Forum Logo  

Anasayfa Forum Duyuruları Yönetim İletişim
 -
Geri Git   ForumAdasi.Com > Kültür ve Sanat > Biyografiler > Şarkıcı ve Müzisyenler

Şarkıcı ve Müzisyenler Şarkı söyleyen, müzik yapan ve besteleyen tanınmış kişilerin yaşamlarından oluşan biyografilerinin yer aldığı bölüm.


Neşet Ertaş Kimdir?

Şarkı söyleyen, müzik yapan ve besteleyen tanınmış kişilerin yaşamlarından oluşan biyografilerinin yer aldığı bölüm.


Kullanıcı Etiket Listesi

Yeni Konu Yeni Cevap
 
LinkBack Seçenekler Görüntüleme stilleri
Alt 22 Ağustos 2022, 11:32   #1
Çevrimiçi
Zeze - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Kullanıcıların profil bilgileri ziyaretçilere gizlidir.
Standart Neşet Ertaş Kimdir?

Neşet Ertaş Kimdir?



Neşet Ertaş Kimdir?

Neşet Ertaş 1938 senesinde Kırşehir Çiçekdağı’nda doğmuştur. Babası saz üstadı/ustası Muharrem Ertaş, annesi Döne Hanımdır. Ertaş, ilkokul yıllarında ilk olarak keman, daha sonra bağlama çalmayı öğrendi. Babası Muharrem Ertaş ile birlikte yörenin yerel eğlencelerinde, düğünlerde saz çalıp, eşliğinde türküler söylemeye başladı.

Ertaş, etkilendiği tek kişinin babası Muharrem Ertaş olduğunu hemen hemen her söyleşisinde belirtir. Kendi ifadesi ile şu şekilde beyan eder; “Babamla ben aynı ruhun insanlarıyız.” Neşet Ertaş, 1950’li yılların son döneminde İstanbul’a gelerek ilk plağını “Neden Garip Garip Ötersin Bülbül” adı ile babası Muharrem Ertaş’ın sahibi olduğu ve o’na ait bir türkü ile çıkardı. Halk tarafından çok beğenilen bu plağı diğer plaklar, kasetler ve halk konserleri takip etmiştir. Yıllar sonra Neşet Ertaş Ankara’ya yerleşir. Burada yaşadığı sağlık sorunları yüzünden kardeşinin daveti üzerine Almanya‘ya gitmeyi uygun görür. Çocuklarının eğitimi ve sanatsal çalışmalarından ötürü uzun bir süre Almanya’da ikamet eden Neşet Ertaş, 2000 senesinde İstanbul’da verdiği konser ile sevenlerinin karşısına yeniden çıkmış ve sahne almıştır.

Süleyman Demirel döneminde kendisine sunulan ‘devlet sanatçılığı’ ünvanını; “O dönem Süleyman Demirel cumhurbaşkanıydı. Devlet sanatçılığı bana teklif edildi. Ben, ‘hepimiz bu devletin sanatçısıyız, ayrıca bir devlet sanatçısı sıfatı bana ayrımcılık geliyor’ diyerek teklifi kabul etmedim. Ben halkın sanatçısı olarak kalırsam benim için en büyük mutluluk bu. Şimdiye kadar devletten bir kuruş almadım, bir tek TBMM tarafından üstün hizmet ödülünü kabul ettim. Onu da bu kültüre hizmet eden ecdatlarımız adına aldım.” diyerek geri çevirmiştir. Mütevazı kişiliği ile de halk’ın sevdiği isim olmayı başarmış ve gönüllerde taht kurmuştur. Unesco tarafından ”yaşayan insan hazinesi” kabul edilmiş olan Neşet Ertaş, 25 Nisan 2011 tarihinde İTÜ Devlet Konservatuarı tarafından da fahri doktora ödülüne layık görülmüştür.
Usta sanatçı ve gönül adamı Neşet Ertaş, 25 Eylül 2012’de İzmir’de tedavi gördüğü hastane’de hayata gözlerini yummuştur.

