Önemli Günler ve Haftalar Türkiye'de ve Dünyada kutlanan önemli gün ve haftalar ile milli bayramların anlam ve önemine dair bilgilerin yer aldığı bölüm. |
|
LinkBack | Seçenekler | Görüntüleme stilleri |
21 Mart 2023, 22:42 | #1 |
Kullanıcıların profil bilgileri ziyaretçilere gizlidir. |
22 Mart Dünya Su Gününün Anlam ve Önemi
22 Mart Dünya Su Gününün Anlam ve Önemi Su, bireylerin en temel gereksinimi olma ve başlıca ekonomik faaliyetlere kaynaklık etme özelliği ile ulusların devamlılığı için yaşamsal bir kaynaktır. Sosyal ve ekonomik faaliyetlerin sürmesi büyük ölçüde temiz ve yeterli su arzına sahip olmaya bağlıdır. Su kaynaklarının geliştirilmesi ekonomik üretkenlik ve sosyal refaha doğrudan katkı yapmaktadır. Öte yandan, nüfus ve ekonomik faaliyetler arttıkça birçok ülke hızla su sıkıntısı çeker duruma gelmekte ya da ekonomik gelişmeleri kısıtlanmaktadır. Sürdürülebilir kalkınma politikası doğrultusunda, su kaynaklarını tasarruflu kullanma bilinci yerel, bölgesel, ulusal ve uluslararası her düzeyde geliştirilmelidir. Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu, 1992 yılında Rio de Janerio’da düzenlenen BM Çevre ve Kalkınma Konferansı’nda dünyada suyun giderek artan öneminden dolayı her yıl 22 Mart gününün "Dünya Su Günü" olarak kutlanmasına karar vermiştir. Ortaya çıkışı, BM Çevre ve Kalkınma Konferansı’nın sonuç metni olan Agenda 21’in su kaynaklarının gelişimi ile ilgili 18. bölümüne dayanan Dünya Su Günü, suyun önemi ile ilgili bilincin geliştirilmesi ve Agenda 21’de sunulan önerilerin uygulanmasının sağlanması için, bütün ülkelerin ulusal düzeyde konferans, seminer, sergi, yayın ve doküman dağıtımı gibi bir dizi etkinlik yapmasını teşvik etmeyi amaçlamaktadır. Dünya Su Günü 22 Mart 1993 tarihinden bu yana ve her yıl farklı temalarla kutlanmaktadır. Geçen yıl Dünya Sağlık Örgütü’nün (WHO) düzenlediği Dünya Su Günü’nün teması "Su ve Sağlık" idi. Dünyada 1.2 milyar insanın güvenli su kaynaklarına ulaşamadığı ve az gelişmiş ülkelerde ortaya çıkan hastalıkların %10‘nun yetersiz ya da sağlıksız su kaynaklarından kaynaklandığı gerçeği göz önünde bulundurulduğunda, bu temanın önemi daha iyi anlaşılabilecektir. Dünya Su Günü’nün bu yılki teması ise "Su ve Kalkınma" dır. Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı’nın (IAEA) öncülük ettiği bu yıl ki Dünya Su Günü’nün önemi, sadece bu önemli olayın 10. yıldönümü olmasından değil, aynı zamanda BM Dünya Sürdürülebilir Kalkınma Konferansı’nın da bu yıl yapılacak olmasından kaynaklanmaktadır. Ulusal düzeyde yapılacak 2002 Dünya Su Günü kutlamaları bu tema ile ilgili kamuoyu duyarlılığını artırarak Zirve hazırlıklarını destekleyecektir. 2003 yılı kutlamaları için öngörülen tema ise "Su ve Felaketler"dir. Bu tema çerçevesinde 2003 Dünya Su Günü, sel ve kuraklık gibi doğal afetlerin önemi ve nedenleri ile ilgili bilgi birikimini artırmaya ve bu felaketlerle nasıl başa çıkılabileceği konusunda çözümler aramaya yönelik bir dizi faaliyetlere sahne olacaktır. Yeryüzündeki suyun %97’si tuzludur. Geriye kalan ve büyük bir bölümü Kuzey ve Güney Kutuplarında buzullar içinde donmuş olan %3’lük tatlı su kaynakları için insanlar, bitkiler, yaban hayat, tarım ve sanayi rekabet etme durumundadırlar. Son 10 yılda bu kısıtlı su arzı üzerindeki küresel su talebi 6 - 7 kat artmıştır; bu oran dünya nüfusu artış oranının iki katından fazladır. Öte yandan, dünya nüfusunun 2025’de 8.3 milyara, 2050’de ise 10-12 milyara ulaşacağı tahmin edilmektedir. Halen, yoksullar başta olmak üzere, dünyada 2.4 milyar insan yetersiz ve kalitesiz su nedeniyle sağlıksız koşullarda yaşamaktadır. Dünyanın birçok bölgesinde yaşanmakta olana kırsal alanlardan kentlere göç, çok