Forum Logo  

Anasayfa Forum Duyuruları Yönetim İletişim
 -
Geri Git   ForumAdasi.Com > Kültür ve Sanat > Tarihte Bugün > Önemli Günler ve Haftalar

Önemli Günler ve Haftalar Türkiye'de ve Dünyada kutlanan önemli gün ve haftalar ile milli bayramların anlam ve önemine dair bilgilerin yer aldığı bölüm.


1-7 Mart Yeşilay Haftası ile Bilgi ve Yazılar

Türkiye'de ve Dünyada kutlanan önemli gün ve haftalar ile milli bayramların anlam ve önemine dair bilgilerin yer aldığı bölüm.


Kullanıcı Etiket Listesi

Yeni Konu Yeni Cevap
 
LinkBack Seçenekler Görüntüleme stilleri
Alt 01 Mart 2024, 20:27   #1
Çevrimiçi
Zeze
Zeze - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Kullanıcıların profil bilgileri ziyaretçilere gizlidir.
Standart 1-7 Mart Yeşilay Haftası ile Bilgi ve Yazılar

1-7 Mart Yeşilay Haftası ile Bilgi ve Yazılar



YEŞİLAY’IN KURULMA AMACI, YEŞİLAY’IN HEDEFİ

Sigara, alkollü içki ve diğer uyuşturucu alışkanlıkları ile mücadele veren ve bütün zararlı alışkanlıklardan halkımızın ve bilhassa gençlerimizin korunması için çalışmalar yapan yani umuma (kamuya) hizmet veren, bu sebeple de “Kamuya Yararlı Cemiyetler” arasında yer alan bir kurumdur. forumlar, genel forum sitesi forumadasi.com

Kamuya Yararlı Cemiyetler, çalışmaları memleket çapında faydalı olan, ülke ve toplum menfaatine hizmet eden cemiyetlerdir. Bu cemiyetlere hükümetimiz çeşitli yardımlar yapar, birçok kolaylıklar gösterir. Yeşilay’ın çalışmaları da bu şekilde ülkemiz ve milletimiz için faydalı görülmüş ve Yeşilay, 19 Eylül 1934 tarihinde toplanan Bakanlar Kurulu tarafından aynı tarih ve 2-1288 sayılı alınan karar ile kamuya yararlı cemiyetler arasına alınmıştır. Aynı zamanda Yeşilay, gönüllü (amatör) bir halk kuruluşu ve genel yapısı ile bir dokümantasyon ve arşiv merkezidir.

Dokümantasyon; kendi konularında belge, bilgi ve haber toplama ve değerlendirme işlemleridir.

Arşiv ise; bu belge ve haberlerin değerlendirilmeleri ile birlikte tasnif edilerek saklandığı yer demektir. İşte bu işlemle elde edilen bilgileri, hazırladığı dokümanlarla (bülten, broşür, kitap, kaset, bildiri, afiş, yazılı başvuru, rapor vb. gibi) kamuya, ilgili makam ve kuruluşlara sunar. Bununla insanımıza ve yetkili özel ve resmî kuruluşlara gerekli olan önlemlerin alınması için uyarı ve önerilerde bulunur.



Bu Gri Şehrin Tüm Yollarını Rengarenk Boyamak İster,
Bazen Kızar Dünyaya ama Sadece Kendini Üzer...
Göremezler, Kalbindeki Elmasa Erişemezler,
Kanatlarını Rüzgara Açmış, Dur Diyemezler...
Onun Bir Düşü Var ki Asla Bilemezler!

To view links or images in signatures your post count must be 10 or greater. You currently have 0 posts.
  Alıntı
Alt 01 Mart 2024, 20:28   #2
Çevrimiçi
Zeze
Zeze - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Kullanıcıların profil bilgileri ziyaretçilere gizlidir.
Standart Yanıt: 1-7 Mart Yeşilay Haftası ile Bilgi ve Yazılar

UYUŞTURUCU MADDE NEDİR, TANIMI, ANLAMI, AÇIKLAMASI

- Belirli dozda alındığı zaman;
- Kişinin sinir sistemi üzerinde etki ederek,
- Akli, fiziki ve psikolojik dengesini bozan,
- Fert ve toplum içerisinde iktisadi ve sosyal çöküntü meydana getiren,
- Alışkanlık ve bağımlılık yapan,

Kanunların kullanılmasını, bulundurulmasını ve satışını yasakladığı narkotik ve psikotrop sözcükleriyle de tanımlanan maddelere "UYUŞTURUCU MADDE" denir.

