Tarihte Bugün Tarihte bugün ne olmuştu? 1 Ocak'tan 31 Aralık'a her günün anlam ve önemi. |
|
LinkBack | Seçenekler | Görüntüleme stilleri |
07 Ağustos 2024, 10:07 | #1 |
Kullanıcıların profil bilgileri ziyaretçilere gizlidir. |
15 Temmuz Darbe Girişimi | 15 Temmuz 2016
15 Temmuz Darbe Girişimi | 15 Temmuz 2016 15 Temmuz Darbe Girişimi veya 2016 Türkiye Askerî Darbe Teşebbüsü, darbe metninde yer aldığı isimle Yurtta Sulh Harekâtı, 15-16 Temmuz 2016 tarihleri arasında Türk Silahlı Kuvvetleri bünyesinde kendilerini Yurtta Sulh Konseyi olarak tanımlayan bir grup asker tarafından Türkiye'de düzenlenen askerî bir darbe girişimidir. forumlar, genel forum sitesi forumadasi.com TSK'nın resmî internet sitesi ve TRT'de yayınlanan bildiride ordunun yönetime el koyduğu ifade edilerek ülkede sıkıyönetim ve sokağa çıkma yasağı ilan edildiği açıklandı. İstanbul'daki Boğaziçi ve Fatih Sultan Mehmet köprüleri, bir grup rütbeli asker ve Hava Harp Okulu öğrencisi tarafından kapatıldı. Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı İsmail Kahraman ve yaklaşık elli milletvekilinin Meclis'te bulunduğu sırada F-16 savaş uçakları Meclis üzerinde uçuş yaparak parlamentoyu dört defa bombaladı. Ankara'nın Beştepe semtinde bulunan Cumhurbaşkanlığı Sarayı'na bombalama girişiminde bulunulsa da başarılı olunamadı. Muğla'nın Marmaris ilçesinde bir otelde bulunan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a karşı suikast girişiminde bulunuldu. Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar, Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Salih Zeki Çolak, Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Abidin Ünal, Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Galip Mendi, Genelkurmay II. Başkanı Orgeneral Yaşar Güler, Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri Fahri Kasırga ve bazı üst düzey komutanlar; darbeye kalkışan askerler tarafından rehin alındı. Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Bülent Bostanoğlu ise 'sık sık yer değiştirmesi' dolayısıyla darbeciler tarafından bulunamamıştır. Gelişmeler üzerine Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, CNN Türk'te kanalın Ankara temsilcisi Hande Fırat'la FaceTime üzerinden iletişime geçerek darbecilere hiçbir şekilde imkân tanınmayacağını ifade ederek halkı darbeye tepki göstermek için meydanlara ve havalimanlarına çıkmaya davet etti. Çağrının ardından Türkiye'nin birçok ilinde darbe karşıtı protesto gösterileri düzenlendi. 16 Temmuz sabahı, TSK ve Emniyet Genel Müdürlüğü personelinin düzenlediği operasyonlar sonucunda askerî darbe girişimi bastırıldı ve askerler silahları ile birlikte teslim oldu. Olaylar sonucunda 104'ü darbe yanlısı asker olmak üzere 300'den fazla kişi hayatını kaybetti, 1.491 kişi yaralandı, farklı rütbelerden 8.036 asker gözaltına alındı. Yargı ve sivil siyaset mensupları dâhil olmak üzere, toplam gözaltı sayısı 22 Temmuz tarihi ile birlikte 10 bini buldu. Bunun yanı sıra askerî, idari ve adli kurumlarda birçok kişi görevden alındı. Fethullahçı destekli olduğu öne sürülen askerî darbe girişiminin ardından İstanbul Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı ve Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından Türk Ceza Kanunu'nun anayasal düzene karşı suçlar kapsamında yer alan "cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Büyük Millet Meclisini ve Türkiye Cumhuriyeti hükûmetini ortadan kaldırmaya veya görevlerini kısmen veya tamamen yapmasını engellemeye teşebbüs", "Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın öngördüğü düzeni ortadan kaldırmaya veya bu düzen yerine başka bir düzen getirmeye teşebbüs", "halkı, Türkiye Cumhuriyeti hükûmetine karşı silahlı isyana tahrik" ve "cumhurbaşkanına suikast" suçlarından soruşturma başlatıldı. 21 Temmuz'da Millî Güvenlik Kurulu toplantısı sonrasında TBMM tarafından Anayasa'nın 120. maddesi gereğince üç ay süreyle olağanüstü hâl ilan edildi. İlan edilen olağanüstü hâl darbe girişiminin ardından geçen iki yıllık süreyi kapsayacak şekilde uzatıldı. Girişimin ardından başlatılan tasfiye süresince Nisan 2018 itibarıyla 160 bin kişi gözaltına alındı, FETÖ/PDY üyesi suçlamasıyla 50 bin kişi tutuklandı ve 152 bin kamu personeli görevlerinden ihraç edildi. Darbe girişimini izleyen dört yıllık sürede 289 dava açıldı, karara bağlanan 275 davada toplamda 4 bin 130 sanık hüküm giydi. Darbe girişimi sonrası başta Fethullah Gülen'i iade etmediği gerekçesiyle Amerika Birleşik Devletleri ve birçok Avrupa Birliği üyesi ülke ile FETÖ üyelerinin iade süreçleri ve sığınma hakkı konularında siyasi ve diplomatik krizler yaşandı. Ayrıca darbe teşebbüsünde bulunan FETÖ mensuplarına finansal destek verdiği ve darbe girişiminin arkasında bulunduğu iddiası nedeniyle Birleşik Arap Emirlikleri ile ilişkiler gerginleşti. Teşebbüsün ardından geçen süre boyunca aralarında Boğaziçi Köprüsü, Büyük İstanbul Otogarı ve Ilgaz Dağı Tüneli'nin de yer aldığı birçok yapı, mekân, meydan ve yerin adı, darbe girişiminin tarihine ithafen değiştirildi. Ayrıca 15 Temmuz tarihi, darbe girişiminde hayatını kaybedenleri anmak amacıyla Demokrasi ve Millî Birlik Günü adıyla 2017'de resmî tatil olarak ilan edildi. Arka plan Darbenin, AK Parti-Fethullahçı çatışması kapsamında 2016 Ağustos ayında yapılacak olan Yüksek Askerî Şûra toplantısında ordu içerisindeki mensupları tasfiye edileceği öngörülen Fethullahçı yapılanmaya yakın çeşitli kademede askerî yetkililerin bu hareketi önlemek ve Türkiye hükûmetini ele geçirmek amacıyla darbe hareketine giriştiği öne sürülmektedir. Daha önceki tarihlerde Ergenekon ve Balyoz adıyla askerî yetkililere karşı yapılan kimi operasyonlar sonucu bu davalara konu olan kimi isimler görevlerinden uzaklaştırılmış, yerine hükûmete yakın olduğu ileri sürülen kadroların getirildiği haberleri basına yansımıştı. Darbede adı geçen isimlerin birçoğu özellikle Ergenekon süreci ile birlikte önü açılarak YAŞ'da terfi etmişti. Darbeyi yapan ekibin başında olduğu iddia edilen Albay Muharrem Köse, Ergenekon kapsamındaki "internet andıcı" soruşturmasında tutuklanan emekli eski Genelkurmay Adli Müşaviri Tümgeneral Hıfzı Çubuklu'nun yerine 2011 yılında adli müşavir olarak atanmıştı. Bununla birlikte darbe teşebbüsünde rolü olduğu iddia edilen Orgeneral Akın Öztürk, Balyoz operasyonu sonrasında birçok komutanın tutuklanmasının ardından 2013 yılında Türk Hava Kuvvetleri komutanlığı görevine getirilmişti. 2015 yılında Fethullahçı yapılanma ile bağlantıları olduğu iddia edilen Akın Öztürk'ün "darbe yapabilecek potansiyele sahip olduğu" gerekçesiyle bir grup subay tarafından Genelkurmay Başkanlığına bildirildiği ifade edilmiştir. Bu süreçte dönemin Başbakanı Ahmet Davutoğlu, Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar ile birlikte karar vererek görev süresi bitmemesine rağmen Öztürk'ü Hava Kuvvetleri Komutanlığı görevinden almıştır. Bunun yanı sıra Mayıs 2020 tarihinde katıldığı bir televizyon programında Davutoğlu, 2015 YAŞ'da darbede kilit rol aldığı iddia edilen Tümgeneral Mehmet Dişli'nin MİT Müsteşarı ve tarafınca emekli edilmek istendiğini fakat son anda bunun engellendiğini belirtmiştir. İddialara göre TSK'nin Fethullahçılar ile ilişkili general ve amiralleri YAŞ sonrası emekli edeceğinin belli olması üzerine Öztürk darbe girişimini başlatmıştır. Gazeteci Ahmet Şık'ın istihbarat kaynaklarına dayandırdığı bilgilere göre TSK'daki Fethullahçı kadrolarına yönelen soruşturmalarla ilgili 16 Temmuz 2016 sabahının erken saatlerinde operasyonların ilk dalgasının yapılmasına karar verilmişti.