Anasayfa | Forum Duyuruları | Yönetim | İletişim |
- |
|
Önemli Günler ve Haftalar Türkiye'de ve Dünyada kutlanan önemli gün ve haftalar ile milli bayramların anlam ve önemine dair bilgilerin yer aldığı bölüm. |
|
LinkBack | Seçenekler | Görüntüleme stilleri |
09 Mart 2023, 17:30 | #1 |
Kullanıcıların profil bilgileri ziyaretçilere gizlidir. |
12 Mart İstiklal Marşının Kabulü ve Mehmet Akif Ersoy'u Anma Günü ile Konuşma Metni
12 Mart İstiklal Marşının Kabulü ve Mehmet Akif Ersoy'u Anma Günü ile Konuşma Metni
12 MART İSTİKLAL MARŞININ KABULÜ VE MEHMET AKİF ERSOY'U ANMA GÜNÜ İLE KONUŞMA METNİ – 1
Milletlerin hayatında geleceklerine yön veren önemli olaylar kilometre taşı niteliğinde abidevi şahsiyetler vardır. Genç nesillerin iyi yetişmeleri, geleceğe güvenle bakabilmeleri, millet hayatında yeni değerlerin ortaya çıkabilmesi ve milli şuurun ayakta tutabilmek için bunları hatırlamak gerekir. İşte kara günlerimizin göstergesi, kahramanlık destanımız, heybetli kimliğimiz, yurt severlik ve özgürlük aşkımız İstiklâl Marşı ve milletimizin sinesinden çıkarak onun acılarını, umutlarını kararlılığını ”Hayal ile yoktur alkış verişim, her ne demişsem görüp de söylemişim” diyerek abideleştiren Mehmet Akif… Her yıl 12 Mart tarihi İstiklal marşının kabulü ve Mehmet Akif Ersoy’u anma günü olarak kutlanır. İstiklal Marşı’nı anlamak için onun hangi şartlarda yazıldığını bilmemiz ve çerçevede değerlendirmemiz gerekmektedir. İstiklal Savaşının elemli ve buhranlı günlerindeyiz. İzmir gitmiş, Bursa düşmüş, Afyon kaybedilmiş. Düşman orduları, Türk yurdunun her yanına sokulmuş. Türk milleti tarihinin en karanlık günlerini yaşamaktadır. Akif, Kuvayi Milliye’ nin Ege’ deki merkezlerinden Balıkesir’ e gider Burada halktan aradaki ayrılıkları kaldırmalarını, düşmanlara karşı birleşmelerini isteyip, herkesi yurt savunmasına çağırır. Meclisin açıldığı günlerde “Artık burada duracak zaman değildir,” diyerek Ankara’ ya gelir. Meclisin önünde Akif’le karşılaşan Mustafa Kemal ” Sizi bekliyordum efendim, tam zamanında geldiniz.” der. Anadolu iç isyanlarla karşı karşıyadır. Kurtuluş Savaşı sürerken Akif Kastamonu camilerinde yaptığı konuşmalarda milli ve manevi değerlerin tehlikede olduğunu belirterek Müslümanları birliğe, düşmana karşı savaşmaya ve çağırır. Bu konuşmaların yayımlandığı dergi ve gazeteler Anadolu’ nun bütün illerinde, sancaklar ve kazalardaki idarecilerle okutturulur. Kitaplar, broşürler şeklinde yeniden basılarak cephelere, köylere dağıtılır. Aralık 1920′ de Kastamonu’ dan Ankara’ ya gelen Mehmet Akif Mustafa Kemal “Kastamonu’ daki vatanper mesainizden çok memnun oldum. Sevr antlaşmasının memleket için ne kadar feci bir idam hükmü olduğunu Sebilürreşat kadar hiçbir gazete neşretmedi. Manevi cephemizin kuvvetlenmesine Sebilürreşat’ ın büyük hizmeti oldu. Bunun için bilhassa teşekkür ederim. der. Genel Kurmay Başkanı İsmet Paşanın Saldırgan düşmana karşı Anadolu’da tutuşan heyecanı koruyacak; vatan sevgisini ve inancı canlı tutacak ve gelecekte milli bir marşımız olacak marşın hazırlanması teklifinden sonra Yarışmaya 734 şiir katılmış Ama hiçbiri istenilen özellikte bulunamamıştır Mehmet Akif ise “Milletin kurtulacağını para ile mi söyleyeceğiz” diyerek bu yarışmaya katılmamıştır Hasan Basri yarışma için konan ödülün ona verilmeyeceğine dair güvence verince; – O halde yazalım deyip yazmıştır. İstiklal Marşı “Korkma!” seslenişi ile başlar. Buradaki korku ifadesi sıradan bir korku olmayıp her karış toprağı şehit kanları ile yoğrulmuş aziz vatanımızın kaybedilme