Şairler ve Yazarlar Ünlü şairlerimizin ve kalemi güçlü yazarlarımızın hayatlarının yer aldığı bölüm. |
|
LinkBack | Seçenekler | Görüntüleme stilleri |
12 Nisan 2023, 00:15 | #1 |
Kullanıcıların profil bilgileri ziyaretçilere gizlidir. |
Peyami Safa Kimdir? | Türk Yazar, Şair
Peyami Safa Kimdir? | Türk Yazar, Şair Yazar (D. 2 Nisan 1899, Gedikpaşa / İstanbul - Ö. 15 Haziran 1961, İstanbul). Çömez, Safiye Peyman, Serâzad, Server Bedî takma adlarını da kullandı. Aile dostu olan Tevfik Fikret ona Osman Peyami adını verdi. İki yaşında iken, babası şair İsmail Safa’nın sürgünde olduğu Sivas’ta ölmesi nedeniyle çocukluğu annesi, kardeşi İlhami ve akrabalarının yanında geçti. Annesi Server Bedia Hanım, dedesi bir divan dolduracak kadar şiir yazmış olan Trabzonlu Mehmed Behçet Efendi’dir. Amcası Ahmed Vefa, lirik şiirleri ile duyarlıklı bir şair olacağını duyumsatırken cinnet geçirerek genç yaşta öldü. Diğer amcası Ali Kâmi Akyüz’ün eğitimle ilgili kitapları, çeviri romanları vardır. Ağabeyi İlhami Safa şiirle uğraştı ve gazetecilik yaptı. Peyami Safa, ilköğrenimine Ge-dikpaşa’da Menbau’l-İrfan İptidai Mektebinde (ilkokul) başladı. Dokuz yaşında iken sağ kolunda başlayan ve uzun yıllar tedaviyi gerektiren bir mafsal rahatsızlığı nedeniyle çocukluk yıllarını hastanelerde ve doktorlara gidip gelerek geçirdi. Bu yüzden bedence gelişmesi de emsallerinden geri kaldı ve Vefa İdadisinin rüştiye (ortaokul) kısmına başladıysa da (1910) bitiremedi. Hastalığı ve geçim sıkıntıları öğrenimine devam imkânı vermediğinden kendi kendisini yetiştirdi. Henüz on üç yaşında iken çalışmak zorunda kaldı. Açılan bir sınavı kazanarak Posta Telgraf Nezareti (Bakanlığı) Muamelât Kalemine memur olarak girdi (1914). Bu arada, Abdullah Cevdet’in hediye ettiği Petit Larousse’u, daha çok kendi gayretiyle ve adeta ezberleyerek Fransızca öğrendi. Değişik alanlarda yaşıtlarının çok üzerinde bilgi ve kültür sahibi oldu. Bilgisi ve yazı yazma yeteneği nedeniyle, M. Raif Oğan’ın Vaniköy’deki özel Rehber-i İttihad Okuluna önce mubassır (öğrencilerin disiplinini gözleyen görevli), daha sonra öğretmen olarak kabul edildi. Bir süre de Düyun-ı Umumiye (devletin borçlarını tahsil eden daire)’de (1914-18) çalıştı. Daha sonra ağabeyi İlhami Safa ile birlikte Yirminci Asır adlı akşam gazetesini çıkararak (1919) gazeteciliğe başladı. 1937’de Ayşe Nebahat Erinç’le evlendi. Peyami Safa; Türk Musikisi Federasyonu, Güzel Sanatlar Birliği, Türk Felsefe Cemiyeti, Türk Dil Kurumu, Türk Edebiyatçılar Birliği gibi sanat ve kültür kuruluşlarında kurucu ve faal üye olarak görev aldı. Son aylarında Demokrat Parti iktidarının icraatını savunduğu için, 27 Mayıs 1960 hükümet darbesinden sonra ağır suçlamalara maruz kaldı. Üyesi olduğu Türk Dil Kurumu ve Türk Edebiyatçılar Birliğinden bu görüşleri sebebiyle çıkarıldı. 