[79] Bu kapsamda İzmir askerî casusluk davası kumpas soruşturmasının Savcısı Okan Bato'nun şüpheli listesinde komuta kademesindeki birçok rütbeli askerî yetkiliyi kapsayan gözaltı kararı verilmiştir. Savcı Bato'nun, ağustos ayında toplanacak olan YAŞ'dan önce operasyonların başlatılması önerisi Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından da onaylanmıştı. Bununla birlikte gözaltı kararları ve yapılacak operasyonlarla ilgili Genelkurmay Başkanlığı'na bilgi verilmek suretiyle onay alınmıştır. Bu karara göre 16 Temmuz 2016 tarihinde sabah 04.00'te operasyonlar başlayacaktı. Aralarında darbe girişimine kalkışanların da bulunduğu, haklarında gözaltı kararı verilen tüm askerler teknik takip altındaydı. 15 Temmuz günü gündüz saatlerinde teknik izleme yapan MİT, olağan dışı bir hareketlilik gözlemlendiğini rapor etmiş fakat bu hareketliliğin ne olduğunun anlaşılamadığı ifade edilmiştir. 15 Temmuz gecesi ise darbe girişimi yaşandı. Ahmet Şık'a göre başlangıçta "darbeci" olarak anılan ve soruşturma listesinde bulunan 1. Ordu Komutanı Orgeneral Ümit Dündar'dan karşıt açıklama gelmesi darbeci askerlerin ellerini zayıflatmıştır. Darbeye zemin hazırlayan durumlara ilişkin olarak Evrensel gazetesinden Yusuf Karataş, daha önce askerî darbelere yasal dayanak oluşturduğu söylenen Türk Silahlı Kuvvetleri İç Hizmet Kanunu'nun 35. maddesinin 2013 yılında Adalet ve Kalkınma Partisi tarafından değiştirildiğini ve bu düzenleme ile TSK'nın görev tanımından "iç tehdit" çıkartılarak görev alanının "dış tehdit" ile sınırlandırıldığını ancak buna uyulmadığını ifade etti. Karataş'a göre Hükûmet, bu görev tanımının dışına çıkmış ve ülke topraklarının bir bölümünde operasyonlar yapılmasına izin vererek 2013 yılında değiştirilen İç Hizmet Kanunu'na uymamıştır. Karataş, hukuksal duruma rağmen TSK'yı iç olaylarda güçlendiren bu politikaların ülkeyi yeniden askerî darbe girişimlerine açık hâle getirdiğini iddia etmiştir. Murat Yetkin, dönemin Genelkurmay Başkanı Işık Koşaner ve kuvvet komutanlarının "Fethullahçılar'ı durdurmamızı engelliyorsunuz." gerekçesiyle istifa ettiğini ve istifalarıyla "Artık Fethullahçılar'ı durduramıyoruz, durdurmamızı engelliyorsunuz, ortak olmak istemiyoruz." anlamına gelen bir çıkış yaptığını belirtti. Yetkin, yazısında dönemin MİT Müsteşarı Hakan Fidan'ın Şubat 2012'de Fethullahçı örgütlenmenin polis ve yargı kanatları tarafından hedef alındığı ve asıl hedefinin MİT üzerinden Erdoğan olduğunun açığa çıktığını ifade etti. Darbeye neden olan gelişmeler arasında Türkiye dışı aktörlerin bulunduğu iddiaları da ortaya atıldı. İran İslami Şûra Meclisi Başkanı Ali Laricani'nin danışmanı Hüseyin Şeyhülislam, darbe girişiminin nedenlerinden birisinin Türkiye'nin Suriye İç Savaşı'na dair politikasını değiştirmesi ve Suriye yönetiminin Hükûmet ile iş birliğine başlaması olduğunu iddia etti.[84] Bununla birlikte İran Dışişleri Bakanı Muhammed Cevad Zarif, Suudi Arabistan ve Katar'ın darbe girişimine dâhil olmasının güçlü bir ihtimal olduğu iddiasında bulundu. Öte yandan İran Dinî Lideri Ali Hamaney de darbe girişiminin Amerika Birleşik Devletleri tarafından tasarlanıp hazırlandığına dair güçlü şüphelerin bulunduğunu ifade etti. Bir diğer iddia ise Rusya'nın darbeyi önceden öğrenip Türkiye'ye haber verdiği yönündedir. Independent'in Orta Doğu muhabiri Robert Fisk, Suriye'deki Rus birliklerinin darbeyi Türk askerlerini dinlediklerinde farkına vardığını, bunun üzerine Putin'in kişisel bir mesaj yollamak suretiyle Erdoğan'ı uyardığını savundu. Başka bir iddiaya göre Birleşik Arap Emirlikleri ve Mısır darbe girişimini desteklemişlerdir. BAE büyükelçiliğindeki bazı e-posta görüşmelerinde BAE'nin darbeye destek olduğunun saptandığı iddia edilmiş, buna paralel olarak Mısır'ın da Erdoğan'ın Muhammed Mursi'ye verdiği destekten dolayı darbe girişimine destek verdiği ifade edilmiştir. Konuya ilişkin ortaya atılan iddialardan bir diğeri de Fethullahçı yapılanmanın toplum nezdinde egemenlik kurmak isteği ve buna yönelik olarak askerî darbe ile iktidarı ele geçirme çabasıdır. Bu iddiaya göre cemaat mensupları devletin anayasal kurumlarında önemli yerlere getirilecek ve sonraki süreçte devleti bu kişilerin bağlı olduğu cemaat yöneticisi Fethullah Gülen ve onun talimatı doğrultusunda hareket eden "başyüceler" idare edecektir. Savcı Serdar Coşkun'un darbe öncesinde hazırladığı ve basında "FETÖ iddianamesi" olarak adlandırılan iddianamede “Cemaat imamları, gizli emellerini gerçekleştirmek yani devleti tamamen ele geçirerek istedikleri siyasal sistemi kurabilmek için faaliyete geçerek darbe senaryosunu ortaya koymuşlardır.” değerlendirmesi yapılmış, Fethullahçı yapılanmanın her kurum ve kuruluşa kendi mensuplarını yerleştirmeyi amaçladığı savunulmuştur. Yine aynı iddianamede bu yöntemin daha önce de kullanıldığı; bir siyasi parti olmadan, seçime girmeden, yetiştirdiği kamu görevlilerini kendine bağlayıp itaat ettirerek ve buna paralel olarak oluşan fedakârlık kültürü altında seçilmişlik duygusuna dayanarak devleti teslim almayı amaçladığı ifade edilmiştir. Tüm bunlarla birlikte söz konusu darbe girişimini Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın bizzat kendisinin kurguladığına dair iddialar da ortaya atıldı. Cengiz Çandar, böyle bir ihtimalin de olabileceğini ifade ederek daha önceki darbelere veya darbe girişimlerine kıyasla bu kadar kısa sürede başarısız olmasının bu ihtimali doğurduğu görüşünü öne sürdü. Çandar; darbecilerin köprü trafiğini tek tarafını kapatmasının, Marmaris'te olduğu bilinen Erdoğan'ı yakalanamamasının, Muğla'daki Dalaman Havalimanı'na gitmesine ve oradan İstanbul'a geçmesine müsaade edilmesinin altını çizerek bu durumların şüpheye yol açtığını belirtti. Tüm bunlarla paralel olarak darbe girişiminin hemen ardından süratle binlerce yargı mensubu hakkında gözaltı kararı çıkarılmasının da bir darbe girişimine hazırlık yaptığını ve devlet yapısı içerisinde darbeyle ilişkili olabilecek isimler hakkında istihbarat sahibi olduğunu vurguladı. Tüm bu iddialara karşın bu girişimin bir kurmaca olmadığını ifade eden kaynaklar da mevcuttur. İddiaların odağındaki Fethullah Gülen yaşananların senaryodan ibaret olduğunu söyleyerek hakkındaki iddiaların "onda birinin dahi" kanıtlanması hâlinde ülkeye geri dönüp en ağır cezayı çekmeye hazır olduğunu vurguladı. Olayların gelişimi Öncesi 15 Temmuz 2016, saat 10.30 civarında Kara Havacılık Komutanlığında görevli Binbaşı O.K. darbe girişiminden haberdar oldu. Bunun üzerine öğle saatlerinde kendi inisiyatifi ile bölüğünü terk etti ve Millî İstihbarat Teşkilatına giderek yapılacak olan kalkışmaya dair ihbarda bulundu. Darbe hazırlığında olunduğuna dair 15 Temmuz, 16.00'da istihbarat edinen MİT Müsteşarı Hakan Fidan, dönemin Genelkurmay II. Başkanı Orgeneral Yaşar Güler'e ilk bilgilendirmeyi verdi. 