Osmanlı Dönemi Kişileri Osmanlı döneminde ki; sultanların, vezirlerin, sarayda ve saray dışında görev almış, mesleğiyle ve yaptığı işlerle tanınmış kişilerin yaşamlarının yer aldığı bölüm. |
|
LinkBack | Seçenekler | Görüntüleme stilleri |
17 Ekim 2024, 22:30 | #1 |
Kullanıcıların profil bilgileri ziyaretçilere gizlidir. |
Abdülaziz Kimdir? | Osmanlı Padişahı
Abdülaziz Kimdir? | Osmanlı Padişahı Abdülaziz veya diğer bilinen adıyla Padişah Abdülaziz (8 Şubat 1830 - 4 Haziran 1876), 32. Osmanlı padişahı ve 111. İslam halifesidir. II. Mahmud ve Pertevniyal Valide Sultan'ın oğlu, Padişah Abdülmecid'in kardeşidir. Padişah Abdülaziz 25 Haziran 1861 tarihinde kardeşinin ölümü üzerine, 31 yaşında iken tahta geçmiştir. Tahttan indirilip öldürülen son padişahtır. forumadasi.com Saltanatı Güreş, cirit, av ve bilek güreşi sporlarına meraklı olan padişahın tahtta kaldığı sürece en çok üzerinde çalıştığı konu Osmanlı Donanması'nın modernizasyonu idi. Bu nedenle o dönemlerde Avrupa devletlerinden alınan kredilerin çoğu bu konuda harcandı. Sayısı gün geçtikçe artan Osmanlı Ordusu'nun askerlerine yetecek dönemin son model top ve tüfeklerinin sağlanması da Abdülaziz döneminde gerçekleşmiştir. Hükümdarlığı süresince sık sık ülke içi ve ülke dışı temaslarda bulunmuş geziler düzenlemiştir. I. Selim'den sonra Mısır'ı ziyaret eden ilk ve tek Osmanlı Padişahı'dır. Eyaletlerin yanı sıra Batı Avrupa'da ziyaretler yapan ilk ve tek padişahtır. 1867 yılında Paris'te açılan büyük bir sanat sergisine III. Napolyon'un daveti üzerine katıldı. Sergiden sonra imparator ile temaslarda bulunmuş İngiltere, Belçika, Almanya, Avusturya-Macaristan İmparatorluğu gezilerinden sonra da geri dönmüştür. Ayrıca Richard Wagner'in Bayreuth operasına maddi yardımda bulunmuş ve davet edilmiştir. Seyahatlerinde İngiltere kraliçesi Victoria, Belçika kralı II. Leopold, Prusya kralı I. Wilhelm, Avusturya-Macaristan imparatoru François-Josef ve Romanya Prensi I. Karol ile görüşmüştür. Osmanlı'da Abdülaziz döneminde Batı'yla iyi ilişkiler kurulmasına özellikle dikkat edildi. Tanzimat Fermanı ile Osmanlı'nın girdiği Batılılaşma süreci bu dönemde de devam etti. Ülke genelinde yeni vilâyetler ilân edildi ve İstanbul Üniversitesi Fransız Eğitim sistemi örnek alınarak tekrar düzenlendi. Doğu Ekspres'inin bir durağı olan Sirkeci Garı'nın temelleri Abdülaziz döneminde atılmıştır. Rumeli ve Anadolu'da demiryolu ağı kurmaya çalışmıştır. Abdülaziz'in 15 senelik hükümdarlığı boyunca yaptığı bazı yenilikler şunlardır;
Kendisi Midhat Paşa ile birlikte bir ordu gönderilmesini organize ederek Lahsa Seferi ile Osmanlı'nın uzun bir süre önce kaybettiği 1670lerden beri denetimini sağlayamadığı Arabistan'daki Lahsa bölgesini ve Katar'ı ele geçirdi. Necid Kaymakamı İmam Abdullah bin Faysal, 29 Mart 1871'de elçisi Abdülâziz bin Suvaylem'i Midhat Paşa'ya göndererek, Al-Ahsa ve Katif'i hakimiyetinde bulunduran kardeşi Suud bin Faysal'a karşı destek talebi Osmanlılar açısından açılacak seferin meşru zeminini oluşturdu. 2. Necid Emirliği'nin Arabistan'daki gücü kırıldı ve böylece ileride 1891'e kadar yine Osmanlılarca desteklenen Cebeli Şammar Emirliği'nce yıkılmasının da önü açıldı. Bu bölge, 1913 sonrası Sultan Reşad döneminde İngilizler ve Kuveyt Emirinin destekleri ile tekrar kurulan ileri de Suudi Arabistan adını alacak 3.Necid Emirliği'nin saldırıları ile elden çıkmıştır. 