1961’de Erzincan’da yedek subay öğretmen olarak görev yapmakta olan tek çocuğu Merve Safa’yı kaybettikten birkaç ay sonra, bir kalp krizi sonunda İstanbul Çiftehavuzlar’da bir dostunun evinde öldü. Mezarı Edirnekapı Şehitliğindedir. Yirminci Asır’da “Asrın Hikâye-leri” genel başlığı altında yayımladığı hikâyelerle dikkati çekti. Cumhuriyet gazetesinin edebiyat sayfasını yönetti ve 1940 yılına kadar bu gazeteye hikâye, makale ve günlük fıkralar yazdı. Şimşek (1926), Dokuzuncu Hariciye Koğuşu (1929), Bir Tereddüdün Romanı (1932), Biz İnsanlar (1937). romanlarının da Cumhuriyet’te tefrika etti. Daha sonra hikâye, roman, makale ve fıkra yazarı olarak verdiği eserlerle döneminin en verimli ve özellikle roman alanında usta edebiyatçıları arasında yer aldı. 1940’ta Cumhuriyet’ten ayrılarak önce Tasvir-i Efkâr (1940), o kapanınca Tasvir (1944), daha sonra Vakit (1946), Ulus (1949), Milliyet (1954), Tercüman (1959), Havadis (1960), Son Havadis (1961) gazetelerinde yazıları çıktı. Bu arada Çınaraltı ve Büyük Doğu dergilerinde de makaleleri yayımlandı. Polisiye bir çocuk romanı olan ilk kitabı Bir Mekteplinin Hatıratı 1913’te yayımlandı. Alemdar gazetesinin açtığı bir yarışmaya gönderdiği hikâ-yenin birincilik kazanmasıyla adını basında duyurdu (1920). Bu tarihten itibaren mesleği ve geçim kaynağı hemen tümüyle yazarlık oldu. Son Telgraf, Tercüman-ı Hakikat, Tasvir-i Efkâr gibi gazetelerde çalıştı ve yazı yazdı. Roman ve hikâyeleri de arka arkaya tefrika edilmeye ve kitap olarak yayımlanmaya başladı. İlk edebî romanı Sözde Kızlar’ın bir kısmı Serâzad takma adıyla Sabah gazetesinde tefrika edildikten (1922) sonra kitap olarak basıldı (1923) ve büyük ilgi gördü. İşgal ve Millî Mücadele yıllarında İstanbul’un kendi zevkinde olmasını konu alan roman, Cumhuriyet’in ilk yıllarının heyecanlı atmosferi içinde Ertuğrul Muhsin tarafından filme de alındı (1924). Sırf geçim kaygısı ile yazdığını kabul ederek yayımladığı macera romanlarında Server Bedi imzasını kullandı. Birkaç kez basılan ve hemen her kuşak tarafından okunmuş olan Cingöz Recai gibi polisiye romanları dizisinin ilk kitaplarını da 1924’te yayımladı. Kendi adıyla yayımladığı ve olaydan çok psikolojik çözümlemelere ağırlık verdiği romanları içinde en ünlüsü otobiyografik özellik taşıyan Dokuzuncu Hariciye Koğuşu romanıdır. Bu romanı adına ithaf ettiği Nâzım Hikmet’le daha sonra tümüyle farklı düşüncelere sahip olmaları nedeniyle verdiği kalem kavgası ünlüdür. Yazı hayatının ilk yıllarından itibaren Cenap Şahabeddin, Ahmet Haşim, Necip Fazıl, Aziz Nesin gibi yazarlarla polemiklere de girdi. Bazı şiir denemeleri bulunduğu biliniyorsa da, şiir yazmaktan çok kısa zamanda vazgeçti. Batı-Doğu muhasebesine ağırlık verdiği Fatih Harbiye, Sözde Kızlar, Bir Tereddüdün Romanı, Matmazel Noralya’nın Koltuğu, Yalnızız öteki önemli romanlarıdır. Ağabeyi ile birlikte önce magazin tarafı ağır basan Hafta (1934-35), daha sonra