17.30'daki ayrıntılı bilgi paylaşımı sonrasında durumun ciddi olduğu değerlendirmesinde bulunuldu ve Hakan Fidan, Genelkurmay Başkanlığına davet edildi. Saat 18.00 sularında Hakan Fidan, Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar ve komuta kademesiyle görüşmek için karargâha gitti. MİT'e gelen ihbarın daha büyük bir planın parçası olabileceğinin altını çizdi. Bunun üzerine Genelkurmay Başkanlığı; hava sahasının kapatılması, tüm askerî hareketliliğin yasaklanması, Kara Havacılık Okulunun ivedi teftiş edilmesi gibi tedbirler aldı. Karargahta yaşanan bu hareketlilik ve Hulusi Akar’ın Türk hava sahasını kapatma emri üzerine deşifre olduklarından şüphelenen darbeciler, kalkışmayı 03.00'ten 20.30'a çekti. Bununla birlikte Müyesser Yıldız'ın iddiasına göre Hakan Fidan, darbe teşebbüsünün olduğu gün Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar'la görüştükten sonra Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez ile yemeğe gitti. Yine aynı iddialara göre Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Başbakan Binali Yıldırım'ı da bilgilendirmeyen Fidan, eski başbakan Ahmet Davutoğlu'na şüpheli bir askerî hareketlilik olduğuna dair bilgi verdi. Ankara ve İstanbul 15 Temmuz 2016, 22.00 civarında Boğaziçi Köprüsü ve Fatih Sultan Mehmet Köprüsü bir grup Jandarma Genel Komutanlığı mensubu tarafından araç trafiğine kapatılırken iddiaya göre eş zamanlı olarak Orgeneral Akın Öztürk'ün emriyle 4. Ana Jet Üs Komutanlığındaki 141. Filo'dan kalkan F-16 tipi savaş uçakları ile destek kuvvet olarak jandarma ve kara havacılığa bağlı Bell AH-1 SuperCobra tipi helikopterler, Ankara üzerinde alçak uçuş yapmaya başladı. Aynı zamanda savaş uçaklarının uzun süre havada kalmasını sağlamak amacıyla da İncirlik Hava Üssü’nden havada yakıt ikmali yapılmasını sağlayan KC135R tanker uçaklar görevlendirildi. Bu sıralarda 4. Ana Jet Üs Komutanlığında bulunan Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar rehin alındı ve Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Abidin Ünal ile bazı üst düzey TSK mensupları zapt altına alarak bilinmeyen bir yere nakledildiler. Saat 22.30 civarlarında ise Emniyet Genel Müdürlüğü tarafından yapılan çağrı ile tüm emniyet mensupları göreve çağrıldı. Aynı sırada Millî İstihbarat Teşkilatı binasına askerî helikopterden ateş açıldı, buna teşkilat mensupları tarafından uzun namlulu silahlar ile cevap verildi. Bunlara karşı emniyet kuvvetleri, darbeci askerlerin içerisinde bulunduğu Genelkurmay Başkanlığı yerleşkesine giden yolları kapattı. İstanbul'da ise Atatürk Havalimanı, hava trafik kontrol kulesini kontrol altına alan 1. Ordu Komutanlığına bağlı askerlerce sadece iniş yapacak uçaklara izin verilmesi kaydıyla hava trafiğine kapatıldı. Askerî hareketliliğe paralel olarak Türk Silahlı Kuvvetlerinin e-posta adresinden akredite basın mensuplarına “Ülke yönetimine bütünüyle el konulmuştur.” şeklinde mesaj gönderildi. Aynı zamanda askerler tarafından zapt altına alınan TRT ekranlarında sunucu Tijen Karaş tarafından Yurtta Sulh Konseyi imzalı darbe bildirisi okundu ve bunu Türk Silahlı Kuvvetlerinin resmî internet sitesinden yapılan sıkıyönetim ilanı ile sokağa çıkma yasağı takip etti. 17 Aralık yolsuzluk ve rüşvet soruşturmasına, terörle mücadeleye atıfta bulunularak devlet düzeninin bozulduğunun öne sürüldüğü bildiride Hükûmetin ve Cumhurbaşkanı'nın vatana ihanet içerisinde olduğu belirtilerek Yurtta Sulh Konseyinin ülke yönetimine el koyduğu duyuruldu. Bu zaman zarfında, saat 23.00 civarında Dışişleri Bakanlığı yetkilileri, ABD'nin Türkiye Büyükelçisi John Bass'ı aradı ve darbe girişiminin Washington'a aktarılması talep edilerek mevcut Hükûmete destek istendi. Saat 23.25 dolaylarında İstanbul'da Bayrampaşa Çevik Kuvvet Şube Müdürlüğü binası zırhlı askerî araçlar ile kuşatılırken yine askerlerce İstanbul Emniyet Müdürlüğünde bulunan polislerin silahlarının alınmasına teşebbüs edildi. Ankara'da da olaylara müdahale etmek üzere hazırlanan Emniyet Genel Müdürlüğüne bağlı Özel Harekât Daire Başkanlığının binası iki F-16 savaş uçağı tarafından bombalandı. 15 Temmuz gününün son dakikalarında Türkiye üzerinden Facebook ve Twitter başta olmak üzere sosyal ağlara erişim yavaşlarken halk nakit para çekmek amacıyla ATM'lere ve Yurtta Sulh Konseyinin sokağa çıkma yasağı nedeniyle erzak depolama amacıyla fırın ile marketlere akın etti. Ayrıca Ankara ve İstanbul'da toplu taşıma araçlarının ücretsiz olacağı duyuruldu. 15 Temmuz gecesi saat 23.00 sıralarında Adalet ve Kalkınma Partisi İstanbul İl Başkanı Selim Temurci tarafından SMS kanalıyla parti üyelerine partinin il, ilçe başkanlıklarında toplanma ve tepki gösterme çağrısı yapıldı. Darbe girişimi sırasında Marmaris'te bulunan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ise CNN Türk Ankara Temsilcisi Hande Fırat aracılığıyla FaceTime üzerinden canlı yayınına katıldığı CNN Türk ekranlarında girişimin ordu içerisindeki Gülen Hareketi mensubu bir azınlık tarafından yapıldığını belirterek halkın kent meydanlarına inerek tepki göstermesi çağrısında bulundu ve Atatürk Havalimanı'na hareket etti. Emniyet Genel Müdürlüğü, resmî Twitter hesabı aracılığıyla; Diyanet İşleri Başkanlığı ise birçok ilde camilerden sela okutarak halkı sokağa çıkmaya ve darbecilere karşı durmaya davet etti. 1. Ordu Komutanı Orgeneral Ümit Dündar da darbe girişiminde bulunan askerlerin sorumlu bulunduğu komutanlığa bağlı küçük bir grup olduğunu bildirerek komuta kademesi olarak hareketi desteklemediklerini belirtti. Saat 01.00'e doğru ise darbeye teşebbüs edenlere Küçükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığınca Türk Ceza Kanununun 309, 311, 312 ve 313. maddelerine dayanılarak resmen soruşturma başlatıldı ve gözaltı kararı alındı. Aynı dakikalarda Ankara Emniyet Müdürlüğü, İlhami Aygül ve Mehmet Yurdakul'un kullandığı F-16 tarafından bombalı saldırıya uğradı, aynı saldırı bir saat sonra tekrarlandı. Bu saldırıda iki kişi hayatını kaybetti, otuz altı kişi ise yaralandı. Gece yarısı 02.00 dolaylarında Ankara'da darbecilerin kullanımındaki AH-1 SuperCobra ve UH-60 tipi iki helikopterin Türk Hava Kuvvetlerine ait F-16 savaş uçakları tarafından düşürüldüğü iddia edildi. İstanbul'daysa siyasilerin çağrısı sonucu Boğaziçi Köprüsü ve Fatih Sultan Mehmet Köprüsü'ne doğru yürüyüşe geçen sivil gruplar ile askerler arasında yaşanan arbedede AK Parti'nin reklam kampanyalarını hazırlayan Erol Olçok ve oğlu Abdullah Tayyip Olçok da dâhil olmak üzere hayatını kaybedenler oldu. AK Parti'nin Genel Merkezi önünde toplanan gruba yine askerlerin elindeki helikopterden açılan ateş sonucu ölü ve yaralılar oldu. Saat 02.30'da Millî İstihbarat Teşkilâtı Basın Müşaviri Nuh Yılmaz tarafından darbenin püskürtüldüğü açıklansa da aynı dakikalarda darbe girişimi konusunun görüşülmekte olduğu TBMM'ye havadan bomba atıldı ve bu saldırı farklı aralıklarda dört kez tekrarlandı. Saldırı sırasında Şeref Kapısı, Dikmen Kapısı ve ziyaretçi girişlerinin yapıldığı bölgelerin hasar gördüğü mecliste dört partiden yaklaşık yüz milletvekili bulunmaktaydı. Bombalama sonucu ikisi ağır olmak üzere on iki polis yaralandı. Saat 03.20 sularında Ankara'dakine benzer olarak İstanbul'da da savaş uçakları alçak uçuş yaptı. İlerleyen saatlerde Harbiye Orduevi'ni ele geçiren, Doğan Medya Merkezini basarak CNN Türk'ün yayınını ve Hürriyet'in basımını durduran, Digiturk'ü basarak platformun yayınını durduran, Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nı ele geçirmeye çalışan ve TÜRKSAT'ın Gölbaşı tesislerini havadan helikopter ile ateşe tutup karadan da tesisi ele geçirmeye çalışan askerler, emniyet kuvvetlerince etkisiz hâle getirildi. Bu sırada iki TÜRKSAT çalışanı öldü, tesisi ateş altına alan helikopterin ise düşürüldüğü iddia edildi. Ayrıca TRT'nin televizyon ve radyo yayın merkezleri ile Atatürk Havalimanı da yine emniyet tarafından kontrol altına alındı. Saat 04.00 sularında ise Erdoğan, cunta savaş uçaklarından gizlenmek amacıyla yolcu uçağı kodu olan THY 8456 kodunu kullanan TC-ATA uçağı ile Atatürk Havalimanı'na indi ve bir basın açıklaması düzenlendi. Saat 05.00'ten sonra İstanbul Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı darbeyi planlayanlara darbeye teşebbüs suçundan soruşturma başlattı. