Forum Logo  

Anasayfa Forum Duyuruları Yönetim İletişim
 -
Geri Git   ForumAdasi.Com > Kültür ve Sanat > Tarihte Bugün

Tarihte Bugün Tarihte bugün ne olmuştu? 1 Ocak'tan 31 Aralık'a her günün anlam ve önemi.


Çernobil Faciası | 26 Nisan 1986

Tarihte bugün ne olmuştu? 1 Ocak'tan 31 Aralık'a her günün anlam ve önemi.


Kullanıcı Etiket Listesi

Yeni Konu Yeni Cevap
 
LinkBack Seçenekler Görüntüleme stilleri
Alt 03 Mayıs 2024, 12:40   #1
Çevrimdışı
Zeze - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Kullanıcıların profil bilgileri ziyaretçilere gizlidir.
Search Çernobil Faciası | 26 Nisan 1986

Çernobil Faciası | 26 Nisan 1986



Çernobil Faciası, 26 Nisan 1986 tarihinde Sovyetler Birliği'ne bağlı Ukrayna Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti'nin Pripyat şehri yakınlarındaki Çernobil Nükleer Santrali'nin 4 numaralı reaktöründe gerçekleşen nükleer kazadır.
forumlar, genel forum sitesi forumadasi.com
Kaza, Uluslararası Nükleer Olay Ölçeği'ne göre bugüne kadar meydana gelmiş en büyük nükleer kazalardan biridir. Çernobil felaketi, Uluslararası Nükleer Olay Ölçeğinde en yüksek sınıflandırma oranı olan 7 ile ölçeklendirilmiştir. Bu sınıfta ölçeklendirilen yalnızca iki nükleer felaket bulunmaktadır. Bunlardan birisi Çernobil felaketi, diğeri ise 2011 yılında meydana gelen Fukuşima I Nükleer Santrali kazalarıdır. Felaket maliyeti ve kayıpları açısından tarihin en kötü iki nükleer felaketinden birisidir. Kaza sonrası 600.000'den fazla işçi nükleer faciaya müdahalede bulunmuş ve birçoğu ışınıma maruz kalmıştır. Tahmini olarak yapılan masraf ise 18 milyar ruble olmuştur. Meydana gelen kaza sırasında ölen kişilerin sayısı 4.000-93.000 kişi civarında olmuştur.

Genel bakış
Kaza 26 Nisan 1986 Cumartesi günü 4 numaralı reaktörde yapılan sistem testi esnasında başlamıştır. Çernobil Nükleer Santrali Pripyat kenti, Belarus idari sınırı ile Dinyeper Nehri yakınlarında bulunan bir RBMK reaktörüydü. Test esnasında ani ve beklenmedik bir güç dalgalanması fark edilerek acil durum butonuna basılmıştı fakat güç çıkışı daha fazla büyüyerek son noktaya ulaştığında buhar basıncı bir dizi tepkimeye neden oldu. Tüm bu olaylar nötron moderatör ile hava arasındaki grafitin birleşmesine neden oldu ve nükleer çekirdekte erime meydana geldi. Tutuşma ile çıkan yangın atmosfere yükseldi. Böylece Pripyat başta olmak üzere geniş bir coğrafyaya yüksek derecede nükleer serpinti bulutu yayıldı. Serpinti bulutu Sovyetler Birliği'nin batısı ile buradan Avrupa'ya ve Karadeniz üzerinden Türkiye'ye sürüklendi. 1986 yılından 2000 yılına kadar Belarus, Rusya ve Ukrayna'da ciddi olarak kirlenmiş bölgelerden toplam 350.400 kişi tahliye edildi. Rusya'nın resmî verilerine göre oluşan radyoaktif serpintiden en çok etkilenen yer %60 ile Belarus oldu. Çernobil kazasının ardından Rusya, Belarus ve Ukrayna sürekli olarak yaptığı dezenfekte işlemleri ile sağlık işlemlerinde yüklü derecede harcama yaptı.

Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu tarafından hazırlanan bir raporda kazanın çevresel sonuçları incelenmiştir. UNSCEAR raporuna göre ise 2008 yılına kadar kazadan yüksek dozda radyasyona maruz kalan 4.000 kişiden 64'ünün radyasyon sonucu öldüğü doğrulanmıştır. Oluşturulan Çernobil Forumunda 200.000 acil müdahalede çalışan işçi, 116.000 kurtarılmış kişi ve kirlenmiş alanlardan tahliye edilen 270.000 kişinin bilgileri derlenmiştir. Akut radyasyon sendromuna bağlı olarak kazadan kısa süre sonra ölen 50 acil müdahale işçisinin ölümleri ile radyasyona bağlı olarak Tiroid kanseri ve radyasyona bağlı kanserden dolayı ölenler birleştirildiğinde, ölenlerin sayısı 3.940 olmuştur. Bunlardan tahmini olarak dokuzu çocuktur ve lösemi nedeniyle ölmüşlerdir.

2006 yılında hakemli bir dergi olan International Journal of Cancer isimli dergide Çernobil Forumu çalışmasının sonuçları farklı bir metodoloji ile takip edilmiş ve kanser nedeniyle öldüğü belirtilen ve kansere yakalanan kişilerde, sağ kalım oranları da dâhil edilerek herhangi bir tartışma ortamı oluşturulmasına imkân vermeyecek şekilde inceleme yapılmıştır. Bu çalışmada kaza nedeniyle tahminen 4.000 kişinin öldüğü açıklanmıştır.

"Tahmini olarak Avrupa'da tiroid kanserine yakalanan 1.000 vakâ ve diğer kanserlere yakalanan 4.000 vakaya Çernobil kazasının neden olmuş olabileceği düşünülmektedir ve bu miktarlar kazadan günümüze kadar yaşanan kanser vakalarının %0,01'ini temsil etmektedir. Modellemeler sonucunda 2065 yılına kadar radyasyona maruz kalmış 16.000 kişinin tiroid kanseri, 25.000 kişinin ise diğer kanserlere yakalanması beklenebilir. Diğer şekillerde kansere yakalanma oranları ise bu tarihe kadar birkaç yüz milyon olacaktır."

Union of Concerned Scientists isimli kâr amacı gütmeyen örgüt, doğrusal olmayan eşik modeline göre yapılan değerlendirmelerde sıfıra yakın radyasyon oranının eklenmediğini, bu nedenle daha geniş bir coğrafyanın da sonuçlara dâhil edildiğinde kaza nedeniyle 50.000'den fazla kişinin kansere yakalanacağını ve bunların 25.000'inin öleceğini tahmin ettiklerini açıkladı. Avrupa Yeşiller Partisi ise 2006 yılında yaptırdığı TORCH raporunda kansere yakalanan kişi miktarının 60.000 olacağını ve 30.000'inin kanser nedeniyle öleceğini öngördüğünü belirtti. Greenpeace ise 200.000'den fazla kişinin kaza nedeniyle kansere yakalanacağını açıkladı.

Kaza ile ilgili olarak Sovyetler Birliği hükûmeti, Sovyet nükleer güç endüstrisi ve prosedürleri hakkında ketum olmakla suçlandı. 1980'lerde başlatılan Glasnost politikasına rağmen, hükûmetin Çernobil faciasını gizli tutmaya çalıştığı ve kaza ile ilgili olarak hızlı kararlar almayarak bu konuda sessiz kaldığı iddia edildi.

Çevresel etki

Su kütleleri
Çernobil nükleer santrali, o zamanlar Kiev'in 2,4 milyon sakinine su sağlayan ve hala bahar selinde olan, Avrupa'nın en büyük yüzey suyu sistemlerinden biri olan Dinyeper rezervuar sistemini besleyen Pripyat Nehri'nin yanında bulunmaktadır. Bu nedenle, su sistemlerinin radyoaktif kirlenmesi, kazanın hemen ardından büyük bir sorun haline gelmiştir.

Ukrayna'nın en çok etkilenen bölgelerinde, kazadan sonraki haftalar ve aylar boyunca içme suyundaki radyoaktivite seviyeleri endişe yarattı. İçme suyundaki radyoiyot seviyelerine ilişkin yönergeler geçici olarak 3.700 Bq /L'ye yükseltildi ve bu da çoğu suyun güvenli olarak bildirilmesine izin verdi. Resmi olarak tüm kirleticilerin "çözünmez bir fazda" dibe çöktüğü ve 800-1000 yıl boyunca çözülmeyeceği belirtildi. Kazadan bir yıl sonra Çernobil santralinin soğutma havuzunun suyunun bile kabul edilebilir normlarda olduğu açıklandı. Buna rağmen, felaketten iki ay sonra Kiev'in su kaynağı Dinyeper'den Desna Nehri'ne çevrildi. Bu arada, yıkılan reaktörden gelen yeraltı suyunun Pripyat Nehri'ne girmesini önlemek için devasa 30 metrelik derin bir yeraltı bariyeri ile birlikte devasa silt tuzakları inşa edildi.

