Forum Logo  

Anasayfa Forum Duyuruları Yönetim İletişim
 -
Geri Git   ForumAdasi.Com > Eğitim - Öğretim > Dersler > Tarih - İnkılap Tarihi


Türk Ocaklarının Kuruluş Tarihi | 25 Mart 1912


Kullanıcı Etiket Listesi

Yeni Konu Yeni Cevap
 
LinkBack Seçenekler Görüntüleme stilleri
Alt 24 Mart 2024, 11:50   #1
Çevrimiçi
Zeze - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Kullanıcıların profil bilgileri ziyaretçilere gizlidir.
Saat Türk Ocaklarının Kuruluş Tarihi | 25 Mart 1912

Türk Ocaklarının Kuruluş Tarihi | 25 Mart 1912



Türk Ocakları, Türkçülük düşüncesi etrafında İstanbul merkezli olarak 1912'de kurulan ve 1931'de Cumhuriyet Halk Fırkası'na devredilene dek bu yönde faaliyetlerde bulunan cemiyet. Osmanlı İmparatorluğu'nda II. Meşrutiyet döneminde iyiden iyiye görünür olan kimlik probleminde Osmanlıcılık karşıtlığı ve Türkçülük düşüncesi etrafında birleşen çevrenin Türk Derneği (1908) ve Türk Yurdu Cemiyeti (1912) ile örgütlenmesi Türk Ocakları ile devam etti. Her ne kadar siyasi alana dahil olmama gayesi güdülse bile Türkçülüğün siyasal alana evrilmesiyle ilkin İttihat ve Terakki daha sonra ise cumhuriyet ideolojisiyle program ve amaçlar belirlendi. Devlet ve devletçilik ile olan organik bağı Türk Ocakları'nın büyümesinde önemli bir rol oynadı. Ağırlıkla 1925 yılı sonrasında Cumhuriyet devrimlerinin savunucusu, koruyucusu, çağdaşlaşma düşüncesi ve Türkleştirme politikalarının bir parçası oldu. 1927 yılı gücünün zirvesine giden sürecin ilk eşiği olmakla beraber kapatılmasına giden sürecin de başlangıcı oldu. Türk Ocakları bu tarihte CHF siyasetinin resmî olarak bir parçası oldu ve partinin denetimine girdi. 1930'da Serbest Cumhuriyet Fırkası'nın ortaya çıkışı ve içerideki gelişmeler Türk Ocakları'nın kapatılmasına giden sürecin belirleyicisi oldu. 264 şubesi, 30 binden fazla üyesi ve geniş mal ve menkul varlığıyla önemli bir sivil toplum kuruluşu olan Ocaklar, Türkiye'de tek partili dönemin sivil ve toplumsal yaşama olan müdahalesiyle kapatıldı, tüm varlığı ve üyeleriyle partiye devredildi. Türk Ocakları Türkiye'de çok partili dönemin başlamasıyla birlikte "Ocakların başbuğu" sayılan ve 1912-31 arasında aralıksız genel başkanlık görevinde bulunan Hamdullah Suphi Tanrıöver'le İstanbul merkezli olarak 1949 yılında tekrar faaliyete geçti ve devletle olan organik bağını devam ettirdi. Türk siyasi yaşamındaki muhtelif darbeler Ocakların eski gücüne kavuşmasına engel oldu. Yaşanan kesintilere rağmen "Türk Ocakları" adıyla maruf bir oluşum günümüzde de faaliyetlerine devam etmektedir.
forumlar, genel forum sitesi forumadasi.com
Türk Ocakları (1912-31) Türkçülüğün kültürel alandan siyasal alana evrilmesinde belirleyici bir rol üstlendi ve bunun için uygun bir ortam yarattı. Bu yönüyle ilk olarak İttihat ve Terakki Fırkası'nın amaçlarına dolaylı da olsa katkı sundu ancak doğrudan fırkanın denetimine girmeyerek özerk yapısını korudu. Milliyetçiliğin cumhuriyet idaresinde doğrudan devlet politikası olması ve CHF programında yer alması devlet-ocak bütünleşmesini beraberinde getirdi. Zaman içerisinde kapsamlı kültürel faaliyetleri ve halkla olan doğrudan ilişkisi, tüm güçleri tek merkezde toplamak isteyen ve bunun için olası muhalefet odaklarını yok etmeye karar veren CHF hükûmeti Türk Ocakları'nı tehdit olarak görecekti. Türk Ocakları'nın partiye devredilmesiyle CHF geniş ve hazır bir kitle örgütüne sahip olacaktı.