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı ise darbecilerin darbe başarılı olduktan sonrası için hazırladıkları sıkıyönetim atama listesinden yola çıkarak içerisinde askerler, siviller ve yüksek yargı mensuplarının bulunduğu birçok kişi hakkında yakalama kararı çıkardı. İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin Vezneciler'deki hizmet binasını ele geçiren askerler ile polis arasında sabaha kadar süren çatışma sonucu polisler binayı emniyet altına aldı. Belediye önünde yaşanan çatışmalarda Mustafa Varank'ın ağabeyi akademisyen İlhan Varank'ın da aralarında bulunduğu on dört kişi hayatını kaybetti. Çengelköy Karakolu'nu ele geçirmeye çalışan askerler ile polis arasında çıkan çatışmada da polisler karakolun güvenliğini sağlamayı başardı. Yine sabahın erken saatlerinde Boğaziçi Köprüsü üzerinde darbe güçlerinin kontrolündeki bir tank, emniyete ait TOMA'yı hedef alarak top atışı yaptılar. Aynı sularda Ankara'da Cumhurbaşkanlığı Sarayı ve Jandarma Genel Komutanlığının yakınlarına bir savaş uçağı tarafından bombalı saldırı düzenlendi, saldırının ardından emniyet güçlerince askerlerin elindeki bir UH-60 helikopteri düşürüldüğü iddia edildi. Saat 06.40'ta ise darbe girişiminin başladığı Boğaziçi Köprüsü'nü ellerinde tutan yaklaşık elli asker silah bırakarak teslim oldu. Bu gelişmeden on dakika sonra Yurtta Sulh Konseyi, Türk Silahlı Kuvvetlerinin resmî sitesinde bir duyuru daha yayınlayarak Yurtta Sulh Harekâtı"nın devam ettiğini belirtti ve vatandaşlara sokağa çıkmama çağrısında bulundu. Boğaz köprülerinin emniyet güçlerince teslim alınmasının ardından Acıbadem'de bulunan Türk Telekom binasını ele geçiren askerler teslim oldu ve ardından Kuleli Askerî Lisesine düzenlenen operasyon ile seksen öğrenci gözaltına alındı. Saat 08.00 civarında ise Genelkurmay Başkanlığı yerleşkesinin kontrolünü elinde bulunduran askerler barikat olarak kullanılan kamyonların üzerine tank atışı yaptı. Jandarma Genel Komutanlığında ise operasyon düzenleyen emniyet kuvvetleri, on yedi askeri ölü ele geçirip iki yüz elli askeri gözaltına alarak darbe teşebbüsünün merkezi olarak gösterilen binayı kontrol altına aldı. Ayrıca Zırhlı Birlikler Okulu ve Eğitim Tümen Komutanlığındaki darbe girişimine katılan askerler emniyet ile iş birliği hâlindeki başka bir grup asker tarafından etkisiz hâle getirilerek gözaltına alındı. 08.30 sularında da Boğaziçi Köprüsü kısmen araç trafiğine açıldı. Son olarak ise Genelkurmay Başkanlığını ellerinde tutan askerlere karşı düzenlenen operasyon ile yedi yüze yakın silahsız er ve erbaş teslim oldu. Güvenliği tam olarak sağlanması amacıyla ise 16 Temmuz, 21.05'e kadar Tekirdağ'dan Bursa'ya kadar olan hava sahası sivil uçaklara kapatıldı. Darbecilere karşı silahlı mücadeleye yönelik son açıklama Millî İstihbarat Teşkilatı tarafından öğle saatlerinde geldi ve sistematik operasyonların sonlandığı, Akıncı Üssü ve Kara Havacılık Okuluna düzenlenen nokta operasyonlar sonrası darbe teşebbüsünün tamamen bastırılacağı açıklandı. Diğer şehirler Adana - 10. Hava Tanker Üs Komutanlığında otuz askerin bölge ve il jandarma komutanlıklarının bulunduğu yerleşkeye hareket edeceği istihbaratını alan polisler, TOMA'yla ve zırhlı araçlarla askerlerin nizamiyeden çıkışını engelledi ve askerleri abluka altına aldı. Bitlis - Bitlis'in Tatvan ilçesinde Tugay Komutanı Arif Seddar Afşar'ın emriyle Tatvan semalarında helikopterler dolaştırıldı ve şehre fişekler atıldı. Tugay komutanlığınca ilçede tank yürütmesi ihtimaline karşı, kışla önüne belediyeye ait iş makineleri bırakıldı. Denizli - Darbe teşebbüsüne katılan yaklaşık beş yüz subay ile astsubay, jandarma ile polis güçlerine teslim oldu ve Çardak İlçe Jandarma Komutanlığında sorgu altına alındı. Kars - Kars 14. Mekanize Tugay Komutanı Tuğgeneral Ali Avcı'nın emri ile çok sayıda tank ve zırhlı personel taşıcıyla gelen askerler tarafından Emniyet Müdürlüğü binası kuşatıldı ve Emniyet Müdürü Faruk Karaduman'ı gözaltına almak istedi. Aynı saatlerde vali yardımcıları, 14. Mekanize Tugay Komutanı Tuğgeneral Ali Avcı'nın davetiyle komutanlığa gitti. Kocaeli - Turkcell'in Gebze'de bulunan veri merkezi, darbe girişimine katılan askerler tarafından basıldı. Operatör tarafından sağlanan internet hizmetini kesmeye çalışan askerler gözaltına alındı. Malatya - Şehirde yer alan 2. Ordu üssü, polis ve darbeye katılmayan askerler tarafından TOMA'yla ve barikatlar kurularak kuşatıldı. Silah seslerinin yükseldiği üsse giriş yapan, altı araca hasar vererek ve etrafa ateş açarak bir tank kullanan asker, ağır yaralı olarak ele geçirildi. Marmaris - Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Marmaris'ten ayrılmasının 1,5 saat sonrasında konakladığı otele İzmir'den kalkarak bombalı saldırı düzenleyen üç askerî helikopter ile helikopterden inerek onlara karadan destek veren Özel Kuvvetler Komutanlığına bağlı kırk asker, bölgedeki polisler ile çatışmaya girdi. Sabaha karşı arızalana0n bir helikopteri bölgede bırakarak diğer iki helikopter ile bölgeden çekilen Pilot Albay Zeki Göçmen idaresindeki üst rütbeli askerlerin başarılı olmaları hâlinde Erdoğan'ı kaldığı otelde öldürmeyi veya rehin almayı planladığı düşünüldü. Mersin - Mersin Garnizon ve Akdeniz Bölge Komutanı Tuğamiral Nejat Atilla Demirhan, Mersin İl Emniyet Müdür Vekili Yakup Usta ve Jandarma Albay Mustafa Bakçepınar'ı arayarak Türk Silahlı Kuvvetlerinin yönetime el koyduğunu belirtti ve kendisini sıkıyönetim garnizon komutanı sıfatıyla tanıtarak Mersin Valisi Özdemir Çakacak ile kaymakamların gözaltına alınmasını talimatını verdi. Eski Mersin Emniyet Müdürlüğü Güvenlik Şube Müdürü Hasan Basri Dağdelen'den edindiği polis telsizi ile aynı anonsu geçen Demirhan ve Dağdelen, emniyet güçlerinin operasyonu ile gözaltına alındı. Sakarya - Kocaeli'ye bağlı Kandıra ilçesindeki askerî birlikten gelen zırhlı personel taşıyıcı, askerî kamyon ve çok sayıda askerî ciple Sakarya Valiliği zapt edildi. Takviye olarak Sakarya Merkez Tümen Komutanlığından gelen iki askerî cip dolusu asker, polisin mukavemeti ve darbecilere karşı sokağa dökülen halkın sert tepkisi karşısında kışlalarına geri dönmek zorunda kaldı. Sakarya Valiliğini işgal eden