sayıda insanın yeterli sağlık hizmetlerinden, güvenli içme suyundan, çevresel olarak güvenli yaşam koşullarından yoksun alanlarda yaşamalarına sebep olmaktadır. Uluslararası kuruluşlar, yukarıda bir kısmı sözü edilen sorunlara çözüm arayışları çerçevesinde insan sağlığı, gıda güvenliği, endüstriyel gelişme ve eko-sistemlerin korunması için su kaynaklarının daha etkin bir biçimde kullanılması ve yönetilmesinin gerekliliğine dikkat çekmiştir. BM sistemi içinde yer alan birçok uzman kuruluşun (UNDP, FAO, UNICEF, UNESCO, WHO, WMO) girişimi ile bir seri uluslararası konferans çerçevesinde etkin ve adil su kaynakları kullanımı tartışılmış ve gözden geçirilmiştir. Bu konferanslar arasında: 1972 Stockholm BM İnsan ve Çevre Konferansı, 1977 Mar del Plata BM Su Konferansı, 1991 Delft BM Kalkınma Programı Sempozyumu: Su Sektöründe Kapasite Geliştirme, 1992 Dublin Su ve Çevre Uluslararası Konferansı, 1992 BM Çevre ve Kalkınma Konferansı sayılabilir. Birbirini takip eden tüm bu konferansların sonucunda su kaynaklarının etkin ve adil kullanımına ilişkin bir dizi ilke ve normlar ortaya çıkmıştır. Bir yandan tarım, içme suyu ve sanayi arasında bir yandan da bu sektörler ve doğal hayat arasında su kullanımına ilişkin rekabet giderek artmaktadır. 1990’ların ortalarına gelindiğinde giderek daha çok bölge ve ülkenin su kıtlığı ile karşılaşması ile dünyada su kaynakları yönetiminde bütüncül yaklaşımların benimsenmesinin gerekliliği ortaya çıkmıştır. Dublin ve Rio ilkelerini ve "Bütüncül Su Kaynakları Yönetimi" olarak tanımlanan bir dizi ilkeyi eyleme dönüştürmek amacıyla Dünya Su Konseyi (WWC) ve Küresel Su Ortaklığı (GWP) gibi uluslararası sivil toplum kuruluşları kurulmuştur. Bu kuruluşlar, politika-yapıcılar ve kullanıcılar gibi başlıca paydaşlar arasında su ile ilgili sorunlara yönelik ilgiyi artırmaya; ilgili aktörler arasında ortaklıklar kurulmasına ve ulusal, bölgesel ve yerel düzeyde bütüncül su kaynakları yönetimine ilişkin eylemlerin gerçekleşmesine yönelik faaliyetlerde bulunmaktadırlar. Türkiye su zengini bir ülke değildir. Uzmanlar ülkemizin 107 milyar m3 su arzına sahip olduğunu vurgulasalar da, mevcut su kaynakları zaman ve mekana göre düzensiz dağılmıştır. Öte yandan ortalama 1300 m3 kişi başına düşen su miktarı ile ülkemiz uluslararası ölçütlere göre su sıkıntısı çeken ülkeler içinde değerlendirilebilmektedir. Türkiye, sosyo-ekonomik kalkınma hedefleri doğrultusunda su kaynaklarını geliştirme projelerine öncelik vermiştir. Güneydoğu Anadolu Projesi (GAP) ülkemizin görece yoksul ve geri kalmış bir bölgesinde su, toprak ve insan kaynaklarının kalkınma amacına yönelik geliştirilmesi ve kullanılmasına dönük bir dizi fiziki, sosyal, ekonomik ve kültürel proje ve faaliyetleri kapsamaktadır. Dünyada birçok bölgede, son elli yılda, ekonomik büyüme hedefleri doğrultusunda ileri teknolojilerin, yöntemlerin ve tekniklerin kullanımına yönelik girişimleri gözlemledik. Öte yandan bu hızlı büyüme süreci içinde aynı girişimler, sosyal eşitsizlik, çevresel yıkım ve ekolojik dengenin temelden sarsılması gibi olgularla mücadelede başarısız kaldılar. Küresel düzeyde kalkınmaya yönelik gözlemlediğimiz bu gelişmeler, kalkınmaya ilişkin genel yaklaşımlarımızda ve GAP’a özgü olarak izlediğimiz kalkınma politikalarında yeni anlayışların benimsenmesine yol açmıştır. Nitekim 1990’ların ilk yıllarından buyana, GAP bölgesinde kalkınmaya ilişkin faaliyetler GAP Bölge Kalkınma İdaresi’nin öncülüğünde "sürdürülebilir kalkınma" yaklaşımı doğrultusunda yürütülmektedir. Güneydoğu Anadolu Projesi’nin nihai hedefi, bölgede yaşayan halkın potansiyel ve tercihlerini eksiksiz bir biçimde yaşama geçirebilecekleri bir ortam yaratmaktır. GAP, su