Tarihte Bugün Tarihte bugün ne olmuştu? 1 Ocak'tan 31 Aralık'a her günün anlam ve önemi. |
|
LinkBack | Seçenekler | Görüntüleme stilleri |
03 Şubat 2024, 23:09 | #1 |
Kullanıcıların profil bilgileri ziyaretçilere gizlidir. |
İzmir Gemi Kazası | 3 Şubat 1957
İzmir Gemi Kazası | 3 Şubat 1957 3 Şubat 1957'de, Denizcilik İşletmeleri'ne ait MV İZMİR yolcu gemisinin İZMİR Körfezi'nde ABD bandıralı Howell Lukes şilebi ile çarpıştığı ve yolculardan 5 kişinin yaşamını yitirdiği kaza. genel forum sitesi forumadasi.com İzmir Gemisi, Kaptan Mehmet Tahir Candaş yönetiminde 2 Şubat Cuma 1957 günü saat 14’00te, 244 yolcu alarak İstanbul’dan hareket etti. M/V İZMİR normal bir seyirle Narlıdere açıklarına kadar geldi, gemi saat 10’00 da İzmir limanına gireceğinden, bütün yolcular hazırlıklarını tamamlamış ve güzel İzmir’in manzarasını gemi güvertesinden seyre hazırlanmışlardı. Gemi Yenikapı önlerine gelmiş ve İzmir Körfezi’nin girişi belirleyen Pelikan fenerlerinin içine girmişti. Bu sırada İzmir’den hareket eden ABD Bandralı Howell Lykes Şilebi de kendi rotası üzerinde, aynı fenerlere tam yolla seyretmektedir. İzmir Vapuru’nun Kaptan Köşkü’nde gemi süvarisi Tahir Candaş ile ikinci Kaptan Hüseyin Dereli, Amerikan şilebinin anormal seyri karşısında 3 kez düdük çaldılar ve uyarmaya çalıştılar. Ancak Amerikan şilebi yolunu değiştirmek şöyle dursun, süratini azaltmaya bile lüzum görmedi. İzmir Gemisi tam manası ile boğaza girmiş ve son iki fenerin arasına sokulmuş durumdadır. Her iki gemi arasında çok az bir açıklık kaldığı halde, normal rotasını takip eden İzmir gemisinin süvarisi, Amerikan şilebinin kendilerine yol vermemesi ve bu arada herhangi bir emniyet tedbiri de almaması üzerine, derhal rotasını değiştirip iskele yönüne döndü. Fakat bu defa çok yakın bir mesafede bulunan Amerikan şilebi, rotasını değiştirdi ve sancak yönüne dümen kırdı. Her iki geminin de aynı yönde yol değiştirmiş olmaları, bu üzücü kazanın olmasına sebebiyet vermiştir. Kaza anında Amerikan şilebi, İzmir gemisinin sancak tarafından doğrudan doğruya makine dairesine bindirdi. Bu şiddetli çarpışma neticesinde durumun önemini kavrayan ve İzmir gemisinin batacağına kanaat getiren Howell Lykes, çarpışmadan sonra İzmir Vapuru’nun, bordosundan ayrılmayarak ve burnunu çarptığı yerden çıkarmayarak, M/V İzmir’i gerisin geriye sürükleyerek Narlıdere’nin Derince Mevkiindeki sığlık alana karaya oturttu. Yüzlerce kadın, erkek ve çocuk birbirine girdi Bu ani ve şiddetli çarpışma sırasında çoğunluğu gemi güvertesinde bulunan İzmir’in yolcuları bir anda birbirine karıştı, yüzlerce kadın, erkek ve çocuk birbirine girerek feryada başladılar. Herkes canını kurtarmak için şaşkın bir vaziyette oraya buraya koşuşurken, bir yandan da gemi zabitanı gerekli önlemleri almaya başladı ve çok seri bir şekilde cankurtaran filikalarını denize indirip yolcuları tahliye etmeye başladılar. Kaza yeri sahile çok yakın olduğundan, bütün sandal ve motorlar, hemen balıkçılar kazazede İzmir Vapuru’nun yanına geldiler ve gemiden tahliye edilmekte olan yolcuları alarak sahile çıkarmaya koyuldular. Gemi telsizcisi de, bu durumdan İstanbul’u haberdar etmiş ve kazayı telefonla İzmir’e de bildirerek yardım talebinde bulunmuştur. Sahile çıkarılan yolcular henüz kazanın dehşet ve korkusundan sıyrılmadıkları için şaşkın vaziyette, yavaş yavaş sulara gömülmekte olan İzmir Vapuru’ndan gözlerini uzun süre ayıramamıştı.” Olayı haber alan İzmir Valiliği derhal kaza yerine 3 körfez vapuru gönderdi. Yardıma koşan vapurlardan