endişesinin dillendirilmesidir Bu en olumsuz durumlarda dahi ümitli kalabilmenin bir ifadesidir. Çünkü esaret de ümitsizlik de bize yakışmazdı. Bir başka dizesinde ise: Arkadaş! Yurduma alçakları uğratma sakın.” Diye gençlere seslenir. Vatanın korunması, bastığı yerleri toprak diyerek geçmeyen; bu topraklar altında kefensiz olarak yatan şehit dedelerini unutmayan vefalı bir gençliğin eliyle olacaktı. Öyle de oldu. Milletimizin hür yaşama azmi ve aşkı Mustafa Kemal gibi eşsiz bir liderin başkalığında bizlere yeni ufuklar açacaktı. Ezelden beridir hür yaşamış ve bundan sonra da yaşayacak olan milletimiz vatanına ve istiklaline yönelmiş olan bu çılgınca ve hayâsızca saldırılara elbette boyun eğmeyecekti. Mustafa Kemal “Bu marş bizim inkılâbımızı anlatır, İstiklal Marşı’nda, istiklâl davamızı anlatması bakımından büyük manası olan mısralar vardır. Benim en beğendiğim bölümü de; Hakkıdır, hür yaşamış bayrağımın hürriyet;Benim bu milletten asla unutmamasını istediğim mısralar, işte bunlardır. Akif ise: O günler ne samimi, ne heyecanlı günlerdi. – Fakat bir gün bile ümidimizi kaybetmedik, asla yeise düşmedik. Zaten başka türlü çalışabilir miydik? Ne topumuz vardı, ne tüfeğimiz… Fakat imanımız büyüktü: O şiir, milletin o günkü heyecanının bir kıymetli hatırasıdır. O şiir bir daha yazılamaz… Onu kimse yazamaz… Onu ben de yazamam… Onu yazmak için o günleri yaşamak lazım… Sevgili gençler, İstiklâl Marşını sevmek, ülkemizi sevmektir, İstiklal Marşını coşkuyla söylemek, ülkemize, bağımsızlığımıza sahip çıkmaktır. Bağımsızlığınıza sahip çıkmak ise, onurumuza sahip çıkmaktır. İstiklâl marşı ve bayrak törenlerinde bizlerin göstereceği ciddiyet ve coşkunun derecesi bize bırakılan yüce mirasa ne denli sahip çıktığımızın göstergesi olduğundan; bayrak törenlerine karşı her zamankinden daha duyarlı olmak, bağımsızlık sevdası ile bu toprağa düşmüş şehitlerimize karşı boynumuzun borcu olmalıdır. Ancak o zaman İstiklâl Marşımızın yazarı üstad Mehmet Akif Ersoy’un “Allah bu millete bir daha İstiklâl Marşı yazdırmasın” duası gerçekleşir. Konuşmamın sonunda hem bu yüce destanı yazan ustayı, hem de yazdıran sayısız kahramanı rahmetle anarken, son sözü yine üstadın dizelerine bırakıyorum: Mehmet Âkif Ersoy diyordu ki ”Allah bu millete bir daha İstiklâl Marşı yazdırtmasın.” Ama Mehmet Âkif Ersoylar hep olsun. Benzer Konular:
|
09 Mart 2023, 17:31 | #2 |
Kullanıcıların profil bilgileri ziyaretçilere gizlidir. |
Yanıt: 12 Mart İstiklal Marşının Kabulü ve Mehmet Akif Ersoy'u Anma Günü ile Konuşma
12 MART İSTİKLAL MARŞININ KABULÜ VE MEHMET AKİF ERSOY'U ANMA GÜNÜ İLE KONUŞMA METNİ – 2
Sayın Müdürüm, Değerli Öğretmenlerim ve Sevgili Arkadaşlar, İstiklal Marşı’nın Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde kabul ediliş yıl dönümü için toplanmış bulunuyoruz. İstiklal Marşı’nı anlamak ve anlatmak için onun hangi şartlarda yazıldığını bilmemiz ve onu bu çerçevede değerlendirmemiz gerekmektedir. İstiklal Savaşının elemli ve buhranlı günlerindeyiz. İzmir gitmiş, Bursa düşmüş, Afyon kaybedilmiş, düşman orduları bin yıllık Türkiye tarihinde ilk defa Türk yurdunun harim-i ismetine sokulmuştur. Türk milleti tarihinin en karanlık günlerini yaşamaktadır. Milletimizin hür yaşama azmi ve aşkı Mustafa Kemal gibi eşsiz bir liderin şahsında tecessüm edecek ve bizlere bir ufuk olacaktı. Ezelden beridir hür yaşamış ve bundan sonra da yaşayacak olan milletimiz vatanına ve istiklaline yönelmiş olan bu çılgınca ve hayâsızca saldırılara elbette boyun eğmeyecekti. Medeniyeti