Bu eserlerin etkilerini kesinlikle inkâr etmez. Ancak o sanatçı tarafını oluşturan ve tesirlerini bir alçakgönüllülük üslubu ile kabul ettiği başka yazar ve eserlerinden de örnekler verir. Goethe, hayatında bir hakikat olarak etkilendiği bazı yazar ve eserleri sıralamaktan, hatta bunları eserinin sayfalarında birçok defa tekrar etmekten gocunmaz. Bu tekrarların sebeplerini de sıralar. O aynı zamanda okuduğu yazar ve eserlerinden neden övgüyle bahsettiğini de açıklamaya çalışır. Bu açıklamalarında bilgiçlik taslamadan okuyucuya, özellikle düşünce avcılığına çıkmış dikkatli okuyucuya bazı mesajlar vermekten de geri durmaz.

Goethe’nin 840 sayfalık bu kitabını okuduğumuzda; Lord Anson’un “Dünya Seyahati”nin, Kopp’un “Kurtarılmış Kudüs”ünün, Klopstock’un “Mesih” (Messais)inin, Moser’in “Aslan İninde Daniel”inin, onu şöyle veya böyle etkilemiş olduğunu anlıyoruz. Daha doğrusu yazar bunu açıkça ifade ediyor. Bu yazının başlarında da hatırlatıldığı gibi O etkilenmenin her zaman için olumsuz olamayacağı mesajını da vermiş oluyor.

J.J.Rousseau, Racine, Molière, Neukirch, Corneille, Herder gibi yazarlar da, Goethe’nin doğrudan eserinde ifade ettiği gibi etkilendiği, en azından takdir ettiği ve sevdiği yazarlar arasındadır. Bu yazarların eserleriyle karşılaşmasında aktardığı kadarıyla Goethe’nin babasının zengin kütüphanesi çok etkili olmuştur. Ancak onun bu kitabında sanki ana-babalara ve çocuk eğitimcilerine bir mesaj vermek istercesine; “Çocukluğumdan beri tuhaf bir alışkanlığım vardı, kitapların başlangıçlarını ve bir yapıtın bölümlerini her zaman ezbere öğrenirdim, önce Musa’nın beş kitabını, arkasından Aeneis ve değişimleri böyle çalışmıştım” diye yazması da anlamlıdır… Bu durum yetişkinlikte okuma alışkanlığının kazanılmasının temellerinin en azından ta çocukluk dönemlerinde atılması gerektiği gerçeği Goethe örneği olarak karşımıza çıkmaktadır.

Goethe’nin eserini okurken bende birçok çağrışımların yanında özellikle bir konu dikkatimi çekti. Türkiye’den birçok yazarın benzer anlayışta eserlere sahip olup olmadığı konusunda zihnimde kocaman bir soru oluştu. En azından okuduğum eserlerde doğrudan bu tür itiraflara pek rastlamadığımı söyleyebilirim. Özellikle son dönem şair ve yazarlarında etkilendikleri veya sevdikleri eserlerden bahsetmeleri sanki onların sanat yönüne olumsuz şekilde yansıyacak gibi bir endişe içerisine girerek çekinildiği anlaşılmaktadır. Ya da politik, yuvarlak cümlelerle bu tür konular kapatılmaya çalışılmaktadır. Oysa özellikle “kendi” olabilen, “güncelin”, popülizmin geçici cazibesine kapılmamayı başaran ve aynı zamanda birçok kaygıdan uzak kültürel temellerini sağlam oluşturmuş olan sanatçı, yazar ve şairlerde işaret edilen kompleks oluşmayacaktır.

Zamanımızda veya bazı dönemlerde bir kısım yazarlara özel olarak “kimlerden etkilendiniz?” sorusu sorulduğunda çoğunluğu soruyu ya geçiştirmiş ya da kapalı cevaplar vermeye çalışmış, ancak birkaçı da açık ve anlaşılır cevap vermekten kaçınmamıştır. Çok ilgi çekici olan şu ki; Türk Klasikleri arasında eserleri olan, Türk edebiyatına ulusal ve evrensel anlamda katkı sağlamış olan çoğu yazarlar için böyle bir durum söz konusu değil. Onlardan bazıları Goethe gibi kendilerinin kültür temellerini açıkça ortaya koyan bağımsız bir eser kaleme almamış olsalar da kendilerine özel olarak sorulan sorularda etkilendikleri yazar veya şairleri ve okudukları eserleri açıkça ifade etmekten çekinmedikleri söylenebilir.