Kuruluş
Türk Ocağı II. Meşrutiyet döneminde kurulan çok sayıda cemiyet arasında şube, üye sayısı ve etkilediği kitle ile Türk Derneği ve Türk Yurdu Cemiyeti'nden daha önemli bir konuma sahip olmakla beraber Türk milliyetçiliğini bilimsel ve kültürel manada gelişmesini sağlayan bir yapıya sahiptir. Kuruluş tarihi olarak 1911 ve 1912 yılı verilse de genel olarak 1912 yılında kurulduğu kabul edilmektedir. Ocağın ilk adımları Askeri Tıbbiye öğrencileri tarafından 1911'de atıldığı bilgisi Yusuf Akçura tarafından paylaşılmaktadır. 1912 sonbaharında Balkan Savaşları nedeniyle Türk Ocağı'na ilişkin bakış açısı iki manada değişti. Ocaklar Osmanlı İmparatorluğu'nun muhtelif toplumlarına ayrılık sokmakla suçlanırken, bir yandan da artan milliyetçiliğin odak noktası olacaktı. Maddi olanaksızlıkların da etkilediği bu süreci ocakların başkanı olan Ahmet Ferit Tek'in istifası ve Edebiyatı Cedide'nin öne çıkan kalemlerinden Hamdullah Suphi Tanrıöver'in başkanlığı ve Yusuf Akçura'nın ikinci başkanlığa gelişi takip edecekti. Cumhuriyet döneminde maarif bakanı ve milletvekili olarak görev alacak olan Tanrıöver, ocakların kapanışa kadar kesintisiz başkanlık görevinde bulundu ve onun zamanında zirvesi 1927 yılı olmak üzere bir canlanma ve gelişme yaşandı. Ülke içinde "vatanda ocaklı" denen ve Osmanlıcılık gibi kimlik bunalımlarına cephe almış bir kitle ile ocağa olan ilginin artması sonrasında düzenli konferans ve etkinlikler Divanyolu'ndaki binadan Beyazıt'taki bir konağa taşınma gerçekleşti ve burası merkez olarak kullanıldı. Belirlenen Türk Ocağı Nizamnâme-i Esâs ve Dâhilisi'nde ocakların amacı şu şekilde açıklandı: "Türklerin millî terbiye ve ilmî, içtimaî, iktisadî seviyelerinin terakki ve ilâsıyla ırk ve dilinin kemâline çalışmaktadır."

Ocak nizamnâmesinde belirlenen "Türk dilinin kemâline çalışmak" amacı belirgin olarak ocağın dergisi olan Türk Yurdu'nda yayımlanan makalelerde kendini göstermektedir. Ocağın bu dönemdeki dil tasavvurunda İstanbul Türkçesi hiçbir sınıfa veya taşraya ait olmadığından önemli sayılmış ve geçer lisan sayılmıştır. Cumhuriyet öncesi ocaklarda kadınların toplumsal yaşama katılımı konusunda teorik tartışmalar yapılsa bile genel manada bir program oluşturulamamıştır. Teorik tartışmalarda Sovyetler Birliği'ne bağlı Türkî devletlerdeki gelişmeler, çağdaşlaşma düşüncesi ve eski Türk kültürüne atıflar görülmekteyken bir programın ortaya konulmaması Peyami Safa gibi gibi yazarlarca eleştiri konusu olmuştur.