yüzlerindeki vahşeti örtmek için bir maske gibi kullanan dönemin süper güçleri en güçlü silahlarıyla yurdumuzu işgale yeltenmişler fakat Türk ordusu çelikleşmiş iradesi ve iman dolu göğsüyle onlara en güzel cevabı vermiştir. Zaten İstiklal Marşımız kahraman ordumuza ithaf edilmiştir. Ama biz biliyorduk ki savaş meydanlarında kazanılan zaferler diğer alanlardaki çalışmalarla taçlandırılmalıdır. Bu hususta bizlere büyük görevler düşmektedir. İstiklal Marşı ifade ettiği derin anlamlar ve şiir kalitesi bakımından yeryüzündeki diğer Millî marşlardan üstün bir konumdadır. Onun bu üstünlüğü yüreği vatan ve istiklal sevgisiyle dopdolu bir şairin milletin ruhunda bulan derin ızdırabın tercümanı olmasından ileri gelir. İstiklal Marşı, Millî Mücadelenin bütün heybetini ve canlılığını başarıyla yansıtır. Onun bu başarısındaki en önemli unsur Mehmet Akif’in şahsiyeti ve Millî Mücadele yıllarındaki konumudur. Mehmet Akif o karanlık günlerimizde millî mücadelenin başarılı olması için Anadolu’nun çeşitli bölgelerinde çalışmalar yapmış; kalemiyle ve ilmiyle yer yer ümitsizliğe düşen insanımıza istiklal aşkını ve kazanma enerjisini aşılamaya çalışmıştır. İşgal altındaki bu topraklarda silah zoruyla vicdanların sesleri kısılmaya çalışılmış; Türk milletinin hür iradesi baskı altına alınmak istemiştir. Fakat Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün etrafında halelenen özgürlük ateşi milletimizin ufkunu bir güneş gibi aydınlatmıştır. Millî birlik ve beraberliğimizle aşılmaz denilen engeller aşılmıştır. Mehmet Akif şiir ve yazılarının yanı sıra camilerde verdiği vaazlarla halkı Millî Mücadeleye destek vermeye çağırmıştır. İstiklal Marşı o günlerin heyecanıyla yazılmıştır. Bütün bu anlatılan şeyleri mutlaka daha önceden de duydunuz ve belki de birçoğunuzun ruhunda derin akisler uyandırdı. Bizler şu anı yaşayanlar olarak geçmişin mirasını ve geleceğin emanetini taşıyoruz. Şehit dedelerimiz bize bu güzel vatanı miras bıraktı. Bizler de gelecek nesillere bu kutsal emaneti en güzel şekilde taşımalıyız. Unutmayınız ki omuzlarımızda geleceğin sorumluluğu vardır. Bu sorumluluğu taşımak öyle kolay değildir. Çalışmak ister, fedakârlık ister. Bizden sonra gelecek nesillere güçlü ve müreffeh bir ülke bırakmak, geçmişin mirasını geleceğe emanet olarak taşımak için çok çalışmalıyız. Ulu Önder’imiz Mustafa Kemal Atatürk, aziz şehitlerimiz ve Mehmet Akif’i şükran ve minnetle yâd ediyoruz. |
09 Mart 2023, 17:33 | #3 |
Kullanıcıların profil bilgileri ziyaretçilere gizlidir. |
Yanıt: 12 Mart İstiklal Marşının Kabulü ve Mehmet Akif Ersoy'u Anma Günü ile Konuşma
12 MART İSTİKLAL MARŞININ KABULÜ VE MEHMET AKİF ERSOY'U ANMA GÜNÜ İLE KONUŞMA METNİ – 3
Sayın Müdürüm, Değerli Öğretmenlerim ve Sevgili Arkadaşlar, Toplumların dokusunu oluşturan; dil, tarih, kültür, yurt, bayrak ve amaç birliği gibi öğelerdir. İnsanların böyle ortak değerlere sahip olmaları, onları bu kavram ve olgular etrafında birleştirir, böylece toplum olma niteliğine ulaştırılır. Bu değerler, toplumları anlamsız kalabalıklar olmaktan kurtararak toplum olabilme bilincine yükseltmektedir. İstiklâl Marşımızda, bu ortak değerlerimizden biridir. O da bizim birlikteliğimize anlam ve önem katan ulusal duygu birliğinin simgesini oluşturmaktadır. İstiklâl Marşı, bir anlamda toplumumuzun özgürlük ve ulusal egemenlik türküsüdür. Milletimizin ortak bir yürek atımıdır. İnsanlar ve toplumlar, ne kadar değişirse değişsin ulusal bilinçleri ve inançları hep var olmuştur. İstiklâl Marşımız, milletimizin zor günlerinde yüksek