![]() |
Tasavvuf Terimleri ve Anlamları
TASAVVUF TERİMLERİ VE ANLAMLARI
Abes: Boş, gereksiz, saçma, hakîkate uymayan şey. Abus: Somurtkan, ekşi, asık çehreli kimse. Akîde: Îtikad, îman, dînî inanış. Alâmet-i fârika: 1. Ayırt edici vasıf. 2. Karakteristik özellik. Alenî: Açıkta, herkesin gözü önünde cereyân eden, açık, meydanda, âşikâr. Aşkullah: Allah aşkı. Ayân: Belli, açık, meydanda. Ayine: Ayna. |
Yanıt: Tasavvuf Terimleri ve Anlamları
Bâtınî: Dâhilî, sır ve hakîkatle ilgili.
Beis: Zarar, ziyan, mahzur. Benî İsrâil: İsrailoğulları, yahudîler. Bîgâne: 1. Tanıdık olmayan, yabancı. 2. İlgisiz. Buğz: Düşmanlık hissi, nefret, kin, içten düşmanlık göstermek. |
Yanıt: Tasavvuf Terimleri ve Anlamları
Cârî: 1. Cereyân eden, akan, akıcı. 2. Geçerli, mûteber, yürürlükte. 3. Tedâvül eden.
Celâdet: Yiğitlik, kahramanlık, metânet. Celbetmek: Çekmek, getirmek, dâvet etmek. Cemâdât: Cansız varlıklar. Cemâl: 1. Yüz güzelliği. 2. Güzellik, iç ve dış güzelliği. 3. Allâh’ın rahmetiyle tecellîsi, lûtuf, rızâ, ihsan vb. sıfatları. Celâl’in karşılığı. Cemâlî sıfat: Allah Teâlâ’nın lûtuf, ihsan ve merhametine delâlet eden vasıfları. Cîfe: 1. Leş. 2. Pis ve iğrenç şey. Cüzʼî: Az, pek az, az miktarda. |
Yanıt: Tasavvuf Terimleri ve Anlamları
Dâvî: Dâvâ, iddiâ.
Delâlet: 1. Alâmet, işaret. 2. Yol gösterme, kılavuzluk etme. Diğergâmlık: Başkalarını düşünmek. Dûçâr olmak: Mâruz kalmak, yakalanmak. |
Yanıt: Tasavvuf Terimleri ve Anlamları
Empoze: Zorla, baskı ile kabul ettirilmiş.
Emr-i bi’l-mârûf, nehy-i ani’l-münker: İyiliği emretmek, kötülükten sakındırmak. |
Yanıt: Tasavvuf Terimleri ve Anlamları
Fârik: Fark eden, ayıran.
Farîza: 1. Şer‘î açıdan yapılmasında mecbûriyet bulunan şey, farz olan şey. 2. Mutlaka yapılması îcâb eden şey. Farz-ı ayn: Mükellef olan herkes tarafından mutlaka yerine getirilmesi îcâb eden farz. Farz-ı kifâye: Bir veya yeterli sayıda kişi tarafından yerine getirilmesi ile başkaları üzerinden kalkan farz. (Meselâ, cenâze namazı.) Fazl u kerem: İyilik, fazîlet, lûtuf, cömertlik. Fenâ filllâh: Maddî varlık ve benlikten sıyrılıp rûhen Allah Teâlâ’nın varlığında yok olma. Ferâgat: 1. Hakkından isteyerek vazgeçme. 2. Dâvâdan vazgeçme. 3. Affetme. Ferah-nâk: Sevinçli, mesut, şâd. |
Saat: 21:43. |
Powered by vBulletin® Version 3.8.6
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
Altyapı bilgilerini okuduğunuz vBulletin yazılımı ForumAdası üzerinde lisanslı bir şekilde kullanılmaktadır.