1872'de ise yerel soyluların yeteneksiz Zeydi İmamlar karşısında daveti üzerine, Ahmet Muhtar Paşa komutasındaki orduyu Yemen'e gönderip Yemen'in dağlık kısmı, Sanaa ve çevresini ele geçirip İngiliz işgalindeki Aden ve Yemen'in en güneydeki sahil kesimi dışındaki yerlerde Yemen Vilayeti'ni kurdurdu. Bu bölge çıkan isyanlara karşın 1.Dünya Savaşı'nın sonuna kadar elde tutuldu. Mısır Hidivi İsmail Paşa ile birlikte ortaklaşa hareket ederek Sudan ve Afrika'nın Doğu sahillerinin ele geçirilmesini sağladı tabii bunda İngilizlerin Fransızlar yerine daha zayıf Mısır ve Osmanlı Askerlerinin kendi bölgeleri ile arasında tampon görevi görmesine rıza göstermesi de etkili olmuştur.Ras Hafun, Cape Guardafui ve Zanzibar Krallığı'na kadar binlerce km2lik alan bu sayede Osmanlı İmparatorluğu ve vassalı Mısır Hidivliği'nin eline geçmiştir. Bu bağlamda üstelik Osmanlı'nın dağılma döneminde Sırbistan'da boşaltılan kaleler sayılmazsa neredeyse hiç toprak kaybetmeyip, topraklarını genişleten son Osmanlı padişahıdır. Afrika'daki bu ele geçirilen topraklar ile Osmanlı'nın elindeki Doğu Afrika topraklarının tamamı (Trablusgarb haricinde) II. Abdülhamid döneminde kaybedilecektir. Abdülaziz orduyu da güçlendirmiş ve özellikle donanmaya yeni gemi alımları ile personel eğitimi açısından olmasa da yeni alınan, yaptırılan modern gemilerle; gemi sayısı bağlamında Osmanlı donanması dünyanın en güçlü 3. donanması arasına girmiştir. Ancak ne yazık ki bu başarılarını mali alanda sanayi alanında gerçekleştirememiştir. Yaptığı aşırı borçlanmalar yanında ve aldığı paraları yerli sanayi gelişiminde, Osmanlı'ya uzun vadede maddi yarar sağlayacak ekonomik dönüşü olacak şekilde kullanamamış ve iktidarının son yılları hem mali hem de siyasi bunalımlar içinde geçmiştir. Özellikle maliye, ekonomi, sanayi alandaki hataları ile Osmanlı'nın ekonomik anlamda çöküşünün ve toprak kayıplarının da önünü açmıştır. Zira Osmanlı İmparatorluğu ilk dış borçlanmasını Kırım savaşına finansman bulabilmek için 1854 yılında yaptı. Bu yıldan 1874 yılına kadar geçen 20 yıllık sürede 15 ayrı dış borçlanma yapıldı ve Sultan Abdülaziz döneminde bu borçlanmalar iyice hızlandı, borç paralar geri kazanç sağlayacak şekilde kullanılamadı, 1875'e gelindiğinde ise toplamda 239 milyona yakın dış borç yılda 11 milyon taksitle ödenmeliydi. Osmanlı hazinesi ise yılda ortalama 18 milyon gelir elde ediyordu, kısacası Osmanlı faizleri bile ödeyemez hale gelmişti.1875'te kendi döneminin sonunda Rus taraftarlığıyla tanındığı için halkın «Nedimof» adını taktığı Mahmut Nedim Paşa'nın sadrazamlığında (1875) çıkarılan Ramazan Kararnamesi ile durduruldu. Kısaca Osmanlı devleti kendi iktidarının sonuna doğru iflasını ilan etti. Öte yandan onun döneminde Osmanlı'ya bağlı Mısır Hidivliği'nde Süveyş Kanalı açıldı ki bu kanal Dünya Ticaret yollarını 300 yıl sonra Osmanlı-Mısır yararına değiştirecek nitelikteydi. Ancak Midhat Paşa'nın Osmanlı'dan bağımsız borçlanma yetkisi verilmemesi yönündeki itirazları göz ardı edilerek Hidivlikle yönetilen Mısır'ın özerklik haklarının genişletilmesi, özellikle Hidiv İsmail Paşa'ya verilen bağımsız borçlanma yetkisi bu eyaletin 1882'de Sudan ile birlikte kesin olarak kaybına yol açan Mısır'ın borç sorununun ortaya çıkmasına başlangıç teşkil etti. Zira Mısır Hidivi bu kanalı yabancı uluslararası konsorsiyuma üstelik onlardan aldığı borçla yaptırmıştı, geç açılması yanında Abdülaziz'in mali yönden yaptığı hataların aynısını da kendi yaptı. Yine Abdülaziz'in hükümdarlığının son yılları ise 1875-76 yılındaki Hersek İsyanı ile 1867'de başlayan ve 1876'da iyice yayılan Bulgar İsyanları ile