Bozkır’ın Tezenesi Erdoğan Atakar’ın Ağzından
Ona bu sıfatı uygun gören isim Erdoğan Atakar’dır. Hikaye’yi birebir anlatıyor:

O yıllarda Karaköy’de, Haliç’in kıyısında bir büroda çalışırdık, Karaköy köprüsünün gözünün içine bakan bir dördüncü katta Gerilerde Haydarpaşa, Topkapı Sarayı…

Sabah büroya ilk giren emektar Grundig’in tuşuna basar, Ankara Radyosundan alınmış bir makara bant dönmeye başlar, odayı efkarlı bir ses doldururdu; Karadır bu bahtım kara! Ardından öbürleri gelirdi; Kendi edip kendi bulanlar, seher vakti çalınan yar kapıları, çıkagelen gözleri sürmeliler, yine bir laf duyup belli kırılanlar, görülmeyi görülmeyi ne güzel olan gözeler, iki baş bir yastıkta uykuyu neyleyen gözler, gelinlerin geçtiği köprüler… Sonunda; “Biter Kırşehir’in gülleri biter!” der, bitirirdi Sabahtan akşama, bittikçe başa dönülen bu bant dönüp dururdu o işhanı’nın dördüncü katında, o yıllarda, Haliç’in kıyıcığında.

Bir gün, arkadaşlarımızdan biri Unkapanında çalışan bir arkadaşından aldığı bir mektubu getirdi Yugoslavya’nın bir mapushanesinden yollanmış, plakçısına bir ricasını ileten bir mektup. Mektubun altındaki imza Neşet Ertaş’tı. Yaşar Kemal’in bir kitabını alıp yanlış hatırlamıyorsam, Üç Anadolu Efsanesi ön sayfasına: “Bozkırın büyük tezenesine geçmiş olsun!” yazıp imzaladım: Erdoğan Atakar. Sonra da öbür arkadaşlarım imzaladılar, yani Erdal Taşçıoğlu, Ömer Köseli, Nejat Kutsal ve Hüseyin Atasoy. Yolladık kitabı Yugoslavya’nın mapus damına. Aradan bir süre geçtikten sonra Ertaştan bir mektup aldık; teşekkür edip, “İstanbul cennetinde buluşmak üzere” diye bitiriyordu

Aradan uzun bir süre geçti Ses soluk çıkmadı Ertaştan, makara bant dönüp duruyordu. Bir gün gazetelerde bir ilan çıktı; “Neşet Ertaş Çakıl gazinosunda!” Bir sepet çiçek yolladık ilk akşamında programın “Bozkırın Büyük Tezenesi, İstanbul Cennetine Hoşgeldin” yazılı bir kart iliştirdik Altında aynı imzalar: Erdoğan, Erdal, Ömer, Nejat, Hüseyin Akşam da soluğu Çakılda aldık. Geç vakit sahneye çıktı. Perde açıldığında sağ yanında bizim çiçek sepeti duruyordu. Eğildi, mikrofona, “aranızda dostlarım var, ilk türküyü onlar için okuyorum” diyerek bir uzun havaya girdi. Bizim masada herkes ayağa fırlamış, çığlık çığlığa…

Program sonunda gidip onu kuliste buldum; Ertesi gün buluşmak üzere sözleştik. Onun Çakıl’da program yaptığı o sürede sık sık gidip onu dinledim Program sonrası beraber çıkar, bir yerlerde yer içer, konuşurduk. Daha sonrada o konuşur, ben dinlerdim; Zor geçen çocukluk yılları, baba Muharrem Ertaş, Sayın Nida Tüfekçi bir seferinde: “Neşet, geç vakit sahneye çıkıyorsun, herkes sarhoş, programa bir uzun havayla girip on onbeş dakika uzun hava okuyorsun; O kafayla dinleyemiyorlar, dikkat dağılıyor, uzun havayı kısa kesip, kırık havaya geçsen daha iyi olmaz mı?” Demiştim. Cevabını hiç unutamam: “Ben bu uzun havaya girince, beş dakikada çıkamam ki!” Bir akşam eve davet etmiştim, kabul etti. Akşam gel beni stüdyodan al dedi. Tünelden çıkınca, biraz ilerde, sağda bir binanın üst katlarından birine çıktım. Kapıyı açtılar, camlı bir bölgenin arkasında son türküyü okuyordu: Haydar, Haydar(Yanlış anlaşılmasın, hani şu melanet hırkasını giyen Haydar)çıktı geldi,”bunu niye söylüyorsun? diye söylendim.” Kırk plaklık (aklımda yanlış kalmadıysa) bir anlaşmam var. Napıyım? Dedi. Onun arabası da benimki de o zamanlar evlendirme dairesi olan yapının karşısındaki parktaydı.