Milattan 1550 yıl önce yazılmış Papürüs’lerde afyon, ağrı, sızı dindirici, uyuşturucu özellikleri olan bir ilaç olarak tanımlanmıştır. Esrar ve afyonun uyuşturucu etkisini ilk keşfedenlerin Sümerler olduğu bilinmektedir. Asuriler dönemine ait kabartmalarda haşhaş resimleri bulunuşu, afyonun bu devirlerde kullanıldığı ve bilindiğini göstermektedir.

Mezopotamya’dan dünyaya yayıldığı düşünülen afyonu Sümerlerden sonra İranlılar ve Mısırlılar kullanmaya başlamış, özellikle Mısırlılar tarafından afyonun Avrupa’ya yayıldığı ve ilk olarak Yunanlıların bu maddeyi öğrendikleri anlaşılmıştır. Eski Yunan rüya tanrısı Murpheus’un sembolü afyon meyveleridir.

Milattan bir asır sonra yaşayan müellif Dioskoridis afyonun hammaddesi olan haşhaşın yaprak ve kellerinin uyku getirdiğini, sütünün ağrı ve sızıları kestiğini, hazmı kolaylaştırdığnı, ancak fazla oranda alındığında baygınlık ve ölüme yol açtığını belirtmiştir. Homeros Odysscia’sında afyonun etkisini anlatırken; "Kim bu ilacı içerse artık gözyaşı dökmez. Hatta babasının, dostunun ya da sevgili oğlunun gözlerinin onünde öldüklerini bile görse umursamaz" demiştir. Hippokrates, afyon üstüne yazdığı kitabında bu bitkinin mesane hastalıklarında, histeride ve ishallerde kullanılmasının faydalı olduğundan, ağrıları, sızıları giderici etkilerinden bahsetmiştir.

Morfin ilk kez 1803 yılında afyonun terkibi analiz edilerek bulunmuştur. Eczası kalfası olan 21 yaşındaki Adam Sertürner 1817 yılında bulduğu maddeye morfin adını vermiş ve morfini önce kendi üzerinde denemiştir.

Morfin saf halde hemen hemen hiç kullanılmaz, çünkü suda erimez, kullanılan onun çeşitli asitlerle yaptığı tuzlardır. Saf kristal morfine "Baz morfin" adı verilir.

Morfinin uyuşturucu madde olarak yayılmasında deri altı şırınga aletinin 1853 yılında icat edilmesi büyük rol oynamıştır.

Afyonun morfin gibi alkaloitlerinden biri olan eroin Prof. Dr. Heinrick Dresser isminde bir Alman tarafından morfinmanların tedavisinde önemli bir madde olarak keşfedilmiştir.

Marka adı olarak eski Yunancadan Tanrısal kahramanlara verilen addan esinlenilmiş, 31650 F 2456 numaralı patent dosyasına Eroin adıyla 27 Haziran 1898’de kaydedilmiştir. Aynı yıl Alman Bayer firması bu maddeyi harika bir buluş olarak piyasaya sürmüştür.

Avrupa ve Amerika’da kısa sürede yayılan bu maddenin alışkanlık yapmayacağı zannedilirken, kısa sürede alışkanlık yaptığı ve zehirlenmelere yol açtığı görülerek yasak-lanması yoluna gidilmiştir.

Esrarın tarihçesi konusunda yapılan araştırmalarda, bu maddenin Asuriler tarafından kullanıldığı, bu maddeye (kunu-bu) ismini verdikleri tespit edilmiştir. Eski Yunan’da Herodot, kenevirin lifinden elbise dokunup, reçinesinin ateşe atılarak buğusundan teneffüs edilerek sarhoş olunduğunu ifade etmiştir. Sicilyalı Diodore, Teb şehrinde Mısırlı kadınların kederlerini unutmak için esrar içtiklerini belirtmiştir.

Esrarın Hindistan, İran ve Suriye’de dini merasimlerde kullanıldığı anlaşılmıştır. Özellikle Hindistan’da dini ayinlerin bakire kızlara içirilen esrarın tesirini gösterip, bunların neşelenmeleri ve şarkı söylemeleri ile başladığı, bir müddet sonra mabetlere getirilen bu kızların, orada esrarın etkisi geçtikten sonra sakin bir şekilde mabetten ayrılıp tekrar ayin yerine getirildiklerinde halk, mabetlerin kızların içlerindeki şeytanı kaçırdığı ve kendilerini teskin ettiğine inanırlardı.