mücadele ederek geçti. İktidarının son yıllarındaki mevcut bunalımlar, yaşanan mali siyasi sorunlar, veliaht V. Murad ve annesinin kendi aleyhine olan faaliyetleri yanında, veliaht sistemini değiştireceği yine saltanatı kendi oğullarına bırakacağı yolundaki söylentiler ve bunu destekler hareketleri de kendine karşı darbenin önünü açtı. Zira saltanatı kendi çocuklarına intikal ettirmek isteyen Sultan Abdülaziz bu hususta ağabeyi Sultan Abdülmecid’den daha ileri gitmiş, Mısır ziyareti dönüşünde Nisan 1863’te seyahatte yanında bulunan henüz altı yaşındaki Yûsuf İzzeddin’i kara kuvvetlerine, diğer oğlu Mahmud Celâleddin’i deniz kuvvetlerine kaydettirerek ileride yapmayı düşündüğü veraset değişikliği için muhtemel itirazlarını önlemeyi amaçladığı güçlerden biri olan askerî bürokrasiyi yanına çekmeye çalışmıştır. Hatta 1867'deki yurtdışı gezisinde bu amaçla protokol kurallarına aykırı 5.Murat'tan önce şehzade Yusuf İzzeddin'in kabulüne uğraşılması, 1866'da Mısır Hidivi İsmail Paşa'nın kendinden sonra oğlunun geçmesine yönelik Mısır'da veraset sistemi değişikliğine izin verilmesinin bu amaca halka yurtdışına babadan oğula verasetin eski sistemdeki gibi geçişine bunu benimsemeye hukuki zemin yaratmaya yönelik olduğu iddia edilmektedir. Hatta Eylül 1871'de sadrazamlığa getirilen Mahmud Nedim Paşa'da onun bu amacına destek vermiştir. Ancak 1860ların sonundan 1876'ya kadar olan dönemde ne yazık ki yaptığı hataların etkisi ile halk desteği azalmıştı. Zira tahta geçtiğinde kendinin sade yaşantısı, tek hanımla yetineceği, sarayda kısıntılara gitme vaatleri epey beğeni toplamıştır, kendinin tahta çıktığında adeta ikinci bir Yavuz Sultan Selim olacağına inanılmaktaydı, ancak zaman içinde durum değişmiş ve özellikle Mısır gezisi sırasında oradaki eğlenceli gece hayatı ile kendini tanıştıran Mısır Hidivi İsmail Paşa'nın ve 1867'de yurtdışı gezisinin de etkisinin olduğu iddia edilen lüks, müsrif harcamaları ve mali sorunlar, keyfi davranışları veliaht V. Murad ve özellikle annesi Şevkefza Sultan'ın çevirdiği entrikalar ile, Genç Osmanlılar denen aydın kitlenin kendi aleyhine dönmesi ve ordudan gelen tepkilerle toplumun belli kesimlerindeki desteğini ne yazık ki kaybeden Abdülaziz'e karşı önce kendi ile arası bozulan Midhat Paşa dahil bir kısım devlet adamlarının olumsuz propagandası ile 10 Mayıs 1876'da softalar isyanı denen bir öğrenci isyanı çıktı. 10 Mayıs 1876 günü, Fatih, Süleymaniye ve Beyazıt Medreseleri öğrencilerinin çoğunluğunu teşkil ettiği, sayılan onbini aşkın bir topluluk, Padişahın en büyük oğlu İzzettin Efendi'nin yolunu keserek, kendinden babasına gidip Sadrazam Mahmut Paşa ile Şeyhülislâm Hasan Fehmi Efendi'yi görevden uzaklaştırmasını istemesini söylemişler ve gösterilerde bulunmuşlardır. Özellikle Sadrazam Mahmud Nedim Paşa'nın Rus yanlısı tutumu, çıkan Balkan isyanlarındaki pasif tutumu, bozuk kontrolden çıkan ekonomik durumla zaten büyük bir tepki yaratmaktaydı. İsyan sonrası çıkan karışıklıklar neticesinde 30 Mayıs 1876 Darbesi denen Orduda bazı subaylar ve Genç Osmanlılar hatta askeri öğrencilerin bile karıştığı planlı bir darbe ile kendi tahttan indirilmiştir. Gözaltında bulundurulduğu Feriye Sarayı'nda 4 Haziran 1876 tarihinde bilekleri kesilmiş olarak ölü bulundu. Ölümü hep tartışma konusu olmuştur. Resmî tarih olarak intihar ettiği yazılsa da özellikle son yıllarda öldürüldüğüne bu işin darbe girişimin esas mimarı olan Hüseyin Avni Paşa tarafından planlandığına dair iddialar daha da artmıştır. Bahattin