araçlar, vatandaşlar tarafından ele geçirilip içerisindeki askerler etkisiz hâle getirilerek emniyet güçlerine teslim edildi. Sonrasında vatandaşlar ve emniyet güçleri valilik binasına girerek oradaki askerleri de etkisiz hâle getirerek ildeki kalkışmayı bastırdı. Olayla sırasında askerin açtığı ateş sonucu sekiz sivil vatandaş yaralandı. Şırnak - Darbe girişimine katılan Çakırsöğüt Jandarma Komando Tugay Komutanı Tuğgeneral Ali Osman Gürcan ile ikisi binbaşı ve üçü yüzbaşı olan üç yüz dokuz asker, emniyet güçleri tarafından gözaltına alındı. Cumhurbaşkanına suikast girişimi 15 Temmuz gecesi Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a yönelik Yurtta Sulh Konseyi yönetimindeki Çiğli 2. Ana Jet Üs Komutanlığı'nda Muharebe Arama Kurtarma (MAK) timi üyelerince yapılan suikast ve darbe teşebbüsüdür. Marmaris'te bir otelde yaşanan suikast girişiminde darbe girişiminde görev alan askerler, Erdoğan'ın kaldığı otele silahlı ve bombalı saldırı ile öldürme girişiminde bulunmuş ve aynı gün darbe girişiminin püskürtülmesinden sonra kaçmıştır. Yaralanan kişileri hastaneye kaldırmak üzere bölgeye gönderilen sağlık ekiplerine de ateş açılmış, çatışma sırasında yaralanan bir polis memuru ve bir cumhurbaşkanlığı koruma polisi yaşamını yitirmiştir. Erdoğan, suikast girişiminden önce Dalaman da bulunan TC-ATA uçağıyla Atatürk Havalimanı'na hareket etmiş, hareketi sırasında Türk Hava Kuvvetlerine bağlı darbecilerin kontrolündeki F-16 uçakları TC-ATA uçağı için risk oluşturmuş, TC-ATA kendi sinyal kodu yerine THY 8456 kodunu kullanarak kendisini THY'e ait bir uçak gibi göstererek kimliğini gizlemiştir. İhraçlar, gözaltı ve tutuklamalar Darbe teşebbüsünden sonra 23 Temmuz 2016 tarihi itibarıyla 18.044 kişi gözaltına alınmış, 9.677 kişi tutuklanmış, 49.211 kişinin pasaportu iptal edilmiştir. Türkiye'nin çeşitli noktalarında bu girişime ortak olduğu düşünülen 2.745 adli ve idari hakim hakkında gözaltı kararı alınmış, beş Hâkimler ve Savcılar Kurulu üyesinin üyeliği düşürülmüş, on Danıştay üyesi gözaltına alınmış, iki Anayasa Mahkemesi üyesi hakkında gözaltı kararı verilmiş, bunun yanında çeşitli rütbelerden 2839 subay ve asker gözaltına alınmıştır. Ayrıca 7.899 emniyet personeli, 8.777 İçişleri Bakanlığı personeli, 1.500 kamu görevlisi, 15.200 Millî Eğitim Bakanlığı personeli, 492 Diyanet İşleri Başkanlığı personeli, 257 Başbakanlık personeli, 393 Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı personeli, 2.345 Gençlik ve Spor Bakanlığı personeli, 614 jandarma, 30 vali ve 47 kaymakam görevden alınmıştır. 13 Ağustos 2016 tarihi itibarıyla açığa alınan toplam kişi sayısı, 76.597 kişi. memuriyetten çıkarılanların sayısı 4.897'dir. TSK'dan ihraç edilen asker sayısı ise 3.725'tir. Darbe girişimi sonrası OHAL kapsamında Cumhurbaşkanlığı tarafından 32 KHK çıkarılmıştır. Bu KHK'lar ile en az 125 bin 678 kamu görevlisi görevinden ihraç edilmiş, 270 kişinin öğrenciliği sonlandırılmış, 2 bin 761 kurum ve kuruluş kapatılmış, farklı birim ve görevlerde olan 3 bin 213 personelin. de rütbesi sökülmüştür. 19 Temmuz 2018'de toplam 2 yıl süren ve 7 kez art arda uzatılan OHAL sonlandırılmıştır. Bunun yanı sıra, Barış İçin Akademisyenler bildirisini imzalayan çok sayıda akademisyen darbe girişimi sonrası tasfiyelerine dahil edilerek akademiden ihraç edildi. İşkence ve tecavüz iddiaları Uluslararası Af Örgütü, darbe sonrası gözaltına alınan veya tutuklanan kişilere karşı hakaret edildiğini; dayak, işkence ve tecavüz uygulandığını; yiyecek, su ve tedaviden mahrum bırakıldıklarını iddia etti. Örgüt, bu iddiasını tutuklananların avukatlarına, görevli doktorlara ve bir karakol görevlisine dayandırdı. İddiaları reddeden Erdoğan, “Bizde işkenceye tolerans sıfırdır. Arbede neticesinde olan olaylar, kendisini savunma amaçlı olaylar olabilir... Uluslararası Af Örgütü Londra'da oturup tespit yapıyor. Zerre kadar haysiyet varsa gelirsiniz buraları dolaşırsınız, gazilerimizi, Özel Harekât binasını, TBMM'yi ziyaret edersiniz. Kim kime ne yapmışsınız o zaman görürsünüz.” dedi. Adalet Bakanı Bekir Bozdağ ise örgütün elinde hiçbir doğru bilgi olmadığı hâlde tutuklu FETÖ mensuplarına inanıp Türkiye'yi suçladığını söyledi. Hükûmetin bu tepkisine karşılık veren Uluslararası Af Örgütü Genel Sekreteri Salil Shetty, işkence iddialarını avukatlar, doktorlar, aile üyeleri ve gözaltı merkezindeki bir tanık ile yapılan ayrıntılı görüşmelere dayandığını söyledi ve bağımsız gözlemcilere, tutukluların bulunduğu bütün mekanlara erişim izni verilmesi için çağrıda bulundu. |
07 Ağustos 2024, 10:08 | #2 |
Kullanıcıların profil bilgileri ziyaretçilere gizlidir. |
Yanıt: 15 Temmuz Darbe Girişimi | 15 Temmuz 2016
Ulusal Tepkiler
Darbe girişimine karşı ilk açıklama Başbakan Binali Yıldırım'dan geldi. NTV'de katıldığı canlı yayında "çılgınlık" ve "terör saldırısı" olarak nitelediği olayların "darbe değil ancak bir kalkışma" olabileceğini söyleyen Yıldırım, bütün imkânlarıyla bu harekete karşı duracaklarını belirtti. Adalet Bakanı Bekir Bozdağ yaptığı açıklamada Fethullah Gülen'in talimatıyla girişilen bir kalkışma olarak nitelediği hareket karşısında ölüm dahi olsa duracaklarını beyan etti. Muhalefet cephesinden ilk tepki MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'den geldi. Binali Yıldırım'ı arayarak askerî kalkışmanın kabul edilemeyeceğini ve Hükûmetin yanında olduklarını bildiren Bahçeli, daha sonrasında kamuoyuna yazılı açıklamada da bulundu. Ana muhalefet partisi konumundaki CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu da resmî Twitter hesabı üzerinden yaptığı paylaşımlar ile darbeye karşı olduğunu açıklayarak toplumun tüm kesimlerine darbeye karşı durma çağrısında bulundu. Bir diğer muhalefet partisi HDP Eş Genel Başkanları Figen Yüksekdağ ve Selahattin Demirtaş da yaptıkları yazılı açıklamada siyaset tabanında demokratik çözüm yollarının takipçisi olduklarını ve darbeye karşı olduklarını açıkladılar. Millî Savunma Bakanı Fikri Işık, TRT'de okunan darbe bildirisini "korsan" olarak niteleyerek darbe girişiminin yalnızca Ankara ve İstanbul'la sınırlı olduğunu belirtti. Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı İsmail Kahraman, Avrupa Birliği Bakanı Ömer Çelik, eski başbakan Ahmet Davutoğlu, eski cumhurbaşkanı Abdullah Gül, İstanbul Valisi Vasip Şahin başta olmak üzere Türkiye siyasetinin figürleri yaptıkları açıklamalarla topyekûn şekilde darbenin karşısında olduklarını duyurdular. Ayrıca olağanüstü toplanan Türkiye Büyük Millet Meclisi de darbeye karşı ortak bildiri yayımladı. Meclis dışı partiler; Bağımsız Türkiye Partisi, Büyük Birlik Partisi, Demokrat Parti, Demokratik Sol Parti, Hak ve Adalet Partisi, Hak ve Özgürlükler Partisi, Liberal Demokrat Parti, Millet ve Adalet Partisi, Saadet Partisi genel başkan ve parti kurulu düzeyinde darbe girişimini kınayarak tenkit etti. Ayrıca Emek Partisi, Halkın Kurtuluş Partisi, Komünist Parti, Özgürlük ve Dayanışma Partisi darbe teşebbüsünü iki siyasi İslamcı odağın iktidar mücadelesi olarak niteleyen açıklamalar yaptı. Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek ise girişimin ABD destekli olduğunu öne sürdü ve cuntacıları kınadı. Askerî tarafta ise 1. Ordu Komutanı Orgeneral Ümit Dündar, Genelkurmay Özel Kuvvetler Komutanı Zekai Aksakallı, 3. Kolordu Komutanı Erdal Öztürk gibi komuta kademesini temsil eden üst düzey askerî yetkililer darbe teşebbüsünün karşısında olduklarını belirterek askerlere silah bırakma çağrısında bulundular. Siyasi ve askerî kanadın yanı sıra spor, iş, yargı ve medya dünyası gibi farklı kesimler de darbeye karşı tavır aldı. Darbe girişiminin bastırılması sonrası basın açıklaması yapan Binali Yıldırım, devletin teçhizatıyla vatandaşların üzerine ateş açan darbecileri “PKK'dan daha aşağılık görüyorum.” diyerek eleştirdi ve 15 Temmuz gününün Türkiye'nin demokrasi bayramı olduğunu ifade etti. Ayrıca Fethullah Gülen'i ve ikamet ettiği ABD'yi kastederek “Bu çete liderinin, bu terör örgütü başının arkasında duracak ülke göremiyorum. Bunun arkasında duracak ülke Türkiye’ye dost değildir, Türkiye’ye karşı ciddi bir savaşın içindedir.” açıklamasında bulundu. Meclis oturumu sonrası medyaya konuşan Ahmet Davutoğlu darbecilere karşı yürütülen operasyonları destan, sağlanan başarıyı ise demokrasi zaferi olarak niteledi. Cumhurbaşkanı Erdoğan da ABD Başkanı Barack Obama'ya seslenerek Fethullah Gülen'in terör örgütü lideri sıfatıyla Türkiye'ye iade edilmesi çağrısında bulunarak bu yapının mensuplarının kararlılıkla ve ivedilikle devlet kurumlarından temizleneceğini belirtti. Erdoğan, ayrıca Kemal Kılıçdaroğlu ile Devlet Bahçeli'yi telefonla arayarak darbe girişimine prim vermedikleri için teşekkür etti. Eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ da girişimi lanetleyerek cuntacıları terörist olarak niteledi ve Türk Silahlı Kuvvetlerinin tarihine kara bir leke olarak geçtiklerini belirtti. İlker Başbuğ'dan sonra aynı görevi üstlenen emekli Orgeneral Necdet Özel de darbe sırasında bir dereceye kadar olaylara müdahil olarak meşru yönetime destek verdiğini açıkladı ve kendi görev süresi boyunca çalışma arkadaşı olanlar başta olmak üzere darbecilere hakkını helal etmediğini belirtti. Devlet ve hükûmet yetkililerince darbenin faili olarak gösterilen Gülen Hareketi ise Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı kanalıyla yaptığı açıklamada "tuhaf ve ilginç" olarak niteledikleri girişimi kınadıklarını ve hedef gösterildiklerini açıkladı. Fethullah Gülen de resmî internet sitesinden yaptığı iki basın açıklaması ile teşebbüsü nefretle kınadığını, olaylarla herhangi bir ilgisi olmadığını belirtti. Yazılı açıklamalara ek olarak bir basın açıklaması düzenleyen Gülen kendisine yönelik iddiaları reddederek iftira olduğunu, darbe girişiminin uluslararası tarafsız bir komisyon tarafından incelenmesi gerektiğini belirtti ve darbe girişiminin iktidar tarafından çıkar sağlama amacıyla kasten düzenlenen bir "tiyatro" olduğunu iddia etti. Gülen, 12 Ağustos'ta Le Monde gazetesine yazdığı yazıda hakkındaki suçlamaların onda biri kanıtlandığı takdirde Türkiye'ye döneceğini söylemiştir. Gülen, Ekim 2014'ten beri Türkiye'deki yargı sisteminin hükûmet kontrolünde olduğunu ve bu nedenle adil yargılanamayacağını savunmuş, uluslararası bir komisyonun kendisi hakkında varacağı sonuçları kabul edeceğini ifade etmiştir. Etkiler 20 Temmuz 2016 tarihinde Cumhurbaşkanı Erdoğan başkanlığında toplanan Bakanlar Kurulu, Millî Güvenlik Kurulu'nun görüşünü alarak Türkiye genelinde üç ay süreyle olağanüstü hâl ilan etti. Olağanüstü hâl, ilki 19 Ekim 2016'dan itibaren üç ay olmak üzere yedi kez tekrarlanan bu uzatmalar ile toplam iki yıl devam etti. Ekonomi Darbe girişiminin ardından Türk lirası, Amerikan doları karşısında değer kaybetti. Olayların öncesinde 2,88 civarında seyreden kur darbe bildirisinin yayınlanması ve Binali Yıldırım'ın ilk açıklaması sonrası 3,05 seviyesine kadar çıkarak son iki ayın en büyük değer kaybını yaşadı. Ayrıca avro karşısında da %5'lik değer kaybı yaşandı. Girişimin bastırıldığına dair açıklamaların gelmesinden sonra değer kazanmaya başlayan Türk lirası, 18 Temmuz Pazartesi günü ABD doları karşısında 2,95 seviyesinden işlem görmeye başladı. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasının faiz indirimi baskısı, soruşturmalar sırasında açığa alınmalar ve tasfiyelerin artmasıyla birlikte 20 Temmuz Çarşamba günü kur yeniden yükselişe geçerek ABD doları 3,06; avro 3,34; İngiliz sterlini 3,97 seviyesine kadar çıktı. Türk lirası, aynı gün akşam saatlerinde Standard & Poor's'un Türkiye'nin kredi notunu indirmesinin ardındansa ABD doları karşısında 3,09 seviyesini gördü. Darbe girişimi öncesinde kapanan Borsa İstanbul, girişim sonrası haftanın ilk gününü %7,08 düşüşle 76.957 puandan kapayarak son on bir ayın en sert düşüşünü yaşadı. En çok zarar gören sektör ise %18,46'lık kayıp ile madencilik oldu. Gösterge piyasa faizinde de yükseliş yaşanan borsadaki bu veriler ekonomi uzmanı Seyfettin Gürsel'e göre darbe tehlikesinin ürküttüğü kısa vadeli yabancı sermayenin çıkışı nedeniyle yaşandı. ABD piyasasını da etkileyen olaylar vadeli borsalarda düşüş yaşanmasına neden oldu. Kredi derecelendirme kuruluşu Moody's Türkiye'nin kredi notunu çöp seviyesine indirmek için izlemeye aldığını açıklarken Standard & Poor's da Türkiye'nin notunu BB+'dan BB'ye düşürdü. Basın Darbe girişimi sonrası mizah dergisi Leman'ın darbeye özel hazırladığı sayının dağıtımı polis tarafından durduruldu. Darbenin planlayıcısı olarak öne sürülen Fethullah Gülen'in kitap, CD ve DVD dahil tüm eserleri yasaklanarak piyasadakilerin toplatılmasına karar verildi. Yine Fethullahçılık ile ilgili olduğu gerekçesiyle birçok medya organı kapatıldı. Türkiye Gazeteciler Sendikası'na göre 15 Temmuz'dan bu yana kapatılan medya organlarında çalışan 3.000 gazeteci işsiz kaldı. Cihan Haber Ajansı, Muhabir Haber Ajansı ve SEM Haber Ajansı olmak üzere 3 haber ajansı kapatıldı. Barış TV, Bugün TV, Can Erzincan TV, Dünya TV, Hira TV, Irmak TV, Kanal 124, Kanaltürk, MC TV, Mehtap TV, Merkür TV, Samanyolu Haber, Samanyolu Avrupa, Samanyolu TV, SRT Televizyonu, Tuna Shopping TV ve Yumurcak TV olmak üzere on yedi televizyon kanalı kapatıldı. Ayrıca Fethullah Gülen ile yaptıkları röportajı yayımlamak isteyen Azerbaycan kanalı ANS TV'nin Azerbaycan tarafından tüm yayın lisansları iptal edildi. Aksaray Mavi Radyo, Aktüel Radyo, Berfin FM, Burç FM, Dünya Radyo, Esra Radyo, Haber Radyo Ege, Herkül FM, Jest FM, Kanaltürk Radyo, Radyo 59, Radyo Aile Rehberi, Radyo Bamteli, Radyo Cihan, Radyo Fıkıh, Radyo Küre, Radyo Mehtap, Radyo Nur, Radyo Şemşik, Samanyolu Haber Radyo, Umut FM, Yağmur FM olmak üzere yirmi iki radyo istasyonu kapatıldı. Adana Haber, Adana Medya, Ajans 11, Akdeniz Türk, Antalya, Banaz Postası, Batman, Batman Postası, Batman Doğuş, Bingöl Olay, Bizim Kocaeli, Bugün, Demokrat Gebze, Ege'de Son Söz, Ekonomi, Gediz, Haber Kütahya, Hakikat, Hisar, İscehisar Durum, İrade, İskenderun Olay, Kocaeli Manşet, Kurtuluş, Lider, Merkür Haber, Meydan, Milas Feza, Millet, Nazar, Özgür Düşünce, Son Nokta, Şuhut'un Sesi, Taraf, Today's Zaman, Türkeli, Turgutlu Havadis, Türkiye'de Yeni Yıldız, Urfa Haber Ajansı, Yarına Bakış, Yerel Bakış, Yeni Emek, Yeni Hayat, Zafer, Zaman olmak üzere kırk bir gazete kapatıldı. Akademik Araştırmalar, Aksiyon, Asya Pasifik, Bisiklet Çocuk, Diyalog Avrasya, Ekolife, Ekoloji, Fountain, Gonca, Gül