Inkaların Peru’da koka adı verilen bitkiyi yetiştirip yapraklarını yaralarda kullandıkları, Güney Amerika’da yerlilerin koka yapraklarını çiğneyerek yorgunluklarını giderdikleri bilinmektedir. Kokaini ilk keşfeden 1859 yılında Alman kimyager Niemann Goetingen’dir. Menşei Guney Amerika olan bu uyuşturucu madde daha sonra, kullanılması taşınması ve gizlenmesi eroin gibi kolay olduğundan süratle diğer ülkelere yayılmıştır.

Yakın tarihlere kadar uyuşturucu madde konusunda insanlar için en büyük tehlikenin doğal biçimdeki afyon, esrar, eroin ve kokain olduğu zannedilmiş ve uluslararası çalışmalar bu yönde yoğunlaştırılmışsa da son yıllarda bir çok ülkelerde sentetik uyuşturucu maddelerin ortaya çıkması ve bunların serbest ilaç piyasasında kolayca ucuza satılması, çok çeşitlerinin bulunması nedeniyle, dikkatler bu yöne çekilmiştir.

Önceleri tedavi amacıyla 1920 yılında laboratuvarlarda elde edilen amphetamin Ve türevleri nezleye karşı kullanılmış, 1938 yılında İsveç’te piyasaya sürülmüş aşırı yorgunlara, yaratan işlerde çalışanlara tavsiye edilen bu sentetik ilaç, 1944 yılından sonra alışkanlık yaptığı ve zararlı etkilerinin görülmesi ile, uyuşturucu maddeler listesine alınmıştır.

1938 yılında Albert Hofman tarafından elde edilen LSD adlı madde insanda hayal gücünü arttıran, zekayı takviye eden, cinsel gücü arttıran bir ilaç olarak piyasaya sürülmüşse de, daha sonra alışkanlık yaptığı ve kişiyi çıldırtma, intihar ve ölümlere sürüklediği görülmüş ve yasaklanmıştır.

Bu Gri Şehrin Tüm Yollarını Rengarenk Boyamak İster,
Bazen Kızar Dünyaya ama Sadece Kendini Üzer...
Göremezler, Kalbindeki Elmasa Erişemezler,
Kanatlarını Rüzgara Açmış, Dur Diyemezler...
Onun Bir Düşü Var ki Asla Bilemezler!

To view links or images in signatures your post count must be 10 or greater. You currently have 0 posts.
  Alıntı
Alt 01 Mart 2024, 20:28   #3
Çevrimiçi
Zeze
Zeze - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Kullanıcıların profil bilgileri ziyaretçilere gizlidir.
Standart Yanıt: 1-7 Mart Yeşilay Haftası ile Bilgi ve Yazılar

SİGARA VE SİGARANIN ZARARLARI

Her yıl dünyada 3 milyon dolayında kişi sigaraya bağlı rahatsızlıklardan dolayı ölüyor. Bu da her 10 saniyede 1 kişinin sigaraya kurban gitmesi anlamına geliyor. İçilen her sigara ömürden 55 dakika çalıyor

Sigaranın, vücudun çeşitli organlarında yaptığı tahribat ve kanserin yanında cilt sağlığı ve güzelliğinize de zararları vardır.