Yeraltı suyu Çernobil kazasından kötü bir şekilde etkilenmedi, çünkü yarı ömürleri kısa olan radyonüklidler yer altı su kaynaklarını etkilemeden çok önce bozundular ve radyosezyum ve radyostronsiyum gibi daha uzun ömürlü radyonüklidler yer altı suyuna geçmeden önce yüzey topraklarına adsorbe edildi. Bununla birlikte, Çernobil çevresindeki 30 km'lik dışlama bölgesindeki atık bertaraf alanlarından radyonüklidlerin yeraltı suyuna önemli transferleri meydana geldi . Bu bertaraf alanlarından saha dışına (yani 30 km'lik dışlama bölgesinin dışına) radyonüklid transferi için bir potansiyel olmasına rağmen, IAEA Çernobil Raporu Bunun, yüzeyde biriken radyoaktivitenin mevcut yıkanma seviyelerine kıyasla önemli olmadığını savunuyor.

Balıklarda radyoaktivitenin biyo-birikimi, (hem Batı Avrupa'da hem de eski Sovyetler Birliği'nde) birçok durumda tüketim için kılavuz maksimum seviyelerinin önemli ölçüde üzerinde olan konsantrasyonlarla sonuçlandı. Balıklarda radyosezyum için kılavuz maksimum seviyeleri ülkeden ülkeye değişir ancak Avrupa Birliği'nde yaklaşık 1000 Bq/kg'dır. Ukrayna'daki Kiev Rezervuarında, kazadan sonraki ilk birkaç yıl içinde balıklardaki konsantrasyonlar 3000 Bq/kg aralığındaydı.

Belarus ve Rusya'nın Bryansk bölgesindeki küçük "kapalı" göllerde, 1990-92 döneminde bir dizi balık türündeki konsantrasyonlar 100 ila 60.000 Bq/kg arasında değişmiştir. Balıkların kontaminasyonu, Birleşik Krallık ve Almanya'nın bazı bölgelerinde kısa vadeli, Ukrayna, Beyaz Rusya ve Rusya'nın etkilenen bölgelerinde ve ayrıca İskandinavya'nın bazı bölgelerinde uzun vadede (aylar yerine yıllar) endişeye neden oldu.

Flora ve fauna
Felaketten sonra, doğrudan reaktörün rüzgarı altındaki dört kilometrekarelik çam ormanı kırmızımsı kahverengiye dönüp öldü ve burası "Kızıl Orman" adını kazandı. En kötü etkilenen bölgelerdeki bazı hayvanlar da öldü veya üremeyi bıraktı. Çoğu evcil hayvan dışlama bölgesinden çıkarıldı, ancak elektrik santralinden 6 km uzaktaki Pripyat Nehri'ndeki bir adada bırakılan atlar, tiroid bezleri 150-200 Sv'lik radyasyon dozları tarafından tahrip edildiğinde öldü. Bitkiler ve hayvanlar için mutasyon oranları, Çernobil'den radyonüklidlerin salınması nedeniyle 20 kat arttı. Mutasyonlar nedeniyle beklenen ölüm sıklığı ile tutarlı olarak, kontamine alanlarda yüksek ölüm oranları ve artan üreme yetmezliği oranlarına dair kanıtlar vardır.

Ukrayna'nın Narodychi Raion bölgesindeki çiftliklerde 1986'dan 1990'a kadar yaklaşık 350 hayvanın eksik veya fazla uzuvlar, eksik gözler, kafalar veya kaburgalar veya deforme kafatasları gibi büyük deformasyonlarla doğduğu iddia ediliyor; karşılaştırıldığında, önceki beş yıl içinde sadece üç anormal doğum kaydedilmişti.

