
Selçukluların sosyal yapısı, Orta Çağ Avrupa’sından oldukça farklıdır. Toplum; Selçuklu hanedan ve mensupları başta olmak üzere hem askeri hem mülki rical ile devlet teşkilatı dışında kalan kısımdan meydana gelse da Avrupa’daki gibi sınıf veya Hindistan’daki gibi kast sistemi mevcut değildi. Hanedan ve ileri gelenlerin önemli yetkileri bulunsa bile şehirde ve köyde yaşayan halk, kanun karşısında hak ve vazifelere sahipti. Köylü halk, toprağın has ve ikta oluşuna göre hükûmetin kuralları altında çalışırdı. Vergisini vermekte zorunluydu. Mülk olan topraklar, miras yoluyla çocuklara ve torunlara geçerdi. Selçuklularda devlete ait olan topraklar dört bölümde değerlendirilirdi.
forumadasi.com
Bunlar:
Has arazi: Bu arazilerin gelirleri Hükümdara ait idi.
İkta arazi: Büyük Selçuklu Devleti, sahip olduğu toprakları emirlere, valilere ve komutanlara bölüştürerek “ikta” olarak vermiştir. İkta sahipleri, kendilerine verilen araziden elde edilen gelirlerle geçinirlerdi.
Mülk (hususi) arazi: kişinin kendisine ait arazidir. Arazi sahibi kimse isterse araziyi miras
bırakabilir, satabilir veya vakfedebilirdi.
Vakıf arazi: Resmi ve sosyal kurumların kurulması ve masrafların karşılanması için ayırtılan topraklardır.