Osmanlı Dönemi Kişileri Osmanlı döneminde ki; sultanların, vezirlerin, sarayda ve saray dışında görev almış, mesleğiyle ve yaptığı işlerle tanınmış kişilerin yaşamlarının yer aldığı bölüm. |
|
LinkBack | Seçenekler | Görüntüleme stilleri |
07 Ocak 2024, 09:42 | #1 |
Kullanıcıların profil bilgileri ziyaretçilere gizlidir. |
Mustafa Reşid Paşa Kimdir? | Osmanlı Sadrazamı
Mustafa Reşid Paşa Kimdir? | Osmanlı Sadrazamı Koca Mustafa Reşid Paşa (13 Mart 1800 — 7 Ocak 1858), Osmanlı sadrazamı, devlet adamı ve diplomat. Osmanlı Devleti'nde Tanzimat'ın mimarı ve devrin en önemli devlet adamlarından biridir. Sultan Abdülmecit döneminde 6 kez olmak üzere toplam 7 yıl 1 ay Sadrazamlık yapmıştır. Ayrıca 4 kez Hariciye Nazırlığı, Edirne Valiliği, birden fazla kez ise Paris ve Londra Elçiliği görevinde bulunmuştur. İngiliz yanlısı bir politikası olan Mustafa Reşid Paşa, Hariciye Nazırlığı döneminde 1838'de Baltalimanı Antlaşması ile İngilizlere ticari imtiyazlar bağışlayarak gittikçe ağırlaşan Mısır meselesinde İngilizlerin desteğini sağlamaya çalışmış ancak bu anlaşmanın, Osmanlı iktisadi hayatına zarar verdiğini düşünen kişiler tarafından ciddi eleştirilere maruz kalmıştır. Özgürlükleri, insan haklarını, modern eğitimi, teknolojik yenilikleri ülkesine taşımak ve Avrupa devletleri katında saygınlık kazanmasını sağlayarak bu devletlerle siyasi, ekonomik ve askeri anlaşmalar gerçekleştirmek amacıyla hazırladığı Tanzimat Fermanı'nı 3 Kasım 1839 Gülhane Parkı'nda okuyarak ilân etmiş ve 19. yüzyıl boyunca hukuk, eğitim, askeri ve sosyal alanlarda gerçekleşecek reformlar dönemini açmıştır. 1840'ta imzalanan Londra Antlaşması ile Mısır sorununun bir çözüme kavuşturulmasında büyük rol oynadı. Sultan Abdülmecid, onca güvendiği ve Tanzimat'ın mimarı sayılan Mustafa Reşid Paşayı ancak 1846 yılında sadarete getirebildi. Mustafa Reşid Paşa yapılan reformların garantisini eğitim olarak görmekte idi. Bunun için 1846 yılında Meclis-i Maarif-i Umumiye'yi kurdu. 1851’de Mustafa Reşid Paşa’nın girişimi ile Avrupa bilim akademileri örnek alınarak Encümen-i Daniş adında bir bilim ve kültür kurulu oluşturuldu. 1853'te Kırım Savaşı patlak verdiği sırada Hariciye Nazırlığı görevindeydi ve Rusya'ya karşı İngiltere ve Fransa'yı Osmanlı Devleti'nin yanına çekmeyi başardı. 1856'da kendisinin yetiştirdiği yeni Sadrazam Âli Paşa'nın hazırladığı Islahat Fermanı'nı Devletin çıkarlarına aykırı bulduğunu belirterek şiddetle tenkit etti. Son sadrazamlık dönemi esnasında 7 Ocak 1858 tarihinde 57 yaşındayken İstanbul'da hayatını kaybetti. Yaşamı Mustafa Reşid Paşa 13 Mart 1800 yılında İstanbul'da doğdu. Babası II. Beyazid Külliyesi Vakıfları ruznameçecisi Mustafa Efendi'dir. Okuma yazmayı babasından öğrendikten sonra, eğitimine kısa bir süre medresede devam etti ama icazet alamadı. Babasının ölümünden sonra Osmanlı Devleti'nin önemli Devlet Ricalinden olan dayısı Ispartalı Seyyid Ali Paşa'nın yanında girip özel eğitimle yetişti. Beylerbeylik, Sadrazamlık, Seraskerlik gibi önemli görevlere getirilmiş olan Seyyid Ali Paşa, Mora'daki Rum ayaklanmasını bastırmak görevi ile Mora Seraskerliğine atanınca onun mühürdarlığını yaptı. Mora'da Osmanlı Ordusu'nun perişan durumunu yakından gördü. Fakat 1821'de Seyyid Ali Paşa görevinden alındı ve üç yıl İstanbul'da ikamete zorlanarak görevsiz ve işsiz kaldı. Bu dönemde yeğeni olan Mustafa Reşid'in eğitimini arttırmakla uğraştı. 