İttihat ve Terakki ile ilişkisi
Anılan dönemde ocak nizamnâmesinin dördüncü maddesinde Ocakların sadece millî ve içtimaî bir özellik taşıyacağı, siyasetle ve siyasi partilerle asla ilişiği olmayacağı maddesi bulunmaktaydı. Ancak İttihatçıların Türk Ocağı'na olan nüfuzu Ziya Gökalp ve Hüseyinzade Ali ekseninde başlayacak ve maddi imkânsızlıklar dolaylı da olsa bir ilişiği gerekli kılacak hatta İstişare Heyeti'ne giren İttihatçı isimler olacaktı. Siyasetin Ocaklar üzerindeki nüfuzuna karşı Ocakların belirli düzeyde bağımsız yapıda olması için bir iç muhalefet de bulunuyordu. Türkçülük düşüncesinin Balkan Savaşları sonrasında siyasal hale evrilmesiyle partinin yöneldiği Turan fikrî siyasetin Ocaklara olan ilgisini artırdı ve düşünülen Kafkasya hareketi öncesinde ocaklara kayıtlı subayların listesinin istenmesi gibi doğrudan temaslar gerçekleşiyordu. Hülâsa partinin Ocaklar'a olan bakışı ilkin belirli düzeyde özerklik ve Merkez-i Umumi'nin bir kültür şubesi olmasını desteklemekti ancak I. Dünya Savaşı sonrasında kendine siyasal bir rakip olarak görmeye başladı. Savaş yıllarında Gökalp ocakları bir edebiyat kulübü olması için çabalarken Tanin'in imtiyaz sahibi Hüseyin Cahit Yalçın, Enver Paşa ve Rauf Orbay gibi İttihatçılar da parasal destek sağlıyordu. 1918 Kongresi'nde parti ile ocak arasındaki ilişki organik ve doğrudan bir hal aldı.

1918 Kongresi ve gelişen faaliyetler
14 Haziran 1918 tarihinde başlayan Türk Ocağı Genel Kongresi sırasında Ocakların 2005 üyesi 35 kadar şubesi bulunmakta idi. Kongreye katılım düşük olduğundan çoğunluğu temsil edilmemesi nedeniyle alınacak kararların meşruiyeti bazı delegeler tarafından sorgulanıyordu. Kuruluştan 6 yıl sonra yapılan bu kongrenin gecikmesi ülkenin yaşadığı savaşlar silsilesi ve kimi delegenin muhtelif görevlerde olmasından ötürüydü. İdare Heyeti'nin açıkladığı raporda Ocakların amaçları şu şekilde sıralanıyordu: uygun bir merkez kurmak, halk ile doğrudan temas halinde olmak, milliyetçilik fikrîni basın-yayın yoluyla yaymak ve gelişimine katkı sağlamak, Türk çocuklarına yardım etmek, bir kütüphane kurmak, yapılacak toplantılarla Türkleri birbirleriyle tanıştırmak. Kongre Heyeti'nin sunduğu raporda kuruluştan itibaren hükûmetten yardım ve destek alındığına ilişkin bilgiler bulunmaktadır. Kongrede Türk kadınlarının da Ocağa üye olabilmeleri için nizâmnâmede değişikliğe gidilmiştir. Yeni İdare Heyeti sonrasında verilen konferanslarda da artış yaşandı. Kadınlar için cuma konferansları ve müzik etkinlikleri düzenleniyordu. Verilen konferansların Ocalar'ı Darülfünun işlevine taşıdığı, savaş yıllarında gerileyen düşünce dünyasına katkı sağladığı düşünülüyordu. Parasız geziler ve konserler de sosyal etkinlikler arasındaydı. Yurt dışında Ocaklar'dan yardım alarak okuyan öğrenci sayısı da kongre döneminde 140 kadardı. Ocakların diğer işlevleri arasında iş bulma gibi sınırlı rolü de vardı.