Yaprağı, Nokta, Sızıntı, Yağmur, Yeni Ümit, Zirve olmak üzere on beş dergi kapatıldı. Altınburç Yayınları, Burak Basın Yayın Dağıtım, Define Yayınları, Dolunay Eğitim Yayın Dağıtım, Giresun Basın Yayın Dağıtım, Gonca Yayınları, Gülyurdu Yayınları, Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı Yayınları, Işık Akademi, Işık Özel Eğitim Yayınları, İklim Basın Yayın Pazarlama, Kaydırak Yayınları, Kaynak Yayınları, Kervan Basın Yayıncılık, Kuşak Yayınları, Muştu Yayınları, Nil Yayınları, Rehber Yayınları, Sürat Basım Yayın Reklamcılık Eğitim Araçları, Sütun Yayınları, Şahdamar Yayınları, Ufuk Basın Yayın Haber Ajans Pazarlama, Ufuk Yayınları, Weşanxaneya Nîl, Yay Basın Dağıtım, Yeni Akademi Yayınları, Yitik Hazine Yayınları, Zambak Basın Yayın Eğitim Turizm olmak üzere yirmi sekiz yayınevinin faaliyetleri sonlandırıldı. Sosyal yaşam Gece başlayan askerî hareketliliğin darbe hareketi olduğunun kesinleştiği andan itibaren halk, sokağa çıkma yasağı ilan edileceği endişesiyle nakit para çekmek amacıyla ATM'lere, gıda depolamak için ise market ve fırınlara akın etti. Ankara, Balıkesir, İstanbul, Kocaeli, Konya, Malatya, Samsun, Şanlıurfa Uşak, Denizli gibi şehirlerde de toplu taşıma araçlarının ücretsiz çalışacağı açıklandı. Hayatın farklı alanlarını etkileyen darbe girişimi sonrasında tüm kamu görevlilerin yıllık izinleri iptal edildi. Yaz dönemi eğitimleri süren bazı üniversitelerde ise eğitime ara verildi ve yapılması planlanan bazı etkinlikler iptal edildi. 14. Gediz Tarhana Festivali'nin açılış konseri, 23. Uluslararası İstanbul Caz Festivali'nin 22 Temmuz gününe kadar olan konserleri, 655. Tarihi Kırkpınar Yağlı Güreşleri Haftası kapsamındaki konser ve şenlikler, Grand Pera açılış gösterisi darbe girişimi sebebiyle etkinliklerden çıkarıldı. 15. One Love Festival, Masstival 2016, Yeni Türkü ile Yıldız Tilbe konserleri ve Sarmaşık filminin açık hava gösterimi ise tamamen iptal edilen etkinlikler oldu. Ortak Candan Erçetin ile Kardeş Türküler konseri ise 24 Ağustos tarihine ertelendi. 15 Temmuz günü "Demokrasi ve Millî Birlik Günü" olarak ilan edildi. Spor Samuel Eto'o'ya ait vakfın; Recep Tayyip Erdoğan, Diego Maradona, Lionel Messi gibi katılımcılarla birlikte Antalya Stadyumu'nda Afrikalı çocuklar yararına düzenleyeceği gösteri maçı iptal edildi. Fenerbahçe'nin UEFA Şampiyonlar Ligi 3. ön eleme turu ilk maçında İstanbul'da karşılaşacağı Monaco, ülkedeki siyasi şartlar sebebiyle maçın başka bir ülkede oynanmasını talep etti. Beşiktaş'ta oynayan futbolcu Mario Gómez de yine aynı nedenle ülkeden ayrılacağını duyurdu. Turizm Türkiye'de tatil yapan yerli ve yabancı turistler darbe girişiminin başlangıcından itibaren tatil yaptıkları bölgeleri terk etmeye başladı. Türkiye'ye tatil paketleri sunan uluslararası tatil acenteleri ise mevcut rezervasyonlara ücretsiz iptal seçeneği sunmaya başladı. İlk etapta 925 seferini iptal eden Türk Hava Yolları, 16 Temmuz 14.00 itibarıyla -ABD seferleri hariç- normal düzenine geri döndü. Türk Hava Yollarının yanı sıra Rusya, Almanya, İngiltere, ABD, İskandinav ülkeleri, İsviçre ve İran Türkiye'ye olan uçak seferlerini iptal etti. Bunun yanı sıra bazı ülkeler, "Türkiye'ye gitmeyin." uyarısı yaparken bazı ülkeler de Türkiye'deki hareketliliğe dair bilgilendirmede bulunarak buraya seyahat edenlerin temkinli olması konusunda vatandaşlarını uyardı. İsim değişiklikleri Darbe girişiminin ardından bazı yerlerin isimleri değiştirildi:
Müze Nisan 2017'de Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, Ankara'nın Kahramankazan ilçesinde "15 Temmuz Şehitler ve Demokrasi Müzesi" adlı darbe girişimine adanmış bir müze kurmayı planladığı açıklandı. Kültür Bakanlığı fonları tarafından karşılanan yapının 2018 yılı sonunda açıldı. İddialar Darbenin önceden haber verilmesi Darbe iddianamesine göre Fethullah Gülen'e yakınlığı olduğu belirtilen bazı medya kuruluşları ve gazetecilerin reklam ve çeşitli mesajlarla darbeyi önceden haber verdikleri iddia edilmektedir. Bu iddialar şöyle sıralanmaktadır: Zaman Gazetesi "Sükûtun Çığlığı" Reklamı: Zaman Gazetesi resmî Twitter hesabında darbeden dokuz ay, on gün önce 5 Ekim 2015 tarihinde duyurusu ve yayını yapılan reklamda kuş bakışı bir şehir görünmekte ve aynı anda alarm çalmaktadır. Alarmın ardından ekrana bir bebek yansımakta ve gülmektedir. Bu reklamın dokuz ay, on gün sonra hayata geçirilecek darbeyi gizlice haber verdiği iddia edilmiştir. Bu reklam yayıma girdikten sonra Ekrem Dumanlı görevden ayrılmış, yerine Abdülhamit Bilici getirilmiştir. Zaman Gazetesi "Zaman Kardeşlik Zamanı" Reklamı: Zaman Gazetesi tarafından Türkiye geneli hazırlanan Zaman Kardeşlik Zamanı adlı billboard reklamlarının birinde Zaman gazetesini okuyan bir asker ve sivil görünmekte askerin tuttuğu arka kapakta "Bir ihtimal dava var." yazmaktadır. Bu manşetin darbeyi işaret ettiği iddia edilmiştir. Aksiyon Dergisi Reklamı: Aksiyon Dergisi tarafından 2014 yılında yayımlanan reklamda puslu havada daha sonra duyulmaya başlayan silah sesleri arasında yürüyen bir adam görünmekte, ağlayan bebek sesi eşliğinde adamın elindeki Aksiyon dergisinin sayfaları açılmakta, ardından puslu hava dağılmaktadır. Puslu havanın, ülkenin mevcut durumunu; silah seslerinin, darbeyi; Aksiyon dergisinin kapaklarının açılmasının, olumsuz durumdan kurtulmanın yolunun gösterilmesi; puslu havanın dağılmasının ise darbe sonrası ortamı ifade ettiği iddia edilmiştir. Sızıntı Dergisi Mayıs Kapağı: Sızıntı dergisinin mayıs ayı kapağında asker elbiseli olduğu iddia edilen bir kolun yeşilliklere açılan bir kapıyı açışının darbenin habercisi olduğu ve gizli mesaj verdiği iddia edilmiştir. Sızıntı Dergisi Haziran Kapağı: Sızıntı dergisi haziran sayısında çarklardan oluşan ve üzerinde Necip Fazıl Kısakürek'in "Şarkımız Bizim" adlı şiirinin ilk dörtlüğünün yer aldığı kapakta darbe haberi verildiği, çarkların tankların paletlerini, çarkları tutan insanların ise darbecileri ve Gülen Hareketi'ne hizmet edilenleri işaret ettiği iddia edilmiştir. Emre Uslu'nun Twitter'dan yaptığı açıklamalar: Fethullah Gülen'e yakın olduğu iddia edilen gazetecilerden Emre Uslu, Twitter hesabından 14 Eylül 2015 tarihinde bir takipçisinin "Türkiye'ye ne zaman geleceksin?" sorusuna "2016 Temmuz" olarak cevap vermiş, bu tarihi neden seçtiğini belirtmemiştir. Emre Uslu, ayrıca 14 Mart 2016 tarihinde takipçilerinden 22 Temmuz-12 Ağustos arası Türkiye'ye gelmek için bilet almalarını istemiştir. Bu açıklamalarla Emre Uslu'nun darbeden önceden haberi olduğu iddia edilmiştir. Tuncay Opçin'in 14 Temmuz 2016'da attığı tweet: Gülen Cemaati mensubu ve sahte Balyoz darbe planının belgelerini hazırladığı iddiası ile yetmiş beş sene hapsi istenen firari Tuncay Opçin, darbe gecesinden bir gün evvel kişisel Twitter hesabından "Yatakta basıp şafakta asacaklar." mesajını atmıştır. Opçin'in bu mesajı darbeden haberdar olduğu için attığı ve mesajında da Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı hedef aldığı düşünülmektedir. Yapılan HTS incelemeleri sonrası, darbe öncesi Opçin'in darbede etkin rol oynayan ve Hıdırellez duasında ''Tayyip ve Ergenekoncuların ölüşü'' notunu yazan Albay Muhammet Tanju Poshor'la çeşitli telefon görüşmeleri yaptığı da belirlenmiştir. Fethullahçılar Fethullahçılık, Türkiye'de 1980'den itibaren varlık göstermeye başlamıştır. Fetullah Gülen'in kasetleri 1980 sonrası yayılmaya başlamış ve bazı vaazlarında müritlerine devleti ele geçirme öğüdünde bulunmuştur. 