Forum Logo  

Anasayfa Forum Duyuruları Yönetim İletişim
 -
Geri Git   ForumAdasi.Com > Kültür ve Sanat > Biyografiler > Şairler ve Yazarlar

Şairler ve Yazarlar Ünlü şairlerimizin ve kalemi güçlü yazarlarımızın hayatlarının yer aldığı bölüm.


Oğuz Atay Kimdir? | Türk Yazar

Ünlü şairlerimizin ve kalemi güçlü yazarlarımızın hayatlarının yer aldığı bölüm.


Kullanıcı Etiket Listesi

Yeni Konu Yeni Cevap
 
LinkBack Seçenekler Görüntüleme stilleri
Alt 12 Nisan 2023, 00:12   #1
Çevrimdışı
Zeze - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Kullanıcıların profil bilgileri ziyaretçilere gizlidir.
Standart Oğuz Atay Kimdir? | Türk Yazar

Oğuz Atay Kimdir? | Türk Yazar



Roman ve hikâye yazarı (D. 12 Ekim 1934, İnebolu / Kastamonu - Ö. 13 Aralık 1977, İstanbul). Babası hukukçu, bir süre CHP milletvekilliği yapmış olan Mehmet Cemil Atay, annesi Fransız bir anne ve Türk babadan doğma Muazzez Zeki Hanım’dır. 1939’da, babasının milletvekili seçilmesi üzerine ailesiyle Ankara’ya geldi. İlköğrenimine Ankara’da Devrim İlkokulunda başladı. TED Ankara Kolejinden (1951) mezun olduğu yıl devlet olgunluk sınavını kazandı. İstanbul Teknik Üniversitesi İnşaat Fakültesi (1957) mezunu. Anayol Mühendislik Şirketinde altı ay mühendis olarak çalıştı. Bu yıllarda Beyoğlu’ndaki Baylan Pastanesine sık sık giderdi. Ferit Edgü, Demir Özlü, Hilmi Yavuz ve Onat Kutlar gibi isimlerle arkadaşlık etti. 1957 Aralık ayında yedeksubay olarak askere gitti. Askerliğin ilk altı ayını İstanbul’da, kalanını Ankara’da geçirdi. Ankara’da geçen bu zamanda Pazar Postası dergisi çevresinde toplanan gençlerle arkadaşlık etti. Ece Ayhan’ın, Korkut Boratav’ın evindeki toplantılara katıldı. Cevat Çapan ve Vüs’at O. Bener ile sıkça birlikte oldu. Mayıs 1959’da askerlik bitince İstanbul’a döndü.

1959-62 yıllarında İstanbul’da Denizcilik Bankası İstanbul Şehir Hatları İşletmesinde çalıştı. 1961’de modacı terzi Fikriye Fatma Gürbüz ile evlendi. Bu evlilikten 1962’de Özge adlı bir kızı oldu. 1962’de bir arkadaşı ile bir inşaat şirketi kurdu. Bir yandan da 1960 yılında girmiş olduğu İstanbul Devlet Mühendislik ve Mimarlık Akademisi İnşaat Bölümündeki öğretim üyeliğini sürdürdü. Burada topografya ve yol inşaatı dersleri okuttu. 1967’de boşandı. Aynı yıl şirketinin faaliyetini durdurdu. Evliliği bitince birkaç ay babasıyla yaşadı, ardından Beyoğlu civarında bir yere taşındı. Aynı dönemde son on yılında kendisine kader arkadaşlığı yapan Sevin Seydi yaşamına girdi. Meydan Larousse lugat ve ansiklopedisinde redaksiyon ve son okuma işlerini yürüttü (1971-73). 1973 yılında Hürriyet gazetesi için yayımlanan Türkiye 1923-1973 Ansiklopedisi için madde yazarlığı yaptı. 1974’te sanat muhabiri Pakize Kutlu ile evlendi. Oğuz Atay hakkında kapsamlı bir monografi yazmış olan Yıldız Ecevit onun yaşamının üç evreye ayrılabileceğini söyler. Gençlik, evlilik ve yazarlık evreleri. Sonuncu evrede yoğun bir karamsarlık olarak gözlenen ciddi bunalımlar yaşadı. 1975’te doçent oldu. 1976’da hastalandı. Beyninde çıkan bir tümör nedeniyle, bir süre Londra’da tedavi gördü. Bu hastalıktan kurtulamayarak, İstanbul’da öldü. Edirnekapı Şehitliği’ne, annesinin yanına gömüldü.