Mikroorganizmalar üzerine yapılan müteakip araştırmalar, sınırlı olmakla birlikte, afet sonrasında radyasyona maruz kalan bakteri ve viral örneklerin (Mycobacterium tuberculosis, herpesvirus, sitomegalovirüs, hepatite neden olan virüsler ve tütün mozaik virüsü dahil) hızlı değişimler geçirdiğini göstermektedir. Toprak mikromisetlerinin aktivasyonları rapor edilmiştir. Hızlı üreme döngüsüne sahip (radyasyon tarafından yok edilmeyen, bunun yerine hayatta kalan) türlerdeki bu değişikliklerin virülans, ilaç direnci, bağışıklık kaçırma vb. açısından nasıl tezahür edeceği şu anda belirsizdir; 1998'de bir makale, bir ultraviyole ışını radyasyonu, UV-C ve 4-nitrokinolin 1-oksit (4NQO) dahil olmak üzere çeşitli DNA'ya zarar veren elementlere aşırı dirençli olan Escherichia coli mutantı. Çernobil ile kirlenmiş bölgede gelişen bir mantar türü olan Cladosporium sphaerospermum, uzay yolculuğu gibi yüksek radyasyonlu ortamlara karşı korunmak için mantarın özel melanini kullanmak amacıyla araştırılmıştır.

Çelik kalkan
Çernobil Nükleer Santrali, daha önce görülmemiş bir mühendislik yöntemiyle 2016 yılında çelik kalkanla örtüldü. 275 metre genişliğinde, 108 metre uzunluğunda ve 36 bin ton ağırlığındaki kalkan, reaktörün üstünü örtecek şekilde inşa edildikten sonra kaydırma işlemiyle 5 günde reaktörün üzerine konumlandırıldı. 100 yıl boyunca radyoaktif sızıntıyı engellemesi beklenen kalkan 1,5 milyar dolara mal oldu. Sökme ve temizlik faaliyetleri için, çelik çadırın içine 100 metre uzunluğunda iki köprü sistemi yapılıp, üzerine ray döşendi. Böylece vinç yardımıyla sökülecek reaktör parçalarını vagonlarla dışarı taşımak mümkün oldu. Reaktörün gövde ve parçalarının yanı sıra yaklaşık 150 ton nükleer yakıtın da dışarı çıkarılıp bertaraf edilmesi gerekmektedir.

Etkileri

Türkiye
Çernobil nükleer reaktöründeki patlama sonucunda çevre ülkelere yayılan radyoaktif parçacıkların büyüklüğü ve etkileri üzerine kazanın üzerinden geçen yıllarda ciddi bilimsel araştırmaların yapılmamış ve radyasyon seviyesini gösteren sayısal değerlerin açıklanmamış olması, patlamanın hemen sonrasında Türkiye üzerindeki etkilerle ilgili yeterli veriye ulaşmayı imkânsızlaştırmıştır. Ancak Çernobil kazasının Avrupa üzerindeki etkilerini gösteren harita ve çizelgeler, radyoaktif serpintinin çok geniş bir alanda yayıldığı ve Avrupa'daki pek çok ülkeyi doğrudan etkilediğini gösterdiği gibi; ülkedeki kanser vakalarının artışının nedeninin Çernobil kazası olduğuna ilişkin kuşkular hâlâ devam etmektedir.

Türk Tabipler Birliği'nin ilk baskısı Nisan 2006'da yapılan "Çernobil Nükleer Kazası Sonrası Türkiye'de Kanser" başlıklı raporunda, Çernobil nükleer reaktör kazası ile Karadeniz bölgesindeki kanser vakaları arasındaki ilişkinin araştırılması sonuçları kamuoyuna sunulmuştur. Raporda Çernobil'deki patlama sonrasında oluşan radyoaktif bulutların 3 Mayıs 1986 Cumartesi günü Marmara'ya, 4-5 Mayıs günleri Batı Karadeniz'e, 6 Mayıs günü Çankırı üzerinden Sivas'a, 7-9 Mayıs tarihlerinde Trabzon-Hopa'ya ulaştığı, 10 gün sonra da tüm Türkiye'ye radyoaktif parçacıkların yayıldığı belirtilmekte; çalışma sonucunda, Hopa’da kanser görülme sıklığı ile kanser nedeniyle ölümlerin, Türkiye’nin diğer coğrafi alanlarına göre daha fazla görülmesi olasılığının, araştırılmaya değer bir durum olduğunun ortaya çıktığı ifade edilmektedir. Rapor, elde edilebilen veriler ışığında, bölgede Çernobil nükleer kazası ile gerek kanser olgu sayıları, gerekse kanserden ölümlerle ilgili kanıta dayalı nedensel bir bağlantı kurmanın olanaklı görünmekte olduğunu kabul ederek, bu konuda kesin sonuca varmak için daha ayrıntılı araştırmalar yapılması gerekliliğini vurgulamaktadır.