1824'te Sadaret Mektub-i kalemine girdi. 1828 Osmanlı-Rus Savaşı başlayınca ordu katibi olarak sefere katıldı. Ordugahtan Saray gönderilen rapor özetleri (telhisler) yazmakla görevlendirildi. Bu telhisler Sultan II. Mahmud'un dikkatini çekti. İstanbul'a dönünce Amedi Odası halifeliğine atandı. 1829'da Rusya ile yapılan Edirne Antlaşması için, Rus delegeleri ile birlikte müzakerelere katip olarak katıldı. Kavalalı Mehmed Ali Paşa temsilcileri 1827'deki Navarin Olayı sonunda bazı kabul edilemeyen taleplerde bulunmuş ve uzlaşmaz tavırlar almışlardı. Bu konuda Kavalalı ile şahsen konuşmalarda bulunmak için Mısır'a Pertev Efendi gönderildi ve Mustafa Reşid de onun ikinci katibi olarak Kahire'ye gitti. Yapılan müzakereler sırasında katip Mustafa Reşid, Kavalalı Mehmed Ali Paşa'nın dikkatini çekti ve ona Kahire'de iş teklif edildi; fakat Mustafa Reşid bunu kabul etmedi ve 1831'de İstanbul'a döndü. 21 Aralık 1832'de Osmanlı ordusu İbrahim Paşa komutasındaki Mısır Ordusuna Konya Muharebesi'nde mağlup olup bozguna uğradı. Bunun üzerine merkezi Osmanlı Devleti Kavalalı Mehmet Ali Paşa'ya; Mısır, Girit, Cidde, Kudüs ve Nablus Sancaklarının yönetimini vermeyi kabul etti. Bunu bildiren padişah fermanını, Tophane Müşiri Halil Rıfat Paşa ile birlikte Mustafa Reşid Mısır'a götürdü. Mustafa Reşid, İstanbul'a geri döndüğünde İbrahim Paşa'nın Mısır Ordusu Kütahya'ya kadar ilerlemişti. 29 Mart 1833'te Mısır Ordusu Komutanı İbrahim Paşa'ya gönderilen Osmanlı merkez müzakere heyetinin katibi Mustafa Reşid idi. Bu konuşmalar sonunda Kütahya Antlaşması imzalandı. Kavalalı Mehmet Ali Paşa'ya daha önce verilen Sancaklar yanında Şam ve Halep eyalet valilikleri ve oğlu olan İbrahim Paşa'ya da Adana Muhassallığı verildi. Sultan II. Mahmud, özellikle İbrahim Paşa'ya Adana Muhassıllığı'nın bırakılmasına çok kızdı. Müzakerelerde Osmanlı baş delege görevini yapan Mustafa Reşid, Padişahın gazabını üzerine çekti ve bazı dostlarının araya girmesi ile ölüm tehlikesinden zor kurtarıldı. Osmanlı devleti, Batı Avrupa ülkelerine devamlı elçi gönderme kararı aldı. Temmuz 1834'te genç yaşta olan Mustafa Reşid, Amedilik görevi üzerinde kalmak üzere "fevkalade orta elçi" olarak, Sultan II. Mahmut tarafından Paris'e atandı. Bu görevde iken 1830'da Cezayir'i işgal etmiş olan Fransa'nın bu arazileri tekrar Osmanlı Devleti yönetimine vermesini sağlaması beklenmekteydi ama Mustafa Reşid diplomasi ile bunu başaramadı. Fransa devleti uzun bir zamandır Mısır'da Kavalalı Mehmet Paşa'ya ve idaresine iç ve dışta destek sağlamaktaydı. Mustafa Reşid Fransa yöneticilerini ve kamuoyunu, Osmanlı Devleti lehine çevirmede daha başarılı oldu. Paris'te iken Mustafa Reşid, Sultan II. Mahmud'un tavsiyelerine uyarak gayet iyi Fransızca da öğrendi. 1835'te İstanbul'a geri çağrıldı. Ama İstanbul'a gelişinden üç ay sonra, bu sefer büyükelçi unvanı ile, Fransa'ya Paris'e gönderildi. Burada yine Cezayir ve Mısır problemleri ile uğraşmaya başladı. 