O yıllar onun burunlu, benim de burunsuz birer Volkswagenimiz vardı. Onun arabasını ben kullanarak, eve geldik Hazırlanmış masaya kafasını koydu, koyuş o koyuş. Ben de tuttum, onun bandını koyup bant çalara, kadehimi doldurdum. Son türküye gelmiştik, kafasını kaldırdı: Ben bunu da mı okumuşum? Diye sordu. Biter Kırşehirin gülleri biter kalktı, bir güzel oynadı. Bir iki lokma aldı mı almadı mı masadan kalkıp, geçtik oturduk. Vakit gece yarısını çoktan geçmişti. Aldı sazı eline ben şelfe lafını o günlerden 15-20 yıl sonra duydum sanırım tezenesiz o güne kadar duymadığım mistik, dini havalar çalıp söyledi, usul usul… Sonra da sazı odanın duvarına asıp, binip arabasına gitti.(İki gün sonra geri götürdüm sazı elbette) O program, Çakıldaki program bitince, Ertaş İstanbul’dan gitti;bir daha da görüşmedik…

Mütevazı Kişiliği
Hiçbir zaman ben demeyen bir karakteri vardı. Devlet sanatçılığını kabul etmemesi, ayrımcılık olarak görmesi onun mütevazılığını ve karakterini ortaya koymaya yeterli oldu. Nil Karaibrahimgil’in: ” Neşet Ertaş’ı tanımıyorum, dinlemedim.” Sözlerinden sonra: Biz yaşlı adamız, kızımız henüz genç dinlemeyebilir, duymamış olabilir bu normal, bunda yanlış bir şey yok diyerek mütevazı kişiliğinden ödün vermemiştir. Bu açıklamalar sonrası Nil Karaibrahimgil’in özrü gecikmemiştir. Hem kişiliğini hem sanatını fazlasıyla takdir ettiğim ve sevdiğim Neşet Ertaş’ın babası ile keyifli atışmasını da sizlerle paylaşmak istiyorum.

Bunun yanı sıra sizlere sunacağım birçok video Neşet Ertaş’ın belgesel niteliğindeki görüntülerini içeriyor ve konserlerinden bazı görüntüleri de paylaşacağım. Özellikle Can Dündar’ın hazırladığı sunumu muhakkak izleyiniz.
Neşet Ertaş’ın Kendi Kaleminden Hayatı

Bin dokuz yüz otuz sekiz cihana
Kırtıllar köyünde geldin dediler
Babama muharrem, anama döne
Dediysen atayı bildin dediler

Dizinde sızıydı anamın derdi
Tokacı saz yaptı elime verdi
Yeni bitirmiştim üç ile dördü
Baban gibi sazcı oldun dediler

O zaman babamdan öğrendim sazı
Engin gönül ile hakka niyazı
O yaşımda yaktı bir ahu gözü
Mecnun gibi çölde kaldın dediler

Zalım kader devranını dönderdi
Tuttu bizi ibikliye gönderdi
Babam saz çalarken bana zil verdi
Oynadım meydanda köçek dediler

Anam döne ibiklide ölünce
Tam beş tane öksüz yetim kalınca
Beşimiz de perişan olunca
Babamgile burdan göçek dediler

Yürüdü göçümüz tefleğe doğru
Bu hali görenin yanıyor bağrı
Üç aylık çoçuğun çekilmez kahrı
Bunlara bir ana bulun dediler

Yozgatın Kırıksoku Köyüne vardık
Bize ana yok mu diyerek sorduk
Adı arzu dediler bir ana bulduk
İşte bu anadır buldun dediler

En küçük kardaşı kayıp eyledik
Onun için gizli gizli ağladık
Üstelik babamı asker eyledik
Yine öksüz yetim kaldın dediler

Zalım kader tebdilimi şaşırttı
Heybe verdi dalımıza devşirtti
Yardım etti Yerköyüne göçürttü
Biraz da burada kalın dediler

Yerköyden Kırıkkaleye geldik
Babam saz çalarken biz çümbüş aldık
Kırşehire varınca kemanı çaldık
Aferin arkadaş çaldın dediler

Yarin aşkı ile arttı hep derdim
Babamı bir yere dünür gönderdim
Başlık çok istemişler haberin aldım
İstemiyor yarin seni dediler

Kırşehirde yedi sene kalınca
Düğün düzgün hepsi bize gelince
Burada herkese yer daralınca
Ankaraya gider yolun dediler