İşte sigaranın zararları:
  • Ağız kokusu yapar, diş ve diş eti hastalıklarına yol açar.
  • Dudak, yanak ve gırtlak kanserine neden olur. Hatta sigarayı yakmadan dudağında taşıyan ya da tütün çiğneyenlerde de ağız için kanserleri görülür.
  • Dilde, tat alma duyusunda bozulmalar olur.
  • Beyin hücrelerinin ölümüne yol açar. Öğrenme bozuklukları, hafıza zayıflığı ve erken bunama görülür.
  • Göz merceğinin saydamlığının azalmasına yani katarakta sebep olur.
  • Cildin yapısının bozulmasına neden olur. Leke ve kırışıklık oluşur. Selülitlere sebep olur.
  • Burunda koku alma duyusu azalır.
  • Sinüzit, farenjit, bademcik ve orta kulak iltihabı gibi üst solunum yolu hastalıklarına yol açar.
  • Damar sertliğini hızlandırır. Beyin ve kalpte damar tıkanıklığına neden olur. Kalp krizi ve tansiyon yükselmesi görülür.
  • Erkeklerde iktidarsızlığın başlıca sebeplerindendir. Ayrıca mesane kanserinin önemli nedenlerindendir.
  • Akciğerlerde çeşitli hasarlara, astım ve kronik bronşit gibi hastalıklara neden olur. Bronşlarda ve akciğerlerde birçok çeşit kanserin oluşmasına neden olur.
  • Gastrit, ülser ve reflü hastalığına sebep olur. Mide ve yemek borusu kanserine yol açar.
  • Gebelikte tüketilen sigara düşük doğumlara ve bebekte gelişme geriliğine neden olur.
  • Erken menopoz ve rahim kanserinin sebebidir.
  • Parmaklarda sararmaya ve tırnaklarda zayıflamaya yol açar.
  • Kemik erimesine neden olur.
  • Burger hastalığına sebep olur. Bu hastalık, el ve ayaklardan başlayarak tıkanıklığa yol açar ve uzuvların kesilmesi gerekir.
  • Vücutta yorgunluk, uykusuzluk hali, stres, gerilim, performansta düşme ve reflekslerde azalma görülür.
  • Pankreas kanseri riski artar.
  • Hastalık, yara ve ameliyat tedavileri uzun sürer.
  • Kullanılan ilaçları etkisizleştirebilir.
  • Bütçenize yük olur, çevre kirliliğine yol açar, yangınların en önemli sebeplerindendir.
  • Çocuklarınız kanseri önleyen genlerden yoksun hayata gelir.
  • Hamilelerde %10–15 eksik kiloda doğuma ve bebek zekâ eksikliğiyle doğar.
  • Çevrenizdekileri de bu zararları verirsiniz. Çocuğunuzun sigaraya başlama oranı daha fazladır.

Bu Gri Şehrin Tüm Yollarını Rengarenk Boyamak İster,
Bazen Kızar Dünyaya ama Sadece Kendini Üzer...
Göremezler, Kalbindeki Elmasa Erişemezler,
Kanatlarını Rüzgara Açmış, Dur Diyemezler...
Onun Bir Düşü Var ki Asla Bilemezler!

To view links or images in signatures your post count must be 10 or greater. You currently have 0 posts.
  Alıntı
Alt 01 Mart 2024, 20:29   #4
Çevrimiçi
Zeze
Zeze - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Kullanıcıların profil bilgileri ziyaretçilere gizlidir.
Standart Yanıt: 1-7 Mart Yeşilay Haftası ile Bilgi ve Yazılar

ALKOL ve ALKOLÜN ZARARLARI
  • Alkol, kalp ve cilt damarlarını genişletir. Kalbin çalışma hızını artırır, kan dolaşım düzenini bozar, damarların sertleşmesine, tansiyonun artmasına, felç ve anî ölümlere sebep olur.
  • Aşırı alkol geçici hafıza kaybına neden olur.
  • Hazımsızlık, dolayısıyla iştahsızlığa sebep olur. Fakat bunun yanında kişinin vücudu günden güne şişer.
  • Damar kireçlenmesine yol açar.
  • İçki mide iç zarında yanma hissi meydana getirir, mideyi bozar, ağrı yapar, mide hastalıklarından olan gastrit ve ülsere sebep olur.
  • Beyin ve sinir hücrelerinin zarlarını zehirler veya uyuşturarak kullanılmaz hale getirir.
  • Tepki refleksleri azalır, beynin düşünme ve karar verme düzeni zayıflar.
  • İçki beyni uyuşturur, yürümekte zorluk çekilir, kol ve bacak çekilmelerine, yüz ifadesinde bozukluklara sebebiyet verir.
  • İnsan, irade ve dengesini kaybeder.
  • Alkol göze giden görme sinirlerine de tesir eder. Sulanma ve görme bozukluklarına neden olur. Neticede ameliyat kaçınılmaz olur. Körlüğe neden olabilir.
  • Alkollü içkinin hangi çeşidi olursa olsun böbrekleri bozar, zamanla iş göremez hale getirir. İçki, böbrek iltihaplarına, idrarda şeker ve cerahat gibi anormal cisimlerin meydana gelmesine yol açar.
  • Terleme ve kanın akışını hızlandırır. Kanı sulandırır. Yaralanmalarda, yaralı bölgenin geç iyileşmesine neden olur.
  • Alkol kullanımından bir gün sonra baş ağrısı ve ağız kuruluğu çok sık görülür.
  • Erkeklerde sertleşme olmamasına neden olabilir. Kadınlarda ise adet bozukluğuna sebep olabilir. Anne karnındaki bebeğin gelişimini olumsuz etkiler.
  • Alkoliklerde kalp-damar hastalıklarından sonra en sık ölüm nedeni kanserdir. Alkol kullanmayanlara göre kansere yakalanma olasılıkları oldukça yüksektir (özellikle gırtlak, yemek borusu, mide ve pankreas kanserleri
  • Kıskançlıklar ve unutkanlık meydana getirir. İrade kuvvetini azaltır, ne yaptığını - ne söylediğini bilmez bir hale getirir. İşte kişi bu durumlarda asla düzeltemeyeceği hatalar ve yanlışlıklar yapabilir.