13 Eylül 1836'da Osmanlı Devleti Londra Büyükelçisi Mehmed Nuri Efendi Paris Büyükelçiliğine getirildi. Onun yerine aynı zamanda Osmanlı Devleti Londra Büyükelçiliğine Mustafa Reşid getirildi. Buna başlıca neden, Paris Büyükelçisi iken Mustafa Reşid'in, Sultan II. Mahmud'a gönderdiği yazılarda; "Fransa'nın uluslararası alanda Mısır sorununa Osmanlı Devleti'ne destek olamayacağını, İngiltere'nin uluslararası alanda daha fazla ağırlık kazandığını ve Mısır sorununun İngiltere aracılığı ile Osmanlı Devleti lehinde daha uygun bir sonuç sağlayabileceğini" vurgulaması idi. Mustafa Reşid Londra'da Elçilik görevi yapmakta iken Osmanlı Devleti Hariciye Müsteşarlığı görevine getirildi. Haziran 1837'de ise o zaman İstanbul'da Hariciye Nazırı olan Ahmed Hulusi Paşa görevi yapmakta iken beklenmedik bir zamanda hayatını kaybetti. Londra'da bulunan Mustafa Reşid Bey'e, "paşa" unvanını kullanmamak şartı ile, "müşir" rütbesi verildi ve Osmanlı Devleti Hariciye Nazırı görevine atandı. Mustaafa Reşid, Osmanlı Devleti Hariciye Nazırı sıfatıyla İrlanda'ya bir geziye çıktı ve Londra'ya dönmekte iken de İngiltere'nin sanayi bölgeleri olan Kuzey-Batı İngiltere ve Midlands bölgelerine gezi yaptı. Sonra İstanbul'a geri döndü. İstanbul'da 1837-1838 döneminde ilk defa Hariciye Nazırlığı görevini ifa etmeye başladı. 25 Ocak 1838'de "paşa" unvanı verildi. Fakat kendini İstanbul'an uzaklaştırmak isteyen bir klik onun 1838'de Hariciye Nazırlığı üstünde kalmak şartıyla Fransa'ya Paris Büyükelçisi olarak görevlendirilmesini sağladılar. Fakat bu tayin kararnamesi daha yola çıkmadan önce iptal edildi ve Mustafa Resid Paşa İstanbul'da asıl görevine devam etti. Önemli bir icraati İngiltere ticaret çevrelerinin istediği şekilde gemiler ve limanlarda sağlık durumunu sağlayıp kontrol etmek için önemli Osmanlı limanlarında karantina merkezleri kuruldu ve bunların yönetimi "Meclis-i Umur-u Sıhhiye" adli bir yönetim birimi oluşturuldu. 16 Ağustos 1833'te ise yine İngiltere tüccarlarının isteklerine uygun olmak üzere, İngiltere ile bir ticaret antlaşması imzalandı. Bu ticaret anlaşması ile Osmanlı iç ticaretinde ve Osmanlı limanlarında uygulanan imtiyazlar; gümrük vergileri ve mal kontrolleri sadece yabancı İngiliz tüccarlar lehine değiştirilmekte idi ve İngiltere tüccarlarına Osmanlı ülkelerinde geniş ticaret hakları tanınmakta idi. Böylece İngilizlere tanınan imtiyazlarla özellikle Mısır meselesinde, İngiliz devletinin yardım ve desteğini sağlandığı umulmakta idi. Bu görevde II. Mahmud'la daha yakın ilişki kurdu. Padişaha sunduğu raporlarla ülkede köklü reformlar yapılması gereğini belirtti. 1838'de gittikçe ağırlaşan Mısır sorununda destek sağlaması amacıyla Londra Büyükelçiliğine atandı. 1 Temmuz 1839'da tahta yeni çıkan Sultan Abdülmecid'i kapsamlı bir reform programının gereğine inandırmayı başardı. Bunun ilk adımı ve hukuki temeli olarak da, 3 Kasım 1839'da Tanzimat Fermanı (Gülhane Hatt-ı Humayunu) ilan edildi. Gülhane Hatt-ı Şerif-î'ni 3 Kasım 1839 tarihinde okuyan kişi oldu. İkinci kez Hariciye Nazırı olan Mustafa Reşid Paşa, Tanzimat Fermanı'nın öngördüğü yeniliklerin uygulanması için çaba harcamaktaydı. Aynı zamanda, 1840'ta imzalanan Londra Antlaşması ile Mısır sorununu da bir çözüme kavuşturdu. Ama İstanbul'da onun ve Tazminat Fermanı'nın aleyhinde bulunanlar önem kazanmaya başladılar. Diğer taraftan Kavalalı Mehmed Ali Paşa ile ona arka veren Fransa, Londra Antlaşması'na karşı direnmekteydiler. Sultan Abdülmecid ortalığı yatıştırmak amacıyla 1841'de Mustafa Resid Paşa'yı Hariciye Nazırlığından almak zorunda kaldı. Ama hemen 1841 yılında tekrar Paris'e Büyükelçi olarak gönderildi. Mısır'ın Londra Antlaşması'nı kabulünde ve Kırım sorunlarına çözüm geliştirilmesinde rol oynadı. 