ve toprak kaynakları gibi bölgede yaşamın her unsuruna temel teşkil eden kaynakları etkin ve adil bir biçimde geliştirmeye ve kullanmaya yönelik faaliyetler çerçevesinde kadın, erkek, genç, çocuk, mevcut tüm bölge halkı ve gelecek kuşaklar için seçenekleri ve olanakları genişletmeyi hedeflemektedir. Yalnızca ekonomik büyüme hedefli kalkınma yaklaşımlarından farklı olarak, sürdürülebilir kalkınma, insanı, kalkınmanın hem aracı hem de amacı olarak odak noktaya koyar. Bölge halkının sosyal ve ekonomik gönence erişimine yönelik projelere öncelik verir. GAP çerçevesindeki eşit, adil, cinsiyet dengeli proje uygulamaları, suyun etkin kullanımına ve katılımcılığa dayalı sulama modelleri, kalkınmanın alt yapısını oluşturan fiziki projelerin, sosyal yapıya, çevreye ve kültür varlıklarına yönelik zararlarını minimuma indirmeye çalışan projeler, kadınlar, baraj göllerinden etkilenen nüfus, çocuklar, gençler, toprakları sulama alanı dışında bulunan çiftçiler gibi dezavantajlı grupların, kalkınmadan olumsuz etkilenmemelerini ve yaratılacak refahın ekonomik geçerliliğini gözeten uygulamaların tümü sürdürülebilir insani kalkınma yaklaşımı içinde değerlendirilmelidir. 22 Mart Dünya Su Günü kalkınmanın başlıca itici gücü olan su kaynaklarımızı bilinçli, duyarlı, akılcı, adil ve barışçı biçimde kullanmamız gerekliliğini vurgulamaktadır. |
İçeriği Sosyalleştir |
Etiketler |
anlam, dünya, gününün, mart, Önemi |
Şu anda bu konuyu görüntüleyen etkin kullanıcılar: 1 (0 üye ve 1 konuk) | |
|
|
|
|
ForumAdası, tüm hakları saklıdır. Kurucu: Jön TüRk Forum Sorumlusu: Zeze Geliştiriciler: Regex & Cry Tasarımcı: Mango
Powered by vBulletin® Version 3.8.6
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd. Altyapı bilgilerini okuduğunuz vBulletin yazılımı ForumAdası üzerinde lisanslı bir şekilde kullanılmaktadır. |
ForumAdası; internet ortamında kullanıcıların içerik üretmelerine, bu içeriklerin de önceden onaya tabi tutulmaksızın yayımlanabilmesine olanak sağlayan bir forum sitesidir. Forum siteleri, tıpkı sosyal medya ve interaktif sözlükler gibi 5651 sayılı kanunun 2. maddesinin 1. fıkrasının "m" bendine göre Yer Sağlayıcı olarak faaliyet göstermekte olan, hizmet ve içerikleri barındıran sistemleri sağlayan veya işleten platformdur. 5651 sayılı kanunun 5. maddesine göre yer sağlayıcı, yer sağladığı içeriği kontrol etmek veya hukuka aykırı bir faaliyetin söz konusu olup olmadığını araştırmakla yükümlü değildir. Başka bir deyişle ForumAdası üzerinden yapılan yazılı, görsel ya da işitsel paylaşımlardan doğabilecek yasal sorumluluk, mezkur içeriği paylaşan ForumAdası üyesi gerçek kişilere aittir. İlgili kanunun anılan maddesinin 2. fıkrasında da çok açık bir biçimde öngörüldüğü üzere; yer sağlayıcı, yer sağladığı hukuka aykırı içerikten, ceza sorumluluğu ile ilgili hükümler saklı kalmak kaydıyla, bu Kanunun 8 inci ve 9 uncu maddelerine göre haberdar edilmesi halinde ve teknik olarak imkân bulunduğu ölçüde hukuka aykırı içeriği yayından kaldırmakla yükümlüdür. Açıklanan hukuki dayanaklar temelinde, hak ihlâli iddiasında bulunan hak sahipleri İLETİŞİM linkinden yer sağlayıcı ForumAdası yöneticilerine ihtarda bulunarak bahse konu hususu tebliğ etmeleri halinde incelemeler yapılıp, en geç 2 gün içerisinde gerekli işlemler tesis edilecektir. 5101 sayılı yasayla degişik 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu gereğince ForumAdası üzerinde telif hakkı bulunan MP3, video vb. eserlerin paylaşımı T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından hak sahipliği verilmiş olan MÜ-YAP tarafindan yasaklanmış olup, yasal işlem olması halinde, paylaşan kişi ya da kişilerin bilgileri gerekli kurum ile paylaşılacaktır. |