Bu Gri Şehrin Tüm Yollarını Rengarenk Boyamak İster,
Bazen Kızar Dünyaya ama Sadece Kendini Üzer...
Göremezler, Kalbindeki Elmasa Erişemezler,
Kanatlarını Rüzgara Açmış, Dur Diyemezler...
Onun Bir Düşü Var ki Asla Bilemezler!

To view links or images in signatures your post count must be 10 or greater. You currently have 0 posts.
  Alıntı
Yeni Konu Yeni Cevap

İçeriği Sosyalleştir

Etiketler
bilgi, haftası, ile, mart, yazılar, yeşilay


Şu anda bu konuyu görüntüleyen etkin kullanıcılar: 1 (0 üye ve 1 konuk)
 

Gönderme Kuralları
Konu açma yetkiniz yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti ekleme yetkiniz yok
Mesaj düzenleme yetkiniz yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık



Saat: 11:50.

Forum Bilgileri
Hukuki Aydınlatma Metni
ForumAdası, tüm hakları saklıdır.

Kurucu: Jön TüRk
Forum Sorumlusu: Zeze
Geliştiriciler: Regex & Cry
Tasarımcı: Mango

Powered by vBulletin® Version 3.8.6
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.

Altyapı bilgilerini okuduğunuz vBulletin yazılımı ForumAdası üzerinde lisanslı bir şekilde kullanılmaktadır.
ForumAdası; internet ortamında kullanıcıların içerik üretmelerine, bu içeriklerin de önceden onaya tabi tutulmaksızın yayımlanabilmesine olanak sağlayan bir forum sitesidir. Forum siteleri, tıpkı sosyal medya ve interaktif sözlükler gibi 5651 sayılı kanunun 2. maddesinin 1. fıkrasının "m" bendine göre Yer Sağlayıcı olarak faaliyet göstermekte olan, hizmet ve içerikleri barındıran sistemleri sağlayan veya işleten platformdur.
5651 sayılı kanunun 5. maddesine göre yer sağlayıcı, yer sağladığı içeriği kontrol etmek veya hukuka aykırı bir faaliyetin söz konusu olup olmadığını araştırmakla yükümlü değildir. Başka bir deyişle ForumAdası üzerinden yapılan yazılı, görsel ya da işitsel paylaşımlardan doğabilecek yasal sorumluluk, mezkur içeriği paylaşan ForumAdası üyesi gerçek kişilere aittir. İlgili kanunun anılan maddesinin 2. fıkrasında da çok açık bir biçimde öngörüldüğü üzere; yer sağlayıcı, yer sağladığı hukuka aykırı içerikten, ceza sorumluluğu ile ilgili hükümler saklı kalmak kaydıyla, bu Kanunun 8 inci ve 9 uncu maddelerine göre haberdar edilmesi halinde ve teknik olarak imkân bulunduğu ölçüde hukuka aykırı içeriği yayından kaldırmakla yükümlüdür.
Açıklanan hukuki dayanaklar temelinde, hak ihlâli iddiasında bulunan hak sahipleri İLETİŞİM linkinden yer sağlayıcı ForumAdası yöneticilerine ihtarda bulunarak bahse konu hususu tebliğ etmeleri halinde incelemeler yapılıp, en geç 2 gün içerisinde gerekli işlemler tesis edilecektir.

5101 sayılı yasayla degişik 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu gereğince ForumAdası üzerinde telif hakkı bulunan MP3, video vb. eserlerin paylaşımı T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından hak sahipliği verilmiş olan MÜ-YAP tarafindan yasaklanmış olup, yasal işlem olması halinde, paylaşan kişi ya da kişilerin bilgileri gerekli kurum ile paylaşılacaktır.