1843 yılında Edirne Valiliğine getirildi. Ama aynı yıl içinde yeniden Paris, Fransa'ya Büyükelçi olarak gönderildi. Sadrazamlık dönemleri Koca Mustafa Reşid Paşa, Abdülmecid saltanatında 6 kez sadrazamlik yapmıştır. Sadrazamlığa ilk defa 28 Eylül 1846'da getirildi. 1839'da ilan edilen Tanzimat Fermanı'nın getirdiği yenilikler konusunda fazla bir şey yapılmadığını gördü. Bu değişiklikleri bir an evvel uygulamak hızla icraat yapmaya koyuldu. Özellikle devlet yönetimi, eğitim ve hukuk alanında yapılmaya başlayan değişimler devlet ricalinin tutucu kesiminin tepkisiyle karşılaştı. Bunun için Mustafa Reşid Paşa, 1846-52 döneminde üç defa istifa etmek zorunda kaldı. Ama her seferinde kısa bir aralıktan sonra yeniden Sadrazam olup değişiklik yapma icraatında devam etti. 5 Ağustos 1852'de Sadrazamlıktan ayrıldıktan sonra 1853'te dördüncü kez Hariciye Nazırlığına getirildi. Bu sırada Rusya kendini Ortodoks Hristiyanlarının hamisi ve Kudüs'te kutsal yerleri koruması istekleri ile Osmanlı Devleti'ne baskı yapmaya başladı. Çar I. Nikolay, Finlandiya Genel Valisi olan Prens Aleksandr Menşikov'u özel elçi olarak bu baskıyı bir antlaşmaya döndürmek için İstanbul'a göndermişti. Mustafa Reşid Paşa Hariciye Nazırı olarak buna karşı koydu. İngiltere ve Fransa'yı Osmanlı Devleti'nin yanına çekmeyi başardı. 1853-1856 Osmanlı-Rus Savaşı veya Kırım Savaşı Rusların Eflak ve Boğdan'ı işgal etmesi ve Dobruca'yı alması ile başladı. Serdar-ı Ekrem Ömer Lütfi Paşa komutasındaki Osmanlı Orduları ve tarafsızlık iddia eden ama büyük bir kuvvet ile Tuna Nehri kuzeyinde bulunan Avusturya politik gücü dolayısıyla Ruslar Eflak-Buğdan'ı terk ettiler ve tarafsız Avusturya güçleri bu arazileri girip Osmanlı-Rus ordularını karşı karşıya gelmekten men ettiler. 30 Kasım 1853'te Rus donanması Sinop Baskını yaptı ve baskının hemen ardından İngiliz ve Fransız Donanmaları Karadeniz'e girdiler. İngiliz, Fransız, Sardunya ve Osmanlı orduları koordinasyon yaparak Eylül 1854'te Kırım'a çıktı ve Rusların Karadeniz Donanma Üssü olan Sivastopol kuşatmasına başladı. Savaş bütün hızıyla sürerken Koca Mustafa Reşid Paşa, 24 Kasım 1854'te dördüncü kez Sadrazam oldu. Bu seferki sadrazamlığı bir sene sürdü ve 2 Mayıs 1855'te bu görevden ayrıldı. Kırım'da kuşatma devam etmekteydi ve Sivastopol ancak bir yıl kuşatmadan sonra 9 Eylül 1855'te düştü. Barış müzakereleri 25 Şubat 1856'da Paris Konferansı adı ile başladı ve 30 Mart 1856'da Paris Antlaşması imzalandı. Ama Osmanlı Devletini o zaman Sadrazam olan Mehmed Emin Âli Paşa temsil etti ve antlaşmayı Osmanlı temsilcisi olarak o imzaladı. Bu antlaşmanın şartlarına bağlı olan bazı maddelere önem veren Islahat Fermanı da Sadrazam Mehmed Emin Âli Paşa tarafından büyük Avrupa devletlerinin arzuları doğrultusunda hazırlanarak, 18 Şubat 1856'da yürürlüğe konuldu. Mustafa Reşid Paşa, kendi yetiştirdiği yeni sadrazamın hazırladığı Islahat Fermanı'nı, Devletin çıkarlarına aykırı bulduğunu belirten bir raporu Abdülmecid'e sundu. Bundan sonra Mustafa Reşid Paşa 1 Kasım 1856 - 6 Ağustos 1857 döneminde ve 22 Ekim 1857 - 7 Ocak 1858 döneminde iki defa daha Sadrazamlık yaptı. 