Çernobil turizmi
Çernobil reaktör kazasının yaşandığı terkedilmiş bölge, 2011 yılında otoritelerin burayı ziyaret etmenin güvenli olduğunu duyurmasından beri kamuya ve turistik ziyaretlere açıktır. Felaketin kalıntılarına kendi gözleriyle tanık olmak ve görünmeyen tehlikenin cazibesi, dünyanın farklı yerlerinden turistler için bu bölgeyi cezbedici hale getirmektedir. Ukraynalı yetkililer tarafından yedi saat süren gezinin tehlike yaratmadığı ve çektirilecek bir röntgenle aynı seviyede ışına maruz bıraktığı belirtilmektedir. Gezi programı kapsamında reaktör alanı gezdirildikten sonra, birkaç kilometre uzaklıkta, enerji santrali çalışanları ve aileleri için inşa edilen Pripyat kentine gidilmektedir. Çernobil felaket bölgesinin turistik amaçların ötesine geçerek eğlence partileri düzenlenen bir yer haline gelmesi ise eleştiri konusu olmuştur.


  Alıntı
Yeni Konu Yeni Cevap

İçeriği Sosyalleştir

Etiketler
1986, Çernobil, faciası, nisan


Şu anda bu konuyu görüntüleyen etkin kullanıcılar: 1 (0 üye ve 1 konuk)
 

Gönderme Kuralları
Konu açma yetkiniz yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti ekleme yetkiniz yok
Mesaj düzenleme yetkiniz yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık



Saat: 10:18.

Forum Bilgileri
Hukuki Aydınlatma Metni
ForumAdası, tüm hakları saklıdır.

Kurucu: Jön TüRk
Forum Sorumlusu: Zeze
Geliştiriciler: Regex & Cry
Tasarımcı: Mango

Powered by vBulletin® Version 3.8.6
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.

Altyapı bilgilerini okuduğunuz vBulletin yazılımı ForumAdası üzerinde lisanslı bir şekilde kullanılmaktadır.
ForumAdası; internet ortamında kullanıcıların içerik üretmelerine, bu içeriklerin de önceden onaya tabi tutulmaksızın yayımlanabilmesine olanak sağlayan bir forum sitesidir. Forum siteleri, tıpkı sosyal medya ve interaktif sözlükler gibi 5651 sayılı kanunun 2. maddesinin 1. fıkrasının "m" bendine göre Yer Sağlayıcı olarak faaliyet göstermekte olan, hizmet ve içerikleri barındıran sistemleri sağlayan veya işleten platformdur.
5651 sayılı kanunun 5. maddesine göre yer sağlayıcı, yer sağladığı içeriği kontrol etmek veya hukuka aykırı bir faaliyetin söz konusu olup olmadığını araştırmakla yükümlü değildir. Başka bir deyişle ForumAdası üzerinden yapılan yazılı, görsel ya da işitsel paylaşımlardan doğabilecek yasal sorumluluk, mezkur içeriği paylaşan ForumAdası üyesi gerçek kişilere aittir. İlgili kanunun anılan maddesinin 2. fıkrasında da çok açık bir biçimde öngörüldüğü üzere; yer sağlayıcı, yer sağladığı hukuka aykırı içerikten, ceza sorumluluğu ile ilgili hükümler saklı kalmak kaydıyla, bu Kanunun 8 inci ve 9 uncu maddelerine göre haberdar edilmesi halinde ve teknik olarak imkân bulunduğu ölçüde hukuka aykırı içeriği yayından kaldırmakla yükümlüdür.
Açıklanan hukuki dayanaklar temelinde, hak ihlâli iddiasında bulunan hak sahipleri İLETİŞİM linkinden yer sağlayıcı ForumAdası yöneticilerine ihtarda bulunarak bahse konu hususu tebliğ etmeleri halinde incelemeler yapılıp, en geç 2 gün içerisinde gerekli işlemler tesis edilecektir.

5101 sayılı yasayla degişik 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu gereğince ForumAdası üzerinde telif hakkı bulunan MP3, video vb. eserlerin paylaşımı T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından hak sahipliği verilmiş olan MÜ-YAP tarafindan yasaklanmış olup, yasal işlem olması halinde, paylaşan kişi ya da kişilerin bilgileri gerekli kurum ile paylaşılacaktır.