biri, bugün de Bergama gemisiydi ve kadere bakın ki o da Bremen’de, İzmir Vapuru ile aynı tersanelerde daha 7 yıl önce inşa edilmişti. Olayın duyulmasından sonra, Pasaport İskelesi’nde mahşeri bir kalabalık toplanmıştı. İzmir Vapuru’nda yolcu yakını olanlar olayın dehşetini düşünerek, diğer yandan da tanıdıklarının akıbetini merak ederek Pasaport İskelesi’nde heyecanla bekliyorlardı. Saat 13.30’da Bergama gemisi, ilk kafileyi Pasaport’a getirdi. Tanıdıklarına ve akrabalarına kavuşmanın sevinci içinde gözyaşı dökenlere karşılık, beklediği yüzleri göremeyenlerin oluşturduğu hüzün tablosu ise yürek burkuyordu. Az sonra Amerikan şilebi kendisini gemiden geriye doğru çekmeye başladı. İzmir Vapuru, Ege Denizi’nin mavi sularına gömülürken vefakar ve fedakar denizcilerine de veda etti. Saat 15.00 gibi, güverte tamamen sulara gömüldü. Radar Kulesi de suya gömüldükten sonra, tam deniz hizasına gelen Türk bayrağı, filikalarla direğe yanaşan mürettebat tarafından ıslanmasına izin verilmeden direğinden sökülüp alındı. Şiddetli çarpışma sırasında “kumanyalık” da denilen depoda bulunan Kadir Değirmenci ilk ölen kişi oldu. Gemi personelinin tüm çabalarına rağmen, kumanyacı Kadir Tüzer’ i de kurtarmak mümkün olmamış, zavallı genç de, kumanyalık da kalarak can vermişti. İki Kadir’in kaderi burada kesişmişti. Ayrıca öğle yemeğine ekmek çıkarmak için fırını çalıştıran gemi ekmekçisi Enver Akkoyunlu da içeri dolan sularda boğularak ölmüştü. Kaza sırasında makine dairesinde görevli olan İkinci Çarkçı Yaşar Özdenoğlu da, “Gemi korkunç bir çarpışmanın tesiri ile sarsıldı. Bir şeye çarptığımızı anladığımdan tam yol tornistan yaptım. Sancak tarafından su girdiğini görünce karşı tarafı kontrol etmek üzere o tarafa geçtim. Bu sırada makine dairesini sular bastı, yüzerek kendimi kurtarmak istediğim sırada seyir jurnali aklıma geldi ve derhal dönüp yine yüzerek seyir jurnalini kurtardım. Bir arkadaş da beni suların içinden kurtardı yoksa bende boğularak ölecektim” diyordu. Bir çarkçıbaşı için belki hayatından da önemli olan şey, bütün gezi notlarının tutulduğu jurnaldi ve jurnali kaybetmemek adına gerekirse insan hayatını bile verebilirdi. 244 yolcusu bulunan gemide, 4’ü yolcu 5 kişi öldü. Bu kaza üç kişi hayatını kaybetmişti Artık M/V İZMİR hareketsiz olarak dev bir balina gibi yatıyordu. Denizcilik Bankası’nın en yeni üç gemisinden biri olan İzmir Vapuru da sulara gömülmüştü. Dönemin bir yazarının deyimi ile “Denizcilik işletmesinin bir yaşındaki gemisi, memleketimizin övüneceği en kıymetli vapurlarından biri olan M/V İzmir gemisi artık bir hatıra” idi. Geminin batışıyla ilgili soruşturma, gazeteleri aylarca önemli bir konu olarak meşgul etti. Geminin 11 milyon 500 bin liraya sigortalı oluşu, Fransız sigortacıların da İzmir’e gelmesine yol açmıştı. Denizcilik Bankası, Amerikan şilebi acentesi ile kaptanı aleyhine tazminat davası açtı. Cumhuriyet Savcısı Radi Ökbay ve yardımcısı Nevzat Akın soruşturmaya günlerce devam ettiler. Dosya hazırlanırken 15 gemi yolcusu dinlendi. Savcılık iki kaptanı gözaltına aldırmıştı. Bunlar Amerikan Howell Lykes adlı şilebi Yenikale civarındaki fenerlere kadar götürmekle yükümlü olan İzmir Limanı kılavuz kaptanlarından Ziya Denizer ile İzmir Vapuru’nun süvarisi Tahir Candaş’tı. Ziya Kaptan olay hakkında hiçbir şey söylememiş, sadece İzmir’in çaldığı düdük seslerini işitmediğini söyleyerek, Tahir Kaptan’ı suçlamıştı: “Ben ayarlamış olduğum rota üzerinden gidiyordum. Kaptan Tahir Candaş ise, iki fener arasına girmek üzereyken