7 Ocak 1858 tarihinde 57 yaşındayken İstanbul'da hayatını kaybetti. Ailesi İki evlilik yapmıştır. ilk eşi Mısır divan efendisinin kızı Emine Hanım’dır. İki yıl sonra zengince bir kadın olan, eniştesi Ali Paşa’nın hânesinden çıkma Âdile Hanım’la evlenmek üzere ilk eşinden ayrılmıştır. Mehmed Cemil (ilk eşinden), Mahmud Mazhar, Ahmed Celâl, Ali Galib ve Sâlih adlı beş oğlu olmuştur. Mehmed Cemil Paşa üç defa Paris sefirliğinde bulunmuştur. Küçük oğlu Sâlih Bey, Hariciye Mektûbî ve Âmedî kalemlerinde çalışmıştır. Diğer oğlu Ahmed Celâl Bâb-ı Âli Kalemi'nde yetişmiş, Meclis-i Vâlâ, Tanzimat Meclisi ve Meclis-i Âyan üyeliği yapmıştır. |
İçeriği Sosyalleştir |
Etiketler |
kimdir, mustafa, osmanlı, paşa, reşid, sadrazamı |
Şu anda bu konuyu görüntüleyen etkin kullanıcılar: 1 (0 üye ve 1 konuk) | |
|
|
|
|
ForumAdası, tüm hakları saklıdır. Kurucu: Jön TüRk Forum Sorumlusu: Zeze Geliştiriciler: Regex & Cry Tasarımcı: Mango
Powered by vBulletin® Version 3.8.6
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd. Altyapı bilgilerini okuduğunuz vBulletin yazılımı ForumAdası üzerinde lisanslı bir şekilde kullanılmaktadır. |
ForumAdası; internet ortamında kullanıcıların içerik üretmelerine, bu içeriklerin de önceden onaya tabi tutulmaksızın yayımlanabilmesine olanak sağlayan bir forum sitesidir. Forum siteleri, tıpkı sosyal medya ve interaktif sözlükler gibi 5651 sayılı kanunun 2. maddesinin 1. fıkrasının "m" bendine göre Yer Sağlayıcı olarak faaliyet göstermekte olan, hizmet ve içerikleri barındıran sistemleri sağlayan veya işleten platformdur. 5651 sayılı kanunun 5. maddesine göre yer sağlayıcı, yer sağladığı içeriği kontrol etmek veya hukuka aykırı bir faaliyetin söz konusu olup olmadığını araştırmakla yükümlü değildir. Başka bir deyişle ForumAdası üzerinden yapılan yazılı, görsel ya da işitsel paylaşımlardan doğabilecek yasal sorumluluk, mezkur içeriği paylaşan ForumAdası üyesi gerçek kişilere aittir. İlgili kanunun anılan maddesinin 2. fıkrasında da çok açık bir biçimde öngörüldüğü üzere; yer sağlayıcı, yer sağladığı hukuka aykırı içerikten, ceza sorumluluğu ile ilgili hükümler saklı kalmak kaydıyla, bu Kanunun 8 inci ve 9 uncu maddelerine göre haberdar edilmesi halinde ve teknik olarak imkân bulunduğu ölçüde hukuka aykırı içeriği yayından kaldırmakla yükümlüdür. Açıklanan hukuki dayanaklar temelinde, hak ihlâli iddiasında bulunan hak sahipleri İLETİŞİM linkinden yer sağlayıcı ForumAdası yöneticilerine ihtarda bulunarak bahse konu hususu tebliğ etmeleri halinde incelemeler yapılıp, en geç 2 gün içerisinde gerekli işlemler tesis edilecektir. 5101 sayılı yasayla degişik 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu gereğince ForumAdası üzerinde telif hakkı bulunan MP3, video vb. eserlerin paylaşımı T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından hak sahipliği verilmiş olan MÜ-YAP tarafindan yasaklanmış olup, yasal işlem olması halinde, paylaşan kişi ya da kişilerin bilgileri gerekli kurum ile paylaşılacaktır. |