Kaynaklar:
Johann Wolfgang Von Goethe. Yaşamımdan Şiir ve Hakikat. Çeviren: Mahmure Kahraman. İş Kültür Y. 2009
Harold Bloom. Etkilenme Endişesi Bir Şiir Teorisi. Çeviren Ferit Burak Aydar, Şiir çevirileri: Emine Ayhan. 3.Baskı 2020 Metis Y.
Harold Bloom. Batı Kanonu. Çeviren: Çiğdem Pala Mull. İthaki Y. 2022



  Alıntı
Yeni Konu Yeni Cevap

İçeriği Sosyalleştir

Etiketler
, │goethe, │İhsan, goethe, hakikat, hakikat”i, johann, kurt, okurken, von, wolfgang, yaşamımdan, “yaşamımdan, Şiir


Şu anda bu konuyu görüntüleyen etkin kullanıcılar: 1 (0 üye ve 1 konuk)
 

Gönderme Kuralları
Konu açma yetkiniz yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti ekleme yetkiniz yok
Mesaj düzenleme yetkiniz yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık



Saat: 15:56.

Forum Bilgileri
Hukuki Aydınlatma Metni
ForumAdası, tüm hakları saklıdır.

Kurucu: Jön TüRk
Forum Sorumlusu: Zeze
Geliştiriciler: Regex & Cry
Tasarımcı: Mango

Powered by vBulletin® Version 3.8.6
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.

Altyapı bilgilerini okuduğunuz vBulletin yazılımı ForumAdası üzerinde lisanslı bir şekilde kullanılmaktadır.
ForumAdası; internet ortamında kullanıcıların içerik üretmelerine, bu içeriklerin de önceden onaya tabi tutulmaksızın yayımlanabilmesine olanak sağlayan bir forum sitesidir. Forum siteleri, tıpkı sosyal medya ve interaktif sözlükler gibi 5651 sayılı kanunun 2. maddesinin 1. fıkrasının "m" bendine göre Yer Sağlayıcı olarak faaliyet göstermekte olan, hizmet ve içerikleri barındıran sistemleri sağlayan veya işleten platformdur.
5651 sayılı kanunun 5. maddesine göre yer sağlayıcı, yer sağladığı içeriği kontrol etmek veya hukuka aykırı bir faaliyetin söz konusu olup olmadığını araştırmakla yükümlü değildir. Başka bir deyişle ForumAdası üzerinden yapılan yazılı, görsel ya da işitsel paylaşımlardan doğabilecek yasal sorumluluk, mezkur içeriği paylaşan ForumAdası üyesi gerçek kişilere aittir. İlgili kanunun anılan maddesinin 2. fıkrasında da çok açık bir biçimde öngörüldüğü üzere; yer sağlayıcı, yer sağladığı hukuka aykırı içerikten, ceza sorumluluğu ile ilgili hükümler saklı kalmak kaydıyla, bu Kanunun 8 inci ve 9 uncu maddelerine göre haberdar edilmesi halinde ve teknik olarak imkân bulunduğu ölçüde hukuka aykırı içeriği yayından kaldırmakla yükümlüdür.
Açıklanan hukuki dayanaklar temelinde, hak ihlâli iddiasında bulunan hak sahipleri İLETİŞİM linkinden yer sağlayıcı ForumAdası yöneticilerine ihtarda bulunarak bahse konu hususu tebliğ etmeleri halinde incelemeler yapılıp, en geç 2 gün içerisinde gerekli işlemler tesis edilecektir.

5101 sayılı yasayla degişik 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu gereğince ForumAdası üzerinde telif hakkı bulunan MP3, video vb. eserlerin paylaşımı T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından hak sahipliği verilmiş olan MÜ-YAP tarafindan yasaklanmış olup, yasal işlem olması halinde, paylaşan kişi ya da kişilerin bilgileri gerekli kurum ile paylaşılacaktır.