korkarak şaşırdı ve rotasından çıktı”… Batan geminin süvarisi Tahir Candaş ise, “Limana girmek üzere olduğumuzdan ben de kaptan köşkündeydim. Amerikan şilebinin üzerimize geldiğini görünce üç defa düdük çaldım. Yol vermeyeceğini, süratini kesmeyeceğini anlayınca iskeleye dümen kırdık, onlar da aynı yöne dümen kırınca bize bindirdi” diyordu. Tahir Kaptan, “Vicdanen suçlu olduğuma inansam, gemiden çıkmaz ve intihar ederdim” diyerek suçsuz olduğunu iddia ediyordu. Olaydan 10 gün sonra, İzmir Vapuru’nda büyük bir patlama meydana geldi ve ambar bölümü infilak etti. Bu patlamanın suların sıkıştırmasından kaynaklandığı belirtildi. Bu arada olayın hukuki sürecinin en ilginç yanlarından biri olarak, iki kaptanın birbirlerini “körlük”le suçlamaları üzerine, savcılık, olay anında iki geminin köşklerinde bulunan herkesi bir göz doktoruna gönderdi. Oysa İzmir Vapuru’nun kaptanı sadece 1,5 numara hipermetroptu… O yıllarda yaşanan kazayı bizlere, Ali Bozoğlu anlattı. Bu olayla ilgili, “Bu güne kadar Deniz ticaret filomuzda “İZMİR” adını taşıyan pek çok gemimiz oldu. Bunların içerisinde hiçbiri 1955 yılında Almanya’da inşa edilen “İZMİR” gemisi kadar sevilmedi” dedi. |
İçeriği Sosyalleştir |
Etiketler |
1957, gemi, kazası, İzmir, Şubat |
Şu anda bu konuyu görüntüleyen etkin kullanıcılar: 1 (0 üye ve 1 konuk) | |
|
|
|
|
ForumAdası, tüm hakları saklıdır. Kurucu: Jön TüRk Forum Sorumlusu: Zeze Geliştiriciler: Regex & Cry Tasarımcı: Mango
Powered by vBulletin® Version 3.8.6
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd. Altyapı bilgilerini okuduğunuz vBulletin yazılımı ForumAdası üzerinde lisanslı bir şekilde kullanılmaktadır. |
ForumAdası; internet ortamında kullanıcıların içerik üretmelerine, bu içeriklerin de önceden onaya tabi tutulmaksızın yayımlanabilmesine olanak sağlayan bir forum sitesidir. Forum siteleri, tıpkı sosyal medya ve interaktif sözlükler gibi 5651 sayılı kanunun 2. maddesinin 1. fıkrasının "m" bendine göre Yer Sağlayıcı olarak faaliyet göstermekte olan, hizmet ve içerikleri barındıran sistemleri sağlayan veya işleten platformdur. 5651 sayılı kanunun 5. maddesine göre yer sağlayıcı, yer sağladığı içeriği kontrol etmek veya hukuka aykırı bir faaliyetin söz konusu olup olmadığını araştırmakla yükümlü değildir. Başka bir deyişle ForumAdası üzerinden yapılan yazılı, görsel ya da işitsel paylaşımlardan doğabilecek yasal sorumluluk, mezkur içeriği paylaşan ForumAdası üyesi gerçek kişilere aittir. İlgili kanunun anılan maddesinin 2. fıkrasında da çok açık bir biçimde öngörüldüğü üzere; yer sağlayıcı, yer sağladığı hukuka aykırı içerikten, ceza sorumluluğu ile ilgili hükümler saklı kalmak kaydıyla, bu Kanunun 8 inci ve 9 uncu maddelerine göre haberdar edilmesi halinde ve teknik olarak imkân bulunduğu ölçüde hukuka aykırı içeriği yayından kaldırmakla yükümlüdür. Açıklanan hukuki dayanaklar temelinde, hak ihlâli iddiasında bulunan hak sahipleri İLETİŞİM linkinden yer sağlayıcı ForumAdası yöneticilerine ihtarda bulunarak bahse konu hususu tebliğ etmeleri halinde incelemeler yapılıp, en geç 2 gün içerisinde gerekli işlemler tesis edilecektir. 5101 sayılı yasayla degişik 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu gereğince ForumAdası üzerinde telif hakkı bulunan MP3, video vb. eserlerin paylaşımı T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından hak sahipliği verilmiş olan MÜ-YAP tarafindan yasaklanmış olup, yasal işlem olması halinde, paylaşan kişi ya da kişilerin bilgileri gerekli kurum ile paylaşılacaktır. |