Ankarada (sünnetçi) Veysel Ustayı buldum
Epeyce eğleştim, evinde kaldım
Yüz lirayı verip bir yatak aldım
Etti isen böyle buldun dediler

Bir ev kiraladım münasip yerde
Kaldı kavim kardaş hep Kırşehir’de
Bu aşk hançerini vurdu derinde
Çaresini bulmazsan öldün dediler

Yarin aşkı ile döndüm şaşkına
Arada içerdim yarin aşkına
Canan acımaz mı garip dostuna
Bunu da içeriye alın dediler
Albümleri

1988 Kendim Ettim Kendim Buldum
1988 Kibar Kız
1989 Hapishanelere Güneş Doğmuyor
1989 Sazlı Sözlü Oyun Havaları
1990 Gel Gayri Gel
1992 Türküler Yolcu
1992 Gitme Leylam
1993 Kova Kova İndirdiler Yazıya
1995 Seçmeler 2
1995 Seçmeler 3
1995 Seher Vakti
1995 Altın Ezgiler 3
1996 Polis Lojmanları
1997 Benim Yurdum
1998 Gönül Yarası
1999 Zülüf Dökülmüş Yüze
1999 Gönül Dağı
1999 Muhur Gözlüm
1999 Zahidem
1999 Neredesin Sen
  Alıntı
Yeni Konu Yeni Cevap

İçeriği Sosyalleştir

Etiketler
ertaş, kimdir, neşet


Şu anda bu konuyu görüntüleyen etkin kullanıcılar: 1 (0 üye ve 1 konuk)
 

Gönderme Kuralları
Konu açma yetkiniz yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti ekleme yetkiniz yok
Mesaj düzenleme yetkiniz yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık



Saat: 20:31.

Forum Bilgileri
Hukuki Aydınlatma Metni
ForumAdası, tüm hakları saklıdır.

Kurucu: Jön TüRk
Forum Sorumlusu: Zeze
Geliştiriciler: Regex & Cry
Tasarımcı: Mango

Powered by vBulletin® Version 3.8.6
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.

Altyapı bilgilerini okuduğunuz vBulletin yazılımı ForumAdası üzerinde lisanslı bir şekilde kullanılmaktadır.
ForumAdası; internet ortamında kullanıcıların içerik üretmelerine, bu içeriklerin de önceden onaya tabi tutulmaksızın yayımlanabilmesine olanak sağlayan bir forum sitesidir. Forum siteleri, tıpkı sosyal medya ve interaktif sözlükler gibi 5651 sayılı kanunun 2. maddesinin 1. fıkrasının "m" bendine göre Yer Sağlayıcı olarak faaliyet göstermekte olan, hizmet ve içerikleri barındıran sistemleri sağlayan veya işleten platformdur.
5651 sayılı kanunun 5. maddesine göre yer sağlayıcı, yer sağladığı içeriği kontrol etmek veya hukuka aykırı bir faaliyetin söz konusu olup olmadığını araştırmakla yükümlü değildir. Başka bir deyişle ForumAdası üzerinden yapılan yazılı, görsel ya da işitsel paylaşımlardan doğabilecek yasal sorumluluk, mezkur içeriği paylaşan ForumAdası üyesi gerçek kişilere aittir. İlgili kanunun anılan maddesinin 2. fıkrasında da çok açık bir biçimde öngörüldüğü üzere; yer sağlayıcı, yer sağladığı hukuka aykırı içerikten, ceza sorumluluğu ile ilgili hükümler saklı kalmak kaydıyla, bu Kanunun 8 inci ve 9 uncu maddelerine göre haberdar edilmesi halinde ve teknik olarak imkân bulunduğu ölçüde hukuka aykırı içeriği yayından kaldırmakla yükümlüdür.
Açıklanan hukuki dayanaklar temelinde, hak ihlâli iddiasında bulunan hak sahipleri İLETİŞİM linkinden yer sağlayıcı ForumAdası yöneticilerine ihtarda bulunarak bahse konu hususu tebliğ etmeleri halinde incelemeler yapılıp, en geç 2 gün içerisinde gerekli işlemler tesis edilecektir.

5101 sayılı yasayla degişik 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu gereğince ForumAdası üzerinde telif hakkı bulunan MP3, video vb. eserlerin paylaşımı T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından hak sahipliği verilmiş olan MÜ-YAP tarafindan yasaklanmış olup, yasal işlem olması halinde, paylaşan kişi ya da kişilerin bilgileri gerekli kurum ile paylaşılacaktır.