Haftalık Pazar Postası 1959’da İstanbul’a taşınınca bu dergide imzasız yazılar yazdı, derginin redaksiyon ve tashih işlerini yaptı, 1959 yılında sadece imzalı üç yazısı (12 Temmuz, 19 Temmuz ve 9 Ağustos) yayımlandı. Makale ve söyleşileri çeşitli dergilerde yer aldı. 1960 sonrası toplumsal değişim ve aydınların tutumuna eleştiriler getirdiği Tutunamayanlar adlı romanının yayımlanmasından önce TRT’nin 1970 Sanat Ödülleri Yarışması Başarı Ödülünü kazanmasıyla tanındı. En etkilendiği yazar, Dostoyevski oldu. Edebî kişiliği ve eserleri ölümünden sonra aydın konulu tartışmaların başlıca kaynakları arasında yer aldı. Çok yönlü bir aydın ve modernist bir ya*zar olarak Doğu ve Batı uy*garlıkları arasında sıkışıp kalmış, bir kültürel bunalım ve kimlik arayışı içindeki Cumhuriyet dönemi aydınının ruhsal ve düşünsel sorunlarıyla ilgilendi.

Tutunamayanlar, yayımlanmasının ardından 1930’lardan 1960 sonrasına uzanan dönemde; topluma ilişkin gözlemleri, aydınların yaşamına, toplumsal kurumlara yönelen eleştirileri yüzünden önemli bir tartışmanın merkezini oluşturdu. Öncü bir roman niteliği taşıyan Tutunamayanlar, 1950’li yılların köy romanlarından da, 1960’ların toplumsal kaygıları yoğunlukla öne çıkaran romanlarından farklılaştı. Yazar, bireyi ve bireyin iç dünyasını, iç konuş*ma, diyalog, psikanaliz, hiciv, taklit, parodi, pastiş, yabancılaştırma tekniği olarak alay gibi çeşitli post-modern teknikleri kullanmak suretiyle, romanın merkezine koydu. Metinlerarası ilişkiler bağlamında zengin çağrışımlar yüklü bu romanın ana renklerinden biri ironidir. Yazar, ilgisini özellikle kendileriyle sürekli bir iç hesaplaşma yaşayan bireye yöneltti. Bu süreçte en önemli araçlarından biri “oyun” kavramı oldu. Aynı kavram etrafında örülen ve Tutunamayanlar’ın esintilerini taşıyan Tehlikeli Oyunlar adlı romanında çevresinden kopan aydınların yaşam çıkmazlarını işlemeyi sürdürdü. Bu romanla ilgili amacı “herkesin saldırdığı ve saldırmakta haklı olduğu bir adamla”, “herkesin hor gördüğü bir kadının” macerasını yazmaktı. Bu roman da tıpkı Tutunamayanlar gibi bir iç serüvendir ve Yıldız Ecevit’in ifadesiyle “Bir oluşum romanı; bir Bildungsromandır”; böylece o, adı Hikmet olan erkek karakterini bir ruh çözümlemesine tabi tutarak hepsiyle yüzleşti. Bu kitapta Hikmet gerçekle hayal dünyasının bağdaşmazlığı karşısında yaşamdan vazgeçti. Her iki romanında çeşitli katmanlara bölerek elde ettiği roman dokusunu belirsiz bir senteze kavuşturmayı tasarladı.

Bir Bilim Adamının Romanı’nda genç yaşta ölen bilim adamı Prof. Dr. Mustafa İnan’ın hayat hikâyesini kendi tutunamayan perspektifine uydurarak anlattı. Ayrıca Batı uygarlıkları*nı özümsemiş, matematikten edebiyata kadar hemen hemen her alanla ilgili aydın bilim adamı yetiştirmenin önemi de bu romanın alt konularından biri oldu.

Oyunlarla Yaşayanlar adlı oyunu, ölümünden sonra 1979-80 döneminde Devlet Tiyatrolarında daha çok da amatör toplulukların sahnelerinde oynandı. Romanlarında olduğu gibi bu oyunu yazarken de yeni teknikler denedi. Bu oyun, bir yandan sanatla oyunu buluşturan postmodern izlerle, bir yandan da daha evrensel ve klasik denebilecek toplumsal sorunlarla örüldü.

Türkiye’nin Ruhu adlı, Türk toplumunun kültürel kimlik sorununu ve birey-toplum-devlet ilişkilerini irdelemek istediği tasarısını yazmaya ömrü yetmedi.