11 Şubat 1998-11 Haziran 2005 tarihleri arasında görevde bulunan Milli İstihbarat Teşkilatı Müsteşarı Şenkal Atasagun, 1999'da bir konuşmasında "Bizim tespitimiz şu: Gülen grubu bürokrasiyi kullanarak iktidara gelmek istiyor, Millî Görüşçüler sandıktan gelmek istiyor. Böyle bir yöntem farklılıkları var. Gülenciler başta 2000 yılını, 2005 yılını hedef seçmişlerdi. Şimdi 2025 diyorlar..." diyerek Gülen Hareketi'nin 2025 yılında Türkiye'yi ele geçirmek gibi bir planı olduğunu söylemiştir. 141, 142 ve 143'üncü F-16 filolarına ev sahipliği yapan Akıncı Hava Üssü'nün darbenin komuta merkezi olduğu iddia edilmektedir. Üst komutanı ve filo komutanları darbeye destek vermiş, Akın Öztürk'ün damadı 141. Filo Komutanı Hakan Karakuş; Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nin bombalanması emretmiş, Meclis'i bombalayan pilotlar da emirleri üs komutanı Tuğgeneral Hakan Evrim'den aldıklarını ifade etmiştir. Akıncı Üssü komutanı Hakan Evrim'in; darbenin sivil yöneticisi oldukları iddia edilen Adil Öksüz, Kemal Batmaz, Nurettin Oruç, Hakan Çiçek ve Harun Biniş'i Akıncı'ya aldığı iddia edilmektedir. Bununla beraber darbenin bu sivil yöneticilerinin darbe girişimi öncesi kalkışmaya katılan bazı askerler ile Ankara'da bulunan belirli mekânlarda çeşitli görüşmeler yaptıkları bilinmektedir. Gülen Hareketi'ne yakın olduğu bilinen Kaynak Kağıt AŞ'nin Genel Müdürü Kemal Batmaz, mahkemede Akıncı Üssü'ne tarla bakmaya geldiğini iddia etmiştir. Batmaz, Ocak 2016'da yaptığı Amerika ziyaretinde ise Pensilvanya'da bizzat Fethullah Gülen'in yanında kalmıştır. Yetmiş dokuz kez ağırlaştırılmış müebbet cezası alan Batmaz, dava dosyasına göre darbe hazırlığı için birçok kez ABD’ye gidip Gülen ve cemaat mensupları ile görüşmüştür. Nurettin Oruç ise hayvancılık belgeseli çekmek için Akıncı'ya gittiğini ifade etmiştir. Darbeden dört gün önce, 11 Temmuz 2016 tarihinde ABD'ye giden ve iki gün sonra da 13 Temmuz 2016'da Batmaz ile beraber İstanbul'a dönen, Fethullah Gülen'le videosu bulunan firari Adil Öksüz'ün Hava Kuvvetleri imamı olduğu iddia edilmektedir. Öksüz'ün darbe emrini Fethullah Gülen'den aldığı da iddialar arasındadır. Darbe sonrası teslim olan ve yakalanan birçok asker, Gülen Cemaati'ne mensup olduklarını itiraf etmiştir. Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nin bahçesini bombalayan F-16 pilotu Müslim Macit ve Orgeneral Hulusi Akar'ın yaveri Piyade Yarbay Levent Türkkan; Fetullahçı yapılanmaya mensup olduklarını itiraf eden askerler arasındadır. Ek olarak bir zamanlar Fethullah Gülen'in sağ kolu olduğu iddia edilen Nurettin Veren, 2006 yılında Genelkurmay Askeri Savcılığına TSK içindeki Fetullahçı yapılanmayı anlatmış hatta ''FETÖ'' mensuplarının o dönemki ordunun yüzde 45'ini ele geçirdiğini ifade etmiştir. Bunlardan dolayı Türk Hükûmeti, darbenin Gülen Hareketi tarafından yapıldığını savunmaktadır. Emekli Albay Ahmet Zeki Üçok ise darbe öncesi TSK bünyesindeki subayların yaklaşık yarısının Fethullahçı yapıya yakın olduğunu, 2020 itibarıyla de yaklaşık 30 bin askerin hâlen bu yapılanmanın içinde olduğunu ve aktif olarak TSK'de görevlerine devam ettiklerini iddia etmiştir. Türkiye Cumhuriyeti'ne bağlı yargı organları da darbe girişimin arkasında Fethullahçı yapılanmanın olduğuna dair kararlar vermekle beraber darbe girişiminin çeşitli istihbarat örgütlerince de desteklendiğine dair kararlar vermiştir. Bunun yanı sıra Türkiye İçişleri Bakanı Süleyman Soylu verdiği beyanatta, darbe girişiminin Fethullahçı yapı ile beraber Amerika Birleşik Devletleri tarafından tertiplendiğini dile getirmiştir. Amerikan Dışişleri Bakanlığı, Soylu'nun bu iddiasını hem yazılı hem de sözlü olarak reddetmiştir. Kasım Süleymani ve İran Kudüs TV Genel Yayın Yönetmeni Nurettin Şirin, 7 Ocak 2020 tarihinde yayımlanan "TV5’te Buluşma Noktası" programında "15 Temmuz darbe girişimin akamete uğratılması için kim ne yaptıysa ondan daha fazlasını yapan kişinin adı Kasım Süleymani'dir." diyerek "Kasım Süleymani'nin 15 Temmuz sürecinde Türkiye'ye destek veren isimlerden biri olduğunu ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın bunu bildiğini” iddia etti. Bununla beraber CNN Türk’te Hande Fırat’ın sunduğu Gece Görüşü programına katılan Hürriyet gazetesi yazarı Abdulkadir Selvi, 15 Temmuz darbe girişiminden üç gün önce İran’ın olaydan haberi olduğunu iddia etti. İran ordusunun alarma geçirdiğini söyleyen Selvi, “Belli ki bu alarm duruma geçiş sebebi, Türkiye’de yaşanacak darbe girişimiyle ilgili bir istihbarattır. Bundan olumsuz olarak etkilenmemek için kendilerini korumak istemeleri yönünde bir tedbir aldıkları anlaşılıyor.” dedi. |
İçeriği Sosyalleştir |
Etiketler |
2016, darbe, girişimi, temmuz |
Şu anda bu konuyu görüntüleyen etkin kullanıcılar: 1 (0 üye ve 1 konuk) | |
|
|
|
|
ForumAdası, tüm hakları saklıdır. Kurucu: Jön TüRk Forum Sorumlusu: Zeze Geliştiriciler: Regex & Cry Tasarımcı: Mango
Powered by vBulletin® Version 3.8.6
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd. Altyapı bilgilerini okuduğunuz vBulletin yazılımı ForumAdası üzerinde lisanslı bir şekilde kullanılmaktadır. |
ForumAdası; internet ortamında kullanıcıların içerik üretmelerine, bu içeriklerin de önceden onaya tabi tutulmaksızın yayımlanabilmesine olanak sağlayan bir forum sitesidir. Forum siteleri, tıpkı sosyal medya ve interaktif sözlükler gibi 5651 sayılı kanunun 2. maddesinin 1. fıkrasının "m" bendine göre Yer Sağlayıcı olarak faaliyet göstermekte olan, hizmet ve içerikleri barındıran sistemleri sağlayan veya işleten platformdur. 5651 sayılı kanunun 5. maddesine göre yer sağlayıcı, yer sağladığı içeriği kontrol etmek veya hukuka aykırı bir faaliyetin söz konusu olup olmadığını araştırmakla yükümlü değildir. Başka bir deyişle ForumAdası üzerinden yapılan yazılı, görsel ya da işitsel paylaşımlardan doğabilecek yasal sorumluluk, mezkur içeriği paylaşan ForumAdası üyesi gerçek kişilere aittir. İlgili kanunun anılan maddesinin 2. fıkrasında da çok açık bir biçimde öngörüldüğü üzere; yer sağlayıcı, yer sağladığı hukuka aykırı içerikten, ceza sorumluluğu ile ilgili hükümler saklı kalmak kaydıyla, bu Kanunun 8 inci ve 9 uncu maddelerine göre haberdar edilmesi halinde ve teknik olarak imkân bulunduğu ölçüde hukuka aykırı içeriği yayından kaldırmakla yükümlüdür. Açıklanan hukuki dayanaklar temelinde, hak ihlâli iddiasında bulunan hak sahipleri İLETİŞİM linkinden yer sağlayıcı ForumAdası yöneticilerine ihtarda bulunarak bahse konu hususu tebliğ etmeleri halinde incelemeler yapılıp, en geç 2 gün içerisinde gerekli işlemler tesis edilecektir. 5101 sayılı yasayla degişik 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu gereğince ForumAdası üzerinde telif hakkı bulunan MP3, video vb. eserlerin paylaşımı T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından hak sahipliği verilmiş olan MÜ-YAP tarafindan yasaklanmış olup, yasal işlem olması halinde, paylaşan kişi ya da kişilerin bilgileri gerekli kurum ile paylaşılacaktır. |