basın tarihimizde önemli bir sanat ve edebiyat dergisi olan Kültür Haftası’nı (1936, 21 sayı) yayımladı. Türk Düşüncesi (1953-60, 63 sayı) dergisini de çıkarmış olan Peyami Safa, son olarak Son Havadis gazetesinin başyazarlık yapıyordu. Anısını yaşatmak amacıyla adına 1974 yılında düzenlenmeye başlanılan Peyami Safa Roman Yarışmasına 1978 yılında son verildi. Peyami Safa’nın Türk romanına getirdiği asıl önemli yenilik, romanın teknik ve teorik açılımları ile bunları romanlarına yansıtmasındadır. Tür-kiye’de anlatım tekniklerinin henüz konuşulmadığı yıllarda özetleme ve anlatımdan gösterme’ye doğru gidişin, anlatıcı ve bakış açısının önemini kavrayarak, “yazar anlatıcıyı” romanın içinden tamamen çıkarmasıdır. Ayrıca psikolojik çözümlemeden başlayarak karmaşık ruh durumlarını iç monolog, iç diyalog, bilinçakışı gibi tekniklerle ve bu tekniğin gerektirdiği sağlam bir dil yapısıyla vermenin de ilk büyük ustası oldu. Berna Moran’a göre, Peyami Safa romanlarında belli şablonlar vardır. Bu şablonlar özetle, bir aşk çevresinde üç erkek bir kızdan oluşur. Erkeklerin biri Batıyı, öteki Doğuyu temsil ederken üçüncüsü yazarın fikirlerini temsil eder. Aşkın platonik içeriği yüceltilirken, cinsellik hor görülür. Roman kişilerinin şahsındaki çatışmayı Doğuyu temsil eden taraf kazanır. Başta Cingöz Recai olmak üzere; Çekirge Zehra, Tilki Leman, Kartal İhsan dizilerinden pek çok polis romanı, ders kitapları, küçük biyografiler, Fransızcadan roman çevirileri, Tasvir Neşriyatı’nın “Kimdir? Nedir?” dizisinden halk için doktrin kitapları yazdı. Beşir Ayvazoğlu, çoğunluğunu takma adlarla yayımladığı büyük-küçük bütün kitaplarının sayısının beş yüze vardığını söylemektedir. ESERLERİ: HİKÂYE: Bir Mekteplinin Hatıratı (1913), Karanlıklar Kralı (1913), İstanbul Hikâyeleri (1919), Gençliğimiz (1922), Siyah Beyaz Hikâyeler (1923), Aşk Oyunları (1923), Süngülerin Gölgesinde (1924), Ateş Böcekleri (1925), Hikâyeler (toplu 103 hikâye, haz. Halil Açıkgöz 1980). ROMAN: Sözde Kızlar (1923), Mahşer (1924), Bir Akşamdı (1924), Canan (1925), Şimşek (1927), Dokuzuncu Hariciye Koğuşu (1930, Salih Diriklik’in yönetmeni olduğu TV dizisi olarak televizyonda gösterildi), Atilla (1931), Fatih Harbiye (1931), Bir Tereddüdün Romanı (1933), Matmazel Noralya’nın Koltuğu (1949), Yalnızız (1951), Biz İnsanlar (tefrika 1937, bas. 1959). SERVER BEDİ ROMAN SERİSİ (Başlıcaları): Karım ve Metresim (1927), Sabahsız Geceler (1934), Hep Senin İçin (1934), Sinema Delisi Kız (1935), Çalınan Gönül (1935), Cumbadan Rumbaya (1936), Serseri (1936), Dizlerine Kapansam (1937), Korkuyorum (1938), Uçurumda Bir Genç Kız (1940), Rüya (1941), Deli Gönlüm (1942). DENEME-İNCELEME: Türk İnkılabına Bakışlar (1938), Büyük Avrupa Anketi (1938), Felsefî Buhran (1939), Millet ve İnsan (1943), Mahutlar (1959), Sosyalizm (1961), Mistisizm (1961), Nasyonalizm (1961), Doğu-Batı Sentezi (1963), Osmanlıca-Türkçe-Uydurmaca (1970), Sanat-Edebiyat-Tenkit (1970), Din-İnkılap-İrtica (1971), Yazarlar, Sanatçılar, Meşhurlar (1976). OBJEKTİF SERİSİ: Objektif 1 - Osmanlıca Türkçe Uydurmaca (1970), Objektif 2 -Sanat Edebiyat Tenkit (1971), Objektif 3 - Sosyalizm Marksizm Komünizm (1971), Objektif 4 - Din İnkılâp İrtica (1971), Objektif 5 - Kadın Aşk Aile (1973), Objektif 6 - Yazarlar Sanatçılar Meşhurlar (1976), Objektif 7 - Eğitim Gençlik Üniversite (1976), Objektif 8 - Yirminci Asır Avrupa ve Biz (1976). |
İçeriği Sosyalleştir |
Etiketler |
kimdir, peyami, safa, türk, yazar, Şair |
Şu anda bu konuyu görüntüleyen etkin kullanıcılar: 1 (0 üye ve 1 konuk) | |
|
|
|
|
ForumAdası, tüm hakları saklıdır. Kurucu: Jön TüRk Forum Sorumlusu: Zeze Geliştiriciler: Regex & Cry Tasarımcı: Mango
Powered by vBulletin® Version 3.8.6
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd. Altyapı bilgilerini okuduğunuz vBulletin yazılımı ForumAdası üzerinde lisanslı bir şekilde kullanılmaktadır. |
ForumAdası; internet ortamında kullanıcıların içerik üretmelerine, bu içeriklerin de önceden onaya tabi tutulmaksızın yayımlanabilmesine olanak sağlayan bir forum sitesidir. Forum siteleri, tıpkı sosyal medya ve interaktif sözlükler gibi 5651 sayılı kanunun 2. maddesinin 1. fıkrasının "m" bendine göre Yer Sağlayıcı olarak faaliyet göstermekte olan, hizmet ve içerikleri barındıran sistemleri sağlayan veya işleten platformdur. 5651 sayılı kanunun 5. maddesine göre yer sağlayıcı, yer sağladığı içeriği kontrol etmek veya hukuka aykırı bir faaliyetin söz konusu olup olmadığını araştırmakla yükümlü değildir. Başka bir deyişle ForumAdası üzerinden yapılan yazılı, görsel ya da işitsel paylaşımlardan doğabilecek yasal sorumluluk, mezkur içeriği paylaşan ForumAdası üyesi gerçek kişilere aittir. İlgili kanunun anılan maddesinin 2. fıkrasında da çok açık bir biçimde öngörüldüğü üzere; yer sağlayıcı, yer sağladığı hukuka aykırı içerikten, ceza sorumluluğu ile ilgili hükümler saklı kalmak kaydıyla, bu Kanunun 8 inci ve 9 uncu maddelerine göre haberdar edilmesi halinde ve teknik olarak imkân bulunduğu ölçüde hukuka aykırı içeriği yayından kaldırmakla yükümlüdür. Açıklanan hukuki dayanaklar temelinde, hak ihlâli iddiasında bulunan hak sahipleri İLETİŞİM linkinden yer sağlayıcı ForumAdası yöneticilerine ihtarda bulunarak bahse konu hususu tebliğ etmeleri halinde incelemeler yapılıp, en geç 2 gün içerisinde gerekli işlemler tesis edilecektir. 5101 sayılı yasayla degişik 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu gereğince ForumAdası üzerinde telif hakkı bulunan MP3, video vb. eserlerin paylaşımı T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından hak sahipliği verilmiş olan MÜ-YAP tarafindan yasaklanmış olup, yasal işlem olması halinde, paylaşan kişi ya da kişilerin bilgileri gerekli kurum ile paylaşılacaktır. |