![]() |
İslam Medeniyetinde El Sanatları
[Foruma üye olmadığınız sürece forum içeriğindeki bağlantıları görüntüleyemezsiniz. Foruma üye olmak için TIKLAYIN!]
Resim ve Heykel: Tarihte İslamiyet, Putperestliğe karşı büyük savaşlar vermiştir. Putperestlik inancının temelinde de “surete ve heykele tazim, ihtiram, saygı ve eğilmek” sözleri bulunmaktadır. İslamiyet’in ilk dönemlerde karşılaştığı en büyük engel, insanların fiziksel bir cisme tapma eğilimleriydi. İslamiyet’te Allah’ın fiziksel boyuttaki nesnelerden çok daha üstün ve ayrı bir boyutta olduğuna inanıldığı için onu herhangi bir fiziksel formda göstermeye çalışmak dine aykırı olarak görülmektedir. Bu nedenle hem putperest eğilimleri ve geriye dönüşü engellemek hem de Allah’a saygı göstermek amacıyla İslamiyet’ in ilk dönemlerinde ressamlık ve heykeltıraşlık çok hoş karşılanmıyordu. Aynı zamanda Hz. Muhammed, putperest davranışların önüne geçmek amacıyla hiç resmini ya da heykelini yaptırmamıştır. Geçmişteki bu eylemler artık günümüzde görülmese de ilk dönemlerde İslam dünyası resim ve heykellere karşı hep temkinliydi. Ancak günümüzde ön yargı ve mesafeli yaklaşım yok denecek kadar az. Hüsn-ü Hat: “Hat sanatı” İslam yazı sanatı olarak bilinmektedir. Hat sanatı ile ilgilenen kişilere de hattat ismi verilmiştir. “Hüsn-i hat” veya “Hüsn-ü hat”, kelimeleri “güzel yazı anlamına gelmektedirler. Ahşap, kâğıt, ahşap, kumaş ve benzeri farklı malzemeler üzerine hüsn-ü hat yapmak mümkündür. Yapılmak istenen ürüne uygun olarak da boyalar ve mürekkep çeşidi seçilmektedir. Yazılmak istenen yazının boyutu ve kalınlığına göre de farklı fırçalar kullanılmaktadır. 9. Yüzyıl civarlarında Arap harfleri ile meydana getirilen hat sanatı, kaligrafik ve estetik özelliğini kazanmıştır. Hat sanatı usta-çırak ilişkileri ile aktarılmaktadır ve günümüzde halen faaliyet gösteren ve hüsn-ü hat ile uğraşan insanlar bulunmaktadırlar. Tezhip: Tezhip kelimesi “altın ile süslemek” anlamına gelmektedir. Ferman, berat ve Kur’an ayetleri gibi önemli ve değerli evrakların ve levhaların yüksek manevi değerini göstermek emelini gerçekleştirme amacıyla ortaya çıkan bir sanat dalıdır. Tezhip sanatının, Uygur Türkleri tarafından başlatıldığı kabul edilmektedir. Bay Sungur’un döneminde İran ve Türk ustaların şaheserleri Herat Ekolü ’nün ortaya çıkmasına sebebiyet vermiştir. 15. ve 17. yüzyıl arasından Osmanlı’nın sonlarına kadar bu ekol devam etmiştir. Özellikle Osmanlı devrinde tezhip sanatı; ferman ve berat gibi siyasi açıda önemli belgelerin süslenmesinde kullanılmaya başlanmıştır. Günümüzde halen bazı üniversite fakültelerinde eğitimi verilmektedir. Ebru: Ebru sanatı, kâğıt süsleme sanatlarından en eskisi olarak tanınmaktadır. Suyun üzerine renk verme çalışmalarıyla yapılan süslemelerden oluşur. Ebrunun tarihçesi Osmanlı’ya kadar dayanmaktadır. Ebru sanatı, İpek Yolu aracılığıyla İran’dan Anadolu’ya gelmiştir. 17. yüzyıl civarlarında da ebru sanatı, Avrupa’ya girişini gerçekleştirmiştir. Osmanlı zamanında çok popüler ve iyi gelir sağlayan bir meslek iken, günümüzde ebru sanatı ile ilgilenen ve tam zamanlı iş olarak ilgilenen insanların sayısı bir hayli azdır. Minyatür: Minyatür sanatı, çok küçük veya ince olarak işlenmiş resim sanatına verilen isimdir. Orta Çağ dönemlerinde kitaplarda baş harfler kırmızı ile boyanmaktaydı ve bu işe verilen isim minimum idi. Zamanla değişerek sadece harf stillerinde değil resimlerde de kullanılmaya başlandı ve adı “minyatüre” dönüşmüştür. Doğu ve batıda farklı uygulamalar ile birçok çeşit farklı minyatür eseri görmek mümkündür. Dünyanın bilinen en eski minyatür örneklerine Mısır’da rastlanmıştır. MÖ 2. yüzyılda papirüs kâğıtları üzerine yapılan resimler dünyanın ilk minyatür eserleri olarak kabul görmektedir. Osmanlı’da minyatür bir saray sanatı olarak bilinmektedir ve Osmanlı’yı İslam dünyasında üst mertebelere çıkarmakta önemli bir payı vardır. |
Saat: 16:42. |
Powered by vBulletin® Version 3.8.6
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
Altyapı bilgilerini okuduğunuz vBulletin yazılımı ForumAdası üzerinde lisanslı bir şekilde kullanılmaktadır.