bir moral kaynağı olmuştur, olmaktadır. O, ulusal kurtuluşumuzun kutsal bir destanı olarak kabul edilmektedir. Ulusal Marşımızı milletçe hep bir ağızdan haykırdıkça, millî birliğimiz pekişmektedir. Ona duyulan saygı, milletimize ve devletimize duyulan saygıdır. Onun bir ağızdan söylenişi, egemenliğimizin birlikte haykırılmasıdır. Yüreklerimizde uyandırdığı heyecan, ulusal bilincimizin ve inancımızın ta kendisidir. İstiklâl Marşımızın gerek şiir, gerekse müzik olarak doğru söylenmesi çok önemli ve hassas bir gerekliliktir. Eksik veya yanlış söylenmesi anlamını da zedelemektedir. Bir düşünür: “Bir milletin türkülerini yakanlar yani söz ve müziğini oluşturanlar yasalarını yapanlardan daha etkindir.” demekle ortak müzik değerinin önemini ne güzel vurgulamıştır. İstiklâl Marşımızın, gerek şiir, gerekse beste olarak zengin bir anlamı vardır. Bu anlam içinde, ulusal kurtuluşumuz, sonsuz egemenliğimiz, kahramanlığımız, ilmek ilmek, nakış nakış coşkuyla ifadesini bulmaktadır. İstiklâl Marşımız, yüreklerimizdeki ortak duygu ve heyecan, bileklerimizdeki güç, göğüslerimizdeki yürek ve alınlarımızda yanan gururdur. |
İçeriği Sosyalleştir |
Etiketler |
akif, anma, ersoyu, günü, ile, kabulü, konuşma, mart, marşının, mehmet, metni, İstiklâl |
Şu anda bu konuyu görüntüleyen etkin kullanıcılar: 1 (0 üye ve 1 konuk) | |
|
|
|
|
ForumAdası, tüm hakları saklıdır. Kurucu: Jön TüRk Forum Sorumlusu: Zeze Geliştiriciler: Regex & Cry Tasarımcı: Mango
Powered by vBulletin® Version 3.8.6
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd. Altyapı bilgilerini okuduğunuz vBulletin yazılımı ForumAdası üzerinde lisanslı bir şekilde kullanılmaktadır. |
ForumAdası; internet ortamında kullanıcıların içerik üretmelerine, bu içeriklerin de önceden onaya tabi tutulmaksızın yayımlanabilmesine olanak sağlayan bir forum sitesidir. Forum siteleri, tıpkı sosyal medya ve interaktif sözlükler gibi 5651 sayılı kanunun 2. maddesinin 1. fıkrasının "m" bendine göre Yer Sağlayıcı olarak faaliyet göstermekte olan, hizmet ve içerikleri barındıran sistemleri sağlayan veya işleten platformdur. 5651 sayılı kanunun 5. maddesine göre yer sağlayıcı, yer sağladığı içeriği kontrol etmek veya hukuka aykırı bir faaliyetin söz konusu olup olmadığını araştırmakla yükümlü değildir. Başka bir deyişle ForumAdası üzerinden yapılan yazılı, görsel ya da işitsel paylaşımlardan doğabilecek yasal sorumluluk, mezkur içeriği paylaşan ForumAdası üyesi gerçek kişilere aittir. İlgili kanunun anılan maddesinin 2. fıkrasında da çok açık bir biçimde öngörüldüğü üzere; yer sağlayıcı, yer sağladığı hukuka aykırı içerikten, ceza sorumluluğu ile ilgili hükümler saklı kalmak kaydıyla, bu Kanunun 8 inci ve 9 uncu maddelerine göre haberdar edilmesi halinde ve teknik olarak imkân bulunduğu ölçüde hukuka aykırı içeriği yayından kaldırmakla yükümlüdür. Açıklanan hukuki dayanaklar temelinde, hak ihlâli iddiasında bulunan hak sahipleri İLETİŞİM linkinden yer sağlayıcı ForumAdası yöneticilerine ihtarda bulunarak bahse konu hususu tebliğ etmeleri halinde incelemeler yapılıp, en geç 2 gün içerisinde gerekli işlemler tesis edilecektir. 5101 sayılı yasayla degişik 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu gereğince ForumAdası üzerinde telif hakkı bulunan MP3, video vb. eserlerin paylaşımı T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından hak sahipliği verilmiş olan MÜ-YAP tarafindan yasaklanmış olup, yasal işlem olması halinde, paylaşan kişi ya da kişilerin bilgileri gerekli kurum ile paylaşılacaktır. |