Korkuyu Beklerken, bazıları korku, güvensizlik, umutsuzluk, yalnızlık, dehşet, suç vb. kavramları kasteden Kafkaesk deyimiyle nitelenebilen öğelerle örülmüş öykülerden oluşur. Yabancılaşma, bu öykülerin kahramanlarının hepsinde gözlenebilir. Ayrıca öykülerde toplumsal baskı karşısında bunalan çağ*daş insanın özgürlük arayışı da yer aldı. Örneğin “Beyaz Mantolu Adam” öyküsünde, bireyin toplum tarafından bir kukla haline getirildiği, bireyin buna isyanı anlatıldı.

Yıldız Ecevit, 2014 yılında yayımlanan ve İletişim Yayınları tarafından basılan “Ben Buradayım” adlı eseriyle Oğuz Atay’ın hayatını anlatmıştır.

ESERLERİ:

Roman:
Tutunamayanlar (2 cilt, 1971, 1972, 2004), Tehlikeli Oyunlar (1973, 2004), Bir Bilim Adamının Romanı (1975), Eylembilim (tamamlanmamış, 1998, 2004).

Öykü:
Korkuyu Beklerken (1975, 2004).

Oyun:
Oyunlarla Yaşayanlar (oyn., 1979 - 80, DT, bas. 1985, 2004).

Günlük:
Günlük (1970-77 arası tuttuğu günlükler, 1987, 2004).

Topografya (1970) adlı bir de meslekî kitabı vardır.


  Alıntı
Yeni Konu Yeni Cevap

İçeriği Sosyalleştir

Etiketler
atay, kimdir, oğuz, türk, yazar


Şu anda bu konuyu görüntüleyen etkin kullanıcılar: 1 (0 üye ve 1 konuk)
 

Gönderme Kuralları
Konu açma yetkiniz yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti ekleme yetkiniz yok
Mesaj düzenleme yetkiniz yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık



Saat: 07:20.

Forum Bilgileri
Hukuki Aydınlatma Metni
ForumAdası, tüm hakları saklıdır.

Kurucu: Jön TüRk
Forum Sorumlusu: Zeze
Geliştiriciler: Regex & Cry
Tasarımcı: Mango

Powered by vBulletin® Version 3.8.6
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.

Altyapı bilgilerini okuduğunuz vBulletin yazılımı ForumAdası üzerinde lisanslı bir şekilde kullanılmaktadır.
ForumAdası; internet ortamında kullanıcıların içerik üretmelerine, bu içeriklerin de önceden onaya tabi tutulmaksızın yayımlanabilmesine olanak sağlayan bir forum sitesidir. Forum siteleri, tıpkı sosyal medya ve interaktif sözlükler gibi 5651 sayılı kanunun 2. maddesinin 1. fıkrasının "m" bendine göre Yer Sağlayıcı olarak faaliyet göstermekte olan, hizmet ve içerikleri barındıran sistemleri sağlayan veya işleten platformdur.
5651 sayılı kanunun 5. maddesine göre yer sağlayıcı, yer sağladığı içeriği kontrol etmek veya hukuka aykırı bir faaliyetin söz konusu olup olmadığını araştırmakla yükümlü değildir. Başka bir deyişle ForumAdası üzerinden yapılan yazılı, görsel ya da işitsel paylaşımlardan doğabilecek yasal sorumluluk, mezkur içeriği paylaşan ForumAdası üyesi gerçek kişilere aittir. İlgili kanunun anılan maddesinin 2. fıkrasında da çok açık bir biçimde öngörüldüğü üzere; yer sağlayıcı, yer sağladığı hukuka aykırı içerikten, ceza sorumluluğu ile ilgili hükümler saklı kalmak kaydıyla, bu Kanunun 8 inci ve 9 uncu maddelerine göre haberdar edilmesi halinde ve teknik olarak imkân bulunduğu ölçüde hukuka aykırı içeriği yayından kaldırmakla yükümlüdür.
Açıklanan hukuki dayanaklar temelinde, hak ihlâli iddiasında bulunan hak sahipleri İLETİŞİM linkinden yer sağlayıcı ForumAdası yöneticilerine ihtarda bulunarak bahse konu hususu tebliğ etmeleri halinde incelemeler yapılıp, en geç 2 gün içerisinde gerekli işlemler tesis edilecektir.

5101 sayılı yasayla degişik 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu gereğince ForumAdası üzerinde telif hakkı bulunan MP3, video vb. eserlerin paylaşımı T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından hak sahipliği verilmiş olan MÜ-YAP tarafindan yasaklanmış olup, yasal işlem olması halinde, paylaşan kişi ya da kişilerin bilgileri gerekli kurum ile paylaşılacaktır.