Öztuncay'ın hazırladığı ve Aygaz tarafından yayımlanan Hatıra-i Uhuvvet: Portre Fotoğraflarının Cazibesi 1846-1950 adlı kitapta ilk kez yayınlanan bir resimde Abdülaziz'in tahttan indirildikten sonra ve ölmeden önce çekilmiş son fotoğrafı yer almaktadır. Bu resimde saray hizmetçileri laubali bir şekilde padişaha dirsek dayamış, padişah ise eski bir üst baş ve etrafa öfkeyle bakan gözlerle görülmektedir. Kişiliği ve ilgi alanları Abdülaziz ilk başlarda Batılı yanı olmayan bir padişahtı. Tahta çıktıktan sonra saray bando ve orkestralarını kaldırtmış, yerine klasik Türk müziği saz takımını getirtmiş, tiyatro yerine orta oyununu seyretmiştir. 1867 yılında Avrupa seyahatinden döndükten sonra Batı'ya karşı fikirleri değişmiştir. Avrupa'nın gelişmişliği kendini cezbetmiş ve köşkler, saraylar yaptırtarak Batı'yı taklit etmeye çalışmış ve saray bando ve orkestralarını tekrar kurdurmuştur. Başlangıçta tasarruf tedbirleri almış ancak zamanla israfa meyletmiştir. Abdülaziz iyi bir bestekâr olup, lavta ve neyi çok iyi çalar, resim yapardı ve aynı zamanda hattattı. Dindar olup, her sabah Kur'an okurdu ve alafrangalığı dinsizlik sayardı. Ailesi Eşleri
|
İçeriği Sosyalleştir |
Etiketler |
abdülaziz, kimdir, osmanlı, padişahı |
Şu anda bu konuyu görüntüleyen etkin kullanıcılar: 1 (0 üye ve 1 konuk) | |
|
|
|
|
ForumAdası, tüm hakları saklıdır. Kurucu: Jön TüRk Forum Sorumlusu: Zeze Geliştiriciler: Regex & Cry Tasarımcı: Mango
Powered by vBulletin® Version 3.8.6
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd. Altyapı bilgilerini okuduğunuz vBulletin yazılımı ForumAdası üzerinde lisanslı bir şekilde kullanılmaktadır. |
ForumAdası; internet ortamında kullanıcıların içerik üretmelerine, bu içeriklerin de önceden onaya tabi tutulmaksızın yayımlanabilmesine olanak sağlayan bir forum sitesidir. Forum siteleri, tıpkı sosyal medya ve interaktif sözlükler gibi 5651 sayılı kanunun 2. maddesinin 1. fıkrasının "m" bendine göre Yer Sağlayıcı olarak faaliyet göstermekte olan, hizmet ve içerikleri barındıran sistemleri sağlayan veya işleten platformdur. 5651 sayılı kanunun 5. maddesine göre yer sağlayıcı, yer sağladığı içeriği kontrol etmek veya hukuka aykırı bir faaliyetin söz konusu olup olmadığını araştırmakla yükümlü değildir. Başka bir deyişle ForumAdası üzerinden yapılan yazılı, görsel ya da işitsel paylaşımlardan doğabilecek yasal sorumluluk, mezkur içeriği paylaşan ForumAdası üyesi gerçek kişilere aittir. İlgili kanunun anılan maddesinin 2. fıkrasında da çok açık bir biçimde öngörüldüğü üzere; yer sağlayıcı, yer sağladığı hukuka aykırı içerikten, ceza sorumluluğu ile ilgili hükümler saklı kalmak kaydıyla, bu Kanunun 8 inci ve 9 uncu maddelerine göre haberdar edilmesi halinde ve teknik olarak imkân bulunduğu ölçüde hukuka aykırı içeriği yayından kaldırmakla yükümlüdür. Açıklanan hukuki dayanaklar temelinde, hak ihlâli iddiasında bulunan hak sahipleri İLETİŞİM linkinden yer sağlayıcı ForumAdası yöneticilerine ihtarda bulunarak bahse konu hususu tebliğ etmeleri halinde incelemeler yapılıp, en geç 2 gün içerisinde gerekli işlemler tesis edilecektir. 5101 sayılı yasayla degişik 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu gereğince ForumAdası üzerinde telif hakkı bulunan MP3, video vb. eserlerin paylaşımı T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından hak sahipliği verilmiş olan MÜ-YAP tarafindan yasaklanmış olup, yasal işlem olması halinde, paylaşan kişi ya da kişilerin bilgileri gerekli kurum ile paylaşılacaktır. |