Tan gazetesine göre Ocakların aşıladığı milliyetçi fikirler Türk subaylarının Dünya Savaşı'ndaki motivasyonlarını etkiliyordu.[4] Bu zaman diliminde Ocaklar'ın yayın organı olarak Türk Yurdu yerine başka bir derginin kurulması da tartışıldı ancak tarihsel bütünlük açısından derginin yeniden düzenlenmesi kararlaştırıldı.

Köycüler Cemiyeti
Köycüler Cemiyeti Türk Ocakları bünyesinde halka doğru gitme eğilimin (narodnizim benzeri) bir parçası olarak fiilen 1918'de resmen de 18 Mart 1335'te (1919), Halide Edib (Adıvar) başkanlığında Cağaloğlu'nda kuruldu. Nüfusun %70'inin köylerde yaşaması Türk Ocakları'nı bu eğilime yöneltmişti.


  Alıntı
Yeni Konu Yeni Cevap

İçeriği Sosyalleştir

Etiketler
1912, kuruluş, mart, ocaklarının, tarihi, türk


Şu anda bu konuyu görüntüleyen etkin kullanıcılar: 1 (0 üye ve 1 konuk)
 

Gönderme Kuralları
Konu açma yetkiniz yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti ekleme yetkiniz yok
Mesaj düzenleme yetkiniz yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık



Saat: 15:28.

Forum Bilgileri
Hukuki Aydınlatma Metni
ForumAdası, tüm hakları saklıdır.

Kurucu: Jön TüRk
Forum Sorumlusu: Zeze
Geliştiriciler: Regex & Cry
Tasarımcı: Mango

Powered by vBulletin® Version 3.8.6
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.

Altyapı bilgilerini okuduğunuz vBulletin yazılımı ForumAdası üzerinde lisanslı bir şekilde kullanılmaktadır.
ForumAdası; internet ortamında kullanıcıların içerik üretmelerine, bu içeriklerin de önceden onaya tabi tutulmaksızın yayımlanabilmesine olanak sağlayan bir forum sitesidir. Forum siteleri, tıpkı sosyal medya ve interaktif sözlükler gibi 5651 sayılı kanunun 2. maddesinin 1. fıkrasının "m" bendine göre Yer Sağlayıcı olarak faaliyet göstermekte olan, hizmet ve içerikleri barındıran sistemleri sağlayan veya işleten platformdur.
5651 sayılı kanunun 5. maddesine göre yer sağlayıcı, yer sağladığı içeriği kontrol etmek veya hukuka aykırı bir faaliyetin söz konusu olup olmadığını araştırmakla yükümlü değildir. Başka bir deyişle ForumAdası üzerinden yapılan yazılı, görsel ya da işitsel paylaşımlardan doğabilecek yasal sorumluluk, mezkur içeriği paylaşan ForumAdası üyesi gerçek kişilere aittir. İlgili kanunun anılan maddesinin 2. fıkrasında da çok açık bir biçimde öngörüldüğü üzere; yer sağlayıcı, yer sağladığı hukuka aykırı içerikten, ceza sorumluluğu ile ilgili hükümler saklı kalmak kaydıyla, bu Kanunun 8 inci ve 9 uncu maddelerine göre haberdar edilmesi halinde ve teknik olarak imkân bulunduğu ölçüde hukuka aykırı içeriği yayından kaldırmakla yükümlüdür.
Açıklanan hukuki dayanaklar temelinde, hak ihlâli iddiasında bulunan hak sahipleri İLETİŞİM linkinden yer sağlayıcı ForumAdası yöneticilerine ihtarda bulunarak bahse konu hususu tebliğ etmeleri halinde incelemeler yapılıp, en geç 2 gün içerisinde gerekli işlemler tesis edilecektir.

5101 sayılı yasayla degişik 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu gereğince ForumAdası üzerinde telif hakkı bulunan MP3, video vb. eserlerin paylaşımı T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından hak sahipliği verilmiş olan MÜ-YAP tarafindan yasaklanmış olup, yasal işlem olması halinde, paylaşan kişi ya da kişilerin bilgileri gerekli kurum ile paylaşılacaktır.